Kadın kanserleri arasında en yaygını olanın meme kanseri olduğunu ve tüm kadın kanserlerinin %24’ünü oluşturduğunu söyleyen Prof. Dr. Metin Çakmakçı, “Meme kanseri kanserden ölümlerin %14’ünü oluşturuyor. Bu nedenle meme kanseri ile ilgili çok sayıda araştırma yapılıyor. Hem tanı hem de tedavi yöntemlerinde birçok gelişme yaşanıyor. Meme kanserinin türlerine göre tedavi seçeneklerinin de gün geçtikçe farklılaşıyor ve kişiye özel tedaviler ön plana çıkıyor. Kadınların meme yapılarını daha iyi tanımaları, memelerindeki değişikliklerin farkına varmaları ve zamanı geldiğinde yıllık meme taramalarını yaptırmaları gibi bilinçli davranışlar, günümüzün tıp teknolojisiyle birleştiğinde, meme kanseri korkutmayan bir kanser türü haline geliyor” dedi.
Kansere karşı henüz sihirli bir formül bulunmadığını dile getiren Prof. Dr. Çakmakçı, şu saptamada bulundu: “Kansere karşı sihirli formül yok görünse de sağlıklı yaşam ile kansere yakalanma riskini büyük oranda düşürmek mümkün olabiliyor. Sağlıklı yaşam şartlarının başında sağlıklı beslenmek, düzenli egzersiz yapmak, fazla kilolardan kurtulmak ve en önemlisi sigara içmemek geliyor. Kanser riskini azaltmak için sağlıklı yaşamayı gerçekten önemsemek gerekiyor.”
Riskleri belirlemek içinse büyük bir bilgi havuzu olduğunu söyleyen Prof. Dr. Çakmakçı, “Ailesinde tekrarlayan ya da genç yaşta görülen meme kanseri veya başka bir kanser türü görülen kadınlara sorular sorarak bilgi havuzuna eklediğimizde, o kadının meme kanseri olma riskini rakamsal olarak öğrenebiliyoruz. Sonuçlarda görülen riskin yüzdesine göre meme kanserine karşı önlem alabiliyoruz. Bundan 5 – 10 yıl önce rakamsal verilerle risk yüzdesi hesaplamak mümkün değildi” diyor.
25 soruda tüm detaylarıyla meme kanseri: Merak edilen sorulara yanıtlar
Kadınlara, 70’li ve 80’li yıllarda kendi kendine meme muayenesi yapmasını ve memeye nasıl bakılacağını öğretmeye çalıştıklarını söyleyen Prof. Dr. Çakmakçı, “Bu yöntemin çok verimli olmadığını, kişileri yanılttığını ve kadınları daha çok rahatsız ederek kaygı duymalarına yol açtığını anladık. Bu yöntemi bildiğini söyleyip kendi kendini muayene etmek isteyenlere öğretiyoruz ama bilmediğini, rahatsız olduğunu, yapamadıklarını söyleyenlere de “Kendini muayene et” diye ısrar etmiyoruz. Bu yöntem hem zaman kaybettiriyor ama daha önemlisi daha çok kaygı duyulmasına yol açıyor. Çünkü bizim görevlerimizden bir tanesi de sağlıkla ilgili kaygıyı azaltmaktır. Bu konuda ısrar etmek yaşam kalitesini zorluyor. Yani, kurallara uyup doktora gitmesini, özel bir riski yoksa özellikle 45 yaşından sonra yılda bir, bu konuyla ilgili bir merkeze başvurmasını öneriyoruz” diye konuştu.
Erken tanının hayat kurtardığına önemle vurgu yapan Prof. Dr. Çakmakçı, meme kanserinde; meme ve meme ucunda farklılık görülebileceğini söyledi ve belirtileri şu şekilde sıraladı;
Meme kanserinde meme mutlaka alınmalı mı? Uzmanlar ne öneriyor
Prof. Dr. Çakmakçı, bu belirtilerin her zaman kanser belirtisi olmadığını söyleyerek doğru tanı için doktora başvurulması gerektiğini dile getirdi. Aşağıdaki soruların herhangi birine “evet” diyorsanız:
Aşağıdaki soruların en az ikisine birden “evet” diyorsanız:
Aşağıdaki soruların en az üçüne birden “evet” diyorsanız:
Anadolu Sağlık Merkezi, Anadolu Efes Spor Kulübü ile birlikte hayata geçirdiği “Pembe Top Sahada” projesi ile meme kanserinde erken tanının önemine dikkat çekiyor. Meme Kanseri Farkındalık Ayı kapsamında düzenlenen, her yıl farklı bir ünlünün gönüllü olarak destek verdiği proje kapsamında bu yıl 22 Ekim 2015 tarihinde Anadolu Efes ve EA7 Emporio Armani arasında oynanacak maç, pembe top ile yapılacak hava atışı ile başlayacak. Projenin farklı bir yol ile kadınların dikkatini meme kanserinde erken tanının önemine çektiğini belirten Anadolu Sağlık Merkezi Genel Cerrahi Uzmanı ve Meme Merkezi Yöneticisi Prof. Dr. Metin Çakmakçı, “Tanı için kendi kendine meme muayenesi verimli bir yöntem değil. Çünkü bu yöntem kadınları yanıltarak gereksiz kaygı duymalarına neden olabiliyor” dedi.
YAZIYI PAYLAŞ
YORUMUNUZ VAR MI?