Bugüne kadar antibiyotikler genelde toprakta bulunan bakteriler kullanılarak üretiliyordu. Almanya’daki Tübingen Üniversitesi’nde yapılan son keşif ise insan vücudundaki bakterilere dayanıyor. Çalışmaya katılan bilim insanları, insan vücudunun daha pekçok antibiyotik üretilebilecek, bakir bir kaynak olduğunu söylüyor.
Çünkü insan vücusunda rakip bakteri türleri arasında sürekli bir “alan ve gıda savaşı” sürüyor. Bu mücadelede antibiyotiklerin de kullanıldığından uzun süredir şüpheleniliyordu.
Alman ekip de burundaki “bakteri savaşlarını”, özellikle de insanlardan %30’unun burnunda bulunan Staphylococcus aureus mikrobunu inceledi. Hastanelerin korkulu rüyası MRSA bakterisinin de bulunduğu bu grup, neden herkesin burnuna yerleşemiyor? sorusuna yanıt arayan bilim insanları önemli bir keşfe imza atmış oldular. İnsanlardan %30’unun burnunda Staphylococcus aureus bakterisi var. Bu soruya yanıt arayan ekip, burnunda Staphylococcus lugdunensis mikrobu taşıyanların, diğer grubu da bulundurma riskinin düşük olduğunu saptadı.
Alman ekip daha sonra bu mikrobun genetik yapısı üzerinde oynayarak, “burundaki savaşı” kazanmasını sağlayan geni keşfetti ve bu genden antibiyotik üretti. Bilim adamları, söz konusu genetik kod ile oluşturdukları ve “lugdunin” adı verilen antibiyotiği fareler üzerinde denedi. Deneyler, “lugdunin”in deride ortaya çıkan ve antibiyotik dirençli bakterilerin neden olduğu MRSA ve enterokok gibi hastalıkları tedavi ettiğini ortaya çıkardı. İlacın insanlara ulaşmasının ise yıllarca sürebileceği belirtiliyor. Tabii insanlar üzerinde aynı başarının tekrarlanıp tekrarlanmayacağı da ayrı bir konu.
Türk bilim insanları antibiyotik direncine karşı yeni tedaviler arıyor
Ama ne olursa olsun araştırmacılar, insan bedenin antibiyotikler için yeni bir “maden” gibi değerli bir alan olduğunu belirtiyorlar. Araştırmacılardan Dr. Bernhard Krismer, bazı hayvanların hastalıklardan tamamen kurtulduğunu, vücutlarında hastalığa yol açan bakteri kalmadığını söyledi. Bazı hayvanlarda da hastalığın ve bakteri miktarının azaldığını belirten Krismer, ancak antibiyotiğin derinin alt katmanlarında çalışmaya devam ettiğini gözlemlediklerini kaydetti.
Araştırmacılardan Prof. Dr. Andreas Peschel, yeni antibiyotikler bulmak için insan vücudunun daha detaylı araştırılması gerektiğini belirterek “Lugdunin, bu tür bir antibiyotiğin ilk örneği olabilir, tarama çalışmalarına başladık. Gelecekte hastalıklarla mücadele için insanlara genetiği değiştirilmiş bakteriler enjekte edilebileceğine inanıyoruz. Lugdunin genlerini zararsız bakterilerin içine yerleştirerek mikropları yok edebiliriz. Bu yeni bir önleyici antibiyotik geliştirmemize yardımcı olabilir” diyor.
Bakterilerin direnç geliştiremediği yeni tür bir antibiyotik keşfedildi
YAZIYI PAYLAŞ
YORUMUNUZ VAR MI?