Kanser tedavisinde uygulanan ilk nano ilaç başarı sağladı!

Yazan Hüseyin Kandemir
14 Haziran 2012   |    15 Mart 2022    |   Kategori: Güncel / Literatür, Onkoloji Print

İnsan klinik çalışmalarında kullanılan ilk hedeflenmiş nano-ilaç
Çok sayıda uluslar arası merkezin ortaklaşa yürüttüğü bir çalışmada ilk kez bir nano-ilaç insan klinik çalışmalarında başarıyla denendi. Science Translational Medicine’da yeni yayımlanan çalışmanın sonuçlarına göre, elde edilen ilk bulgular, BIND-014 isimli nano-ilacın yüksek tümör ilaç konsantrasyonuna ulaşmak için tümörün içinde eksprese olan bir reseptörü etkili şekilde hedef aldığı ve dosetaksele kıyasla daha iyi etkinlik, güvenlilik ve farmakolojik özellik sergilediği saptandı. İlacın 24 saat içerisinde dosetaksele kıyasla en az 100 kat daha uzun süre salındığı görüldü. Bu da birden fazla tümör modelinde tümör büyümesini 10 kat daha uzun süre baskıladı.

Brigham and Women’s Hospital, Dana-Farber Cancer Institute, Harvard Medical School, Massachusetts Institute of Technology, Biosciences, Translational Genomics Research Institute, Wayne State University Karmanos Cancer Institute ve Weill Cornell Medical College araştırmacıları tarafından ortaklaşa yürütülen çalışmada, tedavi edilen solid tümörlerde BIND-014 adı verilen, sınıfının ilk üyesi hedeflenmiş kanser ilacının oldukça etkili sonuçlar verdiği öne sürüldü. BIND-014, insan klinik çalışmalarına dahil edilen ilk hedeflenmiş ve programlanmış nano-ilaç olma özelliğini taşıyor.

Çalışmanın araştırmacılarından BWH Anesteziyoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Omid Farokhzad, BIND-014’ün ilk kez hastalıklı bölgeye doğrudan terapötik etki gösteren hedeflenmiş ve programlanmış özelliklere sahip ilaçların geliştirilebilmesinin mümkün olduğunu gösterdiğini ve bunun kanser gibi karmaşık hastalıkların tedavisinde devrim niteliğinde bir gelişme olduğunu açıkladı. Prof. Dr. Farokhzad, daha önce de hedeflenmiş nanopartikülleri geliştirmek için birtakım girişimler olduğunu, ancak bu girişimlerin, insan klinik çalışmalara dönüştürülemediğini ifade etti.

Araştırmacılara göre, bu ilaç klinik değerlendirme yapabilmek için sınıfının ilk üyesi ve tümör bölgesinde nanopartikül içeren ilacı hedef alarak, yüksek ilaç konsantrasyonu sergiledi. Bu sayede büyük ölçüde daha iyi etkinlik ve güvenlilik sonuçları elde edildi. Çalışma kapsamında araştırmacılar uzun süreli dolaşım ve kontrollü ilaç salınımına uygun farmakokinetik özellikleri içeren veriler üretti. İlacın 24 saat içerisinde dosetaksele kıyasla en az 100 kat daha uzun süre salındığı görüldü. Bu da birden fazla tümör modelinde tümör büyümesini 10 kat daha uzun süre baskıladı.

Ayrıca öncül çalışma verileri, ilerlemiş veya metastatik solid tümör kanseri olan ve ağır tedaviler uygulanan 17 hastada BIND-014’ün, tümör alanında ayrışmış farmakokinetik ve tümör bölgesinde birikim olduğunu gösteren preklinik bulgular ile tutarlı bir etki gösterdiğini ortaya koydu. Normal reçetelenen dosetaksel dozunun %20’si kadar düşük bir oranında ve dosetakselin minimum etkinlik gösterdiği kanser türlerinde (örn. rahim kanseri) klinik etkiler görüldü.

