Laparoskopik cerrahi jinekolojik operasyonlarda daha mı avantajlı?

Kategori: Cerrahi, Jinekoloji Print

Rahim kanseri operasyonlarında laparoskopi ile az kesi ve ağrı
Endometrium kanserlerinin standart tedavisinin halen açık cerrahi ile yapıldığını söyleyen Acıbadem Fulya Hastanesi’nden Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Prof. Dr. Gürkan Arıkan,  “Karın üzerinde büyük bir kesi yapılarak uygulanan bu operasyonların çoğu hastada hastalığın durumuna göre rahim, rahim çevresi dokular, yumurtalıklar ve büyük kan damarlarının çevresindeki lenf nodüllerinin ayıklanması gerekiyor. Dünyada az sayıdaki merkezde bu tür cerrahi girişimlerin uygun olduğu birinci ve ikinci evre rahim veya küçük rahim ağzı kanseri olanların laparoskopik cerrahi yöntemiyle tedavi edilebiliyor.

Laparoskopiyle karnı boydan boya kesmeden; dört veya beş delikten, aletlerle girilerek operasyon gerçekleştiriliyor. Bu hastalarda karına büyük bir kesi uygulanmadığı için hastaların iyileşmesi çok hızlı oluyor ve yaşam kalitesi daha iyi olduğu son yapılan bilimsel çalışmalar ile kanıtlanmış durumdadır” dedi.

Laparoskopik cerrahinin açık cerrahiye göre avantajları

Laparoskopik operasyonlar sağladığı avantajlarla ilgili bilgi veren Prof. Dr. Arıkan,  şu bilgileri verdi: “2010 yılında yayınlanan son araştırmalar rahim kanseri hastalarının açık cerrahi ile değil, laparoskopi ile tedavi edilmeleri halinde belli başlı sağlık avantajları sağladığını gösteriyor:

– Hastalar iki günde taburcu oluyor.
– Vücut formları bozulmuyor.
– Açık ameliyat edilenlerden daha az ağrı çekiyorlar.
– Daha iyi fizik kondüsyona sahip oluyorlar.
– Yaşam kaliteleri yükseliyor.
– Normal aktivite ve iş hayatına daha erken dönüyorlar.
– Hasta günler içinde meslek ve sosyal hayatına dönebiliyor.
– Açık ameliyatlarda ise hastalar, haftalarca evde dinlenmek zorunda kalıyor, iş kayıpları artıyor ve kısa süre içinde sosyal hayatlarına dönemiyorlar.”

Jinekolojik ameliyatlarda laparoskopi yönteminin avantajları

Laparoskopi serviks kanseri tedavisinde de kullanılabilir

Laparoskopik cerrahinin serviks kanseri tedavisinde de etkili şekilde kullanılabildiğini dile getiren Prof. Dr. Arıkan,  “Geliştirdiğimiz ‘Retroperitoneal Çadır Tekniği’ ile büyük damarların çevresindeki lenf nodüllerinin alınması için karın arka yüzündeki zar özel bir kesi ile sıyrılıyor. Bütünlüğü korunarak laparoskopik aletler bunun arkasına ulaştırılıyor.

Bu zar özel aletlerle çadır biçiminde kaldırılarak barsak gibi organlar ameliyat bölgesinden uzak tutuluyor. Robot cerrahisindeki gibi eklemli aletlerle çok dar bir alandan lenf nodülleri alınabiliyor. Bu yöntem karın içi basıncın hastayı rahatsız etmeyecek düzeylere indirilebilmesine de olanak veriyor. Laparoskopi ehil ellerde rahim ağzı kanserlerinde rahim çevresi dokunun kemik yapıya kadar ayıklanabilmesi ve alınabilmesine de olanak veriyor” dedi.

Uygun hastada çok başarılı sonuçlar elde ediliyor

Laparoskopik onkolojik cerrahi kalitesi ile açık cerrahi kalitesinin aynı olmak zorunda olduğunu belirten Prof. Dr. Arıkan,  sözlerini şöyle noktaladı: “Bu kriteri sağlamak için üstü düzey teknik olanaklara ve düzenli olarak kriz eğitimi yapan uyumlu bir ameliyat takımına ihtiyaç vardır. Bu şartlar altında bile laparoskopik radikal cerrahi açık cerrahiye oranla %30 oranında daha uzun sürebilmektedir. Ancak laparoskopik cerrahi ile iyileşme, yara izi, enfeksiyona yol açmaması gibi çok sayıda avantajı düşünüldüğünde, uygun seçilmiş hastalarda çok başarılı sonuçlar elde edilebildiği bilimsel araştırmalarla da ispatlanmış durumdadır.”

YAZIYI PAYLAŞ

YORUMUNUZ VAR MI?

guest

0 Yorum
Inline Feedbacks
Tüm yorumları gör
Araç çubuğuna atla