Hastanelerdeki yığılmaya karşı SGK ayaktan sağlık kuruluşları ile sözleşme yapmalı

Yazan Prof. Dr. Paşa Göktaş
Kategori: Aile Hekimliği, Üye Yazıları Print

pasa-goktasAklın Yolu Birdir! Hastanelerdeki yığılmayı önlemek için, SGK Ayaktan Sağlık Kuruluşları ile sözleşme yapmalıdır! Hastanelerdeki Yığılmaları Azaltmaya Yönelik Arayışlar Var! Basında yer alan haberlere göre, hastanelerdeki ve özellikle de acil servislerdeki yığılmaları önlemek için, hükümetin bazı arayışlar içinde olduğunu anlıyoruz. Bu konuda geç kalındığını belirtmek gerekir. Doğrular, deneme yanılma yöntemiyle ve el yordamıyla keşfedilmeye çalışılıyor. Böyle olunca da, bir yanlış düzeltilirken başka bir yanlışa sürükleniliyor.

Hastane Acilleri Yanlış Kullanılıyor
Vatandaşların acil servislere hücum etmesi ve normal poliklinik amacıyla da kullanarak suistimal etmesi, acil servislerin, gerçek acil durumdaki hastalara hizmet sunmasını engellemeye başladı. Hastanelere başvuruların %30’unun acil servislere olması, kabul edilemez oranlar olarak belirtiliyor.

Bu suistimali önlemek için, sevk zinciri arayışları var. Ayrıca, aile hekimlerinin saat 20.00’ ye kadar çalıştırılması, Cumartesi ve Pazar günleri de çalıştırılması gibi zorlama yöntemlere başvuruluyor. Aile hekimleri de, dinlenme haklarının ellerinden alındığı gibi haklı gerekçeler öne sürerek, bu uygulamaya direniyorlar.

Asıl Problem Sağlık Sisteminin Yanlış Yapılanmasındadır
sgk_logoGerçekte asıl problem, sağlık sisteminin yapılanmasındaki yanlışlardan kaynaklanmaktadır. Hastaneler, yatarak tedavi görmesi gereken hastalar içindir. 1. basamak polikliniği için değil. Ancak, Türkiye’ de hastaneler 1. basamak haline getirildi. SGK, öncelikle hastanelerle sözleşme yaparak ve ayaktan tanı-tedavi kuruluşlarını devre dışı bırakarak, yanlış modeli teşvik etti. Böyle olunca da, 3. basamak olması gereken ve yalnızca yatarak tedavi görmesi gereken hastalar için kullanılabilecek hastaneler, 1. basamak polikliniklere dönüştü. Sonunda hastaneler işlemez hale geldi. Şimdi bu yanlışa çözüm aranmaya çalışılıyor. Maalesef yine deneme-yanılma yoluyla. Yine zorlama yöntemlerle ve aile hekimlerine baskı yapılarak.

Akıllı Ülkeler ve Yöneticiler, Başkalarının Deneylerini Kullanırlar
Türkiye’ deki modelin yanlış olduğunu ne zamandır hep söylüyoruz. Ancak dikkate alan olmadı. Çünkü sağlık yöneticilerinin bir planları yok. Diğer ülkelerin ne yaptığını incelemiyorlar. Başkalarının deneylerinden yararlanmıyorlar. Kendi bildikleri doğrultuda ve el yordamıyla gidiyorlar. Duvara çarpınca da, başka bir yanlışa doğru savruluyorlar.

Halbuki Almanya, Fransa gibi gelişmiş sağlık sistemi olan ülkelerin sistemlerinde, işleyiş ve kurallar yıllardan beri oturmuş durumdadır ve bir akıl-mantık temelinde kurulmuştur.
1. Basamak aile hekimleridir.
2. Basamak uzman hekimlerdir.
Uzman hekimlerin büyük çoğunluğu da hastanelerde değil, kendi muayenehanelerinde çalışmaktadırlar. Aile hekimleri, hastayı eğer gerekli görürlerse uzman hekime sevk etmektedirler, hastaneye değil. Hastalar istediği uzman hekime gidebilmektedirler. Uzman hekim de gerekli görürse, hastaneye sevk etmektedir.

Hastaneler, yalnızca yatarak tedavi görmesi gereken hastalar için kullanılmaktadır.  Yani gerçek işlevlerinde ve gerçekten 3. basamak olarak Böyle olunca da, hastanelere yatırılan hastaların izlenmesi, bakımı ve tedavisi de hem tıbbi, hem de bilimsel olarak daha üst kalitede olmaktadır.

Bu Basit Kuralı Neden İşletemiyoruz?
aile-hekim-doktorÇünkü, göreve getirilen yöneticiler, diğer ülkelerin yapısını ve deneylerini bilmiyorlar, incelemiyorlar. Aşırı ölçüde rant lobileri devreye giriyor ve sistemi kendi lehlerine manipüle ederek yanlış yapılandırıyorlar. Hekimlerin serbest çalışmasına karşı kompleksi olan bir Bakan gelip, tüm ülkenin sağlık sistemini kendi yanlış önyargılarına göre değiştirip, şu andaki içinden çıkılmaz hale getiriyor ve gidiyor. Tüm ülke de seyrediyor. Ardından tekrardan arayışlar, yap-bozlar, deneme yanılmalar. Bazı hekim kesimlerine baskıyla nöbet tutturmalar vs.

Çözüm: Sağlık Sistemi Yeniden Yapılandırılmalıdır!
Şu andaki yapılanma yanlıştır. Bedeli de Türkiye’ ye ağırdır. Kamu Sağlık giderleri 80 milyar TL’ ye doğru gidiyor, yine yetmiyor. Hastanelerin 1. basamak haline getirilmesi yanlıştır. Hastaneleri 3. basamak olarak ve yalnızca yatan hastalar için, daha kaliteli kullanmak durumundayız.

Diğer ülkelerin yaptığını yapalım.
Hastalar, öncelikle aile hekimlerine gitsinler. Aile hekimleri, uzmanın görmesini istedikleri hastaları branş uzmanlarına sevk etsinler. Hastalar, istedikleri branş uzmanına gidebilsinler. SGK, muayenehaneler, poliklinikler ve laboratuvarlarla da sözleşme yapsın. Eğer uzman hekim gerekli görürse, hastayı hastaneye sevk etsin ya da götürsün. Aynen diğer ülkelerdeki gibi.

Böylelikle, hastaların büyük çoğunluğu ayaktan tanı ve tedavi kuruluşlarında çözülür. Gereksiz şekilde hastanelerde yığılmalar ortadan kalkar. Hastaneler de gerçek işlevlerine uygun hizmet sunarlar.

Bu basit gerçeği uygulamak için, iş SGK’ ya düşmektedir. Daha fazla zaman kaybetmemek ve bu yanlış yapılanmayı sürdürmemek için, SGK muayenehane, poliklinik ve laboratuvarlarla da sözleşme yapmaya başlamalıdır. Zaten yeterince zaman kaybedilmiştir. Bir an önce doğru modelin uygulanmasına başlanılmalıdır.
Zararın neresinden dönülürse kardır.
Prof. Dr. Paşa Göktaş
Tıp Laboratuvarları Derneği
Yönetim Kurulu Başkanı
tiplab@tiplab.org

YAZIYI PAYLAŞ

YORUMUNUZ VAR MI?

guest

0 Yorum
Inline Feedbacks
Tüm yorumları gör
Araç çubuğuna atla