Yarık dudak damak görülme riski yoksul ailelerde çok daha fazla

Yazan Hatice Pala Kaya
Kategori: Çocuk Sağlığı, Sağlık Gündemi Print

Dudak ve damak yarıklarında anne karnında teşhis önemli! Dudak damak yarıklarının doğumsal gelişim bozukluklarının en önemlilerinden biri olduğunu belirten Estetik, Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Başar Kaya, bu anomalinin ortaya çıkmasında hem genetik hem de çevresel faktörlerin rol oynadığını, kültürel ve sosyoekonomik seviyesi düşük ailelerde daha sık görüldüğünü kaydetti. Gebelikte geçirilen viral enfeksiyonlar, annenin sigara veya alkol kullanımı gibi birçok nedenden dolayı bu deformitenin oluşabileceğine işaret eden Op. Dr. Kaya, dudak ve damak yarıklarında anne karnında teşhisin önemli olduğunu, çocuklarda uzun soluklu bir tedavi sürecinin gerektiğini, erişkin yaşa kadar farklı disiplinler ile tedavinin devam ettiği dile getirdi. Medikal Akademi Ankara Temsilcisi Hatice PALA KAYA’nın sorularını yanıtlayan Op. Dr. Kaya, bu bebeklerin karşılaşabileceği sorunlar ve ailelerin dikkat etmesi gereken noktalar konusunda uyarılarda bulundu!

Dudak-damak yarıklığı ne tür bir bozukluktur? Ne sıklıkla görülür?

Op. Dr. Kaya: Dudak-damak yarıkları (DDY), doğumsal anomaliler arasında en sık görülenlerden bir tanesidir. Bu bir kapanma, füzyon sorunudur. Yüz orta hata doğru kapanır ve yüz orta hata doğru gelirken kapanamayan yerler, yani birbiri ile kontak kuramayan yapılar yarık olarak tanımlanır. Dudak yarığı ve damak yarığı ayrı ayrı görülebilir, her zaman birlikte görülmezler. Yarık dudak ve yarık damağa ek olarak yüzde yaklaşık otuz farklı çeşit yüz yarığı vardır. Yani sadece dudak ve damak değil, yüz yarıkları da göz çevresinde, burun kenarında ve sıfırdan on beşe kadar sıralanacak şekilde olabilir.

Toplumda alt çenelerinin ortası yarık olan insanları görüyoruz, o da bir kapanma deformitesidir, aslında bir defekttir. Ama bunlardan en çok bilinen ve en çok karşılaşılan genellikle 600-700 canlı doğumda bir görülen yarık dudak ve-veya yarık damak bizim temel rekonstrüktif konu başlıklarımızdan bir tanesidir.

Nedenleri hakkında bilgi verir misiniz?

Op. Dr. Kaya: Bu doğumsal anomali tek bir sebebe bağlı olarak ortaya çıkmaz, birçok sebebi vardır. Gebeliğin özellikle ilk trimesteri dediğimiz ilk üç ayda annenin geçireceği kızamık, kızamıkçık veya diğer virütik hastalıklar buna sebep olabilir. Bunun dışında yine annenin sigara, alkol, radyasyon maruziyeti, sağlıksız beslenme ve sağlıksız yaşam koşullarının da daha sınırlı olmak üzere etkilediğini biliyoruz. Bunlar iyatrojenik sebepler dediğimiz dış etkenler, bir de genetik yatkınlık var. Bazı genetik bozukluklar ya da gen mutasyonları ailesel geçer ve anne veya babada oluşur. Çocukta da oluşma olasılığını artırır.

Prof. Dr. Özge: Migren yaşam kalitesini bozan hastalıklar içinde 8. sırada

Anne-babada herhangi bir anomali yoksa çocukta dudak damak yarığı görülme olasılığı nedir?

