Hepatit C ve hepatit B nedir

20 Ekim 2014   |    6 Nisan 2019    |   Kategori: Hepatitler Print

IMG_5801Hepatit B (HBV) bir DNA virüsu olup, dünya nüfusunun yaklaşık 1/3’ü bu virüsle karşılaşmıştır ve 350-400 milyon kişi bu virüs ile infektedir. Hastalığın doğal seyri çok değişken olup inaktif taşıyıcılıktan, kronik hepatit, siroz ve karaciğer kanserine kadar değişen hastalıklara neden olabilir. HBV ile infekte bireylerin siroz, karaciğer yetmezliği ve hepatosellüler kanser gelişim riskleri artmıştır. Birçok taşıyıcıda HBV’ye bağlı karaciğer komplikasyonu gelişmemesine rağmen, %15-40 hastada yaşamlarının bir döneminde ciddi sekeller gelişebilmektedir.

Dünya genelinde her yıl HBV’ye bağlı son dönem karaciğer hastalığı ve karaciğer kanseri nedeniyle 0.5-1 milyon ölüm gerçekleşmektedir. Kronik hepatit B infeksiyonu olan hastalar tedavi edilmezler ise 5 yılda %8-20 oranında siroza ilerler. Sirozu olan HBV’li hastalar tedavisiz bırakılırlarsa 5 yılda %20’sinde karaciğer yetmezliği gelişir. Karaciğer yetmezliği gelişmiş sirotik hastalar tedavi almazlar ise 5 yıllık yaşam şansı %14-35 gibi oldukça düşük oranlara iner. Sirozu olan HBV’li hastaların her yıl %2-5’inde karaciğer kanseri gelişir.

Ölümcül sonuçlarına rağmen pek az kişi hepatit b ve c taşıdığının farkında!

HBV bulaşı perinatal (doğum sırasında), peruktan, kan ve kan ürünleri ile temas ve seksüel yolla olmaktadır. Kronikleşme yenidoğanlarda %90, infant ve çocuklarda %25-30, erişkinlerde ise %5 dolayındadır. Tedavide ideal hedef HBsAg kaybıdır. Ancak günümüzdeki tedavi seçenekleri ile bu hedefe ulaşmadaki başarı oranları %10 dolayındadır. Bu nedenle, taşıyıcı, hasta ve bağışık bireylerin bilinmesi tedavi ve hasta takibi açısından önemlidir.

HBV infeksiyonunun varlığı HBsAg pozitifliği ile anlaşılır. Eğer bireyde bağışıklık gelişmiş ise anti HBs pozitif, HBsAg negatif saptanır. Bir kişide HBsAg 6 aydan daha uzun süre pozitif ise kronik hepatit B infeksiyonundan söz edilebilir. Bu hastalar da immün toleran (HBV DNA (virüsün çoğalma hızını gösteren test) düzeyi çok yüksek, ALT normal), kronik hepatit B (HBV DNA ve ALT yüksek) ve HBsAg pozitif inaktif taşıyıcı (HBV DNA düzeyi düşük, ALT normal) olmak üzere 3 alt gruba ayrılırlar. İmmün toleran hasta ve inaktif taşıyıcılarda tedavi endikasyonu olmayıp klinik takip yapılırken kronik hepatit B grubundaki hastalar tedavi edilmelidir. Tedavide kullanılan ilaçlardan interferonlar 48 hafta süreyle injeksiyon şeklinde uygulanırken, oral antiviral ilaçlar tablet şeklinde olup tedavi süreleri konusunda net rakamlar yoktur.

Hepatit B nedir, nasıl bulaşır? Belirtileri ve yeni tedavi yöntemleri

Oral antiviral tedavilerle HBV DNA negatifleştirilerek virüsün çoğalması durdurulmaktadır. İlaç bırakılınca virüs hızlı bir şekilde yeniden çoğalmaya başlamaktadır. Onun için günümüzdeki bilgilerle HBsAg kaybı gerçekleşinceye kadar tedaviye devam edilmesi önerilmektedir. Bu nedenle tedavi kararı son derece önemlidir. Tedavi ihtiyacı olmayan hastalara (immüntoleran ya da inaktif taşıyıcı hastalara) verilecek tedavi hem anlamsız hem de ilaç direnci artışı gibi olumsuz sonuçlar doğurur.

