Prof. Dr. Murat Gültekin: HPV Aşısı Her Yaşta Korur, Bulaşmayı Azaltır ve Nüksü Önler

Yazan Hatice Pala Kaya
24 Eylül 2025   |    17 Ekim 2025    |   Kategori: Onkoloji, Sağlık Gündemi, Üye Yazıları Print

Başta rahim ağzı (serviks) kanseri olmak üzere birçok farklı kanser türünün gelişiminde rol oynayan HPV (Human Papilloma Virüs) enfeksiyonlarının toplumda yaygın görüldüğüne dikkat çeken Prof. Dr. Murat Gültekin, HPV aşısının yaşa bakılmaksızın uygulanması gerektiğini vurguladı. Gültekin, aşının yalnızca genç yaşlarda değil, daha ileri yaşlarda da kanser ve diğer sağlık sorunlarından önemli ölçüde koruma sağladığını belirterek, “Dünyanın en yaygın bulaşıcı hastalığı olan HPV ile yaşam boyu karşılaşma oranı %70 ila %80 arasında değişiyor. HPV’yi hiç geçirmemiş bireyler için aşı çok önemli ancak HPV geçirmiş olanlar da aşıdan fayda sağlayabilir. İdeal aşılama yaşı 11-12 olsa da aşı her yaşta faydalıdır” dedi.

Kanserle Dans Derneği’nden Farkındalık Etkinliği

Her yıl ‘20 Eylül Dünya Jinekolojik Kanserler Farkındalık Günü’ kapsamında kadınlara özgü kanser türleri konusunda toplumu bilinçlendirmek amacıyla çeşitli etkinlikler düzenleniyor. Bu yıl da Kanserle Dans Derneği ve Çankaya Belediyesi iş birliğiyle Ankara Kuğulu Park’ta gerçekleştirilen farkındalık etkinliğinde jinekolojik kanserlerin önlenmesi ve erken tanının önemi vurgulanırken, alanında uzman hekimler halkı bilgilendirdi. Bu kapsamda Medikal Akademi Ankara Temsilcisi Hatice Pala Kaya’nın sorularını yanıtlayan Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Kadın Doğum Jinekolojik Onkoloji Kliniği Öğretim Üyesi Prof. Dr. Murat Gültekin, HPV aşısının ve düzenli taramaların kadın sağlığı açısından taşıdığı kritik öneme dikkat çekti.

HPV nedir? Nasıl bulaşır? Belirtileri, tedavisi ve aşıları

Aşı, HPV’nin Nüks Etmesini Engelleyebilir

HPV enfeksiyonu geçirmiş bireylerin de aşıdan önemli ölçüde fayda sağlayabileceğini kaydeden Prof. Dr. Murat Gültekin, “Uçuk virüsü gibi HPV de reaktive olabilir. HPV aşısı, bu tekrar aktivasyonları azaltabilir. Ayrıca vücuttaki antikor düzeylerini artırarak bulaşı önleyici etki yapabilir. CIN 1, 2 veya 3 gibi öncül lezyonların dondurma ya da yakma işlemleri sonrasında yapılan aşı uygulaması ise özellikle uzun vadede nüks riskini azaltabilir” bilgisini verdi.

HPV Pozitifim, İlaç Kullanmalı mıyım?

HPV pozitif bireylerin en sık sorduğu sorulardan birinin “İlaç kullanmalı mıyım?” olduğunu belirten Prof. Dr. Gültekin, bu konuda ciddi bir bilgi kirliliği bulunduğuna dikkat çekti. Gültekin, “HPV tedavisinde piyasada birçok ürün var. Ancak Avrupa Jinekolojik Onkoloji Derneği olarak bu ilaçları A’dan Z’ye değerlendirdik. Birçoğunun bilimsel altyapısı, patofizyolojik dayanağı bile yok. Üstelik çok pahalılar. İlaç kullanımı kararı alınmadan önce hekim görüşünün mutlaka alınması gerekir. Bazı moleküller üzerinde yapılmış uluslararası kaliteli çalışmalar mevcut. Günlük kullanımda, altı ayda %85-90 negatiflik sağlayan moleküller var. Ancak bunların güvenilirliği ve etkinliği bilimsel yayınlarla desteklenmeli. Kısacası, doktor kontrolü şart” dedi.

HPV Taramalarında Pap Smear Yerini HPV DNA Testine Bıraktı

Prof. Dr. Gültekin, HPV taramalarında Pap Smear testinin yerini büyük oranda HPV DNA testine bıraktığını açıklayarak, bu geçişin Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) tarafından da desteklendiğini ve Türkiye’nin bu konuda 2014 yılında öncü bir adım attığını vurguladı. Türkiye’nin bu sistemi ilk uygulayan ülkelerden biri olduğunun altını çizen Gültekin, 2020 yılında DSÖ’nün tüm ülkelere HPV DNA testine geçmeleri yönünde çağrı yaptığını anlattı.