Op. Dr. Kaya: Aile ağacında dudak damak yarığı yoksa, çocukta görülme olasılığı bu dış etkenlere bağlı olarak yine de var. Türk toplumunda ortalama olarak 1/600-1/700 oranında yani 700 canlı doğumda bir, yarık dudak, yarık damak veya her ikisi birden görülebilir. Tabi ki bunlar her zaman boylu boyunca yarıklar olmayabilir, kendi içinde sınıflamaları var. Yani inkomplet (tam olmayan) ya da (komplet) tam olan veya submukozal veya pre-insesive, post-insesive gibi yaklaşık 8-9 farklı tipte karşımıza çıkabilir. O yüzden bunu dudakta bazen küçük bir çentik olarak da görebiliriz. Tam yarık, burunla birleşen ve burun, artı damağa komple küçük dil dediğimiz uvulaya kadar boylu boyunca da olabilir.

Anne veya babadan birisinde dudak damak yarığı varsa görülme riski ne kadar artıyor?

Op. Dr. Kaya: Hem annede hem de babada varsa, %25 gibi bir oran söyleyebiliriz. Dudak damak yarıkları, daha çok sosyokültürel, sosyoekonomik seviyesi düşük ailelerde sık görülür. Sebebinin kötü beslenme ve kötü alışkanlıklar olduğunu söyleyebiliriz. Sosyokültürel ve sosyoekonomik seviye ne kadar artarsa, o kadar az görülüyor.

Görüntüleme yöntemleri ile tanı koymak mümkün mü?

Op. Dr. Kaya: Görüntüleme yöntemleri ile tanı koymak mümkün. 3D yani üç boyutlu ultrasonlar hatta 4D ultrasonlar var artık. Bu ultrasonlar gerçekten yüksek çözünürlüğe sahip ve tanı koymada neredeyse yüzde yüz başarı gösteriyorlar. Ama çoğu zaman bunlar intrauterin dönemde ameliyat edilmiyorlar. Anneyi ya da aileyi bu konuda bilgilendiriyoruz, hazırlıklı oluyorlar. Eskiden çocuk doğduğunda “dudağı yarıkmış” diyorlardı.

Ama artık bu çocuğun böyle doğacağını biliyor ve anne o dönemi bunu bilerek geçirip, daha sakin karşılıyor durumu. Hatta çocuk doğmadan plastik cerrahlara gelip, bu konu hakkında bilgi alıp nasıl besleneceğini, nasıl tedavi edileceğini, ne zaman ameliyat edileceğini, neler olacak hakkında bilgilendiriliyor ve biraz daha sakinleşip, çocuğun böyle doğmasına hazır oluyor. Sonra bizim onlara önerdiğimiz, beslenme uzmanlarının önerdiği tedavilerle çocuk belli bir genel anestezi alabilecek seviyeye gelince ameliyat ediliyor.

Gözden kaçma ihtimali var mı?

Op. Dr. Kaya: Olabilir tabii ki. Örneğin; dudakta küçük bir çentikse, göremeyebilirsiniz. Genellikle komplet olanlar görülür. Bunu görebilecek düzeyde deneyimli gözler var. Hatta bu hastalıklardan dudak yarıkları, çocuk doğmadan önce de tedavi edilebiliyor. Burada tedaviden kastımız genellikle fetüsün yani büyümekte olan ceninin dudağındaki bu ayrık kısmın basit dikişlerle dikilmesi ile yapılıyor. O çocuklar doğduktan sonra tekrar ameliyat ediliyorlar. Ama en azından birbirinden uzaklaşması engelleniyor.

Gebelikte tanı konulduğunda bazı annelerde psikolojik bir baskı oluşturuyor mu?

Op. Dr. Kaya: Anneye bunu nasıl anlattığınıza bağlı aslında. Dudak-damak yarığının bebek açısından hayati bir sorun olmadığını, cerrahi yöntemlerle tedavi edilebilecek bir durum olduğunu söylemeniz, gebelikten sonra doğum anında o şoku yaşamasındansa, buna alışması ve kabullenmesi anlamında daha mantıklı. Çünkü bebeğin durumunu öğreniyor, önce bir şok yaşıyor, sonra bunu atlatıyor. Çünkü bu hastalık bir kanser değil. Bu çocuk ölmeyecek ya da sakatlık değil, sonuçta düzeltilebilir bir anomali. Anne üstünde tabii ki bir baskı yaratacaktır ama bu psikolojik olarak rehabilite edilecek bir durum.

