HPV virüsü nasıl bulaşır? Rahim ağzı kanserinin tanı ve tedavisi

19 Kasım 2012   |    27 Ocak 2022    |   Kategori: Enfeksiyonlar, Kadın Hastalıkları, Kanser Print

HPV virüsü kadınlarda rahim ağzı kanserine neden olan ve cinsel yolla bulaşabilen yaygın bir enfeksiyondur. Rahim ağzı kanserinin en önemli sebebi olan HPV virüsünden aşı ile korunmak mümkündür. HPV virüsü genellikle cinsel yolla bulaşsa da yeni araştırmalar onun temas yoluyla da bulaşabildiğini göstermiştir. HPV’nin şimdiye kadar 100 den çok çeşidi tanımlanmıştır. Tanımlanan çeşitlerin 5 ve 6. Çeşitleri insanlarda sıklıkla görülebilir ve genital bölgelerde siğil olarak kendini gösterir. Bu siğiller, ellerde kollarda ve parmaklarda oluşan siğillerden farklıdır.

HPV nasıl bulaşır?

Cinsel yolla bulaştığını söylediğimiz bu virüs, tam bir cinsel ilişki olmasa bile, virüs ten teması ile de bireyden bireye bulaşabilmektedir. Virüs ciltteki çatlaklardan vücuda girer ve orada gelişmeye başlar. Genelde vücut bağışıklı sistemi sayesinde virüsle mücadele eder ve %90 oranında virüsü yok eder. %10’luk kısımda ise virüs uzun zaman uykuda kalabilir. Vücut direncinin kırıldığı ağır grip hastalıkları, kanser, kemoterapi uygulamaları, ağır alerjiler, derin üzüntüler gibi durumlarda ciltte siğiller halinde görülür.

Rahim ağzı kanseri (serviks) nedir? Belirtileri, nedenleri ve tedavisi

HPV bulaşmasının belirtileri nelerdir?

HPV virüsünün en belirgin özellikler genital bölgede çıkan kabarcığa benzeyen siğillerdir. Bazı durumlarda bu siğiller makat bölgesinde de görülebilmektedir.

HPV’nin erkeklerde ve kadınlardaki etkileri nelerdir?

Virüsün erkeklerde görülen çeşitleri 6.11 ve 18. Virüslerdir. Bunlardan 6 ve 11′inci cinsler daha çok siğil yapmakta, 16 ve 18′inci cinsler de hem siğil yapmakta hem de kansere yol açabilmektedir. Bu virüse erkeklerde penis, testis, bacak arası, kasıklar, bazen penisin içinde ve mesanede rastlanabilir. Erkeklerde HPV penis kanserine neden olabilmektedir.

Makat bölgesinde ve kalın bağırsağın son kısmı olan rektum bölgesinde de kanser vakaları görülmektedir. Aynı zamanda erkeklerde damar, geniz, bademcik, dil, yemek borusu ve gırtlak kanseri kanserinin de HPV virüsünden kaynaklandığı tespit edilmiştir. Erkeklerde uzun süre gizli bir şekilde bulunabilen bu virüs, cinsel ilişki ve apış arası temasıyla kadınlara geçmekte ve onlarda da bacak arası, vulva, makat bölgesi, vajina, rahim ağzında rahim ağzı kanserine yol açabilmektedir.

8 soruda rahim ağzı kanserinin nedenleri ve tedavi seçenekleri

HPV’den nasıl korunabilirsiniz?

HPV den korunmak için sadece prezervatif kullanmak yeterli olmamaktadır, Korunmanın en iyi şekli tek eşli bir cinsel hayata sahip olunmasıdır. Cinsel temas ile bulaştığı için yayılma süreci çok hızlıdır.

HPV’nin neden olduğu hastalık belirtilerinde ne yapılmalı?

