TTB’de hekim gruplarının temsiline yönelik kanun değişikliği gerekiyor

Kategori: Hukuk / Mevzuat Print

Dr. Erkin Göçmen Yorumluyor!
Tıp Doktoru-Hukukçu
bilgi@erkingocmen.av.tr

Tabip odalarında seçimler tamamlandı. Yapılan oylamalarda sadece tabip odalarının yöneticileri değil, Merkez Konseyi belirleyecek delegeler de seçildi. Bu ay sonunda Merkez Konsey seçimleri de yapılacak.

Bu yazımızda tabip odalarının ve TTB merkez organlarının belirlenmesinde uygulanan seçim sistemi üzerine bazı düşünce ve önerilerimizi dile getireceğiz.

 

Bilindiği üzere, 6023 sayılı TTB Kanununa göre tabip odası ve Merkez Konsey seçimlerinde sadece kişiler aday olabiliyor. Kişi toplulukları ise aday olamıyor. Ancak oda seçimlerinde fiilen kişiler değil gruplar yarışıyor. Oysa kanunda grupların seçime katılması yasaklanmış durumda. Bu sebeple fiiliyatta, grupların adayları bağımsız olarak seçime katılıyormuş gibi oy pusulasına yazılıyor. Diğer yandan oy kabinlerinde adayları gösteren tek bir liste asılması zorunluluğuna uyulmaması ve bunun yerine grup listelerinin asılması ise seçimleri bütünüyle hukuken tartışmalı hale getiriyor.

Kanuna aykırı olsa da bu uygulama uzun bir süredir devam ediyor. Doğrusu, bir bakışla bunun ne sakıncası var diye de sorulabilir. Zaten hayatın birçok alanında yasal olanla fiili uygulama arasında çelişkiler olduğu da söylenebilir. Ancak mesele hekimlerin meslek odasında adil temsili sorunu ise bu sorun hiç de önemsiz, yabana atılır bir konu olarak görülemez. Ayrıca, günümüz Türkiye’sinde, tabip odalarının birçok konuda söz söyleme ve kamuoyunu etkileme gayreti içinde oldukları da bir gerçek. Bu durumda, tabip odalarının yönetim organlarında adil bir temsilin sağlanması ve değişik hekim gruplarının görüşlerinin yönetimde kendine yer bulması olmazsa olmaz bir ihtiyaç…

Diğer yandan mademki çağdaş ve katılımcı demokrasi çağında yaşıyoruz, o halde aynı demokratik ilke tabip odaları için de geçerli olmalı ve artık tüm seçmenin az bir kısmının oyunu olarak yönetimin tamamına hakim olunmasına fırsat tanıyan 1953 model, fiili çoğunluk sistemine son verilmelidir. Bunun yerine, seçimlere katılan grupların güçleri oranında yönetim organlarında temsil edilerek görüşlerini tabip odalarının faaliyetlerine yansıtabilmelerine imkan tanıyan çağdaş bir modele geçilmelidir.

Bunu sağlamak amacıyla bir kanun değişikliğine ihtiyaç bulunmaktadır. Bu hususta mali müşavir odalarındaki sistem, en katılımcı model olarak öne çıkmaktadır. Bu modele göre, üyeler, isterlerse bağımsız aday olabilecekleri gibi, aralarında gruplar oluşturarak da seçimlere katılabilmektedir. Bu modelde hiçbir üyenin oyu boşa gitmemekte, her görüş yönetimde gücü oranında kendini temsil imkanına kavuşmaktadır. Yine bu sistemde, yönetimin homojen olmasından kaynaklanan sakıncalar da ortadan kalkmaktadır.

Daha da önemlisi Anayasa Mahkemesi, geçtiğimiz yıl, meslek odalarında seçim usulüne ilişkin neredeyse emredici nitelikte diyebileceğimiz bir karar vermiştir.   Bu karara göre tabip odalarının mevcut seçim modeli Anayasaya da aykırıdır. Anayasa Mahkemesi’nin bir yıl önce (mali müşavirler odası kanununun iptal davasında) oybirliği ile verdiği ve altı ay önce Resmi Gazetede yayımlanan bu önemli kararında şu cümlelere yer verilmiştir:

Anayasa’nın 2. maddesinde yer alan demokratik devlet ilkesinin en önemli unsuru çoğulculuk ve yönetilenlerin yönetime dengeli bir biçimde katılımının sağlanmasıdır. Bu durum ülke düzeyinde yapılan genel ve yerel seçimlerde geçerli olduğu gibi, herhangi bir meslek örgütüne üye olanlarının çıkarlarını sağlamak ve mesleğin gelişmesine katkıda bulunmayı amaçlayan kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları için de geçerlidir. (E. 2008/80, K. 2011/81, T. 18.05.2011. Kaynak: Kazancı İçtihat)

Görüldüğü üzere Yüksek Mahkeme, sadece TBMM ve belediye meclisleri gibi siyasi organlarda değil meslek kuruluşlarında da çoğulculuk ve yönetime katılmaya imkan sağlayan sistemi demokratik devlet ilkesinin zorunlu bir sonucu olarak görmektedir. (E. 2008/80, K. 2011/81, T. 18.05.2011. Kaynak: Kazancı İçtihat)

Sonuç olarak Anayasa Mahkemesi, serbest muhasebeci, mali müşavir ve yeminli mali müşavir odalarının seçiminde getirilen (grupların da seçime katılabildiği ve gücü ölçüsünde temsil edilebildiği) yeni sistemi, azınlıkta kalanların da yönetim, disiplin ve denetim kurullarında temsil edilebilmelerine olanak sağladığından bahisle, Anayasaya uygun bulmuş, dahası bunu demokratik devlet ilkesinin gereği saymıştır. (E. 2008/80, K. 2011/81, T. 18.05.2011. Kaynak: Kazancı İçtihat)

Bu karara göre tabip odalarında uygulanan seçim sistemi Anayasaya aykırıdır. 1950’li yıllardan kalan bu modelin değiştirilerek, tabip odası seçimlerinde hekim gruplarının da yarışabildiği ve yönetimde gücü oranında temsil edilebildiği adil ve katılımcı bir sisteme geçilmesi gerekmektedir.

İletişim mail: bilgi@erkingocmen.av.tr

Dr. Erkin Göçmen’in yayınlanan diğer yazıları:

Hekimlere yönelik haksız şikayet olguları ve SABİM

Kamu Hastaneleri Birlikleri kurulurken…

‘Hacettepe Ruhsat İptal’ işlemi hukuki değil!

Hacettepe nakilleri hakkında hukuki değerlendirme – 1

Hacettepe nakilleri hakkında hukuki değerlendirme – 2

Aile hekimleri zorla  tabip odasına üye yapılamaz

Poly Implant Prostheses implantları

‘Tabip odaları gelir ve harcamalarını internette yayınlasın!’

YAZIYI PAYLAŞ

YORUMUNUZ VAR MI?

guest

0 Yorum
Inline Feedbacks
Tüm yorumları gör
Araç çubuğuna atla