Sedef hastalığının bulaşıcı olmadığını ama toplumda bulaşıcıymış gibi algılandığı söyleyen Psoriasis Derneği Başkanı Prof. Dr. Mehmet Ali Gürer, hastaların bu yanlış algı nedeniyle dışlandığını ve damgalandığını belirtti. Sedef hastalığının (psoriasis) yaşam kalitesini önemli derecede bozduğunu ve hastaların sedef nedeniyle başka sağlık riskleri de yaşayabildiğini dile getiren Prof. Dr. Gürer, hastaların maruz kaldığı damgalanma ve izolasyonun da hastalığın seyrini olumsuz etkilediğini vurguladı. Yeri ve şiddetine bağlı olarak hastaların önemli oranda fiziksel ve ruhsal sorunlar yaşayabildiğini belirten Prof. Dr. Gürer, şu bilgileri verdi: “Hastalar görünümleri nedeniyle içe kapanabiliyor, çalışma hayatında ayrımcılığa ve sosyal izolasyona maruz kalabiliyor.”Psoriasis Derneği tarafından “29 Ekim Sedef Hastalığı Farkındalık Haftası” nedeni ile düzenlenen basın toplantısında sedef hastalığının nedenleri ve tedavisi hakkında bilgi verildi. Toplantıya Psoriasis Derneği Başkanı Prof. Dr. Mehmet Ali Gürer ile dernek üyeleri Prof. Dr. Sibel Alper, Prof. Dr. Emel Bülbül Başkan ve Prof. Dr. Nahide Onsun katıldı.

Sedef hastalığı, herhangi bir yaşta ortaya çıkan ancak özellikle 30-39 ve 50-69 yaşları arasında pik yapan, yatkınlık geni taşıyanlarda daha sık rastlanılan bir deri hastalığı…
“Sedef hastalığı, kronik inflamasyonla seyreden ve BULAŞICI olmayan bir hastalıktır. Bu hastalık en sık dirsek, diz, saçlı deri, el ve ayaklarda keskin sınırlı, kırmızı zeminde kepeklenme ile seyreden değişik büyüklükte lezyonlar ile karakterizedir. Hastaların hemen hepsi kaşıntı, yanma, batma ve ağrıdan şikayet ederler. Nadiren tüm deriye yayılıp, genel metabolizmayı bozarak yaşamı tehdit edebilir. Hala kesin nedeni tam açıklanamayan sedef hastalığı genetik olarak yatkın kişilerde iç ve dış faktörlerin etkisiyle tetiklenebiliyor.
Sedef hastalığı (psoriasis) nedir? Belirtileri, nedenleri ve tedavisi
Sedef hastalığı yaşam kalitesini de önemli derecede bozabilmektedir. Hastalığın yerleşim yeri ve şiddetine bağlı olarak hastalar önemli ruhsal sorunlar yaşayabiliyor. Hastalar görünümleri nedeniyle içe kapanabiliyor. hissedebilirler ve bu bireylerde reddedilme korkusundan ve psikoseksüel kaygılardan kaynaklanan çekingenlik ve zayıf benlik duygusu olabilir. Bu hastaların özellikle çalışma hayatında ayrımcılığa ve sosyal izolasyona yol açabilen “damgalanma” sonucu psikolojik sıkıntı çektikleri bilinmektedir.”
Şiddetli sedef hastalığı olan kişilerde sıklıkla ortaya çıkan tansiyon yüksekliği, şeker hastalığı, lipid metabolizması bozukluğu ve metabolik sendrom nedeniyle inme ve kalp krizi geçirme riski artmakta, sedef hastalarının ortalama yaşam süresinin beklenenden beş sene daha kısa olduğu bilinmektedir.
Sedef hastalığının uzun süreli yönetiminde “bireye göre özelleştirilmiş tedavi” son derece önemlidir. Sedef hastaları ile yapılan araştırmalarda, birçok hasta için uzun vadeli çözümlerin olmaması gibi karşılanmamış tıbbi ihtiyaçların varlığı ve mevcut tedavilerin etkisizliğiyle hayal kırıklığı yaşandığını gösteren önemli sayıda rapor dikkat çekicidir.