Erkekler kendilerinde siğiller, yani ciltte kabarcıklar ve pütürler gördüğünde doktora gitmeli, teşhis konulmalı ve sonra bu siğillerin en az bir tanesinden örnek alınarak tahlile yollanmalıdır. Diğer siğiller ise yakılmalıdır. Tedavide yakmak kadar dondurmak veya cerrahi olarak çıkarmak ve bazı küçük siğillerde de siğile karşı oluşturulmuş kremler sürerek tedavi mümkün olabilmektedir.

HPV’nin bulaşmasıyla erkeğin kendisinde ya da ilişkide bulunduğu kadında siğil veya kanser şeklinde kendini göstermesi bazen onlarca yılı alabilmektedir. Dolayısıyla evlilikten önce bu virüsü almış bir erkeğin karısında, ileriki bir dönemde bu siğillere rastlanabilir.

HPV nedir? Nasıl bulaşır? Belirtileri, tedavisi ve aşıları

HPV’nin Siğil Yapmayan Tipi Daha Tehlikeli!

HPV’nin yaklaşık 100 kadar tipi var. Bunlardan 40 kadarı genital bölgede; geriye kalanlar ise vücudun diğer bölgelerinde enfeksiyon oluşturuyor. Ellerde çıkan siğiller de HPV’nin belirtisi; ancak bunlar tamamen iyi huylu ve genital bölge kanserlerine neden olan tipleri değil. Genital bölgede enfeksiyon yapan HPV’lerin hepsi siğil yapmıyor. Siğil yapmadan enfeksiyona yol açanlar aslında daha tehlikeli. Çünkü siğil yaptığı zaman görülüyor; daha sık yapılan smear testleriyle takibe alınıp, HPV tiplemesi yapılabiliyor.

vulva kanseri hpv

Kadınların Tek Sorunu HPV Değil!

Üreoplazma denilen bakteri de, mantarlar da tuvaletlerden geçebiliyor. Gebeliğin özellikle belirli dönemlerinde genital bölgenin kanlanması artıyor, bağışıklık sistemi çöküyor ve o bölgede genital enfeksiyonların sıklığı artıyor. Bu enfeksiyonlar da düşük veya erken doğum riskine neden olabiliyor. Çalışan gebelerin bu enfeksiyonlardan korunmalarına yardımcı olarak da bu sprey kullanılabilir.

Smear testi nedir? Neden ve nasıl yapılır? HPV ve Pap simir

Toplumun %60’ı HPV Pozitif

Toplumun %60’ı HPV pozitif şu anda. Gerekli kontrollerini yaptıranlar sonucunda çıkan rakam bu. Ancak bu rakamın %80’lere vardığı düşünülüyor. HPV sadece rahim ağzı hücrelerinden beslenen bir virüs. Orada yaşıyor çünkü o hücrelere ihtiyacı var. Hücrenin içerisine girerek, parçalıyor ve hücrenin yapısını değiştiriyor.

Hücre yapısı değiştiği için kansere meyil artıyor.  HPV’yi sadece rahim ağzı kanseri ile ilişkilendirmek yanlış; birçok organ kanserine de yol açabiliyor. Bunların başında penis, gırtlak ve mide geliyor. Çünkü HPV virüsünün skuamöz hücreye ihtiyacı var. O hücre tipinin olduğu her hücreye geçiş yapabilir.

Rahim kanseri neden olur? Belirtileri ve tedavi yöntemleri

HPV Aşısı Rutin Aşı Takvimine Konulmalı

HPV’ye karşı savaşta düzenli kontrol tek seçenek. Smear veya HPV DNA testi yapılabilmesi için kişinin cinsel anlamda aktif döneme geçmesi, kızlık zarının bozulmuş olması gerekiyor. Artık ne yazık ki 9 yaşındaki kızlarda bile HPV’ye rastlanabiliyor. Annede HPV varsa, çamaşır, ortak tuvalet kullanımı gibi benzeri bulaşıcı nedenlerle kızına da geçebiliyor. Onu test edebilme şansı çok düşük.

HPV aşısı nedir? Ne zaman ve nasıl yapılır? Yan etkileri nelerdir?

