Toplum Sağlığı Merkezleri’nin sağlık hizmetlerindeki yeri ve geleceği

Yazan Prof. Dr. Sefer Aycan
Kategori: Hukuk / Mevzuat, Üye Yazıları Print

Prof. Dr. Sefer Aycan

Prof. Dr. Sefer Aycan

Hükümetin  uyguladığı “Sağlıkta Dönüşüm Programı” kapsamında çok şey değişti, birçok sağlık kuruluşu kapandı, yerine farklı kuruluşlar ortaya çıktı. Bazı sağlık kuruluşlarının görevi değişti. 2004 yılında çıkarılan “Aile Hekimliğinin Pilot Uygulaması” ile ilgili yasayla fiilen sağlık ocakları kapandı. 2011 yılında çıkarılan 663 sayılı Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile Türkiye’de Sağlık Bakanlığı’nın tüm merkez ve taşra teşkilatı da değişti.

 

Bu değişim sırasında ortaya çıkan kuruluşlardan birisi de Toplum Sağlığı Merkezi’dir (TSM). Kuruluşu için ayrı bir kanun çıkarılmadı, sessiz sedasız hayatımıza girdi. Sağlık Bakanlığı’nın esas görevleri olan Halkın sağlığını koruma ve geliştirme hizmetleri, özelliklede topluma ve çevreye yönelik koruyucu  sağlık hizmetleri TSM’nin görevi olarak tanımlandı. Çıkarılan yönerge ile her ilçede bir TSM kurulması planlandı. Bu kapsamda 950 civarında TSM kuruldu ve halen hizmet vermektedir.

Fakat bunca süre içerisinde TSM’ler  arka planda kaldı ve  sessiz bir şekilde hayatını sürdürdü. Hizmetleri, etkinliği, fizik imkanları, çalışanlarının durumu konuşulmadı. Sağlık Bakanlığı’nın dolayısı ile Kamunun en önemli sağlık kuruluşu olması gereken TSM’ler ikinci sınıf sağlık kuruluşu gibi görüldü. Oysa Toplumun sağlığını korumak ve geliştirmek için bu tür kuruluşların varlığı ve etkinliği son derece önemlidir. Sadece var olması yeterli değildir; buralar öncelikli, güçlü ve etkin olmalıdır. Bu nedenle de TSM’lere ve çalışanlarına sahip çıkılmalı, sorunları konuşulmalı ve çözülmelidir. Beğensek te beğenmesek te Halk Sağlığı Uzmanları olarak ta buralara sahip çıkmalıyız. Bu nedenlerle bu yazıda TSM’lerin mevcut durumu ve geleceği tartışılmak istenmiştir.

1) TSM’lerin Mevcut Durumu
https://www.medikalakademi.com.tr/images/nisan212/saglik-bakanligi-yeni-logo.jpgTSM’ler baştan beri üvey evlat muamelesi görmüştür. 2004 yılında Aile Hekimliği Kanunu çıkarıldığında TSM adı bile geçmemektedir. TSM daha sonra sessiz sedasız doğdu ve sağlık teşkilatına eklendi. Öncelik hep Aile Hekimliğinde oldu. Yıllarca Aile Hekimliği ile yatılıp kalkıldı. Oysa Sağlık Bakanlığı’nın öncelikli olan görevleri bugün TSM’den beklenen görevlerdir. Bu nedenle sağlık ocakları ortadan kaldırılır iken önce TSM’lerin yapılanması gerekirdi. TSM, Sağlıkta Dönüşüm Programı’nın baştan itibaren önceliği olmalıydı.

Daha sonra da bu hali düzeltilmedi. TSM esas sağlık kuruluş haline getirilmedi. 2011 yılında çıkarılan 663 sayılı KHK’de yanlışlık devam etti. TSM verilen koruyucu sağlık hizmetleri görevleri Sağlık Bakanlığı’nın esas görevi olmasına rağmen Bakanlığın Merkezinin dışına çıkarılıp Halk Sağlığı Kurumu adı altında bir bağlı kuruluş oluşturularak buna bağlandı. 663 sayılı KHK’de TSM’lerin durumu ise tanımlanmadı, nereye bağlı olduğu belirtilmeyerek belirsizliğin ve karmaşanı devamına sebep olundu.

