
Yeni yayımlanan çok merkezli küresel bir araştırmanın sonuçlarına göre, CAR-T hücre tedavisi bazı hastalarda yeni kanser vakalarının ortaya çıkma riskini önemli ölçüde arttırabiliyor. Çalışmanın verileri, CAR-T hücre tedavisini alan hastalarda T hücreli lenfoma gelişme riskinin 8,9 kat, myelodisplastik sendrom gelişme riskinin ise 3,5 kat arttığını gösteriyor. İkincil maligniteler özellikle 40 yaş altı bireylerde çok daha erken ortaya çıkıyor. Uzmanlar, bu tedaviyi alanlar için ömür boyu izlem ve yaşa özel tarama protokolleri yapılması çağrısında bulunuyor.
CAR-T hücre tedavileri kullanıma girdiği günden beri dirençli hematolojik kanserlerde çığır açıcı bir ilerleme olarak görülüyor. Ancak eClinicalMedicine dergisinde yayımlanan geniş çaplı bir güvenlik çalışması, bu tedavinin ikincil primer maligniteler (SPM) açısından kayda değer riskler taşıyabileceğini ortaya koydu. Güney Tıp Üniversitesi Zhujiang Hastanesi’nden Dr. Peng Luo liderliğindeki ekip, 2017–2023 yılları arasında FDA’nin FAERS ve DSÖ’nün VigiBase veri tabanlarından 607 vakayı analiz etti.
Kanser Tedavisinde Yeni Dönem: Vücut İçinde CAR-T Hücresi Üretmeyi Başardılar!
Farmakovijilans analizinde, CAR-T tedavisi gören hastalarda T hücreli lenfoma ve myelodisplastik sendrom gelişme oranının diğer hastalara göre anlamlı derecede yüksek olduğu saptandı. Bu sinyaller, her iki veri tabanı ve farklı alt gruplarda tutarlı şekilde gözlendi. Zamanlama açısından da dikkat çekici bir fark ortaya çıktı. CAR-T hastalarında ikincil kanserlerin medyan başlangıç süresi yalnızca 282 gün iken, bu süre CAR-T almayan hastalarda 526 gün olarak belirlendi. Özellikle çocuklar, ergenler ve genç erişkinlerde ikincil kanserler ortalama 35 gün gibi çok kısa bir sürede ortaya çıktı.
Çalışmanın baş yazarı Dr. Peng Luo, “CAR-T tedavisi dirençli hematolojik kanserlerde oyunun kurallarını değiştirdi. Ancak bu güçlü yaklaşımın uzun vadeli güvenlik profilini de tam olarak anlamamız gerekiyor. Bu hastalar için en iyi sonuçları elde etmemiz için kritik öneme sahip” diyor.

Araştırma, hematolojik kanserlerin (örneğin T hücreli lenfoma) genellikle tedavi sonrası ilk birkaç ayda ortaya çıktığını gösterirken, katı tümörlerin daha geç geliştiğini ortaya koydu. Yazarlar, bu durumun farklı biyolojik mekanizmalardan kaynaklanabileceğini ve geç dönem taramanın da ihmal edilmemesi gerektiğini vurguluyor.
Bu ikincil kanserlerin altında yatan nedenler henüz netleşmiş değil. Olası nedenler arasında viral vektör kaynaklı genetik bozulmalar, off-target immün yanıtlar ve önceki kemoterapi ya da kök hücre nakli gibi tedavilerin bağışıklık üzerindeki yükü sayılıyor. Nadir durumlarda, infüze edilen CAR-T hücrelerinin kontrolsüz şekilde çoğalıp yeni bir kanser odağı oluşturabileceği de düşünülüyor. ABD Gıda ve İlaç Dairesi (FDA), Kasım 2023’te yayımladığı güvenlik uyarısıyla bu riske dikkat çekmişti. Yeni çalışma, bu uyarıyı destekler nitelikte ek kanıtlar sunuyor.
mRNA teknolojisi tıpta oyunun kurallarını değiştiriyor: Kanser karşı çare olabilir!
Çalışmanın en çarpıcı bulgularından biri de yaşa bağlı farklar oldu. Çocuk, ergen ve genç erişkin hastalar, ikincil kanserleri ileri yaştaki hastalara göre çok daha erken geliştiriyor. Bu farkın bağışıklık sisteminin yeniden yapılanması, tedavi yoğunluğu veya takip protokollerindeki eksikliklerle ilgili olup olmadığı hâlâ araştırılıyor. Bu nedenle uzmanlar, yaşa özel izlem protokollerinin geliştirilmesini ve tüm CAR-T hastalarında ömür boyu takip yapılmasını öneriyor.
Araştırmanın bir diğer yazarı olan Dr. Jian Zhang, “CAR-T sonrası ikincil kanserlere dair bilgilerimiz bugüne dek sınırlı vaka bildirimlerine dayanıyordu. Bu çalışma, tüm CAR-T hastalarında kapsamlı güvenlik izleminin hayati önem taşıdığını gösteriyor. Bu sonuçlar, panik yaratmak için değil, daha bilinçli ve dikkatli bir takip için bir fırsattır. Yaşa uygun tarama protokolleri ve güçlü farmakovijilans sistemleriyle hastaların güvenliği artırılabilir. Sonuçlarımızın bu özelleştirilmiş tarama protokollerini teşvik etmesini umuyoruz” diyor.
Araştırmacılar, bu bulguların CAR-T tedavisinden vazgeçilmesi gerektiği anlamına gelmediğinin altını çiziyor. Bu tedavi, hâlâ yaşamı tehdit eden kanser türlerinde hastalara önemli fayda sağlıyor. Ancak CAR-T’nin erken evrelere ve farklı kanser türlerine uygulanması planlanırken, kısa vadeli etkinlik kadar uzun vadeli güvenliğin de dikkate alınması gerektiği vurgulanıyor.
Prof. Dr. Fevzi Altuntaş: CAR-T hematolojik kanserlerde önemli bir tedavi seçeneği
Kaynaklar ve Referanslar:
1- Characterization of second primary malignancies post CAR T-cell therapy: real-world insights from the two global pharmacovigilance databases of FAERS and VigiBase2- Global Data Warns of Secondary Cancers Linked to CAR-T Therapy, Urging Lifelong MonitoringYAZIYI PAYLAŞ
YORUMUNUZ VAR MI?