Bu testlere gerek kalmadan önlemenin tek yolu var aslında. Aşı… Amerika ve Avustralya gibi ülkelerde HPV aşısı, aşı takvimine alınmış. FDA (Amerikan İlaç Dairesi) onayı ile 9 yaşına gelen kız çocuklarının yanı sıra erkek endikasyonu da söz konusu olduğu için erkek çocuklarına da okulda yapılıyor. Yurtdışında HPV Aşısı rutin aşılama programı içerisine alındığı için HPV’ye bağlı enfeksiyonun görülme ihtimali %90 oranında azalmış. Ülkemizde de bu uygulamaya geçilirse tetanos, suçiçeği gibi hastalıklara yakalanma oranı nasıl düşürüldüyse HPV enfeksiyonları da azalacaktır.

HPV Aşısı (RAHİM AĞZI KANSERİ AŞISI)

HPV, en sık görülen cinsel temasla bulaşan hastalıklar arasındadır, her yıl milyonlarca insana bulaşmaktadır. HPV’nin kadın nüfusta her ne kadar bazı önemli hastalıklara sebep olduğu bilinmekte ise de erkeklerde de hastalıklara neden olmakta veya kadınlara bulaştırılmaktadır. Gardasil (HPV aşısı) canlı virus taşımayan bir aşı olup 6 aylık süre içerisinde 3 doz şeklinde uygulanır.

HPV’ye Karşı aşı  olmak işe yarar mı?

HPV aşısı, özellikle 6, 11, 16 ve 18′inci cinselere karşı etkili oluyor. 3 kez koldan yapılan aşının tamamlanması durumunda bugünkü bilgilerimize göre hayat boyu dört cinse karşı tam korunma sağlanıyor. Dolayısıyla bu aşının cinsel ilişkiye başlamamış kız veya erkeklerde yapılması durumunda gerçek korunma mümkün olacaktır.

HPV Aşısı hangi yaş aralığında yapılmalıdır?

HPV aşısı 12-26 yaş arasında genç kızlara ve en erken 9 yaş başlangıç olarak yapılabilmektedir.

Neden bu kadar genç yaşta önerilmektedir ?

Cinsel yaşam başlamadan önce ve HPV tiplerinden her hangi biri ile karşılaşmamış olmak aşıdan en yüksek korunmayı sağlamaktadır.

Cinsel aktivitesi olanlarda HPV aşısı faydalı mıdır ?

Cinsel yaşamı başlamış olan kadınlarda aşı koruyucu olmasına rağmen, cinsel teması olmamış kişilere göre daha az korunmaktadırlar. Bunun nedeni cinsel yaşamı başlamış olanlarda bazı HPV tipleri bulaşmış olabileceğinden aşının koruma gücünde azalma oluşmaktadır. Buna rağmen herhangi bir HPV tipinde bulaşma olsa dahi diğer 3 tipe karşı korumanın devam ettiği görülmektedir.

HPV aşısı için neden 9-26 yaş arası gibi bir aralık söz konusudur?

HPV aşısının etkinliği ile ilgili çalışmalar başlangıç olarak bu yaş aralığını kapsamış ve yetkili ilaç kontrol kurumları tarafından sertifiye edilmiştir. Yakın zamanda 26 yaş üzerine çalışmalar başlamış, bazı sonuçlar elde edilmiştir. Halen ilaç izin komisyonları 9-26 yaş aralığını esas almaktadır. (CDC guidelines 2006).

Erkeklerde HPV aşı yapılabilinir mi?

Kanıta dayalı tıp açısından erkeklerde HPV aşısına ait kesin bir kanıt henüz yeterli değildir. Dolaylı veri ve bulguların ışığı altında penis, anüs kanseri ve genital siğil gibi patalojiler üzerinde yararları olacağı düşünülmektedir. Bilimsel çalışmaların seyrine göre erkeklerin aşılanmasının, kadınları da bazı kanser tiplerinden dolaylı olarak koruyacağı düşünülmektedir. Fakat elimizde kesin kanıtlar olmaması nedeni ile henüz erkekler üzerinde aşılama protokolleri söz konusu değildir.

