Çiller, cilt lekeleri, cilt rengi sorunları ve tedavi yöntemleri

Kategori: Cilt Sağlığı, Sağlıklı Yaşam Print

cilt leke kanserCiltte leke oluşumunda hem açık tenliler hem koyu tenliler hedefte. Özellikle bahar ve yaz aylarinda yüz bölgesine yapılacak ağda veya sir ağda, ip ile epilasyon veya kimyasal soyma (peeling) gibi işlemler de ciltte leke oluşumunda veya melazmanin tetiklenmesinde önemli faktörlerdir. Bu dönemlerde bunların uygulanmasından kaçınılmalı. Bazı kalp, tansiyon ilaçları ile antibiyotikler, bazı kişilerde, güneşe duyarlilik yaratma ya da doğrudan leke yapmaya neden olabiliyor. Çillerin tamamına yakını, lazer veya IPL uygulamasi ile geriletilebiliyor

Türk Dermatoloji Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Sedef Şahin, hava sıcaklıklarının artmasıyla birlikte, özellikle ciltte oluşan lekelere karşı daha duyarlı olunması ve tedbir alınması uyarısında bulundu. Güneşin cilt lekelerinin oluşumunda en önemli etken olduğunun altını çizen Şahin, yüzde oluşan “Kahverengi geniş lekelerin (melazma), genellikle 30’lu yaşlardan sonra buğday ve esmer tenlilerde görüldüğünü,güneşin deride yılların biriktirdiği etkiyle ortaya çıkan ve lentigo olarak adlandırılan lekelerin ise 40’lı yaşlardan sonra ortaya çıktığını belirttti.

Vitiligo (ala hastalığı) nedir? Nedenleri, belirtileri ve tedavisi

Melazmada daha çok kadınların, Lentigo’da ise her iki cinsin eşit oranda etkilendiğini vurgulayan Şahin, Lentigoda açık tenli kişiler daha çok hedefte iken melazmada buğday ve esmer tenli kişilerin etkilendiğini, ancak her iki tip lekede de en önemli etkenin güneş olduğunu bildirdi.

Şahin, melazma tipi geniş lekelerin en çok yüzde özellikle alın, yanaklar ve bıyık bölgesinde görüldüğüne dikkati çekerek, şunları kaydetti: “Daha çok 30’lu yaşlardan sonra ve kadınlarda ortaya çıkan bu lekeler eskiden daha çok doğum kontrol ilaçlarına bağlanırdı. Ama bu ilaçları kullanmayan kişilerde de ve yüzde10 oranında erkeklerde de görülmesi sadece östrojen hormonunun rol oynamadığını gösterdi. Böyle bir sorunu olan kişide hormonal bir bozukluk araştırılmasına gerek yok. Ancak bu sorunu bulunan kişinin mümkün olursa doğum kontrol hapı kullanmaması önerilmektedir.

Arjantin’de yapılan bir araştırma melazmanın tiroid (guatr) sorunu olan kadınlarda daha sık rastlandığını ortaya koydu. Türkiye’de henüz bu konuda bir araştırma olmamakla birlikte tiroid hastalıklarının çok yüksek oranda görüldüğü bilinmekte . Bu nedenle, bu konuda daha hassas olunması gerekmektedir.”

Güneşin birikici etkisiyle ortaya çıkan erkek kadın farkı gözetmeyen ve halk arasında yaşlılık lekesi olarak bilinenlerin ise daha küçük ve yuvarlak lekeler olduğunu belirten Şahin, bunların cildin güneşe en çok maruz kalan bölgelerinde 40-50’li yaşlardan sonra görülmeye başladığını ifade etti. Şahin, “Saçı dökülmüş erkeklerde en çok alın üst kısmı ve kafanın tepesindeki saçsız alanda veya yanaklar, burun veya ellerin üzeri bu lekelerin sık yerleştiği alanlardır” açıklamasında bulundu.

Kalp, tansiyon ilaçları ve antibiyotiklerde çilt lekesine neden oluyor

Kullanılan kimi ilaçların da ciltte leke oluşumunda etkili olduğunu vurgulayan Şahin, şu bilgileri verdi: “Özellikle bazı kalp ilaçları, bazı antibiyotikler veya tansiyon ilaçları yine bazı kişilerde güneşe duyarlılık yaratma yoluyla ya da doğrudan leke yaparak lekeye neden olabilir. Bunu saptamak için dermatolog tarafından alınan öykü ve klinik muayenenin birleştirilmesi çok önem taşır.

Bunun dışında ‘liken’ adı verilen hastalığın özellikle leke ile kendini gösteren bir tipi vardır (liken pigmentosus). Bunun diğer lekelerle karıştırılmaması gerekir. Çünkü tedavisi tamamen farklıdır. Diğer lekeler için kullanılan tedaviler lekenin daha da kötüleşmesine neden olabilir. Bu nedenle leke oluşumunda mutlaka dermatoloğa başvurulmalıdır. Öte yandan, bildirilen çalışmalarda hastaların yaklaşık yarısında ailede melazma öyküsü bulunmaktadır: yani ailesel yatkınlık da söz konusudur.”

Solaryuma dikkat

Şahin, güneşin bu lekeleri ortaya çıkaran kilit faktör olduğunun altını çizerek, “ gerek doğal güneşlenme gerekse yapay güneşlenme olan solaryumun melazmanın ortaya çıkmasında veya yinelemesinde, ayrıca lentigoların oluşmasında ve artmasındaki rolü kaçınılmazdır” uyarısında bulundu.

