Aile hekimleri gastroenterolojide önemli bir görev üstlenebilir

Kategori: Aile Hekimliği Print

Aile hekimlerine yönelik eğitim çalışmaları arttırılmalı

Birinci basamak hekimlerinin en sık karşılaştığı sorunların başında gastrointestinal sistem rahatsızlıkları geldiğini söyleyen Lütfi Kırdar Kartal Eğitim ve Araştırma Hastanesi Aile Hekimliği Bölümü Uzmanlarından Doç. Dr. Reşat Dabak, “Aile hekimleri bu gruptaki hastalıkların takip ve tedavisinde çok önemli bir işlev üstlenebilirler. Hekime başvuru oranları açısından önemli bir orana sahip olan bu hastalık grubunun aile hekimleri tarafından etkili şekilde tedavi edilmesi, sağlık sistemini de önemli ölçüde rahatlatır” dedi.

Aile hekimlerinin bu hastalıkların tedavisine formasyon olarak ta uygun olduğunu dile getiren Doç. Dr. Dabak, şu bilgileri verdi: “Bu hastaların hepsini bir sonraki basamağa yollamaya kalkarsanız zaten sağlık sistemi tıkanır. Kaldı ki aile hekimlerinin böyle bir sevki yapmasını gerektirecek bir durumda söz konusu değil. Bu hastalıkların önemli bir bölümü birinci basamak hekimleri tarafından rahatlıkla çözülebilmektedir. Bunlara örnek olarak İBS, reflü,  peptik ülser ve gastritleri gösterebiliriz. Aile hekimleri bunun için gerekli eğitim formasyonuna sahipler. Sadece teşhis konusunda çekingenlik var. Bunun başlıca nedeni ise malpraktis uygulamasının hekimler üstünde yarattığı baskıdır. Bir de yanlış teşhis koyma kaygısı mevcut. Ancak başta İBS ve reflü olmak üzere gelen hastaların çoğuna iyi bir anamnezle teşhis konulabilecekken gastroenterologa gönderiliyor.”

Aile hekimlerine yönelik eğitim çalışmaları arttırılmalı
Gastroenterolojinin aile hekimlerinin öncelikli çalışma hedefi olması gerektiğini belirten Doç. Dr. Dabak, “Bu nedenle aile hekimlerinin teşhis konusunda bilinçlendirilmesi gerekiyor. Bu hastaların önemli bir kısmına iyi bir anamnezle rahatlıkla teşhis konabilir. Reflü hastalığı için de benzer bir durum söz konusu. Reflü hastalarının %90’ıdoğru sorgulamayla çok kolay teşhis alabilir ve endoskopiye gerek bile duyulmayabilir. Sadece patolojiyi belgelemek açısından endoskopi yapılabilir. Sonuçta endoskopi bulguları bu hastaların tedavilerini çok değiştirmez. Bu hastaları gerçekten tetkik etmek istiyorsak doğru zamanda, hedefe yönelik olarak ve doğru şekilde tetkik etmeliyiz. Ama hastanın verdiği anamnezle ve hikayeyle bu hastada reflü teşhisi koyup tedaviye başlayabiliriz. Hastada reflü düşünüyor ve tedaviye istediğiniz yanıtı alamıyorsak sorunun kaynağı yetersiz ilaç tedavisi olabilir. Ancak yüksek doz tedaviye rağmen yanıt alınamamışsa bir üst basamağa göndermeyi yada endoskopi yapmayı düşünebiliriz” diye konuştu.

Reflünün yaygınlığı artıyor
Son yıllarda yaygınlaşan fast-food tipi beslenme, sigara ve benzeri faktörler nedeniyle reflü sıklığında artış görüldüğünü dile getiren Doç. Dr. Dabak, sözlerini şöyle sürdürdü: “Reflü hastalarının çok önemli bir bölümünde ilaç tedavisi ile önemli bir başarı sağlanabilmektedir. Ancak hastalara yaşam tarzı değişikliği önermek tedavi başarısını arttıracaktır. Doğru hasta seçimiyle gerekli durumlarda cerrahi bir takım girişimler de yapılabiliyor. Ancak işin bu boyutu uzman bir gastroenterologa bırakılmalıdır.  Burada aile hekimine düşen görev hastayı öncelikle iyi değerlendirmesidir. Reflü teşhisi koyduğu hastalarda hastalığın takibini iyi yapmak gerekiyor. Eğer aile hekimini tedirgin eden bir durum varsa tereddüt etmeden hastayı bir gastroenterologa yönlendirmesi gerekiyor. Pek çok hasta ilaç tedavisiyle sağladığı iyilik halini cerrahiye tercih etmektedir. Dolayısıyla hastanın bu tür bir seçim yapmadan gastroenterologa gitmesi gerektiği belirtilmelidir. Gereksiz cerrahi uygulamalar hastalar için daha sancılı süreçlere neden olabilmektedir. Bu cerrahinin başarısızlığından değil daha çok yanlış hasta seçiminden kaynaklanabilmektedir.”

Reflü tedavisinde kullanılan güncel tedavilerin oldukça güvenli ve etkili olduklarını belirten Doç. Dr. Dabak, “Proton pompa inhibitörleri (PPI) reflü tedavisinde etkin şekilde kullanılabilmektedir. Hastalığın şiddetine göre doz ayarlaması yapılabilir. PPİ’ler uzun dönemli kullanım açısından da oldukça güvenli tedavilerdir. Bunlar 1980’li yıllarından beri kullanılan ilaçlar” dedi.

