Hipertansiyon ulusal boyutlu halk sağlığı sorununa dönüştü

Kategori: Kardiyoloji Print

Hipertansiyona karşı toplumsal farkındalığı arttırmak amacıyla geçtiğimiz yıllarda kapsamlı çalışmalar yürüten ve 60 bin kişiye ulaşan Türk Hipertansiyon ve Böbrek Hastalıkları Derneği (THBHD), gelenekselleştirmeye çalıştığı kampanyasını bu yıl Sivas, Eskişehir, Kocaeli ve İstanbul’da taramalar yaparak tekrarlıyor. Hipertansiyonun öneminin her platformda dile getirilmesi gerektiğini belirten THBHD Başkanı Prof. Dr. Şükrü Sindel, toplumsal kampanyalar yanında bilimsel ve mesleki çalışmalar yürütülmesi gerektiği söyledi. Yaptıkları çalışmalarda toplum genelinde hipertansiyon farkındalığının çok düşük olduğunu gördüklerini belirten Prof. Dr. Sindel, “Türkiye’de her 4 ölümden birisi hipertansiyondan kaynaklanıyor. Bu gerçek, yürütülecek çalışmaların ne kadar hayati olduğunu bir kez daha gösteriyor. Yürüttüğümüz kampanyayla 10 yılda tüm Türkiye’yi kapsamayı hedefliyoruz” dedi.

Hipertansiyona karşı toplumsal farkındalığı arttırmak amacıyla geçtiğimiz yıllarda kapsamlı çalışmalar  yürüten ve 60 bin kişiye ulaşan THBHD, gelenekselleştirmeye çalıştığı kampanyasını bu yıl Sivas, Eskişehir, Kocaeli ve İstanbul’da taramalar yaparak tekrarlıyor. Bu yıl 1500 km’lik bir parkurda sürdürülecek olan projede 35 bin kişiye ulaşılması hedefleniyor.

Sağlık Bakanlığı’nın desteği ve Boehringer Ingelheim’ın ana sponsorluğunda sürdürülen projeye bu yıl aralarında Novartis, Pfizer, GlaxoSmithKline, Omron ve Scania’nın da bulunduğu çok sayıda kuruluş katkı sunuyor. “Türkiye’nin Tansiyonunu Ölçüyoruz” sloganıyla yürütülen kampanya ile vatandaşlara hipertansiyon konusunda bilgi verilirken ziyaret edilen illerdeki hekimlere de meslek içi eğitim verilecek. Hipertansiyonun öneminin her platformda dile getirilmesi gerektiğini belirten Türk Hipertansiyon ve Böbrek Hastalıkları Derneği Başkanı Prof. Dr. Şükrü Sindel, bu amaç doğrultusunda toplumsal kampanyalar yanında bilimsel ve mesleki çalışmalar yürütülmesi gerektiğine işaret etti.

Yaptıkları çalışmalarda toplum genelinde hipertansiyon farkındalığının çok düşük olduğunu gördüklerini belirten Prof. Dr. Sindel, “Sağlık Bakanlığı verilerine göre Türkiye’de her 4 ölümden birisi hipertansiyondan kaynaklanıyor. Bu gerçek, yürütülecek çalışmaların ne kadar hayati olduğunu bir kez daha gösteriyor. Bu nedenle yürüttüğümüz kampanyayla 10 yılda tüm Türkiye’yi kapsamayı hedefliyoruz” dedi.

Her 3 kişiden 1’ünde hipertansiyon görülüyor
Dünyada hipertansiyonun görülme sıklığının giderek arttığını dile getiren Prof. Dr. Sindel, “2000’li yılların başında dünyada 972 milyon hipertansif hasta vardı. Yıllar içinde hızla yükselen bu rakamın 2025 yılında 1,56 milyarı bulacağı tahmin ediliyor. Hipertansiyonun bu kadar hızlı yayılmasında endüstriyelleşmenin rolü büyük. Beslenme alışkanlıklarının fast-food tarzı beslenmeye kayması ve tüketilen tuz miktarının artması, yetersiz fiziksel aktivite ve diyabetin görülme oranının artması gibi nedenler, bu vahim rakamlardan sorumludur” diye konuştu.

Proje ile on binlerce kişiye ulaşıldı
Geçtiğimiz yıl 11-17 Mayıs tarihleri arasında yürüttükleri kampanya çerçevesinde Hipertansiyon TIR’ının çok sayıda ili ziyaret ettiğini belirten Prof. Dr. Sindel, “Bu çerçevede binlerce insanın tansiyonu ölçüldü ve onbinlerce ziyaretçiye eğitim broşürü dağıtıldı. Bununla birlikte ulusal ve yerel medyada hipertansiyon anlatıldı. Projenin 2020’ye kadar tüm Türkiye’yi kapsaması planlanıyor. Kampanya kapsamında ayrıca yapılan tansiyon ölçümleri bilimsel çalışmalar için kayda geçiriliyor. Bu çalışma süresince tansiyonu ölçülenlerin %40’ının hipertansif olduğu görüldü. Araştırmaya katılanların %12’sinin daha önce hiç tansiyon ölçtürmediği ve bunların yaklaşık %30’unun hipertansif olduğu saptandı” dedi.

