
Yapay zekanın özellikle tanı ve tedavi süreçlerinde hekimleri destekleyici bir araç olarak kullanılabileceğini belirten Prof. Dr. Özlem Sönmez, hastaların yalnızca yapay zekâ temelli sistemlere dayanarak sağlık kararı almalarının ciddi riskler taşıdığını vurguladı. Muş’ta düzenlenen 12. Uluslararası Onkoloji Günleri kapsamında yapay zekânın sağlık alanındaki kullanımını değerlendiren Tıbbi Onkoloji Uzmanı ve Genç Birikim Derneği Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Özlem Sönmez, Medikal Akademi Ankara Temsilcisi Hatice Pala Kaya’ya yapay zekânın olası faydaları ve riskleri hakkında açıklamalarda bulundu.
Prof. Dr. Sönmez, OpenAI tarafından geliştirilen ChatGPT gibi yapay zekâ uygulamalarının sağlık danışmanlığı amacıyla tasarlanmadığını hatırlatarak, “Bu tür sistemler, yalnızca kullanıcıdan gelen veriler üzerinden, mevcut bilgi havuzuna dayalı sonuçlar üretir. Ancak bu sonuçlar, hastaya özgü ayrıntıları dikkate alamaz” dedi.
Yapay zekânın tıpta görüntüleme yorumları gibi alanlarda destek sunabileceğini ancak kanser gibi karmaşık ve bireysel tedavi gerektiren hastalıklarda hekim kontrolünün şart olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Özlem Sönmez, teknolojiye karşı olmadığını, aksine hekimlerin de yapay zekâdan faydalandığını ancak verilen verinin doğruluğu ve yorumun uzman filtresinden geçmesi gerektiğini ifade etti.
Yapay zeka kanser tanı ve tedavisinin kaderini değiştirebilir mi?
Prof. Dr. Sönmez, özellikle kanser gibi bireyselleştirilmiş tedavi gerektiren hastalıklarda yapay zekanın sınırlı kalacağını belirterek, “Tıbbi değerlendirme bir bütünlük ister. Sadece son tahlilinizi yükleyip yapay zekadan ‘tedavi değiştir’ cevabını alırsanız, bu sizi gereksiz yere paniğe sürükler. Oysa biz hekimler, hastanın önceki tedavi yanıtlarını, kullandığı ilaçları, moleküler yapısını ve performans durumunu birlikte değerlendirerek karar veriyoruz” bilgisini verdi.
Kanser tedavisinde kişiye özel yaklaşımın önemine dikkat çeken Prof. Dr. Sönmez, “Aynı evrede bile olsa iki meme kanseri hastasına farklı tedaviler planlıyoruz. Hastalığın moleküler alt tipi, yaygınlığı, hastanın genel durumu ve yan hastalıkları tedavi kararlarını belirliyor. Bu nedenle, hasta kendi tedavisini başkalarıyla kıyaslamamalıdır” dedi.
Yapay zekâ ya da internet üzerinden alınan bilgiyle gelen hastaların zaman zaman tedavi önerilerine itiraz ettiğine değinen Sönmez, bu durumu sabırla ve bilimsel açıklamalarla yönetmeye çalıştıklarını belirterek, “Hastalar eskiden Google’dan bilgi getirirdi, şimdi ChatGPT’den getiriyor. Bu tür karşı argümanlarla sık karşılaşıyoruz” diye konuştu.
Yeni Yapay Zekâ Modeli Mesane Kanseri Tedavisinde Başarı Oranlarını Arttırıyor
Toplumda “akıllı ilaçların” kemoterapiden üstün olduğu yönünde yanlış bir algı bulunduğuna da değinen Prof. Dr. Sönmez, kemoterapinin hâlâ onkolojide temel tedavi yöntemi olduğunu, akıllı ilaç ve immünoterapilerin ise belirli hastalarda uygun moleküler yapıya göre verildiğini kaydetti. Sönmez, “Her hastaya akıllı ilaç verilmez. Bu ilaçların verilmesi için tümörün belirli genetik özellikleri taşıması gerekir. Uygun değilse bu tedaviler etkili olmaz” dedi.
Ekim ayının meme kanseri farkındalık ayı olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Sönmez, meme bilincinin geliştiğini ancak rahim ağzı kanseri ve HPV farkındalığının henüz istenilen düzeyde olmadığına işaret ederek, şu bilgileri verdi: “Rahim ağzı kanseri, düzenli kontroller ve HPV aşısı ile tamamen önlenebilecek bir kanser türüdür. Bu çok değerli bir imkân. Özellikle 15 yaşa kadar gençlerin aşılanması son derece önemlidir. HPV aşılarının erişkin yaşlarda da etkili olabilmektedir. Dokuzlu HPV aşısı için 49 yaşa kadar koruyuculuğu olduğu belirtiliyor. Ancak ideal olan bu virüsle karşılaşmadan önce aşının yapılmasıdır.”
Toplumda aşı karşıtlığının artmasının rahim ağzı kanseriyle mücadelede ciddi bir tehdit oluşturduğunu vurgulayan Prof. Dr. Özlem Sönmez, “Somut ve etkili bir korunma yöntemimiz varken, mucizevi gıdalar ya da formüller aramak bilimsel değil. HPV aşısı, elimizdeki en güçlü silahlardan biridir” diye konuştu.
YAZIYI PAYLAŞ
YORUMUNUZ VAR MI?