2) Kuruluşun Yapısıyla Çok Oynandı
TSM’nin kuruluşunda başlangıçta nüfus temelli bir yapı amaçlanmış iken, daha sonra ilçe sınırlarına bağlı yapılanmaya geçildi. İlçe sınırları esas alındığında, nüfusu bir milyon civarında olan ilçelere hizmet vermek zorunda olan TSM’ler sorunu ile karşı karşıya kalındı. Bu TSM’lerin  kadroları artırılsa da hizmet sunması pratik olarak imkansız hale geldi. Buda Sağlık hizmetlerinde etkinlik soruna neden oldu. Sık sık değiştirilen TSM yönergesi, aynı zamanda TSM yapısında ki kararsızlığın göstergesi oldu.

3) TSM hizmet birimi mi, yoksa idari birim midir?
toplum-sagligi-hastaneTSM’lere topluma yönelik ve çevreye yönelik koruyucu sağlık hizmetleri görev olarak verilmişken, aynı  zamanda bölgeye yönelik bir takım idari görevler verilmiş olması karmaşa yaratmaktadır. Özellikle bölge aile hekimleri ile ilgili yetkisiz sorumluluk verilmiş olması TSM’leri sıkıntıya sokmuştur. Yine görev alanına girmeyen veya sınırları belirtilmeyen konularda verilen idari görevler TSM’lerde yaşanan diğer bir sorundur.

4) TSM Yönergesi’nde görev olarak belirtilen hizmetler yönünden sorgulanmaz iken, aslında görevi olmaması gereken hizmetler istenmekte ve bu konularda sorgulanmaktadır. Sigara denetimi kolluk kuvvetlerinin, evde hasta bakımı aile hekimlerinin görevi olması gerekir iken, bu gibi esas görevi olmayan konularda sorgulanması esas görevlerini ihmal etmesine sebep olmaktadır.

5) TSM’ler bir bina standardı olmaması nedeniyle sıkışık, uygun olamayan binalarda hizmet vermektedir. Bakanlık TSM’lere en uygun binaları ayırması gerekir iken, çoğu yerde fiziki olarak yetersiz, konum olarakuygunsuz binalarda hizmet vermeye mecbur edilmiştir.

6) Personelin bazı yerlerde az, bazı yerlerde gereğinden fazla olması da sorundur. Bazı TSM’lerde personel sayısal olarak yetersiz, bazılarında özelliklede merkez TSM’lerde personel fazlalığı vardır. Her iki durumda hizmetleri olumsuz olarak etkilemektedir. Buna personelin nitel yönden eksikliği eklendiğinde TSM hizmetleri daha fazla olumsuz olarak etkilenmektedir.

7) Personel hareketliliğinin fazla olması, personelin TSM’nin görevlerine yabancı olması ve uyum eğitimlerinin yetersiz olması gibi durumlarda hizmetleri olumsuz etkilemektedir.

8) Halkın TSM’leri tanımaması ve kullanmaması, TSM’lerinde Halkın içinde olmaması veya Halka gitmemesi hizmetlerin etkinliğini engellemektedir.

9) TSM çalışanlarının ücretlerinin diğer sağlık kuruluşunda çalışanlarına göre daha düşük olması da olumsuz bir durumdur. Bu durum TSM çalışanlarının negatif performansına neden olmaktadır.

Tüm bunlar TSM’lerin bugün yaşadığı sorunların bazılarıdır. Bu sorunlar nedeniyle TSM her ilçede kurulmuş olsa da sağlık hizmetlerinin sorumunda olması gereken yerini alamamıştır. Bu durum böyle devam etmemelidir. Ülkemizin geleceği için bu sorunları ortadan kaldırmak ve çözmek gerekir. Böylece TSM olması gereken yapıya kavuşturulmalı ve gücü artırılmalıdır. Sağlık Bakanlığı’na esas hizmet birimi olduğunu hissetmeli ve hissettirmelidir.

Sağlık Bakanlığı’nın esas görevi halkın sağlığını korumak ve geliştirmektir. Bu görevlerle ilgili hizmet birimi olarak ta TSM’ler tanımlandığına göre, TSM’lere her konuda öncelikle gereken destek verilerek güçlendirilmeli, etkin hizmet vermesi sağlanmalıdır.

Prof. Dr. Sefer Aycan
Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi
saycan@gazi.edu.tr
Twitter’dan takip için

YAZIYI PAYLAŞ

YORUMUNUZ VAR MI?

guest

0 Yorum
Inline Feedbacks
Tüm yorumları gör
Araç çubuğuna atla