Hematolojinin cazibesi azalırken emek yükü artıyor

Kategori: Onkoloji Print

Hematolog sayısının arttırılması için özel teşvikler gerekiyor

Türkiye’de sağlık hizmetinin yaygınlaşması ile birlikte pek çok hastalık grubunda teşhis ve tedaviteoman_soysal imkanlarının arttığını ancak hematoloji gibi bazı alanlarda ciddi hekim sıkıntısı yaşandığını dile getiren Türk Hematoloji Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Teoman Soysal, hematoloji eğitiminin mutlaka desteklenmesi gerektiğini söyledi. Hematoloji alanında yaşanan sorunların hekim sıkıntısından ibaret olmadığını da belirten Prof. Dr. Soysal, günümüzde hematolojinin çok emek gerektiren, buna karşılık cazibesi azalan bir uzmanlık dalına dönüştüğünü; bu nedenle daha az talep gördüğünü belirtti.

Türk Hematoloji Derneği’nin faaliyetleri ve yürütmekte olduğu farkındalık projeleri ile ilgili Medikal Akademi’nin sorularını yanıtlayan Prof. Dr. Soysal, hematologların uzun bir eğitim maratonu ardından yetişebildiğini belirterek;  gelecekte sıkıntı çekilmemesi için uzmanlık eğitimine alınan aday sayısının arttırılması gerektiğine işaret etti. Prof. Dr. Soysal, “Bu alanda yaşanan tek sorun Türkiye’de hematolog sayısının zaten az olması değil, aynı zamanda hematolog olmak isteyenlerin de giderek azalmaya başlamasıdır. Zor koşullar nedeniyle hematolojinin cazibesi azaldı. Çok özveri gerektiren ancak karşılığının yeterince alınamadığı bir uzmanlık dalı haline geldi. Hematolog olmak demek ailenize ve kendinize az zaman ayırmanız, daha çok eğitim ve bilgi edinmeniz, ilave zorunlu hizmet yapmanız ve daha az gelirinizin olması anlamına geliyor. Yine de hematologlar olarak mesleğimizi severek özveriyle icra ediyoruz.  Ancak genç hekimlerin bu alanı seçmesi için daha çok teşvik edilmesi gerektiğini düşünüyoruz” dedi.

Hematoloji yan dal ihtisası yapanlara özel yurt dışı eğitim bursları
Dernek olarak hematoloji yan dal ihtisası yapanlara yurt dışında eğitim alabilmeleri için burs programları oluşturduklarını belirten Prof. Dr. Soysal, “Hematoloji ihtisası yapan genç hekimler derneğimiz tarafından her açıdan destekleniyor. Hematolog adayları için ek eğitim çalışmaları yapıyoruz. Tamamen derneğin sponsorluğunda yapılan kurslarda ihtisas öğrencilerini bir araya getiriyoruz. Böylece hem meslektaşlarını tanıma imkânları oluyor, hem de güncel gelişmeleri birlikte takip edebiliyorlar. Dernek olarak pek çok eğitim ve semineri takip edebilmeleri için burs imkanları yaratmaya çalışıyoruz. Ayrıca hematolog bilinci kazanmalarını amaçlıyoruz. Öte yandan bu tür kurslar eğitimde standardizasyon acısından da çok işlevsel oluyor ” diye konuştu.

Birinci basamak hekimlerine yönelik eğitim
Birinci basamak hekimlerine yönelik olarak yapılan  ‘HEKHEP’ isimli bir eğitim çalışması da yürüttüklerini dile getiren Prof. Dr. Soysal, “Bu, hekimlere yönelik hematoloji eğitimini içeren bir program ve Türkiye geneline yaymak istediğimiz çalışmadır. Her ilde o ilin sağlık otoritesinin de desteğini alarak kapsamlı eğitim toplantıları yapıyoruz. Çok ciddi ilgi görüyor ve oldukça yoğun katılımla gerçekleşiyor. Programa pratisyen hekimler, aile hekimleri, çocuk hastalıkları ve dahiliye hekimleri yoğun olarak katılıyor. Bu toplantılarda, hematolojiyle ilgili her türlü temel bilgi ve uygulama konusunda interaktif seminerler yapıyoruz” dedi.

