Verem mikrobuyla mesane kanseri tedavisi

Kategori: Onkoloji Print

Sigara tüketimi mesane kanseri riskini 3-5 kat arttırabiliyor

Mesane kanserleri %90 oranında 55 yaş ve üzerindeki kişilerde görüldüğünü söyleyen Acıbadem Kozyatağı Hastanesi’nden Üroloji Uzmanı Doç. Dr. Hakan Özveri, “Avrupa ve ABD’deki görülme oranı, Asya ülkelerine göre 10 kat daha yüksek. Mesane kanseri tedavisinde verem mikrobu ile yapılan kür etkili sonuçlar verebiliyor. Bu tedavide mesane içine serum fizyolojik ile sulandırılmış ve zayıflatılmış verem mikrobu veriliyor. 6 hafta süren bu tedavinin mesane kanserlerinin bazı türlerinde çok etkili olduğunu bildiriyor” dedi.

Sigara çok önemli bir risk faktörü
Mesane kanserlerinin idrar kesesinin içerisini döşeyen, mukoza denilen yapının anormal büyümesiyle geliştiğini dile getiren Doç. Dr. Özveri, şu bilgileri verdi: “Endüstrileşmiş ülkelerde hastalık sıklığı oldukça yüksek. Erkeklerde hastalığın fazla görülmesinin sigara içme oranıyla ilişkilendiriliyor. Hastalık sigara içenlerde 2-3 kat daha fazla görülüyor. İçilen sigara miktarıyla risk artıyor, aşırı tüketim halinde hastalık içmeyenlere göre 5 kat fazla görülüyor. Bilimsel çalışmalara göre, sigara tüketimi erkeklerde meydana gelen mesane kanserinin yaklaşık %50’sinde sorumludur. Sigara bırakıldığında mesane kanseri riskinin %30-60 oranında azaldığı gösterilmiş. Sigarada bildiğimiz 4 bin dolayında zararlı kimyasal var. Bazıları da özellikle 43 tanesi kanserin ilerlemesine yol açıyor. Bu toksik maddelerin bazıları, amonyak, terebentin, kadmiyum, böcek ilaçları, naftalin, hidrojen siyanür, bazı deterjanlar kanseri tetikleyen özellik gösteriyor.”

Mesane kanserini artıran risk faktörler
Sigaranın bırakılması durumunda mesane kanseri riskinin 1-4 yıl içinde %30 oranında azaldığını söyleyen Doç. Dr. Özveri, sözlerini şöyle sürdürdü: “Sigarayı bırakmanın üzerinde 25 yıl geçerse risk %60 oranında azalıyor. Mesane kanserinde ikinci en önemli risk faktörü mesleki faktörlerdir. Ülkeden ülkeye değişmekle birlikte bazı kimyasal kauçuklar, boya endüstrisinde kullanılan bazı aromatik aminlere maruz kalan kişilerde hastalık gelişme riski önemli oranda artıyor. Boyacılar, kuaförler bu tip maddelerle fazla temas ediyor. Yine sık idrar yolu enfeksiyonu geçirmek riski arttırıyor. Ayrıca karında bir bölgeye radyoterapi uygulanması veya siklofosfamid adlı kemoterapi ilacının kullanılması mesane kanseri riskini artırıyor.”

Beslenme tipi mesane kanseri riskini artırıyor mu?
Beslenme alışkanlıklarının da mesane kanserinin gelişmesine veya önlenmesine etkisi bulunduğunu söyleyen Doç. Dr. Özveri, “Bununla ilgili pek çok çalışma var. Meyve-sebze alımı azsa risk bir miktar artıyor. Mesane kanserinden korunmada sarımsak, A vitamini önleyici etkiye sahip. Bazı bilimsel çalışmalarda küçük hasta gruplarında A, C, E, D vitamıni ve çinkonun yüksek dozda kullanılması durumunda mesane kanserli hastalarında, tekrarında azalma rapor edilmiş, ama bunlar çok güçlü kanıtlar değil, daha büyük çalışmalara ihtiyaç var. Kahve tüketimi, tatlandırıcı kullanımıyla mesane kanseri arasında ilişki var diyen çalışmalar olsa da henüz sonuçlar net değil” diye konuştu.

Mesane tümörü nasıl tespit ediliyor?
Hastalığın teşhisinde ve tümörü tespitinde ultrason, sistoskopi gibi etkili yöntemler kullanılabildiğini belirten Doç. Dr. Özveri, “Hücre tipine göre mesaneyi koruyucu tedaviler yapılıyor. Mesaneyi almayı gerektirecek bir durum varsa, derin tabakalara işlemişse bağırsaktan yeni bir mesane yapılabiliyor. Mesane kanseri ameliyatından sonra hastada, önemli hayat tarzı değişiklikleri de kaçınılmaz oluyor. Ameliyattan sonra kişinin sigara içmemesi gerekiyor, hatta sigara içilen yerlerde bile bulunmaması önem taşıyor. Eğer mesane kanseri derin tabakalara inmediyse ilaçların mesane içine uygulanması gerekiyor. Bu mesane kanserinin tekrarını ve ilerlemesini önlüyor. Mesanenin içinde tümörün bulunduğu yerde kazıma işlemi yapılarak hastalığın ilerlemesi önleniyor” dedi.

Mesane kanserinin tedavisinde neler yapılıyor?
Tedavi gören hastaların bir kısmının ilerleyen zamanlarda tekrar hekime başvurduğunu dile getiren Doç. Dr. Özveri, sözlerini şöyle noktaladı: “Ameliyatlarda orijinal organın korunması büyük önem taşıyor. Ancak bazı hastalar ameliyat yeterli olmayabiliyor. Bu durumda kemoterapi, ilaç tedavileri ve ışın tedavileri yapılıyor. İncelemelerde görülen hücresel düzeydeki kanser hücrelerinin de yok edilmesi amaçlandığından kemoterapi, radyoterapi verilebiliyor. Erken evre hastalarda kemoterapi ilaçlar sulandırılarak mesane içine veriliyor. Hastalık ilerledikçe bu tedavilerin damardan uygulanması gerekiyor. Yayılmış hastalıkta kemoterapinin sistemik olarak verilmesi gerekiyor. Radyoterapi de gerekirse uygulanıyor. Mesane kanserinin bazı tiplerinde ise zayıflatılmış verem mikrobu kullanılıyor. Bu da tedavide oldukça etkili oluyor. Verem mikrobunun zayıflatılmış hale getirilmiş suşu mesaneye serum fizyolojik ile sulandırılıp veriliyor. Yaklaşık altı hafta süreyle veriliyor, mesane kanserlerinin bazı tiplerinde çok etkili, hastalığın ilerlemesini engelliyor.”

YAZIYI PAYLAŞ

YORUMUNUZ VAR MI?

guest

1 Yorum
En Yeniler
Eskiler Beğenilenler
Inline Feedbacks
Tüm yorumları gör
M.latif
M.latif
7 yıl önce

Bağ ilaç 2 saatsonrası nekadar şu içmeli

Araç çubuğuna atla