
Bristol Myers Squibb (BMS) Türkiye, bu yıl ülkemizdeki 30. yılını kutlarken hem bilimsel hem insani etki alanını büyütmeye devam ediyor. BMS Türkiye Medikal Direktörü Dr. Çağlar Karakurum ile yaptığımız bu özel söyleşide şirketin “hasta odaklı” yaklaşımını, immüno-onkolojideki öncü rolünü ve “cesur bilim” vizyonunu konuştuk. Onkoloji, hematoloji ve kardiyovasküler gibi temel sağlık alanlarında yürüttükleri çalışmalarla, yalnızca tedavi değil, aynı zamanda farkındalık ve erişim odaklı toplumsal projeler de geliştirdiklerini vurgulayan Dr. Çağlar Karakurum, bilimin ve insan odaklı gelecek vizyonları hakkında önemli bilgiler paylaştı.
Belirttiğiniz gibi, Bristol Myers Squibb (BMS) olarak bu yıl Türkiye’deki 30’uncu yılımızı kutluyoruz. 30 yıldır Türkiye’de hastaların yanında, bilimin izindeyiz. Ancak bu topraklardaki varlığımızın kökleri çok daha geriye gidiyor. Squibb İlaç Fabrikası, 1952 yılında Levent’te Türkiye’deki ilk global ilaç fabrikası olarak kuruldu. BMS Türkiye olarak bu güçlü geçmişimizden güç alarak bilimin ışığında, hastaların yaşamına dokunan tedaviler geliştirmeye ve hasta odaklı yaklaşımımızla topluma değer katan projeler yürütüyoruz. Hastaların yaşam kalitesini artıracak çözümler geliştirmenin yanı sıra, erişim, farkındalık ve eğitim konularında da sürdürülebilir projelere imza atıyoruz. Bu kararlılıkla, önümüzdeki dönemde de hem bilimsel hem sosyal etkimizi büyütmeye devam edeceğiz.
Medikal süreçlerin yalnızca bilimsel yeterliliğe değil, aynı zamanda etik sorumluluğa ve hasta odaklılığa dayanması gerektiğine inanıyoruz. Tüm araştırma ve geliştirme çalışmalarımızın temelinde bilimsel dürüstlük yer alıyor. Hasta odaklılık ise sadece sonuçları değil, sürecin kendisini de belirleyen bir değer. Klinik kararlarımızı alırken, “Hastalar için doğru olan nedir?” sorusu pusulamız oluyor. Araştırmalarda, hasta temsiliyetine ve çeşitliliğe özel önem veriyor, gerçek yaşam verilerini entegre ederek tedavi yaklaşımlarımızı daha kişiselleştirilmiş hale getiriyoruz. Bu yaklaşım sayesinde; bilim, etik ve insan odaklılık arasında güçlü bir denge kurabiliyoruz. Her yeni tedavi adayını değerlendirirken yalnızca etkili olup olmadığını değil, aynı zamanda hastanın yaşamına nasıl katkı sağlayacağını da göz önünde bulunduruyoruz. Bu sayede yalnızca inovatif değil, aynı zamanda anlamlı çözümler sunabiliyoruz.
Bristol Myers Squibb, dünya genelinde ciddi hastalıklarla mücadele eden milyonlarca insan için yenilikçi çözümler geliştiren bir biyofarmasötik şirketi. Dünyada onkoloji, hematoloji, kardiyovasküler, immünoloji, nöroloji gibi alanlarda faaliyet gösteriyoruz. Her biri kendi içinde zorlu olan bu alanlarda çalışırken, nihai amacımız ortak: Hastaların yaşamında anlamlı bir fark yaratacak, yaşam süresini uzatacak ve yaşam kalitesini artıracak çözümler üretmek. Bu geniş alanlardaki çalışmalarımız, yalnızca ilaç üretimiyle sınırlı değil. Aynı zamanda klinik araştırmalar, hasta eğitimi, sağlık politikaları ve erişim alanlarında da aktif roller üstleniyoruz. Böylece bilimsel gücümüzü, gerçek yaşamda hastalara değer sağlayacak şekilde yönlendiriyoruz.
Biz BMS olarak buna “cesur bilim” diyoruz. Bilimin sınırlarını zorlamaktan, daha önce mümkün olmadığı düşünülen tedavileri hayata geçirmekten çekinmiyoruz. Yenilikçi yaklaşımımızla yalnızca mevcut yöntemleri optimize etmekle kalmıyor, aynı zamanda tedavi paradigmasını değiştirecek teknolojiler geliştiriyoruz. Örneğin, hücre tedavileriyle hastalıklı hücreleri doğrudan hedef alabiliyoruz. Vücudun kendi bağışıklık sistemini kansere karşı aktive eden tedaviler geliştiriyoruz. Akıllı ilaç taşıma sistemleriyle sadece hastalıklı bölgeye etki eden çözümler sunuyoruz. Kısacası, bilimin her yönünü, hastaların yaşamını iyileştirme amacıyla kullanıyoruz.
Temmuz 2025 itibarıyla, BMS olarak 48 farklı bileşik üzerinde aktif olarak çalışıyoruz ve 40’tan fazla hastalık alanında araştırmalar yürütüyoruz. Bu rakamlar, BMS’in araştırma ve geliştirme kapasitesinin genişliğini ve derinliğini gözler önüne seriyor. İlaç geliştirme, uzun yıllar süren, yüksek düzeyde bilimsel titizlik ve etik standart gerektiren bir süreç. Hastaların yaşamına dokunabilecek yeni çözümler için bu süreci göze alıyoruz
İmmüno-onkoloji, yani bağışıklık sistemini kansere karşı harekete geçiren tedaviler, onkoloji alanında önemli bir adım oldu. BMS olarak bu alanda öncü firmalardan birisiyiz. Bugün özellikle akciğer kanserinde, sağkalım ve yaşam kalitesi beklentilerinin yükselmesinde immünoterapilerin katkısı çok büyük denilebilir. BMS olarak bu tedavilerin ülkemize kazandırılmasında aktif görev aldık. Aynı zamanda sadece tedaviyle değil, farkındalık projeleriyle de toplumsal bilinçlenmeye destek oluyoruz.
Hasta dernekleriyle birlikte yürüttüğümüz çalışmalar, anketler, dijital platformlar ve farkındalık etkinlikleriyle binlerce kişiye ulaştık. Bu çabaların en güzel örneklerinden biri de kanser hastalarının tedavi süreçlerindeki duygusal yolculuğunu görünür kılan “Duyguların Yolculuğu” projemiz oldu. ONKODAY (Uludağ Onkoloji Dayanışma Derneği) ve Kanserle Dans Derneği ile birlikte gerçekleştirdiğimiz projemizde yapay zeka teknolojisinin imkanlarından faydalandık. Sanat ve teknolojiyi bir araya getirerek hayata geçirdiğimiz bu projeyle kanser tedavisinde insan odaklı yaklaşımın önemini bir kez daha vurguladık.
Bize en çok ihtiyaç duyan hastaların tedavilerine tutku ve şefkatle destek olmayı sürdüreceğiz. Hastaların ciddi hastalıkları yenmelerine yardımcı olacak yenilikçi ilaçları keşfetme, geliştirme ve kullanıma sunma misyonumuzla yolumuza devam edeceğiz.
YAZIYI PAYLAŞ
YORUMUNUZ VAR MI?