Çalışma odasına gizli kamera koyan hastane yöneticilerine ceza davası açıldı

Yazan Dr. Erkin Göçmen
2 Haziran 2014   |    5 Ekim 2021    |   Kategori: Hukuk / Mevzuat, Üye Yazıları Print

erkin-gocmen1Yeni Türk Ceza Kanununda yer alan Özel Hayatın Gizliliğini ihlal suçunun sağlık uygulamaları bakımından daha çok hasta mahremiyetinin ihlali bağlamında işleneceği düşünülüyordu. Ancak bu kez mağdur bir hastane görevlisi, failler ise hastane yöneticileri oldu.

Bahse konu hadisede Danıştay, Özel Hayatın Gizliliğini İhlal suçunu işlediklerine dair yeterli delil bulunduğu gerekçesiyle, Kocaeli Üniversitesi Hastanesi Başhekimi ve iki hastane müdürü hakkında ceza davası açılmasına karar verdi.

Gazeteci Mustafa K. Erol’un Manşet Kocaeli Gazetesinin internet sitesinde 29 Mayıs 2014 tarihinde yayımlanan aynı konudaki haberinin içinde yer verilen Danıştay Kararına göre, hastanenin morg ünitesinde sözleşmeli memur olarak çalışan bir görevli, çalışma odasında bulunan yangın alarm cihazında gizli kamera olduğunu fark edince bu durumu tutanakla tespit edip aynı zamanda fotoğrafla da belgeleyerek ilgililer (Başhekim ve Müdürler) hakkında şikayetçi oldu.

danistay-erkinŞikayet üzerine, konu önce üniversite idaresinin belirlediği bir heyet tarafından soruşturuldu ve failler hakkında kamu davası açılmasına yer olmadığı yönünde karar verildi. Ancak yasa gereği bu kararın aynı zamanda Danıştay tarafından da incelenmesi gerekiyordu. Bu sebeple dosya Danıştay Birinci Dairesince de görüşüldü.

Yukarıda bahsedilen karara göre, Danıştay Birinci Dairesi, olayda morg görevlisinin aynı zamanda yaşam alanı olan odasında bulunan yangın alarmı cihazına kamera yerleştirilmek suretiyle görevlinin özel hayatının kayda alınması eyleminin, özel hayatın gizliliğini ihlal suçunu oluşturduğuna karar verdi ve dosyayı kovuşturma yapılmak üzere ceza mahkemesine sevketti. Danıştay Kararına Başhekimin ve hastane müdürlerinin itiraz hakkı bulunmuyor. Ancak kovuşturma sonucunda nihai karar ceza mahkemesince verilecek.

adalet-saglikŞimdiye kadar hastane idarecilerinin mahremiyet ihlalleri daha çok hastalar ve sağlık hizmeti alıcıları bağlamında gündeme geliyordu. Nitekim yıllar önce İzmir’de bir hastane başhekimi hastanede yatmakta olan bir AIDS hastasını basına duyurması sebebiyle tazminat ödemek durumunda kalmıştı. Ancak Kocaeli Üniversitesindeki olayda, ilgililer hakkında tazminat değil ceza davası açıldı. Fakat bu durum mağdurun tazminat davası açmasına engel teşkil etmiyor. Ancak son yargısal kararlara göre bu konudaki tazminat davası bireysel dava şeklinde açılamaz. Tazminat talebinin mutlaka üniversiteye yöneltilmesi gerekiyor.

Danıştay Kararına göre, ilgililer üniversite idaresince atanan soruşturma heyetine yaptıkları savunmada, kamera sisteminin hastane güvenliğinin sağlanması amacıyla kullanıldığını, morg görevlisinin çalışma odasının kişisel oda olarak nitelendirilemeyeceğini, sistemin kötü niyetli kişilere yönelik önlem amacıyla kurulmuş olduğunu müdafaa etmişlerse de Yüksek Mahkeme bu savunmayı kovuşturma açılmamasını gerektirir ölçüde muteber saymadı.

Karar metninde dikkat çeken bir başka husus da Danıştay Birinci Dairesinin genel olarak morg ünitesinin gizli kamerayla kaydedilmesini Özel Hayatın Gizliliğini İhlal suçu kapsamında değerlendirmemesidir.

dava-cezaDosyanın bütününü incelememiş olmanın verdiği kısıtı bilerek ifade etmek gerekirse, Mahkemenin bu yaklaşımı ceza hukuku bakımından tartışmalı olsa da anılan işlemin bir kötü idare uygulaması olduğu noktasında şüphe bulunmamaktadır. Morg ünitesinin gizli olmayan diğer bir deyimle görünür kameralarla izlenmesi zaten mümkündür. Gizli kamera ortamda bulunanlarca farkedilmeyen kameradır. Çok haklı bir nedeni yoksa kişilerin bir kamera ile izlendiğini bilme hakları bulunmaktadır. Zira ortamda bir kamera bulunduğunu ve kayda alındığını bilen bir kişi, özellikle edep ve haya duygusunu rencide etmeyecek tedbirleri de alacaktır. Sözgelimi kamera önünde uygunsuz bir biçimde kaşınmayacak, bir şey yerken içerken veya diğer davranışlarında genel görgü kurallarına riayet etmeye özen gösterecektir.

Gizli kamera kaydı bu ortamda çalışan veya bu ortama tesadüfen ya da arızi olarak giren iyiniyetli kişiler bakımından bir hak ihlalidir. Kamera kaydı almak idarenin güvenliği sağlama ödevinin bir parçası olmakla beraber, olağandışı güvenlik tedbirleri gerektiren ortamlar dışında gizli kamera konulması, idarenin ulaşmak istediği amaçla kullandığı araç arasında bir makul sayılmayacak bir orantısız uygulamayı gösterir.

Bu bakımdan genel salonlara ve koridorlara; herkesçe fark edilir kamera konulması imkanı mevcutken, gizli kamera konulması ceza hukuku bakımından suç oluşturmasa bile (ki Danıştay’ın bu husustaki yaklaşımı genel ve soyut anlamda benzeri uygulamalara izin verildiği şeklinde yorumlanamaz)  disiplin hukuku bakımından sorumluluk doğurur nitelikte eylemlerdir.

click-iconİletişim için: bilgi@erkingocmen.av.tr

. Av. Erkin Göçmen’i Twitter’da takip etmek için tıklayın >

. Av. Erkin Göçmen’i Facebook’ta takip etmek için tıklayın >

YAZIYI PAYLAŞ

YORUMUNUZ VAR MI?

guest

0 Yorum
Inline Feedbacks
Tüm yorumları gör
Araç çubuğuna atla