Genital siğil neden olur? Belirtileri, tedavisi ve HPV aşısı

Gebe kadınlar HPV aşısı olabilir mi?

HPV aşısı halen gebelerde önerilmemektedir. Gebelerde ve anne karnındaki bebekler üzerinde, aşının yan etkileri üzerine yeterli kanıt ve araştırmalar yoktur. Bugüne kadar yapılan çalışmalar, gebelerde ve yeni doğan üzerinde istenmeyen etkilerini göstermemiş olmasına rağmen ,mevcut çalışmalar kesin kanıt açısından yetersiz kalmaktadır. Mevcut bilgiler, gebeliğin sona ermesinden sonra aşıların başlamasını veya eksiklerin tamamlanmasını önermektedir. Aşının ilk dozu yapıldıktan sonra gebeliğini fark eden gebelerin diğer aşılarını gebeliğin sonlanmasından sonra devam etmesi gerekmektedir.

HPV aşısının etkinliği ne kadar?

HPV aşısı 4 tip viruse karşı yüzde yüz koruma sağlamaktadır. Bu 4 tip virüsün oluşturabileceği serviks, vulva ,vagina prekanseröz oluşumlarını ve genital siğillerini engellemektedir. Yukarıda belirtilen bu yüksek oranlı koruma 9-26 yaş arasında 4 tip HPV enfeksiyonu ile hiç karşılaşmamış kişileri kapsamaktadır. HPV’ nin 4 adet tipinden her hangi biri ile karşılaşmış bireylerde bu koruma oranları düşmektedir. HPV aşısının mevcut prekanseröz lezyonları veya genital siğilleri tedavi edici özelliği kesinlikle yoktur. Koruyucu etki ile tedavi edici etkileri karıştırmamak son derece önemlidir.

HPV aşısı kaç yıl süre ile koruyuculuğunu devam etmektedir?

Aşının kaç yıl süre koruduğu kesin olarak bilinmemektedir. Bugüne kadar yapılan bilimsel çalışmalar, aşının koruyuculuğunun en az 5 yıl olduğunu kanıtlamıştır. Koruyuculuğun 5 yıl üzerinde olabileceği düşünülmektedir fakat yeterli çalışmalar henüz elde yoktur.

HPV aşısının yetersiz kaldığı noktalar nelerdir?

Aşının bütün HPV virüslerine karşı koruma sağlamaması nedeni ile genital kanser ve siğillere karşı tam bir koruma sağlamaması mümkün olmamaktadır. Rahim ağzı kanserlerinin %30 oranına karşı koruma sağlanmamaktadır.

Bu nedenle aşı sonrası kadınların rahim ağzı kanserine karşı tarama testlerine (Pap Smear testi gibi) devam etmeleri şarttır. Aynı zamanda genital siğillerinin %10 oranı kadarı aşıya rağmen korunulmamaktadır. Bu nedenle diğer cinsel temasla bulaşan hastalıklara ve koruma çatısı dışında kalan HPV türlerine karşı kişilerin gerekli duyarlık ve korunmayı göstermesi gerekmektedir.

Genç kızlarda yeterli koruma için HPV aşının her üç dozunun yapılması gerekli midir?

HPV aşısının yeterli koruma sağlaması için genç kızlarda bir veya iki doz yapılması yeterliliği hakkında yeterli kanıt yoktur. Bu sebeple eldeki bilgiler ışığı altında her üç dozun tamamlanması, gerekli koruma için şart görülmektedir.

HPV aşısının güvenilirliği nedir?

HPV aşısının FDA (Federal Drug Administration) kurumu tarafından yaşları 9-26 arası olan 11.000 kadın üzerinde emniyet ve güvenirlik çalışmaları yapılmıştır. Bu çalışma, aşıya ait ciddi bir yan etki olmadığını göstermiştir. En sık görülen yan etki, aşı yerinde bazen görülen yanma hissidir. CDC (Central Disease Control) ve FDA halen aşı güvenilirliği ile ilgili çalışmalarını ortaklaşa devam ettirmektedir.