Birinci basamak güçlendirilmeli
Gastrointestinal sistem problemleri yaşayan hastaların önemli bir bölümü birinci basamağa başvurduğunu belirten Doç. Dr. Dabak, “Aile hekimliği sisteminin güçlendirilmesi ile birlikte sorunun önemli bir bölümü burada çözülebilir. Ülkemizde irritabl bağırsak sendromu popülasyonu %12 civarındadır. Bu hastaların %30’u doktora başvuruyor ve bunların da %95’i doğrudan birinci basamağa geliyor. Bu nedenle IBS konusunda aile hekimlerinin teşhis koymaktan çekinmemesi gerekir. Çünkü anamnezle IBS’ye çok kolay teşhis konabilmektedir. Hatta bu hastalara gereğinden fazla tetkik yapılması durumunda hastalığın arttığını gösteren çalışmalar bile var. Çünkü hastalığın etyopatogenezinde psikolojik faktörlerin de rol oynadığı belirtiliyor” dedi.

İstanbul’da aile hekimliği uygulaması
İstanbul’da uygulamasına geçilen aile hekimliği sistemi ile ilgili değerlendirmelerde bulunan Doç. Dr. Dabak, şu bilgileri verdi: “Başlangıçta hekimler tarafından oldukça pozitif değerlendirildi. Ama sözleşmedeki bazı ceza-i müeyyideler hekimlerin tedirgin olmasına neden oldu. Yine bazı ilaç kısıtlamaları mevcut ve buda sorunlara neden oluyor. Ancak İzmir’deki uygulamaya göre farklar olması mümkün. Çünkü orada sağlık ocağı sistemi de oldukça iyi çalışıyordu. Bu nedenle geçiş daha kolay oldu. İstanbul’da şimdilik farklı bir başarıdan bahsedebiliriz. Şimdiye kadar sahada 1500 birinci basamak hekimi varken, aile hekimliği ile birlikte bu sayı 3400’lere kadar çıktı. Etrafta dağılmış birinci basamak hekimlerinin gerçek alanlarına döndürülmesi konusunda başarı sağlandı. Bu ilerisi için önemli avantajlar sağlayacaktır. Ancak İstanbul’daki hekimlerin sorunları çok fazla, henüz çalışma ortamları tam oluşmamış hekimler var. Ayrıca sözleşmeden doğan bir takım sıkıntılar söz konusu. Hekimlerin bakmakta oldukları hasta sayılarında da önemli farklar olabiliyor. ASM’lerde bir hekim günde 60 hasta bakarken bir başkasına 100 hasta düşebiliyor. Yükler farklı olabiliyor, hekimlere daha çok kronik hasta düşerken bir başkasına ağırlıklı olarak çocuk hasta gelebiliyor. Buda harcanan mesainin önemli oranda farklı olmasına neden olabiliyor. Ancak geçiş döneminde elde edilen veriler iyi değerlendirilirse bu sorunlarda kısa süre içinde çözülebilir.”

Amaç hastaların önemli bir bölümünü birinci basamakta tutmak olmalı
Pek çok ülkede hastaların %90’ına yakınının binci basamakta tedavi edildiğini dile getiren Doç. Dr. Dabak, “Bu ülkelerde ikinci basamağa %10 oranında sevk edilirken ülkemizde durum tam tersi ve oran %54-46 gibi. Aile hekimliği sisteminden sonra bu rakamlar %51’e 49 aile hekimliği lehine döndü. Fakat Türkiye için hedef bu oranları %80-85’lere çekmek olmalıdır. Bu hem ekonomik verimlilik hem de daha sağlıklı bir sistemi için zorunluluktur. Bu nedenle ek tedbirlerin alınması ve aile hekimliğinin güçlendirilmesi gerekiyor. Yine hekime düşen hasta sayısının azaltılması için zamana yayılan önlemlerin alınması gerekiyor. Teşvik amacıyla ek tedbirler alınabilir. Yapılan sözleşmelerde hekimleri zorlayan müeyyidelerin olması sorun yaratıyor. Hekimin yaptığı hizmete göre değil de çalıştığı ofise ve binaya göre puan alması teşvik edici bir durum değil” dedi.

Eğitim çalışmaları daha fazla desteklenmeli
Aile hekimlerine yönelik daha fazla eğitim çalışması yapılması gerektiğini dile getiren Doç. Dr. Dabak, sözlerini şöyle noktaladı: “Aile hekimlerine yönelik yeterli eğitim çalışması yok. Hekimlerimizin eksikliklerini tamamlayıcı olacak konular üzerinde durmak gerekiyor. Biz Türkiye Aile Hekimliği Vakfı olarak çeşitli eğitim çalışmaları yapıyoruz. Yakın zamanda 4. Aile Hekimliği Gastroenteroloji Kursunu ve 6. İstanbul Aile Hekimliği Kongresini gerçekleştireceğiz. Yine Eylül ayının sonunda 5. Aile Hekimliği Güz Okulu toplantımız olacak. Bu toplantıların konuları hekim arkadaşlarımızın talep ve ihtiyaçları doğrultusunda belirleniyor. Hedefe yönelik yapılan bu toplantıların hekimleri cesaretlendirdiğini düşünüyorum; teşhis ve tedavi açısından hekimleri cesaretlendiriyor.”

YAZIYI PAYLAŞ

YORUMUNUZ VAR MI?

guest

0 Yorum
Inline Feedbacks
Tüm yorumları gör
Araç çubuğuna atla