Türk Hematoloji Derneği, yeni projelerle faaliyet alanını genişletecek
Türk Hematoloji Derneği olarak oldukça yoğun bir gündeme sahip olduklarını dile getiren Prof. Dr. Soysal, şu bilgileri verdi: “Derneğimizin çalışma takvimi sadece kongre ve bilimsel çalışmalarla sınırlı değil. Hekimlere ve halka yönelik pek çok farkındalık ve eğitim çalışması yürütüyoruz. Topluma yönelik eğitim hizmetlerimiz var. Hasta ve yakınlarına yönelik olarak toplumu ilgilendiren kan hastalıkları konulu eğitim çalışmaları yapıyoruz. ‘HALKHEP’ olarak isimlendirdiğimiz projemiz halka yönelik eğitim ve farkındalık çalışmasını kapsıyor. Bu proje kapsamında bu güne kadar pek çok ilde halka yönelik eğitim toplantıları yaptık. Bu programın kapsamını genişleterek sürdürmek istiyoruz.”

Kan kanserlerinde artış olduğuna yönelik kesin bulgu yok

Türk Hematoloji Derneği YK Üyesi Prof. Dr. Teoman Soysal, kan kanserleri ve lösemiler ile ilgili yaşanan güncel gelişmeleri Medikal Akademi okurları için değerlendirdi:

Kan kanserleri insidansında artış olduğu yönündeki tartışmaları nasıl değerlendiriyorsunuz?
Sağlık Bakanlığı Kanser Daire Başkanlığı bu konuda oldukça iyi çalışmalar yürütüyor. Fakat bildirimler yeterli olmayabiliyor. İstatistiklerimiz daha güvenli hale geliyor ama geçmişe dönük yeterince veri olmadığı için karşılaştırma yapmak kolay değil. Bu nedenle kamuoyunu bağlayıcı rakamlar vermek doğru değil. ABD daha iyi istatistikler tuttuğu için onların verilerine bakabiliriz. Oradaki verileri incelediğimizde çok da ciddi bir değişiklik olmadığını görüyoruz. Son 20 yılda anlamlı bir artış söz konusu değil. Ancak yine de farklı ülkelerin farklı koşulları ek riskleri yaratabilmektedir. Bazı hastalıklarda görülen sayısal artışların farklı nedenleri de olabilmektedir. Günümüzde hastalıklara tanı konma oranı artıyor. Bazı hastalıklar ileri yaşlarda daha sık görülür. Fakat insanların ömrü de uzadığından bu hastalıklara daha çok rastlanmış oluyor. Bu da sayısal bir artışa neden olabilmektedir. Ayrıca toplumda hastalıklarla ilgili farkındalığın artması da hastalık yükünde bir artış varmış izlenimi yaratabilmektedir. Yakın gelecekte istatistiklerimizin birikmesiyle birlikte karşılaştırma yapma imkanımız artacak. Bugün için sayısal artış ile ilgili kesin yorum yapmayı doğru bulmuyorum.

Hastalık yükünün artışına neden olabilecek risk faktörleri var mı?
Habis kan hastalıklarıyla ilgili sebep sonuç ilişkileri çok net olmamakla birlikte bir takım kimyasallar, hem iyonize edici hem de iyonize edici olmayan radyasyon ve çevresel faktörlerle ilgili bildirimler var. Bazı genetik hastalıklar, kromozom bozuklukları, bazı ilaçlar ve yine kanser tedavisinde kullanılan bazı ilaçlar da suçlanabilmektedir.

Kan kanserlerinde hastalık yükü yaş gruplarında farklılık gösteriyor mu?

Bu hastalıklar belli yaş gruplarında sık görülebiliyor. Bazı lösemi tipleri çocuklarda daha sık görülüyor. Öte yandan kimi lösemi tipleri çocuklarda tedaviye çok iyi yanıt verirken; ileri yaşlarda tedaviye yanıt oranı daha düşük. Örneğin lenfoblastik lösemide çocuklarda tedaviye yanıt oranı çok yüksek. Tiplere göre görülme sıklığında da değişiklikler var. Kronik lenfositik lösemi dediğimiz tür yaşlılarda daha çok görülüyor. Kronik miyeloid lösemi tipi ise biraz daha orta yaş hastalığı niteliğinde. Multiple miyelom da erişkinlerde gördüğümüz bir diğer tür.