Öte yandan tedavi ihtiyacı olan bir hasta da tedavisiz kalırsa zaman için gelişen siroz ve hepatosellüler kanser gibi hayatı tehdit eden komplikasyonlarla karşılaşabilir. Hastanın hangi gruba ait olduğunu belirlemede HBV DNA düzeyi, serum ALT seviyesi ile karaciğer biyopsisinde saptanan histolojik aktivite indeksi (HAI) ve fibrozis düzeyi önemlidir. Eğer yapılan biyopside HAI>6 ya da fibrozis skoru >2 ise bu hastalara sağlık uygulama tebliği uyarınca tedavi başlanması önerilmektedir. Tedavi verilmeyen hastalar da serum ALT ve gereğinde HBV DNA düzeyleri ile takip edilirler.

Ülkemizde HBsAg pozitif birey oranı %4 olup, yaklaşık 3 milyon kişi bu virüsle enfektedir. Bunların %10’unun tedavi ihtiyacı olan kronik hepatit hastaları olduğu tahmin edilmektedir. Ancak ülkemizde bugün itibariyle tedavi alan hasta sayısı 58000’dir. Yaklaşık 300.000 hasta bireyin %20’si hastalığının farkında ve tedavi alabilmekte iken %80 bu durumun farkında değildir. Hastalık erken dönemlerinde belirgin bir şikayete neden olmadığı için çoğunlukla geç dönemde teşhis edilmektedir.

Hepatit C nedir? Nasıl bulaşır? Belirtileri ve tedavisi

Tedavisiz kalan bu hastalar hem karaciğer sirozu, yetmezliği ve kanseri riski ile karşı karşıyalar hem de bu virüsü başkalarına bulaştırma potansiyeline sahiplerdir. Bu nedenle riskli bireylere yönelik tarama testleri uygulanmalı ve tespit edilen hastalar tedavi edilmelidirler. Toplumdaki riskli bireyler; cerrahi müdahale geçirenler, diş tedavisi olanlar, kan ve kan ürünü alanlar, sağlıksız dövme yaptıranlar, şüpheli cinsel teması olanlardır.

Hepatit C virüsü (HCV) bir RNA virüsü olup vakaların %85’inde kronik hepatite neden olur. Dünya genelinde 170 milyon, ülkemizde ise 1 milyon birey bu virüsle enfektedir. Ülkemizde bugün itibariyle tedavi alan hasta sayısı 5000 civarındadır. HCV bulaşı perinatal, perkutan ve seksüel yolla olmaktadır. Anti-HCV pozitifliği virüsle karşılaşmanın bir göstergesidir. Hastalık ya da bağışıklık geliştiğini göstermez. Tanı serumda anti HCV ve HCV RNA (virüsün çoğalmasını gösteren test) pozitifliği ile konur. Hastalık süresi 6 aydan kısa ise akut, uzun ise kronik hepatit C olarak adlandırılır.

Akut hepatit C de sadece 24 hafta süreyle interferon monoterapisi ile %100’e yakın bir başarı var iken; kronik hepatit C’de interferon/ribavirin kombinasyon tedavisi ile başarı %50-70 arasındandır. Ancak son yıllarda geliştirilen ve henüz ülkemizde kullanıma girmeyen sofosbuvir, daclatasvir ile tedavi başarı oranları %90’ların üzerine çıkmıştır.

Hepatit C’de doğru hastaya doğru tedavi ile başarı %96’ya çıkıyor

Ayrıca bu yeni ilaçlarla tedavi süreleri 12 haftaya kadar kısaltılabilmiş ve yan etki oranları da çok düşürülmüştür. Tedavi tamamlandıktan 24 hafta sonra bakılan HCV RNA testi negatif ise kalıcı tedavi cevabından bahsedilebilir. Ancak bu hastalarda anti HCV pozitifliği yaşam boyu devam edecektir. Onun için kalıcı cevap gelişmiş bir hastaya sadece anti HCV testi pozitif olduğu için kronik hepatit C infeksiyonunun devam ettiğini söylemek doğru olmaz. Ancak unutulmaması gereken nokta anti HCV pozitifliğinin koruyucu bir antikor olmadığıdır. Yani birey yeniden HCV ile karşılaşırsa yine kronik hepatit C olabilir.

YAZIYI PAYLAŞ

YORUMUNUZ VAR MI?

guest

0 Yorum
Inline Feedbacks
Tüm yorumları gör
Araç çubuğuna atla