Prof. Dr. Murat Gültekin, HPV DNA testlerinin Pap Smear’e kıyasla çok daha etkili ve güvenilir olduğunu belirterek, şu ifadeleri kullandı: “HPV DNA testleri objektif ve otomatize testlerdir; kişiden kişiye değişiklik göstermez. Hatta kadınlar bu testi evlerinde kendi başlarına da uygulayabilir. Pap Smear testinde ilk taramada kanser yakalama oranı %50 iken, HPV DNA testinde bu oran %97’ye çıkıyor. Negatiflik açısından da HPV DNA testi çok daha güven verici. Pap Smear negatifliğinde 5 yıl içinde kanser gelişme riski 10.000’de 40 iken, HPV DNA testi negatif çıkan birinde bu oran 10.000’de 8’e kadar düşüyor. Yani HPV DNA testi negatif çıkan bir kişi için 5 yıl boyunca kanser riski yok denecek kadar az. Bu da 5 yılda bir testin yeterli olduğunu gösteriyor.”

HPV aşısı nedir? Ne zaman ve nasıl yapılır? Yan etkileri nelerdir?

Pap Smear Artık Taramada Değil, Takipte Kullanılıyor

Yeni sistemde Pap Smear testinin rolünün değiştiğini ifade eden Prof. Dr. Gültekin, “Pap Smear, artık ilk tarama değil, pozitif HPV vakalarının takibinde ve yönlendirilmesinde kullanılıyor. HPV pozitif çıkan hastalarda Pap Smear ile hücresel değişiklik olup olmadığını belirliyoruz. Bu, hastaya kolposkopi mi yoksa biyopsi mi yapılacağına karar vermemizi sağlıyor” şeklinde konuştu.

HPV Aşısı Olanlar da Tarama Yaptırmalı

HPV aşısı olan bireylerin taramadan muaf olmadığını hatırlatan Prof. Dr. Gültekin, aşıların mevcut 12 kanserojen HPV tipinden sadece bir kısmına karşı koruma sağladığını vurgulayarak, “En iyi aşı bile şu an 9 tipi kapsıyor. Henüz kapsanmayan 3 yüksek riskli tip var. Bu nedenle aşı olanlar da tarama yaptırmak zorunda” dedi.

Ancak aşı olanlar için tarama aralıklarının uzayabileceğini dile getiren Gültekin, 12 yaşında aşı olmuş bir bireyin hayatı boyunca sadece 1-2 kez tarama yaptırmasının yeterli olabileceğini vurgulayarak, “Aşısız bir kadına 5 yılda bir tarama öneriyoruz. Ama 12 yaşında aşılanmış bir kadın, belki 10 yılda bir taramayla korunabilir. Bu da büyük bir konfor sağlar” diye konuştu.

Gelecekte Daha Kapsamlı Aşılar Yolda

Türkiye’de halihazırda kullanılan Gardasil 9 aşısının, 9 farklı HPV türüne karşı koruma sağladığını hatırlatan Prof. Dr. Gültekin, dünyada %90 oranında bu aşının kullanıldığını, 14 HPV türünü kapsayan yeni nesil aşıların ise 5-6 yıl içinde piyasada olmasının beklendiğini söyledi.

Doç. Dr. Murat Gültekin: Rahim ağzı kanseri 90 yıl içerisinde tamamen yok edilecek

HPV Yalnızca Cinsel Yolla Bulaşmaz

HPV’nin bulaş yollarına ilişkin toplumda yanlış bilinenlere de açıklık getiren Prof. Dr. Gültekin, virüsün sadece cinsel yolla geçmediğinin altını çizerek, şunları söyledi: “HPV’yi yalnızca cinsel yolla bulaşıyor olarak görmemek lazım. Doğuştan geçen HPV enfeksiyonları var. Doğal doğum sırasında anneden bebeğe geçebilir, buna ‘vertikal geçiş’ diyoruz. Ayrıca ‘otoinokülasyon’ dediğimiz, cinsel ilişki olmadan da cilt temasıyla, sürtünmeyle bulaş olabilir. Son dönemde yapılan bazı çalışmalarda, HPV’li bireylerin klozet gibi yüzeylerde virüs bıraktığı gösterildi. Ancak bu yolla bir kişiye enfeksiyon geçtiği henüz ispatlanmış değil. Yani umumi tuvalet, hamam gibi alanlarda HPV kalıntısı olabilir ama bunların hastalık oluşturacak şekilde bulaştığı henüz bilimsel olarak gösterilemedi.”

HPV Belirti Vermez, Sadece Tarama ile Anlaşılır

Prof. Dr. Gültekin, HPV’nin vücutta herhangi bir belirtiyle kendini belli etmediğini ifade ederek, “Kadınlar genellikle akıntı, kaşıntı gibi nedenlerle şüphelenir ama HPV kesinlikle asemptomatiktir. Akıntıyı sevdiği doğrudur, özellikle geçmeyen akıntısı olan kadınlarda daha sık pozitif çıkar. Ancak HPV’nin kendisi doğrudan akıntıya ya da kokuya neden olmaz. Bunu ancak taramayla anlayabiliriz” dedi.

