Türkiye, sağlık riski yaratan trans yağlarda AB mevzuatına uyumlu düzenleme yaptı

Yazan Hatice Pala Kaya
1 Kasım 2020   |    2 Kasım 2020    |   Kategori: Güncel / Literatür, Sağlık Gündemi Print

Sağlık riski oluşturduğu belirtilen trans yağlara yönelik kısıtlayıcı tedbirler Ocak 2021’de yürürlüğe girecek. Avrupa Birliği’ne paralel olarak Türkiye de, trans yağların son tüketiciye ulaşmasını kısıtlama yönünde karar aldı. Daha önce sadece etikete bildirim konulması düzenlemesi yapılmıştı. Türk Gıda Kodeksi’nde Ocak 2021’den itibaren uygulamaya girecek düzenlemeye göre, son tüketiciye giden gıda ürünlerinde, 100 gram yağ içinde en fazla 2 gram trans yağ bulunabilecek. Böylece trans yağın kısıtlanması yönünde işletmelere de yükümlülük verilmiş oldu.

Trans yağların sağlığa olumsuz etkileri konusunda Türk Kardiyoloji Derneği ve Sağlığa Evet Derneği işbirliğinde yürütülen “Trans Yağ Projesi” kapsamında online bir basın toplantısı düzenlendi. Toplantıya, Sağlığa Evet Derneği Başkanı Prof. Dr. Elif Dağlı, Türk Kardiyoloji Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Doç. Dr. Ayça Boyacı, Türk Kardiyoloji Derneği Saymanı Prof. Dr. Ertuğrul Okuyan ve Türk Kardiyoloji Derneği Üyesi Doç. Dr. Öner Özdoğan katıldı.

Kısıtlayıcı düzenleme yürürlüğe giriyor

Toplantıda, trans yağların sağlığa etkisi yanında, Türkiye’de Ocak 2021’de yürürlüğe girecek düzenleme hakkında da bilgi verildi.  Sağlığa Evet Derneği Başkanı Prof. Dr. Elif Dağlı, Avrupa Birliği ile paralel şekilde, son tüketiciye ulaşan gıdalarda ve perakende sunulan gıdalarda, 100 gram yağ içinde en fazla 2 gram trans yağ bulunabilmesi kuralının getirildiğini hatırlatarak, şu bilgileri verdi: “Mevcut etiket düzenlemesiyle trans yağlardan korunma tamamen tüketicinin sorumluluğuna bırakılmıştı. Türk Gıda Kodeksinde Avrupa Birliği’ne uyum çerçevesinde yapılan değişiklikle bu sorumluluk Ocak 2021’den itibaren gıda işletmecilerine yükletilmiş oldu.

DSÖ Küresel Trans Yağ Raporu’nda Türkiye mercek altında

Son tüketiciye veya toplu tüketim yerlerine yönelik olmayan bir gıdayı diğer gıda işletmecilerine arz eden gıda işletmecileri ise trans yağ kısıtlamasından muaf tutuldu. Ham madde tedarikçileri, ürünlerindeki endüstriyel trans yağ miktarının 100 gram yağ için 2 gramı aşması durumunda trans yağ miktarı hakkında üreticileri bilgilendirecekler.”

Prof. Dr. Elif Dağlı, Dünya Sağlık Örgütü’nün de endüstriyel trans yağların 2023 yılı sonuna kadar gıdalardan tamamen kaldırılması için hedef koyduğunu ifade ederek, yürürlüğe girecek düzenlemenin buna yönelik ilk adım olduğunun altını çizdi.

Mevzuatın uygulamasında zorluklar olabilir

Düzenlemenin yürürlüğe girmesinin önemli olduğunu belirten Prof. Dr. Dağlı, uygulamada zorluklar çıkabileceğini kaydederek, “Hayvansal ve endüstriyel trans yağın nasıl ayrıştırılacağına ve endüstriyel trans yağın ölçümüne dair standart bir metot belirlenmesi, üretilen gıdaların uygunluğunu denetlemek açısından önemlidir. Yeterliliği bulunan laboratuvar sayısının az olması mevzuatın uygulanması önünde bir engel olabilir. Her ilde analiz yapılabilmesi için gerekli yatırımın gerçekleştirilmesi gereklidir. Trans yağ miktarının üründe hangi miktarda bulunduğuna dair bilgilendirme yapılması da önemlidir” dedi.

