Trans palmitoleik asit diyabet riskini azaltıyor!

Kategori: İç Hastalıkları Print

 

Prof. Dr. Hotamışlıgil’in çalışması önemli klinik sonuçlar yaratabilir

Prof. Dr. Gökhan Hotamışlıgil ve çalışma arkadaşları, süt ürünlerinde doğal olarak bulunan bir yağ asidi olan trans palmitoleik asitin diyabet riskini önemli ölçüde azalttığını keşfetti. 3.736 kişiyi kapsayan çalışmanın sonuçlarına göre, trans palmitoleik asit seviyeleri yüksek olan bireylerin diyabete yakalanma riski çok daha düşük.

Harvard School of Public Health (HSPH) ve ortak çalışan kurumlarda görev yapmakta olan bir grup bilim insanı, süt ürünlerinde tip 2 diyabet riskini önemli ölçüde düşüren doğal bir madde olduğunu keşfetti. Trans palmitoleik asit adı verilen madde, süt ürünlerinde bulunan bir yağ asidi. Daha önce Prof. Dr. Hotamışlıgil’in bulduğu lipokin hormonuna eşdeğer olan ancak vücut tarafından üretilmeyen bu madde, yalnızca gıdalardan alınabiliyor.

HSPH Genetik ve Karmaşık Hastalıklar Departmanı Başkanı Prof. Dr. Gökhan Hotamışlıgil, yönetimindeki araştırmacılar, süt ürünlerinden zengin diyetlerin tip 2 diyabet riskini ve ilgili metabolik anormallikleri azalttığı yönünde son yıllarda yaygınlaşan epidemiyolojik kanıtın temelinde trans palmitoleik asitin olabileceğini söylüyorlar. Uzmanlar, genellikle tam yağlı süt ürünlerinin azaltılmasını öneriyorlar. Öte yandan trans palmitoleik asit, yalnızca yağlı süt ürünlerinde bulunuyor. Çalışma kapsamında HSPH araştırmacıları, Ulusal Kalp, Akciğer ve Kan Enstitüsü’nün finanse ettiği Kardiyovasküler Sağlık Çalışması’na katılan 3.736 kişiyi incelediler. Bu kişiler, ileri yaş yetişkinlerde kardiyovasküler hastalıklara yönelik risk faktörlerini incelemek amacıyla 20 yıl boyunca takip edildiler. 1992’de depolanan kan örnekleri kullanılarak, kan şekeri ve insülin seviyeleri gibi metabolik risk faktörlerinin yanı sıra trans palmitoleik asit dahil kanda dolaşan yağ asitlerinin seviyeleri ölçüldü.

Diğer risk faktörleri için düzeltmeler yapıldıktan sonra, kandaki yüksek trans palmitoleik asit seviyeleri ile daha sağlıklı kan kolesterolü seviyeleri, inflamatuvar belirteçler, insülin seviyeleri ve insülin hassasiyeti arasında yakın ilişki olduğu saptandı. Takip süresince, trans palmitoleik asit seviyeleri yüksek olan bireylerin diyabete yakalanma riskinin çok daha düşük olduğu görüldü. Trans palmitoleik asit seviyeleri bakımından en yüksek 5/1 kısımda bulunan katılımcıların en düşük 5/1 kısımda bulunan bireylere kıyasla %60 daha az risk taşıdıkları gözlemlendi. Kanında trans palmitoleik asidi yüksek seviyede bulunan bireylerin diyabete yakalanma riskinin üç kat daha az olduğu saptandı.

Kısmi hidrojene sıvı yağlarda bulunan ve kalp hastalıklarına yol açtığı düşünülen, endüstriyel olarak üretilmiş trans yağların aksine, trans palmitoleik asit, neredeyse yalnızca süt ve et ürünlerindeki doğal oluşumlu yağlarda bulunuyor. Önceki çalışmalarda, bu yağların yüksek kalp hastalığı riskine yol açmadığı görülmüştü; ancak, nedeni bugüne kadar anlaşılamamıştı. Trans palmitoleik asit ile diyabet riski arasındaki ilişki ilk kez değerlendiriliyor. Süt ürünlerindeki bu doğal oluşumlu trans yağ asidinin vücutta üretilen ve bir başka yağ asidi olan cis palmitoleik asitin (lipokin) normal biyolojik rolünü taklit edip etmediği merak ediliyor. Hayvanlarla yapılan deneylerde cis palmitoleik asitin diyabete karşı koruyucu etkisi olduğu belirlendi. Modern diyetlerde cis palmitoleik asit sentezi yüksek oranlarda karbonhidrat ve kalori ile beraber olduğu için etkisini yitiriyor.

Çalışmanın kıdemli yazarı Prof. Dr. Hotamışlıgil, azaltılan riskin büyüklüğüne dikkat çekerek şu bilgileri veriyor: “Bu, çok güçlü bir koruyucu etki. Diyabete karşı faydalı olabileceğini bildiğimiz diğer her üründen çok daha güçlü. Bir sonraki adım, insanlarda tedavi edici bir değerinin olup olmadığını görmek için denemeler yapmak olacak.”

Prof. Dr. Hotamışlıgil’e göre, trans palmitoleik asit, diğer adıyla trans palmitoleate, doğal bir bileşen olduğundan, klinik deneyler yapmak mümkün: “Bu çalışma, heyecan verici dönüşümsel olasılıkları ortaya çıkarmak amacıyla temel bilimler ile klinik araştırmalar arasında köprü kuran disiplinlerarası çalışmaların gücünü gösteriyor. Palmetoleate metabolik yararları olan bir hormondur ve bu keşif 2008 yılında Cell dergisinde yayınlanmıştır.”

Araştırmaya Ulusal Kalp, Akciğer ve Kan Enstitüsü, Ulusal Diyabet Enstitüsü, Ulusal Sindirim ve Böbrek Hastalıkları Enstitüsü, Ulusal Diyet Takviyeleri Enstitüsü ile Ulusal Nörolojik Hastalıklar ve Felç Enstitüsü destek verdi. Bazı yağ asidi ölçümleri Searle Scholar Award tarafından desteklendi.

Prof. Dr. Gökhan S. Hotamışlıgil, Harvard Üniversitesi’nde bir araştırma laboratuvarı bulunmaktadır. Hotamışlıgil, yine bu üniversitede Genetik ve Kompleks Hastalıklar bölümünün başkanlığını yürütmektedir. Hotamışlıgil’in bu katkıları 2010 yılında Uluslararası Obezite Cemiyeti’nin Wertheimer ve Columbia Üniversitesi’nin Naomie Berrie ödüllerini getirmiştir.

YAZIYI PAYLAŞ

YORUMUNUZ VAR MI?

guest

0 Yorum
Inline Feedbacks
Tüm yorumları gör
Araç çubuğuna atla