Rahim ağzı kanseri ve HPV virusundan korunmanın diğer yolları nelerdir?

Rahim ağzı kanserlerinin %70 oranına neden olan bir başka aşı henüz deneme ve çalışma sürecindedir. Yakın zamanda bu aşı sağlık hizmetine sürülecektir. Yıllık ve düzenli yapılan pap smear testleri rahim ağzı kanserlerinin büyük bir kısmının erken ve tedavi edilebilinir dönemde yakalanmasını sağlamaktadır. Amerika Birleşik Devletlerinde rahim ağzı kanserine yakalanların büyük çoğunluğu ya hiç ya da son 5 yıl içerisinde Pap Smear testi yaptırmamış kadınlardan oluşmaktadır.

Prezervatif kullanımının, rahim ağzı kanserinden koruma sağladığı ve genital siğilleri azalttığı belli bir oranda bilinmektedir. Aynı zamanda prezervatif kullanılmasının AIDS ve cinsel temasla bulaşan birçok hastalığı belli bir oranda engellediği bilinmektedir. Rahim ağzı kanseri jinekolojik kanserler içinde 2. sıklıkta görülen kanserdir. Pap smear incelemesinin yaygınlaşması ile rahim ağzı kanserinin görülme sıklığı azalmıştır. Kanser displazi olarak adlandırılan hafif formu ile başlar ve ilerler.

Anormal hücre büyümesi genellikle 25-35 yaşları arasında başlar. Bu hücreler prekanseröz (öncül kanser hücresi) olarak değerlendirilir. Zamanla bu hücreler kanser hücrelerine dönüşerek karsinoma in situ olarak adlandırılan rahim ağzının dış kısmında sınırları belli bir kanser oluşturur.  Bu durum tedavi edilmediğinde rahim ağzının diğer katlarına ve diğer organlara yayılır. Erken dönemde teşhis edilebilen vakaların % 95’inden fazlası iyileşebildiğinden erken teşhis ve tedavi çok önemlidir.

Rahim ağzı kanseri belirtileri (Serviks kanseri belirtileri) nelerdir?

  • Serviks kanserinin ilk başlangıç evrelerinde genellikle hiçbir belirti görülmez
  • Adet kanamaları dışında vajinadan anormal akıntı, özellikle kanlı akıntı  gelmesi
  • Cinsel ilişki sonrası kanama olması sık görülen bir belirtidir
  • Yine cinsel ilişki sırasında ağrı olması da serviks kanseri belirtisi olabilir
  • Tek taraflı kasık ağrısı
  • Kilo kaybı, kansızlık

Rahim ağzı kanseri belirtileri çok belirgin değildir ve serviksin kanser öncüsü değişikliklerinin herhangi bir bulgusu yoktur. Ancak hastalık ilerledikçe anormal kanamalar (adet arası, ilişki sonrası, menopoz sonrası kanama gibi), ağrılı ilişki, artmış akıntı ya da kasık ağrısı gibi şikayetler görülebilir. Bu bulguları beklemeden düzenli doktor kontrolüne gitmek önemlidir. 21 yaşından ibaren cinsel aktif olan her kadının yılda bir kez muayene olması gereklidir.

Papsmear testi anormal ya da şüpheliyse kolposkopi denilen bir çeşit büyüteçle rahim ağzının incelenmesi ve biyopsi alınması gerekli olabilir. Eğer biyopsi sonucu kanser öncüsü bir değişiklik tespit edilirse LEEP denilen bir teknikle bu doku alınabileceği gibi, kriyoterapi ya da lazer tedavisi uygulanarak da bu bölge ortadan kaldırılabilir. Serviks kanserinini düşündürebilecek belirtiler özetle;

Kadınlarda kasık ağrısı neden olur? Tedavisi ve çözüm önerileri

Rahim ağzı kanserinin nedenleri 

  • Çok eşlilik
  • Cinsel temasın 20 yaşından önce başlaması
  • Viral ve bakteriyal enfeksiyonlar
  • Fazla sayıda doğum yapmak
  • Sosyoekonomik düzeyin düşük olması
  • Sigara içmek
  • C vitamini ve A vitamini eksikliği
  • Erkek eşin sünnetli olmaması
  • Hastanın bağışıklık sisteminin baskılanmasıdır.

