Bilimsel çalışmaların izne tabi olması kabul edilemez

15 Mayıs 2020   |    22 Mayıs 2020    |   Kategori: Sağlık Gündemi Print

Sağlık Bakanlığı’nın COVID-19 Araştırmalarında Bakanlık İznini Zorunlu Kılması ile ilgili bir açıklama yayınlayan Türk Toraks Derneği Başkanı Prof. Dr. Hasan Bayram, bu uygulamanın bilimsel özerkliği zedelediğini ve araştırma yapmayı engellediğini vurgulayarak şöyle bir değerlendirme yaptı:  “Sağlık Bakanlığı’nın Covid-19 ile ilgili çalışmalarda önce il Sağlık Müdürlükleri’nden izin alınması, daha sonra tüm izinlerin Sağlık Bakanlığı’ndan alınması yaklaşımı bilimin özü gereği kabul edilemez bir yaklaşımdır.”

“Bilimsel araştırma, bilimsel yöntemler kullanılarak bilimin anlama, açıklama ve kontrol etme işlevleri doğrultusunda bilgi birikimine ulaşılması çabalarından oluşan bir süreçtir. Sağlık alanında yürütülen bilimsel araştırmalarda ise temel amaç, elde edilen bilgiler ışığında sağlığı iyileştirmektir.” diyen Prof. Dr. Bayram, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bilimsel araştırma ile tutarlı sonuçlara ulaşılabilmek için bilim insanının objektifliği, sistematik yaklaşımı yanı sıra özgürlüğü ve özerkliği de temel şartlardandır.”

“Bielefeld Üniversitesi’nden Torsten Wilholt’un görüşüne göre temelde bilim adamları kendi seçtikleri konularda, kendi seçtikleri yöntem ve yaklaşımlarla araştırma yapma hakkına sahip olmalıdır. Hatta Sağlık Bakanlığı’nın mevcut uygulamasının tam aksine, ilgili devlet kurumlarından önemli gördükleri konularda araştırma yapabilmek için gerekli kaynakları isteme hakkının da bu özgürlük ve özerklik kavramı altında düşünülebileceğini belirtmektedir. Bilimsel özgürlüğün böylelikle çeşitliliğe yol açacağı öngörüsüyle, doğruya ulaşmada ve bilimin ilerlemesinde katkı ancak böyle sağlanabilir.”

“Yine, bilimin politik güçlerin kontrolünün dışında olması gerekliliği demokrasinin ön şartlarından biri olarak vurgulanmaktadır. Sağlık alanındaki çalışmalarda bilimin ve dolayısıyla deneyin içerisine insan da girdiğinden, kamu bu konuda sadece etik ihlallerin önüne geçmek için çalışma süreçlerine müdahil olabilir.” diyen Prof. Dr. Bayram, sözlerini şöyle sürdürdü: “Nitekim 13.04.2013 tarih ve 28617 sayılı İlaç ve Biyolojik Ürünlerin Klinik Araştırmaları Hakkında Yönetmelik’te belirtildiği gibi temel amaç klinik çalışmalara katılan gönüllülerin korunmasıdır.”

Prof. Dr. Önder Ergönül: Bilimsel çalışmaların izne tabi tutulması kabul edilemez

“Bu minvalde, Sağlık Bakanlığı Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu’nun sayfasında da yer aldığı gibi kamu adına denetleme süreci, araştırmaya katılacak gönüllülerin hakları, sağlık yönünden güvenliği ve esenliğinin korunması amacıyla araştırma hakkında bilimsel ve etik yönden görüş vermek amacıyla oluşturulan bağımsız etik kurullar tarafından yürütülür. Buradaki ‘bağımsız’ vurgusu dikkate değer olup konunun bu bağlamda değerlendirilmesi gerekmektedir. Bu kapsam dışındaki tüm çalışmalar için yerel etik kurulların değerlendirmesi mevcut mevzuata göre zaten yeterlidir.”

Bilimsel Çalışmaların Özüne Aykırı

Prof. Dr. Bayram, Dernek olarak 5 Mayıs 2020 tarihli açıklamalarına değinerek, “Bakanlığın bu son uygulamasının, bilimsel bilgiye erişimde bir sansür mekanizmasının devreye girmiş olabileceği veya bir çeşit bilimsel yayın tekeli oluşturacağı gibi kuşkular doğurmakta olduğunu, bilimsel çalışmanın özü gereği, bilim insanlarının yaptığı çalışmaların ve yöntemin politik bir irade tarafından denetime tabi tutulmasının kabul edilemez bir tutum olduğunu belirtmiştik. Ayrıca hangi çalışmalara hangi kriterlerle onay verilip verilmeyeceği konularında şeffaf bir tutum sergilenmemesi, bu şüpheleri haklı kılmakta olduğu görüşüne yer vermiştik.

Geldiğimiz süreçte Bakanlığın bazı araştırmacı ve çalışmaları kayırdığı, diğerlerini ise gerekçe göstermeden/haksız gerekçelerle reddettiği görülmektedir. Gerekçe olarak belirtilen ifadelerde Bakanlık tarafından belirtilen kişi ve kişilerle ortak çalışmaya zorlanmakta olduğu anlaşılmaktadır. Akademik özerklik zedelenmiş olup, Bakanlık bünyesinde bir yayın/araştırmacı tekeline doğru tehlikeli bir gidiş görülmektedir. Tüm bu gelişmeler ülkemizde bilime ve akademiye zarar verecek yaklaşımlar olup, ülkemizi uluslararası arenada tamir edilemeyecek kötü bir duruma sokacaktır. Bu haksız ve yanlı tutuma bir an önce son verilmesi gerekmektedir.” diye belirtti.

Prof. Dr. Bayram ayrıca, “Türk Toraks Derneği’nin bugün de geçmişte olduğu gibi, bilimsel araştırmalarında özgür ve özerk kimliğini koruyarak, etik açıdan evrensel kurallara uyumda titizlik gösterdiği çalışmalarının etik kurulların değerlendirmesi sonrasında hayata geçirilmesi konusunda haklı ısrarını sonuç alana dek sürdürecektir.” diyerek sözlerini tamamladı.

YAZIYI PAYLAŞ

YORUMUNUZ VAR MI?

guest

0 Yorum
Inline Feedbacks
Tüm yorumları gör
Araç çubuğuna atla