Erken teşhiste ne gibi sorunlar var, sevk zincirinde gecikme söz konusu mu?
Sağlık sistemimizde son yıllarda yaşanan değişim nedeniyle insanlar istediği zaman istediği hastaneye başvurabiliyor. Üniversite hastanesine nezle için gelenler bile oluyor. Dolayısıyla bu anlamda sevk zincirinden bahsetmek mümkün değil. Ancak hematologların olmadığı hastanelerde birinci basamak hekimlerine bu konuda çok önemli görevler düşüyor. Böyle yerlerde hekimlerin kan hastalıklarının tanısını doğru koyup, habis bir kan hastalığı olup olmadığı konusunda şüpheci davranması gerekir. Bu aşamada hekimin yönlendirmesi son derece önemlidir. Özellikle birinci basamak hekimlerinin kan sayımı parametrelerini doğru değerlendirmeleri gerekiyor. Ayrıca hekimler, periferik kan incelemesi konusundaki becerilerini arttırmalıdır. Bu sayede erken tanı oranları da ciddi şekilde artacaktır. En önemli konulardan birisi de şüphe uyandıran ve teşhis konulmamış hastaların dikkatli takip edilmesidir. Onların palyatif ilaçlar verilerek geciktirilmesi yerine; teşhisin kesinleştirilmesi için bir uzmana yönlendirilmesi gerekir.

Kronik lösemi ve kök hücre tedavileri
Lösemi kronik ve akut olmak üzere ikiye ayrılıyor. Kronik lösemilerle ilgili çok ciddi gelişmeler var son zamanlarda; özellikle kronik miyeloid lösemiyle ilgili 2000 yılından bu yana tedavi yaklaşımımız büyük ölçüde değişmiş durumdadır. Türkiye’deki hastalarımız da bundan batıdaki hastalar gibi faydalanmışlardır. Tirozin kinaz inhibitörü ilaçlarla bu hastaları, tıpkı bir şeker bir hipertansiyon hastası gibi kronik hasta olarak takip altında tutuyoruz. Sağ kalım oranları son derece yüksek. Eskiden kronik miyeloid lösemi en çok ilik nakli yapılan hastalıklardan biriydi. Şimdi ise en az ilik nakli yaptığımız hastalıklardan biri haline geldi. Tabi ki her zaman istisnalar olabilir ama %90’lı rakamlarda uzun süreli sağ kalımlar elde ediyoruz.

Bilinçlendirme ve farkındalık toplantıları artacak

Türk Hematoloji Derneği’nin sosyal sorumluluk projeleri kapsamında geliştirdiği ‘HALKHEP-Hasta Ve Hasta Yakınlarına Yönelik Kan Hastalıkları Bilgilendirme Toplantıları’nın artarak devam edeceğini söyleyen Türk Hematoloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Muhit Özcan, yıl içerisinde pek çok ilde çalışma yürüteceklerini belirtti.

Hasta ve hasta yakınlarının ücretsiz olarak katılabildiği eğitim toplantılarının oldukça kapsamlı bir içeriğe sahip olduğunu dile getiren Prof.Dr. Özcan, “HALKHEP toplantılarının ilk aşaması yıl içinde Erzurum, Ankara, İstanbul, Adıyaman ve Sivas illerinde başarıyla yapıldı. Eylül başında bir toplantı da Hatay’da yapıldı. Hematolojik kanserler ile kan hastalıklarını, halkın anlayabileceği düzeyde ve her yönüyle ele alarak anlatıyoruz. Özellikle hasta ve hasta yakınlarının doğru bilgi almalarını hedeflediğimiz bu toplantılarda hematolog, enfeksiyon hastalıkları uzmanı, psikiyatrist, diyetisyen gibi farklı branşlardan uzmanlar bulunuyor” dedi.

Toplantılarda bu hastalıkları her yönüyle ele aldıklarını dile getiren Prof. Dr. Özcan, şu bilgileri verdi: “Bilimsel programda; Kan Hastalıkları Nelerdir?, Tanı ve Tedavi Yolları, Kanserli Hastalarda Psikolojik Destek, Kanserli Hastalar Enfeksiyondan Nasıl Korunmalıdır?, Kanserli Hastalarda Beslenme gibi konu başlıklarını her yönüyle hastalarımıza anlatıyoruz. Günümüzde hematolojik kanserlerde tam şifa olasılığı giderek artıyor. Bilgi ve farkındalık düzeyinin artması ile başarı oranları daha da artacaktır.”

YAZIYI PAYLAŞ

YORUMUNUZ VAR MI?

guest

0 Yorum
Inline Feedbacks
Tüm yorumları gör
Araç çubuğuna atla