Ebola hakkında merak edilen tüm detaylar

Kategori: Solunum / Enfeksiyon Print

Batı Afrika’daki Ebola salgını nedeniyle bugüne kadar 4000’den fazla kişi yaşamını yitirdi. Bu, virüsün 40 yıl önce keşfedilmesinden bu yana görülen en büyük Ebola salgını. Dünya Sağlık Örgütü’ne (WHO) göre virüs yaklaşık 9000 kişiye bulaştı. Bunların hemen hepsi Afrika’da. Batılı ülkelerde tek tük vakalar görülürken, Türkiye’de bugüne kadarki ebola şüpheleri yersiz çıktı. Peki nedir Ebola virüsü, Nasıl bulaşır? Ebolanın belirtileri nelerdir? Nasıl anlaşılır ve tedavi edilir?

Ebola virüsü nedir?

ebola virüsü bakterisi

Ebola virüsü, ipliksi yapıda, yaklaşık 80 nm boyundadır. Genetik materyali RNA’dan oluşur

Ebola ciddi, ölümcül, bulaşıcı bir hastalık. Kökü meyve yarasalarına dayandığı düşünülen virüs ilk olarak 1976 yılında, bugünkü Kongo Demokratik Cumhuriyeti’nin sınırları içinde yer alan Ebola Nehri’nin yakınlarındaki bir salgın sırasında keşfedildi. Ebola virüsü, insanlarda ve hayvanlarda kanamalı ateş şeklinde ciddi hastalık formlarına yol açan virüstür. Dünya Sağlık Örgütü tarafından 4. Risk Grubu Patojen olarak kabul edilmektedir.

Virüs Ne zaman ve Nasıl ortaya çıktı?

Virüs, ilk olarak 1976 yılında Sudan ve Kongo’daki salgınlarda tespit edildi ve adını Kongo’daki bir nehirden aldı. Virüsün doğal kaynağının Afrika’daki meyve yarasaları olduğu düşünülüyor. Virüslerin varlığı bu yarasaların coğrafi dağılımıyla örtüşüyor.

Virüse nasıl yakalanılıyor ve ebola virüsü nasıl yayılıyor?

Ebola virüsü taşıyan birinin kanı, kusmuğu, dışkısı ya da vücut sıvısıyla; yaralı cilt, ağız ya da burun üzerinden doğrudan bir temas gerçekleştirenlere virüs bulaşıyor. Virüs idrarda ya da menide de bulunabiliyor. Virüs ayrıca yine yaralı ciltler yoluyla; mikrop bulaşmış yatak takımı, giysiler ve yüzeyler üzerinden de yayılabiliyor. Hastalık, grip gibi hava kökenli değil. Virüs bulaşan kişide hastalık belirtilerinin ortaya çıkması iki ila 21 gün arasında bir süre alıyor.

Belirtiler gelişinceye kadarki sürede insanlar başkalarına virüs bulaştırmıyor. İnsanlar, kanları ve salgıları virüsü bünyesinde bulundurduklarında hastalığı başkalarına bulaştıracak konuma geliyorlar. Bazı vakalarda virüs, tespitinden yedi haftaya kadar bir süre sonra başkalarına bulaşabilir hale geliyor.

Hangi bölgelerde görülüyor?

ebola

Batı Afrika’daki Gine, Liberya, Sierra Leone Mart 2014’te gündeme gelen salgından en fazla etkilenen yerler. Hastalık daha önce hiçbir zaman bu virüsten etkilenmemiş olan Gine’de başladı ve hızlı bir şekilde kentsel alanlara yayıldı.

Virüs, Gine’nin güneydoğusundaki sapa bir alan olan Nzerekore’den başkent Conakry’ye ve komşu ülkeler Liberya ile Sierra Leone’ye yayıldı. Nijerya ve Senegal kendi ülkelerinde az sayıda vaka olduğunu teyit ederken ABD ise şimdiye kadar iki vakanın olduğunu teyit etti. Ekim ayında İspanya’da bir hemşire Batı Afrika dışında virüsü kapan ilk kişi olmuştu.