Vitamin kullanımının rahim ağzı kanseri üzerine etkisi nedir?

Sigara içilmesi kadınlarda çok hücreli rahim ağzı  kanseri riskini arttırır. Bu risk sigara içiminin süresi, miktarı ve yoğun sigara dumanına maruz kalma ile daha da artar. Hiç sigara içmeyen ve duman maruziyeti olmayan kadınlara göre bu kadınlarda risk 3 kat daha fazladır. Bazı vaka kontrollü çalışmalarda çeşitli gıdaların kanser riski üzerine etkileri araştırılmıştır. Diyet içerikleri karoten, C vitamini, E vitamini ve folik asitten zengin olan kadınlarda serviks kanserinin daha az görüldüğü bildirilmiştir.

E vitamini, hangi besinlerde bulunur? Faydaları ve eksikliği

Yapılan çalışmalarda A vitamininin az alınmasının riski arttırdığı gösterilmiştir. Yine benzer çalışmalarla beta-karoten düzeyinin serviks kanser oranı ile ters orantılı olduğu saptanmıştır. Ancak ağız yoluyla folik asit verilen iki randomize çalışmada koruyucu etkinlik gösterilememiştir. A vitamininin HPV ile ilişkili büyümeyi  önlediğini gösteren bazı deneysel çalışmalar mevcuttur.

Rahim ağzı kanserinin klinik bulguları nedir?

Erken evre kanserler genellikle bulgu vermez. Rahim ağzı kanseri, human papilloma virus cervical cancer,  erken dönemde teşhis edebilmek için yıllık rutin Pap smear testi yapılması ve jinekolojik muayene gereklidir.

Pap smear testi nasıl uygulanır?

Pap smear testi rahim ağzındaki kanser öncüsü  lezyonları belirlemek için yapılan tarama testidir. Jinekolojik muayene sırasında rahim ağzından hücre sürüntüsü alınır. Bu hücreler patoloji laboratuarlarında incelenir. İlk test 18 yaşında veya cinsel aktivite başladığında yapılmalıdır. Her yıl düzenli olarak tekrarlanmalıdır.

Histerektomi (rahim alınması ameliyatı) ile rahmi ve rahim ağzı alınmış olan kadınlarda Pap smear testi vajinal kanser konusunda fikir verir. Histerektomi öncesinde yapılmış Pap smear test sonucu normal olmayan kadınlarda vajinal kanser için risk faktörleri de göz önünde bulundurularak testin 2 yılda bir veya daha sık tekrarlanması önerilir. Bağışıklık sistemine ait bir bozukluğu olan, organ transplantasyonu yapılmış veya kemoterapi görmüş kadınlarda Pap smear testi 6 ay ara ile tekrarlanmalıdır.

Rahim ağzı kanserinde Tanı ve Tedavide Ne Yapılır?

Rahim ağzı kanserinin, human papilloma virus cervical cancer, ilerlemesi bazen çok hızlı olabildiğinden, kanserin erken dönemde saptanabilmesi için tüm kadınların düzenli jinekolojik muayene ve Pap smear testi yaptırmalarının büyük önemi vardır. Hastalık bulgu vermeye başladığında çoğunlukla ilerlemiş safhadadır. Kanserin tanısı jinekolojik muayene ve alınan örneklerin patolojik incelemesi ile yapılır. Serviks kanseri tanısını koymak için sırasıyla;

Tıbbi hikaye ve fizik muayene: Kişi doktora başvurduğunda kişisel ve aile ile bazı bilgiler sorulur. Bu soruların amacı risk faktörlerinin belirlenmesi ve serviks kanserinin hastadaki belirtilerini ortaya koymaktır. Ayrıntılı fizik muayene ile genel olarak sağlık durumu değerlendirilir. Jinekolojik muayene ile değerlendirme tamamlanır.

