Prof. Dr. Polat Dursun: Kadın kanserleri giderek artıyor, HPV aşıları dikkate alınmalı!

Yazan Hatice Pala Kaya
23 Ağustos 2019  |   Kategori: Kadın Hastalıkları, Kanser Print

Daha çok cinsel yolla bulaşan HPV (Human Papilloma Virüs), kadınlarda genital siğil ve rahim ağzı kanserine yol açabilen bir virüstür. Bu virüsün rahim ağzı kanserlerinin %99’unda tespit edildiğini vurgulayan Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Jinekolog- Onkolog Prof. Dr. Polat Dursun, onkolojik HPV virüslerinin vücuda alındıktan sonra 10-15 yıllık bir sürede rahim ağzı kanserine dönüşen değişikliklerin oluşmasına sebep olduğunu belirtti. Bu süre içinde kadınların jinekolojik kontrole gitmesi ve smear testlerini aldırması durumunda kanser öncüsü lezyonların tespit edilerek kansere dönüşmeden önlenebileceği uyarısında bulunan Prof. Dr. Dursun, kadın kanserleri, HPV’den korunma ve HPV aşıları hakkında Medikal Akademi’nin sorularını yanıtladı.

Dünyada ve ülkemizde kadın kanserlerine bağlı ölümlerde son veriler nedir? 

Prof. Dr. Dursun: Dünyada kadın kanserlerine bağlı ölümlerin yıllar içinde arttığı görülmektedir. Amerikan Kanser Derneği’nin yıllık yayınladığı kanser raporuna göre, tıptaki tüm gelişmelere rağmen kanser vakalarındaki sayı ve ölüm oranlarında artış olduğu rapor edildi.  Yapılan hesaplamalara göre, 2030 yılında dünyada kanserden ölen kadın sayısının 5.5 milyon olacağı hesaplandı ki, bu da Danimarka, Finlandiya, Norveç, Singapur gibi büyüklükteki ülkelerin nüfusuna eşdeğerdir.

Rahim ağzı kanseri (serviks) nedir? Belirtileri, nedenleri ve tedavisi

2012’de kansere bağlı ölümler 3,5 milyon iken bu rakamın 2030’da bu artış trendi ile 5.5 milyona çıkacağı en son yayınlanan kanser raporunda yayınlandı. Bu rapora göre, kadınlarda ölüm nedenleri içinde kansere bağlı ölümler ABD ve Avrupa gibi gelişmiş ülkelerde kadın ölümlerinin %14 ile kalp hastalıklarından sonra 2. en sık nedenidir.

Dünya Sağlık Örgütü (WHO) ve Uluslararası kanser araştırmaları ajansının tahminlerine göre, 2012’de 6,7 milyon yeni kanser vakası ve 3,5 milyon ölüm görüldüğü hesaplanmıştır. Bu kanser vakalarının yarısından çoğu (%54) ve kanser ölümlerinin de %64’ü az gelişmiş ülkelerde görülmektedir. 2030 yılında dünyada kadınlarda görülen kanser vakalarının 9,9 milyona ulaşacağı ve bunların da yıllık 5,5 milyonunun hayatını kaybedeceği hesaplanmıştır.

Türkiye’de rahim ağzı kanseri vakalarına ilişkin bir değerlendirme yapar mısınız? Rahim ağzı kanseri tanısı alan hastaların ne kadarı yaşamını yitiriyor?

Prof. Dr. Dursun: Sağlık Bakanlığı Kanser Savaş Dairesi verilerine göre, yaklaşık 1800 civarında rahim ağzı kanseri olgusu görüldüğü bildirilmiştir ve her yıl bu hastaların yaklaşık yarısı kaybedilmektedir. Serviks kanseri, Türkiye’de kadınlarda en sık görülen kanserler içinde 7. sırada gelmektedir. WHO rakamlarına göre ise dünyada yılda 500 bin üzerinde rahim ağzı kanseri görülmekte ve her yıl bunların yarıdan fazlası ölmektedir ki, bu da dünyada kadın kanserlerine bağlı ölümlerin %7,5‘unu oluşturmaktadır.

ABD‘de yılda 13240 bin, İngiltere’de ise yılda 3224 yeni serviks kanseri olgusu görülmektedir. Avrupa Birliği ülkelerinde ise yılda 58348 rahim ağzı kanseri olgusu görülmektedir. Yapılan hesaplamalara göre, Avrupa’daki her 100 kadından birinde serviks kanseri gelişeceği hesap edilmiştir.

Rahim ağzı kanserinde risk faktörleri nelerdir? Bu kanser türünün HPV virüsü ile ilişkisinden bahseder misiniz?

