Prof. Dr. Oktay Demirkıran: Sepsis, anne ölümlerinin en önemli ikinci nedeni!

Yazan Hatice Pala Kaya
15 Eylül 2022   |    29 Eylül 2022    |   Kategori: Sağlık Gündemi Print

Sepsis açısından hamilelerin risk grubunda yer aldığını belirten Türk Yoğun Bakım Derneği (TYBD) Başkanı Prof. Dr. Oktay Demirkıran, anne ölümlerinde sepsisin ikinci sırada olduğunu bildirdi. Covid-19 pandemisi sırasında Türkiye genelinde yoğun bakıma yatan 599 hamile kadının yüzde 6’sının ECMO cihazına bağlandığını ifade eden Prof. Dr. Demirkıran, bu 599 hastanın 571’inin aşısız olduğunun da altını çizdi. Sepsis konusunda farkındalık yaratmanın önemine dikkat çeken Prof. Dr. Oktay Demirkıran, “Tüm dünyada gerçekleşen her 5 hastane ölümünden 1’i sepsis nedeniyle gerçekleşiyor. Dünyada her yıl yaklaşık 50 milyon sepsis vakası görülürken, bu vakaların yaklaşık 11 milyonu hayatını kaybediyor. Her 2,8 saniyede 1 kişiyi sepsis nedeniyle kaybediyoruz” dedi.

13 Eylül Dünya Sepsis Günü kapsamında, hastalıkla ilgili farkındalık yaratmak amacıyla Baxter’in desteği ve TYBD işbirliğiyle ‘Farkına Var, Hayat Kurtar’ kampanyası çerçevesinde basın toplantısı düzenlendi.

Sepsisi, vücutta bir enfeksiyon gerçekleştiğinde, bu enfeksiyona karşı vücudun verdiği anormal bir immünolojik yanıt olarak tanımlayan Prof. Dr. Oktay Demirkıran, “Enfeksiyon lokal olarak kalmayıp yani bir yerde sabit kalmayarak ilerliyor ve bütün vücudu kaplayabiliyor. Organ yetersizliklerine yol açıyor ve sonunda da hayatı tehdit eden bir durum söz konusu oluyor” diye konuştu.

Prof. Dr. Demirkıran: Covid-19’u ağır geçirenlerin %60’ı sepsis nedeniyle ölüyor

Kazanılmış her saat ölümü yaklaşık yüzde 8 azaltır!

Sepsisi önlemenin en önemli yolunun enfeksiyonu önlemek olduğunu belirten Prof. Demirkıran, “Aşılanma, temiz su kullanımı, el hijyeni, hastane kaynaklı enfeksiyonların önlenmesi ve farkındalık başlıca önlemler arasında yer almaktadır. Sepsis gelişen durumlarda ise enfeksiyon odağının hızla kontrol altına alınması ve yoğun bakımlarda uygun organ destek tedavilerinin verilmesi hayat kurtarır” dedi.

Sepsis tedavisinde zamanın çok önemli olduğuna işaret eden Prof. Dr. Demirkıran, ilk bir saatte tedaviye başlanılması halinde ölüm oranının çok düşük seviyelerde olduğu, her geçen saatte ise ölüm riskinin yüzde 8 arttığı bilgisini verdi.

Covid-19 salgınında aşısızlarda ciddi sonuçlar doğdu

Sepsis açısında hamilelerin önemli bir risk grubu olduğunu, anne ölümlerinde sepsisin ikinci sıradaki neden olduğunu hatırlatan Prof. Dr. Demirkıran, Covid-19 salgını sırasında elde edilen bulgulara yönelik de bilgi verdi. Dernek olarak yaptıkları bir çalışmada, Covid-19 enfeksiyonu nedeniyle 599 hamilenin yoğun bakıma alındığını, bu hastaların yüzde 6’sının ECMO cihazına bağlandığını kaydeden Prof. Dr. Demirkıran aynı zamanda çalışmanın aşının önemini de ortaya çıkardığını anlattı. Demirkıran, “599 hastanın 571’i aşısız. Dolayısıyla ECMO’ya kadar giden ağır tablolarla karşı karşıya kaldılar. Aşılamanın ne kadar önemli olduğunu bir kez daha görmüş oluyoruz. Sepsis, bu mikoorganizmalar tarafından esir alındığımızda maalesef ki bizi ölüme kadar götürüyor” diye konuştu.

