Diyabet hastalarına özel Ramazan dönemi oruç öneri ve uyarıları

Kategori: Diyabet, Oruç Print

Bu yıl Ramazan ayında oruç süresi 17 saate kadar uzuyor. Aç kalınan sürenin uzun olması özellikle diyabet hastaları ve diyabet riski taşıyanlar için sağlık riski yaratabiliyor. Ramazan ayında diyabet hastaları ve diyabet riski taşıyanların sağlıklı kişilerin riske girmeden oruç tutabilmeleri için önce doktora danışmaları ve doğru beslenmeleri gerekiyor. Ramazan ayında oruç tutmak isteyen diyabet hastaları için önemli uyarılar yapan Türkiye Diabet Tedavi ve Eğitim Vakfı  Başkanı Prof. Dr. M.Temel Yılmaz, şeker hastalarının Ramazan’da yapması ve yapmaması gereken davranışlarla ilgili öneriler yaptı.

Uzun yıllardır diyabet ile oruç ve sağlığa etkileri konusunda çalışmalar yapan, Prof. Dr. M. Temel Yılmaz; doğru beslenmeyle insülin direnci veya gizli şekeri olanlar ya da ilaç kullanmayan diyabetlilerin Ramazan’ı sağlıklı bir şekilde geçirebileceğini hatırlatıyor.

Oruç öncesi doktor kontrolü şart

Ramazan’da Tip 2 diyabet tanısı yeni konulmuş ama henüz kan şekeri düzenleyici bir ilaç kullanmayan diyabetlilerin, doktor kontrolünde olmak şartıyla oruç tutabilir. Diyabetliler, oruç tutmadan önce detaylı tetkikler yaptırmalı. Diyabet tipinin ne olduğu, organ hasarları olup olmadığı, insülin kullanıp kullanmadığı, kullanıyorsa hangi protokolü uyguladığı gibi birçok konu temel alınarak hastanın sağlık durumu değerlendirilmeli.

Diyabet hastaları oruç tutabilir mi? İşte uzmanından öneriler

Hasta, kan şekeri düzenleyici ilaçlar ve/veya insülin kullanıyorsa, oruç ile birlikte bunların dozlarının yeniden düzenlenmesi ve doz ağırlığının iftara kaydırılması da şart. Ayrıca oruç süresince kan şekeri sık sık takip edilmeli ve beslenme programına da uyulmalı.

Sahur sofrasından salata eksik edilmemeli

Ramazan’da oruç tutan diyabetlilerin de oruç tutan her sağlıklı birey gibi sahur öğününü atlamaması gerekir. Sahurda kahvaltı tarzında beslenmeli, mutlaka tam tahıllı, çavdarlı veya kepekli ekmek tüketilmeli, sofrada tuzsuz veya az tuzlu peynir, zeytin (tuz susatır) ve yumurtaya da yer verilmeli.  Ayrıca sofrada mutlaka bol miktarda yeşillik, domates, salatalık, biber, havuç gibi taze sebzelerde yer almalı.

Glisemik indeksi düşük, yani kan şekerini yavaş yükselten ve tokluk hissini destekleyen ceviz, fındık, badem gibi yağlı tohumlar da tercih edilebilir, ancak tuzlu olmamaları konusunda dikkat edilmelidir. Taze veya kuru meyveler de küçük porsiyonlar halinde tüketilebilir ancak kişinin kan şekerinin yükselmesine yol açıyorsa tercih edilmemelidir.

İftardan sonra en az yarım saat yürüyüş

Uzun süreli açlık sonrasında iftarda bir anda fazla veya hızlı besin tüketimi kan şekerinde ani yükselmelere neden olabilir. Bu nedenle orucun bir dilim tam tahıllı ekmek, zeytin, çorba veya bir kase salatayla açılması önerilmektedir.

Diyabeti ve gizli şekeri olanlar ramazan ayına dikkat!

İftara açlık hissini kontrol altına alan bu besinlerle başlandıktan sonra yemeğe biraz ara vererek ana yemeğe geçilmeli. İftar sofralarında aşırı yağlı ve karbonhidratlı yiyeceklerden kaçınılmalı. Salata,  günlük mineral, vitamin ve sıvı ihtiyacının karşılanmasını desteklediği için çok önemli. Meyve çok dikkatli tüketilmeli ve mümkün olduğunca yavaş yenmeli. Çünkü hızlı ve fazla meyve tüketmek şekeri yükseltebilir. Ayrıca yürüyüş kan şekerinin düşmesine yardımcı olacağından iftardan bir saat sonra 30-60 dakika orta tempolu ve bol su içerek yürüyüş yapılması ihmal edilmemeli.

YAZIYI PAYLAŞ

YORUMUNUZ VAR MI?

guest

0 Yorum
Inline Feedbacks
Tüm yorumları gör
Araç çubuğuna atla