Sedef hastaları en çok önyargılardan ve ‘alternatif tıptan’ çekiyor
Yüksektansiyon, kalp hastalığı, artrit ve psikiyatri ilaçları psoriasisi tetikleyebilmektedir. Sık karşımıza çıkan bu ilaçlar ACE inhibitörleri, beta-blokırlar ve lityumdur. Ağrı kesiciler ve hidroksiklorokin gibi bazı bağdoku hastalıklarına yönelik ilaçlar da psoriasisi tetikleyebilir. Kortizon içeren haplar psoriasis alevlenmelerini kontrol altına alsa da uzun süre kullanımda psoriasisi kötüleştirebilir. Kortizon ilaçlarının birden kesilmesi taşiflaksi denilen şiddetli psoriasis tablosunun geri dönüşünü tetikleyebilir, hatta eritrodermi denilen vücudun tama yakın kızarıklık ve kepekle kaplanmasına yol açabilir.

Psoriasis hastalığının deride oluşturduğu olumsuz görünüme ek olarak kalp damar sisteminde inflamasyon nedeniyle önemli değişikliklere yol açtığını, hipertansiyon, kan lipidlerinde yükselme ve ateroskleroz nedeniyle erken yaşta miyokard enfarktüsü riski oluşturduğunu söyleyebiliriz. Ayrıca insülin direnci ve tip 2 diyabet ve diyabetin yol açacağı komplikasyonlarla karşı karşıya kalabilirler. Obezite ve obeziteye bağlı olarak bu hastalık risklerinin daha da artacağı söylenebilir.
Bazı durumlarda bir enfeksiyon veya ilaç hastalığın alevlenmesine neden olur ve hastanın tüm vücudunda içi iltihap dolu gibi görülen küçük püstüller ortaya çıkabilir. Böyle bir durumda hastanın ateşi yükselebilir, genel durumu bozulabilir ve hastanın hastanede yatırılarak tedavisi gerekebilir. Bu nedenle psoriasis hastaları doktorundan habersiz ilaç kullanmamalıdır. Ağrı kesici ilaçlar sedef hastalığını şiddetlendirebilir kortizon içeren ilaçlar (ağızdan alınan veya enjeksiyon yoluyla verilen) ciddi alevlenmelere yol açabilir.
Sedef hastalığı son dört yılda iki kat arttı ancak farkındalık oranı çok düşük

Ancak yaygınsa veya yaygın olmamasına rağmen ellere, genital bölgeye yerleşiyor ise şiddetli kabul edilip farklı seçenekler değerlendirilir. Psoriasis tedavisi 3 grupta toplanır: topikal tedavi (deriye dışarıdan uygulanan ilaçlar), ultraviyole ışınları ile tedavi (güneş ışınları), sistemik tedaviler (ağızdan alınan ilaçlar ve iğneler). Psoriasis hastaları aynı ilaca farklı klinik yanıtlar verebilirler.
Hastanın durumuna göre seçilen tedavi yöntemi aksatılmadan doğru kullanıldığında ve hastalar iyi izlendiğinde sorunsuz bir tedavi süreci söz konusudur. Günümüzde tedavi sonucundan beklenti deri belirtilerinin tamamen veya tama yakın silinmesidir. Tedaviler uzun sürebilir ancak kullanımları zor değildir, yaşam kalitesini olumsuz etkilemezler. Zamanında doğru ve etkin tedavi almamak hastalığın ilerlemesine ve başka hastalıkların eklenmesine yol açabilir. Doktorunuzla sürekli iletişim halinde olmak çok önemlidir.
YAZIYI PAYLAŞ
YORUMUNUZ VAR MI?