Adını, Afrika’daki bir nehirden  alan hastalığın, yaygın olarak görüldüğü ülkeler; Liberya Cumhuriyeti, Gine Cumhuriyeti, Sierra Leone Cumhuriyeti, Demokratik Kongo Cumhuriyeti, Gabon, Güney Sudan, Fildişi Sahilleri, Uganda ve Kongo Cumhuriyeti’nde görülüyor.

Neden bu salgın özellikle kötü?

Virüs bu kez geniş kentsel alanları da içine aldı ve bu da kolayca yayılmasını sağladı. Salgından en ağır bir şekilde etkilenen ülkelerin sağlık sistemleri zayıf. Bu ülkelerde nitelikli doktor ve hemşire sayısı yeterli değil ve virüse karşı mücadele için uygun teçhizat ve kaynağa sahip değiller. Sonuç itibarıyla ortadaki, virüsün keşfedilmesinden bu yanaki en büyük ve en karmaşık Ebola salgını. Bu son salgındaki ölümler ve vakalar, önceki salgındakilerin toplamından daha fazla.

Ebola virüsü’nün belirtileri nelerdir, hastalığın ileri safhalarında neler yaşanıyor?

Ebola virüsüne bağlı meydana gelen kanamalı ateş hastalığı sonucunda bağışıklık sisteminde çökme,  pıhtılaşma fonksiyonunda bozukluk, kaçış sendromu (kanın serum kısmının damar dışına çıkması) ve şok tablosu gelişmektedir. Virüs vücuda girdikten sonra ortalama 5-10 gün içinde hastalık gelişmektedir. Hastalık tipik olarak ani başlangıçlı yüksek ateş, üşüme, titreme ve bitkinlik şeklinde başlamaktadır. Diğer belirtiler şiddetli baş ağrısı, kas ağrısı (özellikle gövde ve sırtta), bulantı, kusma, ishal ve karın ağrısıdır.

Hastalığın ilerleyen safhalarında, göz, burun, kulak, ağız ve rektumdan kan geliyor ve serum iğnesinin ciltte açtığı deliklerden kan akıyor. Temel olarak  vücuttan dışarı kan akması hastalığın en tanımlayıcı sendromu olarak görülüyor. Hastalığın başlangıç evrelerinde görülen ateş, kusma, ishal zaten başka birçok hastalığın da diğer tanımlayıcı sendromları olarak kabul ediliyor. Çoğu zaman hastalar kanama olduğu zaman Ebola virüsü taşıdıklarını anlayabiliyor ve Ebola virüsü taşıyan insanlar en sonunda çoklu organ yetmezliğinden hayatlarını kaybediyor. Bunun en büyük nedeni Ebola virüsünün vücuttaki beyaz kan hücrelerini hızla yok ederek bağışıklık sistemini çökertmesi ve insan vücudunun virüse karşı savaşamaz hale gelmesi sonucu organların iflas etmesi.

Ebola virüsünün tedavisi nasıl olur?

ebola karantinaEbola’nın kanıtlanmış bir tedavisi yok. Ağır hasta olanların hızlı bir şekilde damardan sıvı alarak tekrar normal vücud sıvılarına kavuşmaları gerekiyor. Bu kişilerin tecrit edilmeleri ve tıp uzmanları tarafından yoğun bakıma tabi tutulmaları gerekli. Tedavilerde ZMapp gibi deneysel ilaçlar da kullanıldı ancak bunların etkileri henüz kanıtlanmadı.

Hastalığı atlatıp hayatta kalabilenlerden yapılan kan nakli de potansiyel bir tedavi olarak deneniyor. Tıbbi yardım örgütü Sınır Tanımayan Doktorlar (MSF) salgının, virüsün en ölümcül ve en saldırgan türünden geldiğini söylüyor. Hangi etkenlerin, birçok insan hastalığa yenik düşerken bazılarının iyileşmesine izin verdiği bilinmiyor. Dünyanın önde gelen bağışıklık sistemi uzmanlarından Doktor Anthony Fauci, en geç 2015 sonuna dek ebola virüsüne karşı bir aşı geliştirmeyi umduğunu söyledi.

Yaşanan Son Salgın ne kadar tehlikeli?

ebola ölümGine’de ilk kez görülen Ebola virüs daha sonra Sierra Leone ve Liberya’da, büyük kentlerin de dahil olduğu bir coğrafyaya yayıldığı görülüyor. Virüsün etkilediği bir kişinin uçakla Nijerya’ya gitmesinden sonra bu ülke de salgın olan yerler arasına girdi.

