Tiroid bezi hastalıkları hakkında mutlaka bilinmesi gerekenler

Kategori: Kulak Burun Boğaz, Tiroid hastalıkları Print

MUzmanlar tarafından boyunda yer alan ve şekli kelebeğe benzetilen tiroid bezi tüm organların orkestra şefi olarak tanımlanıyor. Troid bezinin aşırı ya da az salgıladığı hormonlar çoğu zaman kişinin iş ve yaşam ilişkilerini bozmakla birlikte depresyona kadar sürükleyebiliyor. Tiroid hormonunun gereğinden az ya da fazla salgılanması vücutta ciddi rahatsızlıklara sebep olabiliyor. Tiroid bezi vücudumuzun gelişimini, farklılaşmasını ve metabolizmasını düzenleyen çok önemli hormonlar salgılarken diğer bir taraftan bu hormonları kan yoluyla vücudumuza yayarak tüm hücreleri etkiliyor.

Tiroid bezinin çevresel ya da genetik özelliklere bağlı olarak eksik ya da fazla çalışabilir. Tiroid bezinin işlevi hangi yönde etkilenirse etkilensin hem kısa hem de uzun vadede kişinin kalp damar sistemi ve diğer organ sistemleri ile psikososyal davranışlarını önemli derecede etkileyen sonuçlar doğurur. Tiroid bezi, çevresel ya da genetik özelliklere bağlı olarak eksik ya da fazla çalışabiliyor. Yine benzeri sebepler ve geçirilmiş enfeksiyonlar tetiklediği ve kişinin kendi tiroid bezinin bağışıklık sistemi tarafından yabancı bir organmış gibi algılanmasına sebep olan antikorların neden olduğu hastalıklar ortaya çıkabiliyor.

Tiroid belirtileri nelerdir? Tiroit hastası olduğunuzu nasıl anlarsınız?

Tiroid bezinin antikorların neden olduğu hastalıklar bazen tiroid bezini tıpkı hipofiz hormonları gibi uyararak çok aşırı çalışmasına sebep olurken bazen de Tiroid bezinin humoral ya da hücresel yollarla ortadan kaldırılarak işlevsiz fibröz bir dokuya dönüşebilir.

Tiroid hastalıkları belirtileri

Tiroid bezinin Oto-immün hastalıkları bazen tiroid bezini tıpkı hipofiz hormonları gibi uyararak çok aşırı çalışmasına sebep olurken bazen de Tiroid bezinin humoral yada hücresel yollarla yavaş yavaş ortadan kaldırılarak işlevsiz fibröz bir dokuya dönüşebilir. Tiroid bezinin az çalışmasına sebep olan hastalıklarda metabolizmanın yavaşlamasına bağlı, hızlı kilo alımı, uykuya meyil, halsizlik,  düşük tansiyon, menstrüel siklus  değişiklikleri cilt ve saçlarda cansızlık, kuruluk ve kırılgan özellikler dikkati çekiyor.

Tiroid bezinin fazla çalışmasına sebep olan hastalıklar, Metabolizmanın hızlanmasına bağlı olarak hızla kilo verme, uykusuzluk, huzursuzluk, aşırı terleme, sinirlilik, anksiyete, çarpıntı, menstrüel siklus düzensizlikleri gibi sorunlara sebep oluyor. Her iki durumda da kişinin iş ve özel yaşam ilişkilerini olumsuz etkileyen, yine hatalı olarak günlük iş stresine bağlanabilen değişiklikler meydana geliyor.

Tiroid Nodülleri

Tiroid nodülleri toplumdaki her 2 kişiden 1’inde görülecek kadar yaygın bir sorun. Hiçbir belirti vermemesi hastaların büyük çoğunluğunun bu sorundan habersiz yaşamalarına neden oluyor.

Tiroid Nodüllerinde tanı nasıl konur?

Öncelikle hastanın T3, T4 ve TSH dediğimiz hormon değerlerine bakılır. 1 cm’nin üzerindeki nodüller elle fark edilebilir. Daha küçük olanlar ultrasonla tespit edilebilir. Ayrıca sintigrafi ile nodülün sıcak mı yoksa soğuk nodül mü olduğunun ayrımı yapılır.

Tiroid Nodüllerinin kanserleşmesi açısından kimler risk altındadır?

Nodüllerin %90’ı iyi huylu tümörlerdir; %10’unda kanserleşme riski vardır. 20 yaş altı ve 60 yaş üstü kişilerde nodüllerin kanserle ilişkili olma olasılığı daha yüksektir. Ailesinde tiroit kanseri hikayesi olanlarda, daha önce vücudunun herhangi bir bölgesine ya da boyun bölgesine radyasyon almış kişilerde de kanserleşme riski daha yüksektir.

Kontroller Hangi Sıklıkla ve Nasıl Yapılmalıdır?

Ultrason incelemeleri sonucunda elde edilen verilere göre, nodüller düzensiz bir yapıya sahipse, içerisinde kireçlenmeler taşıyorsa, gittikçe büyüyorsa, dokuya yapışıksa bunlarda kanserleşme ihtimalinin yüksek olduğunu düşünerek ince iğne biyopsisine göndermek gerekir. Başka bir bakış açısıyla, riskleri azaltmak için, şüpheli ultrason sonucu olan her nodül için biyopsi gerekir.

Tiroid hastalıklarının en önemli belirtileri ve yeni tedavi seçenekleri

Biyopside temiz çıkan hastalar takibe alınır. 6 aylık takip sonucunda büyüme tespit edilirse tekrar ince iğne biyopsisine başvurulur. Bu süre zarfında herhangi bir değişiklik görülmemişse takip devam eder.

1 cm üzerinde, biyopsisi şüpheli çıkan hastalarda ve biyopsi sonrasında kanser hücresi tespit edilen hastalarda ameliyat önerilir.

1 cm’den küçük nodülleri olan kişilerin de 6 ay aralıklarla kontrol edilmesi gerekir. Büyüme tespit edilirse biyopsi gerekir.

Birden çok nodülü olan hastalarda ise ulaşılabilen tüm nodüllerden biyopsi alınmalıdır.

Tiroit Cerrahisi Deneyim Gerektirir

Tiroid ameliyatlarında eskiden uygulanan tiroidin bir kısmının alınması yaklaşımı artık uygulanmıyor. Nodülün yerleşimine göre, ya tek lob ya da iki lob birden tamamen çıkarılıyor. Halen en sık tercih edilen yöntem açık cerrahidir. Tiroit cerrahisi deneyim gerektirir. Çünkü ses telleri sinirleri ve vücudumuzun kalsiyum dengesini sağlayan paratiroit bezi gibi çok hassas noktalara yakındır. Tiroid cerrahisi kişiye özel yapılır. Ameliyatın deneyimli cerrahlar tarafından yapılması ve hassas bölgeler korunmalıdır.

Ameliyat Sonrasında Dikkat Edilmesi Gerekenler

Tiroit bezlerinin tamamı çıkarıldıysa hastanın ömür boyu tiroit hormonu kullanması gerekir. Özellikle kanser hastaları düzenli olarak takip edilmelidir.

YAZIYI PAYLAŞ

YORUMUNUZ VAR MI?

guest

0 Yorum
Inline Feedbacks
Tüm yorumları gör
Araç çubuğuna atla