Dr. Farokhzad, BIND-014’ün geliştirilmesi ile çözünürlük, metabolizma, plazmaya bağlanma, biyolojik dağılım ve hedef doku birikimi gibi ilaç özelliklerinin, artık ilacın kimyasal bileşimi ile aynı ölçüde sınırlandırılamayacağını belirtti. Bu sayede, nanopartiküllerin fizyokimyasal özelliklerinin gösterdiği işlevi göstermiş olacak ve mevcut klinik verilerin de gösterdiği üzere, hastalar için en iyi ilaçlar geliştirilebilecek. Araştırmacılar BIND-014’ün bilim ve teknolojisinin dosetakselin etki mekanizması esas alınarak geliştirildiğini, ancak mevcut kanıtların BIND-014’ün tümör konsantrasyonunda önemli artışlar dahil olmak üzere farmakolojik açıdan temel değişiklikler nedeniyle dosetakselin biyolojik etkilerini anlamlı düzeyde değiştirdiğini belirttiler. Çalışmada BIND-014, 75 mg/m2 dozda uygulandı ve doz zamanla artırıldı. Yeni toksisiteler görülmeden, ilaç hastalar tarafından iyi tolere edildi.

Çalışmanın araştırmacılarından Harvard Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi ve DFCI Klinik Araştırma Şefi Prof. Dr. Philip W. Kantoff, bu ekibin bir parçası olmaktan gurur duyduğunu belirtti ve ekledi: “BIND-014’ün klinik verileri, düşük dozlarda bile ilacın etkili olduğunu gösteriyor. Bu da, nanoilaçların kanser tedavisinde yeni bir çığır açacağının bir göstergesi.”

Çalışmanın araştırmacılarından Harvard Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Susan Smith, ise şu değerlendirmeyi yaptı: “Dünyanın tanıdığı bilim adamları, mühendisler, hekimler, kar amacı güden ve gütmeyen kuruluşlar ile birlikte kanser tedavisine yönelik devrim niteliğinde olan bu teknolojiyi geliştirmek ve buna şahit olmak harikulade!”

KAYNAK: Preclinical Development and Clinical Translation of a PSMA-Targeted Docetaxel Nanoparticle with a Differentiated Pharmacological Profile. J. Hrkach, D. Von Hoff, M. M. Ali, E. Andrianova, J. Auer, T. Campbell, D. De Witt, M. Figa, M. Figueiredo, A. Horhota, S. Low,  T. Van Geen Hoven, J. Wright, P. LoRusso, P. W. Kantoff, N. H. Bander, C. Sweeney, O. C. Farokhzad, R. Langer, S. Zale. Science Translational Medicine, 2012; 4 (128): 128ra39 DOI: 10.1126/scitranslmed.3003651
 

Makalenin tamamına aşagıdaki linkten ulaşılabilmektedir:

Abstract

We describe the development and clinical translation of a targeted polymeric nanoparticle (TNP) containing the chemotherapeutic docetaxel (DTXL) for the treatment of patients with solid tumors. DTXL-TNP is targeted to prostate-specific membrane antigen, a clinically validated tumor antigen expressed on prostate cancer cells and on the neovasculature of most nonprostate solid tumors. DTXL-TNP was developed from a combinatorial library of more than 100 TNP formulations varying with respect to particle size, targeting ligand density, surface hydrophilicity, drug loading, and drug release properties. Pharmacokinetic and tissue distribution studies in rats showed that the NPs had a blood circulation half-life of about 20 hours and minimal liver accumulation. In tumor-bearing mice, DTXL-TNP exhibited markedly enhanced tumor accumulation at 12 hours and prolonged tumor growth suppression compared to a solvent-based DTXL formulation (sb-DTXL). In tumor-bearing mice, rats, and nonhuman primates, DTXL-TNP displayed pharmacokinetic characteristics consistent with prolonged circulation of NPs in the vascular compartment and controlled release of DTXL, with total DTXL plasma concentrations remaining at least 100-fold higher than sb-DTXL for more than 24 hours. Finally, initial clinical data in patients with advanced solid tumors indicated that DTXL-TNP displays a pharmacological profile differentiated from sb-DTXL, including pharmacokinetics characteristics consistent with preclinical data and cases of tumor shrinkage at doses below the sb-DTXL dose typically used in the clinic.

YAZIYI PAYLAŞ

YORUMUNUZ VAR MI?

guest

0 Yorum
Inline Feedbacks
Tüm yorumları gör
Araç çubuğuna atla