Son salgın şimdiye kadar görülen en ölümcül virüsü içeriyor.‘Zaire Ebola Virüsü ‘ adlı virüs, bugüne dek enfekte ettiği insanların yüzde 90’ının hayatını kaybetmesine yol açtı.  Virüs bir kişiyi yaklaşık 3-4 gün içinde öldürebiliyor. Salgının bu denli tehlikeli olmasındaki tek faktör virüsün yapısı da değil. Batı Afrika’da patlak veren ilk büyük Ebola salgın olması nedeniyle, bölgedeki sağlık ekipleri yeterince eğitimli ve deneyimli değil. Dahası, Batı Afrika’da yaşayan insanlar, daha evvel salgına sahne olan Orta Afrika halkına göre daha fazla seyahat ettiğinden virüsün yayılmasına yol açıyor.

Bugüne kadar eboladan kaç kişi hayatını kaybetti?

ebola grafikWHO’nun açıklamasında, virüsün tehlikeli bir şekilde yayıldığı kaydedildi. Ebola salgınının başlamasından itibaren Gine’de bin 600 vaka tespit edildiği, Nijerya’dan da ölüm haberinin gelmeye başladığı bildirildi. Dünya Sağlık Örgütü geçen yıl sonunda başlayan Ebola salgınında bugüne kadar en az 930 kişinin öldüğünü bildirdi.

Ebola’nın Türkiye’de görülme olasılığı nedir?

Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, Arfika’da etkili olan “Ebola virüsü” ile ilgili, “Ebola virüsüyle ilgili bizim ülke olarak bir sorunumuz yok. Ancak o ülkelere giden vatandaşlarımıza bilgilendirme, o ülkelerden Türkiye’ye dönüş sonrası takipleriyle ilgili gerek bakanlığımız gerekse de Hudut ve Sahiller Sağlık Genel Müdürlüğümüz alıyor. Şu anda vatandaşımızı tedirgin edecek en ufak bir sorun söz konusu değil” dedi.

Kimler risk altında, Ebolaya karşı hangi tedbirler alınabilir?

Ebola hastalarıyla yakın temastaki herkes risk altında. Sağlık çalışanları korunmak için bütün vücudu kaplayan özel giysiler ve gözlükler kullansalar da şimdiye kadar yüzlercesi öldü. Hastaların aile fertleri de risk altında. Batı Afrika’daki cenaze törenlerinde, toprağa vermeden önce ölü kişinin bedenini yıkamak ve kucaklamak yoluyla doğrudan temasta bulunmak, yas tutanlar için bir gelenek.

Ancak Ebola virüsü, ölümünden sonra dahi kişinin bedeninde bulunmaya devam ediyor ve risk teşkil ediyor. MSF, ölen yakınlarına yaklaşımlarının kendileri için doğurabileceği riskler konusunda insanların farkındalıklarını artırmaya çalışıyor. Ancak bunun anlaşılması zor bir mesaj olduğu düşünülüyor.

WHO, Ebola hastalarıyla ve onların vücut sıvılarıyla temastan kaçınmak gerektiğini söylüyor. Kamusal alanda, mikrop bulaşmış olması mümkün hiçbir şeye dokunulmaması (örneğin ortak kullanılan havlular) isteniyor. Bakıcıların eldiven takması, maske gibi koruyucu donanım kullanması ve düzenli olarak ellerini yıkaması gerekiyor.

WHO ayrıca çiğ hayvan etinin tüketilmemesi ve enfeksiyon kapmış yarasalar veya maymunlarla temas edilmemesi konusunda da uyarıyor. Özellikle meyve yarasaları salgının başladığı Gine bölgesinde lezzetli bir yiyecek olarak görülüyor. WHO, erkeklerin Ebola’dan kurtulduktan sonra yedi haftaya kadarki zaman diliminde virüsü menileri üzerinden başkalarına bulaştırabileceğini söylüyor.

YAZIYI PAYLAŞ

YORUMUNUZ VAR MI?

guest

0 Yorum
Inline Feedbacks
Tüm yorumları gör
Araç çubuğuna atla