En fazla ölüme yol açan varyant Delta

Prof. Dr. Oktay Demirkıran, sepsisin bir halk sağlığı sorunu olarak da ele alınabileceğini vurgularken, Covid-19 salgınında hastalığı ağır geçirenlerden % 60’ının sepsis nedeniyle hayatını kaybettiğini belirtti. Prof. Dr. Demirkıran Türk Yoğun Bakım Derneği’nin önderliğinde Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi’nin Covid-19 aşılamasına ilişkin yürüttüğü çalışmanın verilerini de paylaştı.

Aşılama ve doğru tedavi sepsisten ölümleri %50 oranında azaltıyor!

Bu çalışmada Covid-19’da sepsise bağlı ölümlerde hangi varyantların Türkiye’de daha fazla etkili olduğunu incelediklerini belirten Prof. Dr. Demirkıran, “Covid-19 pandemisi sırasında en fazla ölümler Delta varyantına bağlı olarak gerçekleşti. Aşılama durumlarına baktığımızda hastaların yüzde 52’sinin aşılanmamış olduğunu gördük yani vefat eden hastaların yüzde 52’si aşısız kişiler. Bu nedenle aşı olmuş ve son yapılan aşı üzerinden minimum 3-4 ay geçen kişilerin de hatırlatma dozunu yaptırmaları çok önemli” dedi.

Yoğun bakım ünitelerinin akılcı kullanımı

Dünyada yoğun bakımdaki ölümlerin yüzde 42’sinin sepsise bağlı olarak gerçekleştiğini açıklayan Prof. Dr. Demirkıran, her yıl 50 milyon dolayında vaka ve 11 milyon ölüm gerçekleştiğini bildirdi. Gelişmiş ülkelerde ölüm oranlarının daha düşük seyrettiğini, bunun da altyapının önemini ortaya koyduğunu vurgulayan Demirkıran, gelişmekte olan ülkelerde her yıl 6 milyonun üzerinde yeni doğan ve çocukta sepsis geliştiğini dile getirdi.

Prof. Dr. Oktay Demirkıran, sepsisin erken tanısı açısından hızlı tanı testlerinin, laboratuvar olanaklarının geliştirilip yaygınlaştırılması ve bu konuda ulusal eylem planlarının geliştirilmesi gerektiğine vurgu yaparak, dünyada yaygın olarak kullanılan hızlı tanı testlerinin Türkiye’de de yaygın kullanılabilmesi için geri ödeme politikaları geliştirilmesi gerektiğini belirtti. Dernek olarak, yoğun bakım ünitelerinin önemini sıklıkla vurguladıklarını ve akılcı kullanımı ön plana çıkardıklarının altını çizen Prof. Dr. Demirkıran, Türkiye’de yoğun bakım ünitelerine ciddi yatırımlar yapıldığını, buna karşılık yüzde 50-60 dolayındaki kapasitenin akılcı olarak kullanıldığını söyledi.

Septik şok veya sepsis (kan zehirlenmesi) nedir, belirtileri nelerdir?

Prof. Dr. Oktay Demirkıran, Covid-19 salgınına karşı önlemlerin hafifletilmiş olmakla birlikte, Japonya, ABD ve Avrupa’da vaka sayılarındaki artışı hatırlatarak, Türkiye’de de kış aylarıyla birlikte yükseliş görülebileceği uyarısında bulundu. Geçmiş yıllarda influenzanın maske kullanımı nedeniyle büyük risk oluşturmadığını ancak maske zorunluluğunun gevşetildiğini belirten Prof. Dr. Demirkıran, bireyleri hem Covid-19, hem de influenzaya karşı hijyen, maske ve mesafe kurallarına uymaya, aşılarını olmaya çağırdı.

YAZIYI PAYLAŞ

YORUMUNUZ VAR MI?

guest

0 Yorum
Inline Feedbacks
Tüm yorumları gör
Araç çubuğuna atla