Prof. Dr. Dursun: Rahim ağzı kanserinde risk faktörleri; yüksek riskli HPV virüsü, erken yaşta cinsel aktivitenin başlaması, çok sayıda cinsel partnerin olması, eşin çok sayıda partnerinin olması, prezervatif kullanmama, sigara, cinsel yolla bulaşan hastalık öyküsü, düşük sosyoekonomik düzey, çok sayıda doğum yapma, immün yetmezlik, AIDS olarak sıralanabilir. Rahim ağzı kanseri, Human Papilloma Virüs (HPV) denen bir virüs ile ilişkilidir. Bu virüs rahim ağzı kanserlerinin %99’unda tespit edilmektedir.

HPV nedir? Nasıl bulaşır? Belirtileri, tedavisi ve aşıları

Onkolojik HPV virüsleri vücuda alındıktan sonra 10-15 yıllık bir sürede rahim ağzı kanserine dönüşen değişikliklerin oluşmasına sebep olmaktadır. Bu süre içinde kadınların jinekolojik kontrole gitmesi ve smear testlerini aldırması durumunda kanser öncüsü lezyonlar tespit edilerek kansere dönüşmeden önlenebilmektedir.

HPV nedir, tipleri hakkında bilgi verir misiniz? Rahim ağzı kanseri yanında başka hangi kanser türlerinde risk oluşturmaktadır?

Prof. Dr. Dursun: HPV, “Human Papilloma Virüs “denen bir virüsün kısa adıdır. Cinsel yolla en sık bulaşan hastalıktır. 100’den fazla farklı tipi olduğu bilinmektedir. Değişik tiplerin vücudun değişik yerlerinde siğil (kondilom), hücre çoğalması ve kansere neden olabildiği düşünülmektedir. Siğil ve düşük dereceli hücre çoğalması oluşturanlar “Düşük riskli HPV”, yüksek dereceli hücre çoğalması ve kanser oluşturanlar ise “Yüksek riskli HPV” olarak isimlendirilmektedir.

Dünyada enfeksiyöz bir ajanla oluşan kanserlerin yüzde 5’inin HPV virüsü ile oluştuğu hesaplanmıştır. HPV genellikle alındıktan sonraki 2-3 ay içinde siğil oluşumuna yol açar. Siğiller en sık genital bölgede görülür ama vücudun her yerinde de görülebilir. ABD rakamlarına göre cinsel aktif kadınların %75’inin hayatlarının bir döneminde siğil geliştireceği tahmin edilmektedir. Sevindirici olarak, HPV vücuda alındıktan sonra %80-90’ı vücudun savunma hücreleri tarafından elimine edilmektedir.

Çok nadiren doğum kanalından bebeğe bulaşarak yeni doğan bebeğin solunum yollarında da oluşabilir. Çok az bir kısmı vücutta gizli olarak kalmakta ve immün supresyon durumlarında aktive olmakta ve siğil ile hücre çoğalmalarına yol açabilmektedir. HPV vücuda girdikten sonra kanser oluşma süreci 10-15 yıl gibi uzun bir süre almaktadır.

Bugün ağız kanserlerinin yüzde 99’unda HPV pozitif olduğu bilinmektedir. HPV ile rahim ağzı kanserleri arasındaki ilişkiyi bulan Alman bilim adamı Harald zur Hausen, 2008 yılında Nobel bilim ödülü ile ödüllendirilmiştir. Rahim ağzı kanserleri yanında vajina, dış genital anal kanserlerde de tespit edilmiştir. Baş boyun kanserlerinde de HPV risk artışı yapmaktadır. Erkeklerde penis kanserlerinin gelişiminden de sorumlu olabilmektedir.

HPV’nin bulaşma yolları nelerdir?

Prof. Dr. Dursun: HPV esas olarak cilt- cilde temas yolu ile bulaşır, virüsün ana bulaşma yolu cinsel ilişki ile olur. Enfekte bir kişinin penis, skrotum (erkek yumurtalık torbası), vajina veya dış genital bölgesi ile temas sonucu bulaşır. Oral yolla enfekte bir genital bölgeye temas edilmesi halinde de bulaşma olur. Prezervatif kullanmak bulaşmayı her zaman önlemez çünkü virüs prezervatifle kaplı olmayan bir genital alandan da bulaşabilir.

HPV’den korunmak için neler yapılmalıdır? HPV aşı etkili midir?