HPV Bulaşında Suçlu Aramak Yerine Korunmaya Odaklanın

Toplumda HPV’nin kimden kime geçtiğinin sorgulanmasının yaygın olduğunu belirten Prof. Dr. Murat Gültekin, bu yaklaşımın yanlış olduğuna dikkat çekerek şöyle konuştu: “HPV, hayat boyu bulaş ihtimali %80-90 olan çok yaygın bir virüs. Bu nedenle, kimin kimden bulaştırdığı tartışmasına odaklanmak yerine, korunma yöntemlerine yönelmeliyiz. Önceliğimiz çocuklarımıza aşı yaptırmak olmalı ki onlar bizim yaşadıklarımızı yaşamasın. Eğer biz bu bilgiyi bugün öğrendiysek, aşımızı da bugün olmalıyız. HPV negatif olsak da olmasak da aşı olmalıyız. Aşı, aşıdır. Ne kadar erken yaşta yapılırsa etkisi o kadar güçlü olur ancak her yaşta faydası vardır.”

HPV Tarama Kültürü Oluştu, Aşılama İçin Aynı Başarı Hedefleniyor

Dünya Sağlık Örgütü’nün 15 yaş altı kız çocuklarında HPV aşısının kapsamını %90’a çıkarma hedefi doğrultusunda, Türkiye’nin bu hedefe ulaşma potansiyelini de değerlendiren Prof. Dr. Murat Gültekin, Türkiye’nin HPV taramasında önemli ilerleme kaydettiğini ancak aşılama konusunda biraz geç kalındığını vurguladı. Prof. Dr. Gültekin, “2014 yılında başlanan HPV DNA tabanlı tarama programı sayesinde tarama kültürü ülkemizde oturmuş durumda. Günümüzde birçok ülke, Kazakistan, Fas ve BAE gibi ülkeler dahil ulusal aşı programlarına HPV aşısını entegre etti” ifadelerini kullandı.

HPV kaynaklı rahim ağzı kanseri ve korunmada aşıların yeri nedir?

Gültekin, dünya genelinde 120’den fazla ülkenin çocuklara HPV aşısı uyguladığının altını çizerek, Türkiye’de yaygın bir aşı kültürünün mevcut olduğunu aktardı. “Aile sağlığı merkezleri ve okul aşılamalarında %95’in üzerinde kapsama oranı sağlanıyor. HPV aşısı da ulusal programa dahil edildiği takdirde, benzer oranlara kısa sürede ulaşacağımızı düşünüyorum” diye konuştu.

Sağlık Çalışanları da Risk Altında; “Meslek Hastalığı Sayılmalı

Prof. Dr. Gültekin, özellikle kadın doğum uzmanları, diş hekimleri ve anestezi teknisyenlerinin HPV tedavisi sırasında ortaya çıkan cerrahi dumana maruz kalarak enfekte olabileceğine dikkat çekerek, “Bu konuda Aralık ayında yayımlanacak bir çalışmamız var. HPV’li hastaların tedavilerinde kullanılan lazer veya yakma işlemleri sırasında çıkan dumanlarda HPV bulunuyor. Bu dumana maruz kalan kadın doğum uzmanları, diş hekimleri, teknisyenler yüksek risk altında. Bu durumun artık meslek hastalığı olarak kabul edilmesi tartışılıyor. İşlem sırasında takılan her maske bu virüse karşı etkili değil, her dezenfektan da değil. Tıpkı COVID döneminde olduğu gibi en sıkı önlemleri alsanız da yüzde yüz koruma mümkün değil” bilgisini verdi.

Sevil Gürkan: “Kadın Kanserlerinde Damgalamayı Reddediyoruz”

Kanserle Dans Derneği Başkanı Sevil Gürkan ise yaptığı açıklamada, kadınlara özgü kanser türleriyle ilgili farkındalığın hâlâ çok düşük olduğuna işaret etti. Meme kanseri konusunda yıllardır yürütülen bilinçlendirme çalışmaları sayesinde halkta belirli bir farkındalık oluştuğunu, tarama programlarının KETEM merkezlerinde yaygınlaştığını söyleyen Gürkan, rahim ağzı (serviks) kanserinde de belirli yaş gruplarında tarama programlarının mevcut olduğunu hatırlattı.

Rahim ağzı kanseri (serviks) nedir? Belirtileri, nedenleri ve tedavisi

Gürkan, kadınlara seslenerek “Lütfen vücudunuzu tanıyın. Kendi vücudunuzu en iyi siz bilirsiniz; hastalıkların belirtilerini öğrenin ve en ufak farklılıkta doktora başvurun” çağrısında bulundu. Kadın kanserleri teşhisi konulan kişilerin toplum tarafından damgalanmaktan çekindiklerini belirten Gürkan, bu kanserlerin genellikle cinsellikle ilişkilendirildiğini, rahim ağzı kanseri olanların ise bu durumu dile getirmekte zorluk yaşadığına dikkat çekerek, “Rahim ağzı kanseri olmak kadının suçu değil. Damgalanmayı reddediyoruz. Bugünkü temamız da kadın kanserlerine yönelik bu damgalamaya karşı durmaktır” diye konuştu.

YORUMUNUZ VAR MI?

guest

0 Yorum
Inline Feedbacks
Tüm yorumları gör
Araç çubuğuna atla