Kalp krizinin ardından verilen aspirin dozunun önemi yok

7 Eylül 2012   |    5 Ocak 2020    |   Kategori: Kardiyoloji Print

Araştırmacılar, tekrarlayan kardiyovasküler olayların önlenmesinde yüksek doz ve düşük doz aspirin arasında anlamlı bir farka rastlamadı. Her yıl milyonlarca insan kalp krizi geçiriyor ve bu hastaların yaklaşık yarısına nekahat döneminde günde bir kere aspirin ve antitrombotik ilaç tedavisi veriliyor. Ancak, optimum aspirin dozu kesin olarak bilinmiyor. Brigham and Women’s Hospital (BWH) araştırmacıları tarafından yapılan yeni bir çalışmada, koroner arterlerde tıkanıklık ile ilişkili semptomlarla karakterize akut koroner sendrom (AKS) olan hastalarda tekrarlayan kardiyovasküler olayları önlemede yüksek doz ve düşük doz aspirin arasında anlamlı bir fark olmadığı belirlendi.

Bu bulgular, Amerikan Kardiyoloji Derneği Bilimsel Oturumu’nda sunuldu. BWH Kardiyoloji Bölümü uzmanlarından Dr. Payal Kohli, kardiyovasküler ölüm, kalp krizi, inme veya stent trombozu ile ilişkili olduğu için, yüksek doz ve düşük doz aspirin kullanan hastalarda bir farka rastlamadıklarını belirtti. Dr. Kohli, “İlginçtir ki, Kuzey Amerika’daki hekimlerin uygulamaları ve tüm dünyadaki hekimlerin uygulamaları arasında önemli bir farka rastladık. Kuzey Amerika’daki hekimler, hastalarının üçte ikisine yüksek doz aspirin yazıyor; ancak tüm dünyada hastalara düşük doz aspirin veriliyor” dedi.

Araştırmacılar, çalışma kapsamında tüm dünyada TRITON-TIMI 38 çalışmasına katılan 11.000’den fazla hastanın verilerini inceledi. Bu hastalar klopidogrel veya prasugrel verilen AKS hastalarıydı. Bazı hastalara kalp krizi sonrasında yüksek doz aspirin verilirken, diğerlerine düşük doz verildi. Aspirin dozunu çalışma hekimi belirledi. Hastaların 7106’sına düşük doz (≤150 mg), 4610’una yüksek doz aspirin (≥150 mg) verildi. Araştırmacılar, kalp krizi, inme, kardiyovasküler ölümün veya stent trombozunun önlenmesi açısından gruplar arasında anlamlı bir farka rastlamadı. Aspirin dozundan bağımsız olarak, prasugrel, klopidogrele kıyasla, majör advers kardiyovasküler olayları önlemede daha etkiliydi.

Araştırmacılar, yüksek doz aspirin verilen hastaların kardiyak risk faktörlerinin daha fazla olduğunu ve bu hastalarda kolesterol düzeylerinin arttığını buldu. Düşük doz aspirin verilen hastalar genellikle beyaz ırka mensuptu ve bu hastalarda hipertansiyon öyküsü mevcut değildi. Araştırmacılar, bunun randomize bir çalışma olmadığını ve sonuçları etkileyebilecek tedavi farklılıklarının da mevcut olabileceğini hatırlattı. Ayrıca aspirin dozları arasında bir fark olmadığını ortaya koymak için randomize kontrollü bir çalışmaya ihtiyaç olduğunu da belirtti. Ancak bu veriler daha önceki çalışmalar ile de uyumlu. Araştırmacılar, tüm ilaç değişikliklerinin hekim ile görüştükten sonra yapılması gerektiğini de vurguladı.

KAYNAK: Bu haber Brigham and Women’s Hospital tarafından yayınlanan verilerden yararlanılarak yapılmıştır.
http://www.brighamandwomens.org/
Prasugrel versus Clopidogrel in Patients with Acute Coronary Syndromes

 

YAZIYI PAYLAŞ

YORUMUNUZ VAR MI?

guest

0 Yorum
Inline Feedbacks
Tüm yorumları gör
Araç çubuğuna atla