Miktar kısıtlamasına yönelik düzenleme yanında, tüketicinin de bilinçlenme gereğinin devam ettiğine değinen Prof. Dr. Elif Dağlı, aynı üründen birden fazla tüketilmesi veya farklı ürünlerin aynı zamanda tüketilmesi nedeniyle kolayca önerilen günlük limit üzerine çıkılabileceğini, bu nedenle tüketicinin etiketlerde kısıtlı trans yağ miktarını da görmesi gerektiğini kaydetti.

Prof. Dr. Elif Dağlı: Türkiye, endüstriyel trans yağ kısıtlamasında ipi göğüsledi

Karantina döneminde trans yağ tüketimi arttı, salgını olumsuz etkiledi

Türk Kardiyoloji Derneği Lipid Çalışma Grubu Başkanı Doç. Dr. Öner Özdoğan da trans yağların damar iç yüzeyini bozduğunu ve iltihabı arttırdığını vurguladı. Kolesterole bağlı damar bozulmasının erken yaşlardan itibaren görülebildiğine dikkati çeken Doç. Dr. Özdoğan, yüksek LDL kolesterolün, kardiyovasküler hastalıklara yol açabileceğini, kanda çok fazla “LDL” kolesterol varsa, atar damar duvarlarında birikebileceğini açıkladı.

“Salgında, trans yağın hastalık risklerini artırıp-artırmadığı” yönündeki bir soruyu da yanıtlayan Doç. Dr. Öner Özdoğan şunları kaydetti: “Trans yağ, riski kesinlikle arttırıyor çünkü trans yağlar inflamasyonu arttıran yağlar. Covid döneminde bazı hastaların hastalıklarını ağır geçirmesine sebep olan şeylerden bir tanesi de inflamasyonun biraz fazla olması. İnflamasyon ne kadar fazla ise artık biliyoruz ki, covid hastalarının yoğun bakım süresi de artıyor ve hastalıkları daha ağır seyrediyor.

Aynı zamanda şöyle bir sorun var, bu bütün dünyada bir sorun. Ne yazık ki eve kapandığımız karantina dönemlerinde trans yağ tüketimi artmış durumda. Çünkü trans yağların en kötü özelliklerinden bir tanesi, trans yağ içeren ürünlerin uzun ömürlü olması, dayanıklı raf ömürlerinin olması ve bu besinlerin çok uzun süre tüketiliyor olması. Pandemi dönemi de özellikle karantina zamanında insanların bu besinleri stoklamasına ve bu nedenle hazır gıdaları daha fazla tüketmesine neden oldu. Daha iyi beslenmemiz gereken bir zamanda daha kötü beslenmeye başladık. Yediğimiz besinler bu virüse karşı vücudun buna vereceği tepki ve bizim bununla nasıl savaşacağımız açısından çok önemli.”

Zengin Akdeniz tipi bir diyet tercih edilmelidir

Doç. Dr Ayça Boyacı da Türkiye’de 2016 yılında 3,4 milyon kalp ve damar hastalığı olan kişi bulunduğunu, bu sayının 2035 yılında 5,4 milyona ulaşmasının beklendiğini belirterek, “Sağlıklı bir diyet ve yaşam tarzı kardiyovasküler hastalıklarla savaşta en önemli silahlarımızdır. Kan kolesterol düzeyinde düşme amaçlanıyorsa diyetteki doymuş yağlar total kalorinin yüzde 5-6’sından fazla olmamalı, et ve süt ürünlerinden fakir, sızma zeytinyağı, sebze, meyve, tam tahıl ve baklagillerden zengin Akdeniz tipi bir diyet tercih edilmelidir” şeklinde konuştu.

Prof. Dr. Ertuğrul Okuyan ise, Türkiye’deki tüm erişkin erkeklerin yüzde 30’unun, kadınların ise yüzde 35’inin yüksek tansiyona sahip olduğuna dikkati çekerek, “İlaç tedavisinin yanı sıra lifli gıda alımı, diyetteki yağ ve alkolün azaltılması, fiziksel aktivitenin arttırılması önerilmiştir” dedi.

YAZIYI PAYLAŞ

YORUMUNUZ VAR MI?

guest

0 Yorum
Inline Feedbacks
Tüm yorumları gör
Araç çubuğuna atla