Prof. Dr. Sindel, şöyle devam etti: “2003’te yaptığımız Türk Hipertansiyon Prevalans Çalışması’nda saptadığımız % 3’lük görülme oranının 2009’da % 4’e yükseldiğini gördük. Bununla birlikte, halkımızın tansiyon ölçtürme alışkanlığının güçlendiğini de gözlemliyoruz. 2003’te halkımızın yüzde 32’sinin daha önce hiç tansiyon ölçtürmediğini belirlemiştik. Bu rakamın, ‘Türkiye’nin Tansiyonunu Ölçüyoruz’ projesinin de katkılarıyla %10’lara kadar gerilediğini görmekten mutlu oluyoruz. Hipertansiyonla mücadelede ilk adım, bu sinsi tehlikenin farkında olup düzenli tansiyon ölçtürme alışkanlığı kazanmaktır.”

Hipertansiyon: Sağlık sistemlerinin temel sorunu

Hipertansiyon sorunu çözülmeden doğru bir sağlık hizmeti verilemeyeceğini savunan Türk Hipertansiyon ve Böbrek Hastalıkları Derneği Genel Sekreteri Prof. Dr. Ülver Derici, “Ülkemizde çok önemli bir sorun olan böbrek yetmezliğinin en önemli nedeni hipertansiyondur. Yine kalp hastalıkları ve inmenin, ani körlük ve enfaktüsün nedeni hipertansiyondur. Bu nedenle hipertansiyon sağlık sistemini temelden ilgilendirmektedir. Sağlık Bakanlığı verilerine göre hipertansiyon kontrol altına alınabildiğinde her yıl 108 bin hastayı enfaktüsten, iskemik kalp hastalıklarından ve inmeden korumak mümkün olabilmektedir. Hipertansiyon temel bir sağlık sorundur. Tedavi edilmediğinde sağlık sistemini felç edebilir” dedi.

Türkiye’nin hipertansiyon profili
Hipertansiyonun hekimler tarafından yeterince önemsenmediğinden yakınan Prof. Dr. Derici, sözlerini şöyle sürdürdü: “Hangi nedenle olursa olsun hastaneye başvuran herkesin tansiyonunun mutlaka ölçülmesi gerekiyor. Bizde hipertansiyon tedavisinde ancak yüz hastadan sekizinin tansiyonu hedef değerlere düşürülebiliyor. Yani hastaların %92’si hedef değerlerin üzerinde seyrediyor. Tedavisi aslında kolay olan bir sorunu çözmeyerek hastanın bir süre sonra karşımıza inme, böbrek yetmezliği veya kalp kriziyle gelmesine izin veriyoruz. Buradaki temel açmaz sorunun zamanında önemsenmemesi ve çözülmemesinden kaynaklanmaktadır.”

Türkiye’de hipertansiyonun 25 yıl içinde görülme sıklığının % 60 artacağı ve öngörülen artış hızının %80 olacağı düşünülmektedir. 2004 yılı verilerine göre hipertansiyonun kontrol altına alınması ile önlenen ölüm sayıları: İskemik kalp hastalıklarında 50 bin, Serebrovasküler hastalıklarda 40 bin, Hipertansif kalp hastalıklarında 11 bin olarak düşünülüyor. Hipertansiyon prevalansı 1964 yılında %10-14, 1984’de %24-36, 1990’da (TEKHARF Çalışması) %33, 7 ve 2003’te (PATENT Çalışması) %31,8 olarak saptandı.

Türkiye’de hipertansiyon oranları:
–    30 yaş altı:         %11
–    30-39 yaş arası:     %18
–    40-49 yaş arası:     %31
–    50-59 yaş arası:     %45
–    60-69 yaş arası:     %55
–    70 yaş üzeri:         %58

2009 kampanyası sonuçları:
Tansiyonu ölçülenlerin yüzde 57’si kadın, yüzde 37’si erkek.
Tansiyonu ölçülenlerin yüzde 10,5’i daha önce tansiyonunu ölçtürmemiş.
Ölçtürmemiş olanlar içinde hipertansif oranı: %25,9
Ölçtürmüş olanlar içinde hipertansif oranı: %42,9
Kan basıncı ölçüm sonuçlarına göre halkın yüzde 41,1’i hipertansif
Tansiyonu ölçülenlerde şeker, kalp ve börek hastalıklarına sahip olma oranları:
Kalp: %11,1
Şeker: %15,9
Böbrek: %4,0
Tansiyonu ölçülenlerin % 26,7’si sigara kullanıyor.
Halkın % 35’i tansiyonun yüksekliği için ilaç kullanmıyor.

Hipertansiyonun kontrol altına alınması ile önlenen ölüm sayıları:
İskemik kalp hastalıklarında 50.717
Serebrovasküler hastalıklarda 39.731
Hipertansif kalp hastalıklarında 11.503

 


 

Kalp hızı azaltmak klinik açıdan fayda sağlıyor!

Kalp hızı yüksekliğinin özellikle kalp yetersizliğinde kötü sonuçlara neden olduğunu söyleyen Avrupa Kardiyoloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Michel Komajda, “Betabloker tedavilerine rağmen kalp hızı hala yüksek kalıyor. Kalp hızının düşürülmesi klinik açıdan önemli faydalar sağlar” dedi.Devamı

Statin tedavisi yaygın ve endikasyon dışı kullanılıyor

Artan kalp yetersizliği insidansı epidemi habercisi olabilir!

Prof. Dr. Küçükusta: Kolesterol ilaçları etkili değil!

YAZIYI PAYLAŞ

YORUMUNUZ VAR MI?

guest

0 Yorum
Inline Feedbacks
Tüm yorumları gör
Araç çubuğuna atla