Neurology dergisinde yeni yayımlanan bir meta-analizin sonuçlarına göre, yüksek fakat normal kan basıncı da inme riskini artırıyor. San Diego Tıp Fakültesi araştırmacılarının yaptığı bu araştırmaya göre, prehipertansif hastaların ileride inme geçirme riskinin, sağlıklı kişilere kıyasla, %55 daha fazla olduğu gösterildi.
Prehipertansiyon, kan basıncı yükselmiş, fakat yine de normal sınırlar içerisinde olan hastaları tanımlamak üzere, 2003 yılında klinik sınıflandırmaya dahil edilmiş bir kavram olarak tanımlanıyor. Hipertansiyon veya anormal düzeyde yüksek kan basıncı, kardiyovasküler hastalıklar ve inme için önemli bir risk faktörü olarak gösteriliyor. Ancak, prehipertansiyonun sağlık üzerindeki riski henüz kesin olarak bilinmemektedir. Prehipertansiyon, 120 ve 139 mmHg’lik sistolik basınç ve 80-89 mmHg’lik diyastolik basınç ile tanımlanıyor.
Çalışmanın araştırmacılarından California Üniversitesi San Diego Tıp Fakültesi Nörobilim Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Bruce Ovbiagele, yüksek kan basıncının ölüm ve hastalık riskini artırdığını bildiklerini ve prehipertansiyonun seyrine ilişkin kesin kanıtların mevcut olmaması nedeniyle, istatistiksel yöntemlerden faydalanarak, bilimsel literatürde yayımlanmış çalışmaları incelediklerini belirtti. Araştırmacılar, yaptıkları çalışmada prehipertansiyonun ileriye dönük inme riskini artırıp artırmadığını, riskin derecesini ve yüksek inme riski ile ilişkili özellikleri inceledi.
Yapılan analizde prehipertansif hastaların katıldığı 12 prospektif kohort çalışması değerlendirildi. Çalışmaların tümü toplum esaslı çalışmalar olup; 4’ü Amerika, 5’i Japonya, 2’si Çin ve 1’i Hindistan’da yapılmıştı. Bu çalışmalara 518.000’den fazla kişi katılmıştı ve takip süresi, kaydedilen inme olayları ile birlikte, 2.7 yıl ila 32 yıl arasında değişiyordu. Çalışmalarda saptanan prehipertansiyon prevalansı %25-46’ydı.
İnme riski, kan basıncı normal üst sınırda olan kişilerde de artış göstermişti. Araştırmacılar, bu hastaların ileride inme geçirme olasılıklarının %79 daha fazla olduğunu belirledi. Prof. Dr. Ovbiagele, genel olarak çalışmalardaki prehipertansif hastaların inme risklerinin %55 daha fazla olduğunu ve bu sonuçların cinsiyet, ırk, etnik köken, kan basıncı tipi (sistolik/diyastolik) veya inme tipinden (iskemik/hemorajik) bağımsız olarak elde edildiğini ifade etti.
Prof. Dr. Ovbiagele, bu bulguların prehipertansiyon riskinin daha iyi anlaşılmasına yardımcı olacağını vurguladı ve ekledi: “Prehipertansiyon en başından beri tartışma konusudur. Bazıları prehipertansiyonun hastaların teşhis edilmesinde kullanılamayacağını, sağlıklı kişileri hasta olarak göstermekten başka bir işe yaramayacağını savunuyor. Bazıları da, prehipertansiyon tanısının yalnızca hastaların kan basıncını düşüren ilaçlar almasına neden olacağını ve bunun da ilaç firmalarının yararına olduğunu düşünüyor.”
Çalışmada yer almayan California Üniversitesi San Diego Tıp Fakültesi İnme Programı Müdürü ve San Diego Sulpizio Kardiyovasküler Hastalık Merkezi Nöroloji Uzmanı Dr. Thomas Hemmen, bu bulguların mevcut bilgilerin güncellenmesine neden olacak nitelikte olduğunu açıkladı: “Yıllardır inme ve kardiyovasküler riski artıracak düzeyde yüksek kan basıncı düzeyleri düşürülmeye çalışıldı. Artık 115’in üstündeki değerlerin riski artırdığı biliniyor. Fakat prehipertansiyonun teşhis edilmesi için daha ileri teknolojiye ihtiyacımız var. Riski azaltacak tedaviler geliştirebilmek için daha fazla çalışma yapılması gerekiyor. Umarım yapılan bu meta-analiz, yeni çalışmaların yolunu açar.”
Prof. Dr. Ovbiagele, kan basıncını düşüren ilaçlarların ileride gelişmesi muhtemel inmeyi önleyeceğini gösteren çok az ampirik kanıtın mevcut olduğunu belirtiyor. Ancak şimdiye kadar geniş ölçekli bir çalışmanın yapılmadığını belirten Prof. Dr. Ovbiagele, bu bulguların kan basıncı yüksek, fakat normal sınırlar içinde olan hastaların sağlıksız davranışları terk etmesi konusunda cesaretlendireceğini düşünüyor: “Genç ve orta yaştakiler kan basıncı düzeylerini düzenli olarak ölçmelidir. Yüksek prehipertansif riskli gruba giriyorlarsa, yaşam tarzını değiştirmek için bazı adımlar atmalıdılar. Örneğin günlük tuz tüketimini sınırlamalı ve sağlıklı kiloya inmelidirler. Yaşam tarzının değiştirilmesi ileriye dönük inme riskini elimine etmese de, azaltabilir ve kalp krizi, kalp yetmezliği ve böbrek hastalığı gibi uzun süreli kan basıncı yüksekliği sonucunda gelişen komplikasyonları önler.”
KAYNAK: Presence of baseline prehypertension and risk of incident stroke A meta-analysis. M. Lee, J.L. Saver, B. Chang, K.-H. Chang Q. Hao and B. Ovbiagele. Neurology, 2011 DOI: 10.1212/WNL.0b013e3182315234
http://www.neurology.org/content/early/2011/09/28/WNL.0b013e3182315234.abstract
YAZIYI PAYLAŞ
YORUMUNUZ VAR MI?