Güneş yanığının leke oluşumunu tetiklediğine işaret eden Şahin, “Bu yanıklara ait lekelerin kalıcı bir tedavisi olmamakla birlikte IPL lazer veya Q anahtarlı lazerler silgi gibi bunların silinmesini sağlar ama bir süre sonra yineleme olasılıkları yüksektir. Bazı doğumsal lekelerin; sütlü kahve lekeler veya ben şeklindeki lekelerin günümüzdeki yöntemlerle tedavisi yoktur ama belki gelecekte olabilir” dedi.

Çilleri geriletmek mümkün (çil tedavisi)

Prof. Dr. Şahin, çillerin de lazer veya IPL ile tamamına yakınının geriletilebildiğine dikkati çekerek, çilli bir kişide artış olmaması için güneşten korunmanın şart olduğunu vurguladı.

Tedavi edilerek yok edilen kahverengi lekelerin tekrar kendini yineleyebildiğini belirten Şahin, lekelerin kış aylarında azaldığını, bahar ve yaz aylarında ise tekrarlayabildiğini; bu nedenle güneşten korunulması gerektiğini bildirdi. Güneşin uzun dönem birikici etkisiyle oluşan lentigoların ise etkin tedavi sonucunda o bölgede bir daha tekrarlanmadığını, ancak farklı bölgelerde ortaya çıkabildiğini ifade etti.

Güneş lekesi oluşmaması için nelere dikkat etmeliyiz

Şahin, ciltte leke oluşmaması için nelere dikkat edilmesi gerektiğini şöyle sıraladı:

  • Bahar ve yaz aylarında ve karlı kış günlerinde yüz bölgesi, etkin bir şekilde güneşten korunmalı.
  • Şapka ve güneşten koruma faktörü 30 ve üzerinde koruyucu krem kullanılmalı
  • Özellikle bahar ve yaz aylarında yüz bölgesine yapılacak ağda veya sir ağda, ip ile epilasyon veya kimyasal soyma (peeling) gibi işlemler de leke oluşumunda veya melazmanın tetiklenmesinde önemli faktörlerdir. Bu dönemlerde bunların uygulanmasından kaçınılmalı.

Çilt lekesi tedavisinde, leke açıcı ilaçlı krem uygulaması

Leke (melazma) tedavisinde en etkili yöntemin çok etkili güneşten korunma ile “Kligman formülü” olarak bilinen birden fazla leke açıcı ilaçlı kremin belirli dozlarda karıştırılması ile hazırlanan özel bir karışım olduğunu belirten Şahin, tedavi yöntemlerine ilişkin şunları kaydetti: “Bu formülün içindeki en önemli etken madde hidrokinondur. Piyasada bulunan çoğu etkin leke açıcı kremin içinde hidrokinon türevlerinin çeşitli kombinasyonları bulunmaktadır. Bu yöntem etkili olmakla birlikte belirgin bir etkinin ortaya çıkması için 4 ay gibi bir süre gerekmektedir.

Bu klasik tedavi yöntemine yeterli yanıt alınamayan çok dirençli lekelerde ikinci basamak tedavi yöntemi olarak kimyasal peeling (soyma) uygulanabilir. En sık glikolik asit ve TCA peeling’leri uygulanmaktadır. Son yıllarda azelaik asit, rezorsinol, mandelik asit, retinol, salisilik asit, arbutin gibi birden fazla sayıda leke açıcı ajanın bir arada kullanıldığı kombine peeling uygulamaları yapılmaktadır. Bu uygulamaların en bilinen örnekleri enzim peeling ve spot peelingdir. Kombine peelinglerin en önemli üstünlüğü daha kısa sürede daha etkili olabilmeleridir.

Tedaviye dirençli lekelerde bir diğer tedavi seçeneği lazer ve ışık sistemleridir. Q anahtarlı lazerler ve IPL bir süredir leke tedavisinde kullanılmaktadır. Daha yeni lazer uygulamaları ise fraksiyonel lazer, düşük enerjili Q anahtarlı lazer,veya bunların birarada kullanılması esasına dayanan kombine lazer uygulamalarıdır. Ancak hiçbir peeling veya lazer uygulamasının leke tedavisinde kesin ve kalıcı bir etki gösterdiği iddia edilemez.”

İnternet sitelerindeki uygulamalardan kaçının

Leke tedavisinin dermatologlar tarafından yapıldığını ifade eden Şahin, internet sitelerinde lekeleri yok ettiği iddiasıyla reklamı yapılan uygulamalara itimat edilmemesi gerektiğininin altını çizdi. Şahin, “Bu tür kanıtı olmayan bilgilerle yapılan işlemler, çoğu zaman yarardan çok zarar getiriyor ve yine bunları da düzeltmeye çalışmak biz dermatologlara düşüyor. Ayrıca bu tür yayınlarda önerilen otlarla veya karışımlarla oluşabilecek yan etkilerin düzelmesi de hiç kolay olmuyor” uyarısında bulundu.

YAZIYI PAYLAŞ

YORUMUNUZ VAR MI?

guest

0 Yorum
Inline Feedbacks
Tüm yorumları gör
Araç çubuğuna atla