Sistoskopi, proktoskopi ve genel anestezi altında muayene: Sistoskopi işleminde, ışıklı, uzun ve dar bir tüp ile üretradan (idrar yollarının sonu) girilerek mesaneye ulaşılır. Bu yöntemle üretra ve mesane kanser yayılımı açısından incelenir. Şüpheli alanlardan milimetrik biyopsiler (parçalar) alınabilir. Sistoskopi, bölgesel anestezi ile sadece girilecek olan bölge uyuşturularak ya da bazı hastalarda genel anestezi altında yapılır.

Rektoskopi: Işıklı bir tüp ile rektumdan (kalın bağırsağın sonu) girilerek kanser varlığı araştırılır.

Biyopsi: Eğer alınan biyopsi (parça) sonucunda serviks kanseri olduğunuz ortaya çıkmışsa, bu tip kanserlerin tedavisi ile uğraşan bir cerraha başvurmanız gerekir.

Rahim ağzı kanseri tedavisi ise; prekanseröz (kanser öncüsü) lezyonların tedavisi lezyonun derecesine, kadının yaşına ve genel sağlık durumuna göre değişir. Erken evre kanserlerin tedavisinde sadece rahim ağzı veya rahmin alınması ile başarılı sonuç elde edilirken, ilerlemiş kanserlerde büyük ameliyatlar ve bunlara ek olarak radyoterapi  gerekir.

Serviks kanserinin evre ve derecesine göre tedavide cerrahi, radyoterapi, kemoterapi seçeneklerinden biri uygulanabilir. Serviks kanserlerinin küçük bir oranı gebelikte görülmektedir. Bu durumda serviks kanserinin evresine göre gebeliğe devam edilebilip tedavi doğum sonrasına ertelenebileceği gibi, gebelik sonlandırılıp hemen tedavi edilmesi de gerekebilir. Sonuç olarak serviks kanseri kanser tipleri içinde en erken tanınabilen ve belki de henüz kanser aşamasına gelmeden tedavi edilebilen bir kanserdir.

Çünkü kanser öncüsü değişiklikler kolayca taranabilmekte, tanınabilmekte ve tedavi edilebilmektedir. Ayrıca geliştirilen aşılar sayesinde kansere neden olan bazı virüslere karşı koruma da sağlanabilmektedir. Düzenli doktor muayenesi ve papsmear testiyle bu kanser türünden korunmanın mümkün olduğu unutulmamalıdır.

Serviks  kanserinde hangi tedavi faydalıdır?

Küratif yani iyileştirici amaçlı bir tedavinin  hedefi, tümörün tamamıyla uzaklaştırılmasıdır. Palyatif yani asıl hastalığı yok  etmeksizin tesirlerini hafifletici bir tedavi ise, tümör tamamıyla uzaklaştırılamazsa, hastanın genel durumuna uygun ve hayat kalitesini göz önüne alan, tümöre en iyi şekilde etki etmeye çalışan bir terapidir. Hangi tedavi yapılacağına  karar verebilmek için tümörün konumu, büyüklüğü ve dağılımının tam olarak bilinmesi şarttır. Ancak bu bilgiler mevcutsa, jinekologlar , radyoterapistler, onkologlar ve anestezistler gibi uzman hekimlerden oluşan bir uzmanlar ekibi hastayla birlikte ona uygun tedavi metodunu planlayabilir.