Prof. Dr. Dursun: Çok eşlilik HPV bulaşması için en önemli bir risk faktörüdür. Bundan kaçınmak korunmada önemli bir etkendir. Çok eşli olunmasa bile eşlerden birinin daha önce HPV ile karşılaşması da HPV bulaşmasına yol açabilir. Her ne kadar prezervatif bulaşmayı yüzde 100 önlemese de prezervatif kullanmak bulaşmayı belirgin olarak azaltır.

HPV virüsü nasıl bulaşır? Rahim ağzı kanserinin tanı ve tedavisi

HPV korunmasında bugün için asıl etkili olan HPV aşılamasıdır. Bugün HPV aşısı en çok kanser yaptığı bilinen etkenlere karşı antijen içecek şekilde geliştirilmiş ve ülkemizde dahil tüm dünyada kullanıma sunulmuştur. Aşılardan biri sadece kanser yapan tiplere (tip 16 ve 18 ) karşı antijen içermekte iken diğer aşı hem kanser yapan tiplere (tip 16 ve 18 ) hem de en çok siğil yaptığı bilinen tiplere (tip 6 ve 11) karşı da antijen içermektedir. HPV aşıları; HPV virüsü ile karşılaşmadan 9 yaş grubundan 27 yaş grubuna kadar 3 doz şeklinde yapılması önerilmektedir.

HPV virüsü olan hasta nasıl bir yol izlemelidir?

Prof. Dr. Dursun: Mutlaka jinekolojik bir muayeneden geçmeli, siğil olup olmadığı kontrol edilmelidir. Siğil varsa bunu doktorun uygun göreceği bir yöntemle, yakma, dondurma ve ilaçla tedavi etmelidir. İhmal edilmemesi gereken bir nokta da eş veya partnerde siğil var olup olmadığı araştırılmalı, varsa bunun da uygun tedavisi yapılmalıdır.

Normalde siğil yapan HPV tipleri kanser yapmasa da beraberinde birden çok HPV bulaşma ihtimali olabileceği için HPV tiplemesi yapılıp, HPV’nin yüksek riskli mi düşük riskli mi olduğu belirlenmeli ve düzenli aralıklarla jinekolojik kontrol ve smear kontrolü yapılmalıdır.

Erkekler sadece HPV taşıyıcı mıdır?

Prof. Dr. PDursun: Erkekler sadece taşıyıcı değildir. HPV erkeklerde siğil yapabilir. Ayrıca nadiren de olsa penis kanserlerinin gelişmesi ile ilişkili olduğu düşünülmektedir. Yüksek riskli HPV’ler, homoseksüel erkeklerde anal ve rektal kanser öncüsü lezyonlar ve kanserlerin gelişiminden de sorumlu tutulmaktadır.

Tedavi seçenekleri hakkında bilgi verir misiniz?

Prof. Dr.  Dursun: HPV bir virüs olduğu için etkili bir ilaç tedavisi yoktur. HPV’nin yol açtığı lezyonların tedavisi yapılır. HPV genital bölgede ya hücre çoğalmasına ya siğile bazen de kansere yol açar. Siğil tedavisinde cerrahi olarak eksizyon, koterizasyon veya dondurma yöntemleri uygulanabilir. Tıbbi olarak tedavisi de mümkündür, bunlar da doktor veya hasta tarafından uygulanan krem veya solüsyon şeklinde uygulanan ilaçlardır.

Rahim ağzı kanserine karşı yılda en az bir kere jinekolojik muayene şart!

Aşılama ve tarama ile rahim ağzı kanseri önlenebilir mi?

Prof. Dr.  Dursun: Onkolojik HPV virüsüne karşı geliştirilmiş aşılar ile en sık kanser yapan tiplerin geliştirdiği rahim ağzı kanserlerine karşı koruma sağlanabilmektedir. Kadınlar düzenli jinekolojik muayeneye gider, smear ve HPV testlerini yaptırırlarsa rahim ağzı kanseri öncesi lezyonlar erkenden tespit edilebilir ve rahim ağzı kanserine dönüşmeden basit girişimlerle önlenebilir.

Dünya Sağlık Örgütü, aşılama, tarama ve erken teşhis durumunda rahim ağzı kanserinin uzun vadede dünyadan silinebilecek kanserler arasında olduğunu bildirmektedir. Rahim ağzı kanserinin en önemli bulgusu ise ilişki sonrası olan kanamalardır. Bunun haricinde ara kanamalar veya kanama miktarındaki artışlarda ihmal edilmemelidir. Bu bulguları olan kadınlarında jinekolojik muayeneye giderek erken tanı alması mümkündür.

YAZIYI PAYLAŞ

YORUMUNUZ VAR MI?

guest

0 Yorum
Inline Feedbacks
Tüm yorumları gör
Araç çubuğuna atla