Onkoloji nedir? Onkolog ne iş yapar? En önemli onkolojik hastalıklar

Kanser hastalığının safhası ve risk faktörleri, örneğin lenf düğümleri tutulması, gibi unsurlar tedavi seçiminde bir rol oynarlar. Ama özellikle hastanın genel durumu ve hayat şartları da ön plandadır. Eğer tıbbi sakıncası yoksa, kadınların çocuk sahibi olma istekleri de dikkate alınır, ama bu hususun henüz terapiye başlamadan önce ilgili hekimle konuşulması gerekir. ( Aşağıda evrelerine göre rahim ağzı kanseri resimleri verilmiştir. Rahim ağzı kanseri ilerledikçe etraftaki dokunun tutulumu da aşağıdaki rahim ağzı resimlerinde görüldüğü gibi hızla artmaktadır)

  • Küçük tümörlü ve genel durumu iyi olan kadınlar, birinci derecede tedavi seçeneği olarak ameliyat edilirler. Wertheim ameliyatı en çok tercih edilen operasyondur.
  • Kötü genel durumda olan kadınlar ve/veya hastalıkları ilerlemiş safhada olan kadınlara özellikle radyoterapi yani ışın tedavisi uygulanır. Böyle durumlarda sıkça hallerde adına radyokemoterapi denilen kemoterapiyle kombinasyon da mümkündür.

Genital siğil tipleri nelerdir? Nedenleri, belirtileri ve tedavisi

Serviks kanseri olan hastalarda hangi görüntüleme testleri yapılır?

Bilgisayarlı Tomografi (BT): Serviks kanserinin pelvik ve para-aortik bölgede lenf düğümlerine yayılım durumu BT ile gösterilebilir. Bu görüntüleme yönteminde, bir X-ışını demeti vücudun etrafında döndürülerek, çeşitli açılardan değişik görüntüler alınır. Alınan görüntüler bir bilgisayar aracılığı ile bir araya getirilerek vücudumuzun içinin görüntüleri oluşturulur. Ayrıntıları daha iyi gösterebilmek için damar yoluyla kontrast madde adı verilen özel bir boya kullanılır.

Tomografi nedir, nasıl çekilir? BT ne işe yarar, zararları nelerdir?

Manyetik rezonans görüntüleme (MRG): Serviks kanserinin komşuluğundaki veya uzağındaki diğer organlara ya da lenf düğümlerine yayılıp yayılmadığını gösteren bir diğer görüntüleme yöntemidir. MRG’ da manyetik alan ve bilgisayar kullanılarak vücudun iç yapısının ayrıntılı görüntüleri elde edilir. MRG’da X ışınları kullanılmaz. MRG, serviks kanseri tanısında rutin olarak kullanılmamaktadır. Çünkü BT hem daha ucuzdur hem de BT ile MRG’ dakine benzer görüntüler elde edilir.

İntravenöz Urografi (IVU): IVU, damar yoluyla özel bir boya verildikten sonra, idrar yollarının X ışınları ile çekilen filmidir. Bu boya kan dolaşımından böbrekler yoluyla atılır. Böbreklerden üreterlere ve oradan mesaneye geçer. Böbreklerden çıkan idrar yollarındaki anormallikleri gösterir. Serviks kanseri pelvik lenf düğümlerine yayılıp, üreter adı verilen, mesane ile böbrekleri birleştiren idrar yollarına bası uygulayıp buranın tıkanmasına neden olabilir. IVU ile tıkanıklık olup olmadığı anlaşılabilir.

Dış genital bölge (vulva) hastalıklarının nedenleri ve tedavisi

Rahim ağzı kanserinden Korunma Nasıl Sağlanır?

Rahim ağzı kanserinden, human papilloma virus cervical cancer,  korunmada en önemli basamaklardan biri cinsel temas yolu ile geçen enfeksiyonların önlenmesidir. Cinsel aktivitesi başlayan her kadın düzenli olarak  yılda bir kez  Pap smear testi yaptırmalı ve 6 ayda bir jinekolojik muayene olmalıdır. Riskli hasta grubunda 6 ayda bir smear  (kanser tarama testi) alınması önerilmektedir.

YAZIYI PAYLAŞ

YORUMUNUZ VAR MI?

guest

0 Yorum
Inline Feedbacks
Tüm yorumları gör
Araç çubuğuna atla