Dudak damak yarığı ile doğan bir çocuk nasıl değerlendirilmelidir?

Op. Dr. Kaya: Dudak damak yarığı ile doğan bir bebek, öncelikle bir yenidoğan hekimi tarafından muayene edilmelidir. Tanıyı genellikle yenidoğan hekimleri koyarlar. Bebek ayrıntılı bir şekilde muayene edilmelidir çünkü bazen yarık damak atlanır. Mesela; bebekte yarık dudak yoktur ama yarık damağı vardır. Birkaç gün içinde o da ortaya çıkar çünkü çocuk annesini ememeyecektir. Emdiği sütü genzine, akciğerine kaçıracaktır, beslenemeyecektir.

Yanlış antibiyotik kullanımı çölyak hastalığının gelişmesine neden olabilir!

Bu bazen aspire edilen sütün pnömoniye sebep olmasına neden olabilir. Yani pnömoni ile ortaya çıkabilir ama tanı konmaması çok kolay bir durum değil, tanı zaten ortadadır. Basit bir dil basacağı ile bastırdığınızda damak yarığı görülür. Sonuç olarak komplet yarık dudak ya da komplet yarık damağın gözden kaçması mümkün değildir.

Dudak damak yarığı ile doğan çocukların karşılaşabileceği sorunlar nelerdir? Psikolojik ve beslenme ile ilgili ne gibi sorunlar oluyor?

Op. Dr. Kaya: Çocuklar için psikolojik bir sorun yaratmaz çünkü zaten o dönemde çocuk bunun farkında olmaz. Bu çocuklar bebeklik döneminde ameliyat ediliyorlar. Ama başka sorunlar, mesela; büyüme ve gelişme sorunları ortaya çıkabilir. Çünkü bu çocuklar düzgün beslenemez. Genellikle emzirerek beslenilmeye çalışılırsa, çocuk yeterli sütü alamadığı ve devamlı hava kaçırdığı için bir yerden sonra yorulup, emmeyi bırakır ve bu da beslenme sorunlarına ve bu durum uzarsa da büyüme-gelişme geriliklerine sebep olur.

Bu çocuklara yarık dudak veya yarık damağa uygun biberonlarla anne sütünü sağıp, biberona koyup, yeterli ısıya kavuşturup, o şekilde vermek gerekir ya da kaşıkla, dik oturur pozisyonda beslemek zorundalar. Çünkü çocuğun sütü akciğerine kaçırma olasılığı vardır. Onun dışında kronik orta kulak iltihabı gibi bir soruna da sebep olabilir. Tedavi edilmezse uzun dönemde duyma problemleri ortaya çıkabilir. Özetle, bu çocukların en sık yaşadığı şey pnömoni dediğimiz akciğer enfeksiyonları, büyüme-gelişme gerilikleri, beslenme bozuklukları ve kulak problemleridir.

Dudak damak yarıkları konuşma bozukluğuna yol açar mı?

Op. Dr. Kaya: Konuşma bozukluğu daha ileri dönemde yani çocuğun 1.5 yaşlarına geldiğinde anne-baba-dede gibi tekrara ait heceleri kullandığı dönemde ortaya çıkar ve bu damak yarığında görülür. Damak yarığında daha fazla diyebiliriz çünkü havayı damaktan hep buruna kaçırır ve genizden net olmayan, harfleri net seslendiremediği şekilde konuşmayla ortaya çıkabilir.

Bu çocuklar ne zaman ameliyat edilmeli, bir yaş sınırı var mı?

Op. Dr. Kaya: Dünyada farklı ekoller var. Doğumdan sonra bebeği birinci ayında veya ikinci ayında ameliyat edenler var. Türkiye’de genellikle üçüncü ayda ameliyat tercih edilir. “Onlar kuralı” diye bir kuraldan söz edebiliriz. Hemoglobinin 10’un üstünde olduğu, çocuğun 10 haftanın üstünde olduğu (2.5 ayın üstünde olduğu) lökosit değerinin 10 binin altında olduğu ve kilosunun 10 librenin üstünde olduğu (bu da 4.650gr. civarında yapıyor) yani çocuğun anestezi alabilecek duruma geldiği dönemde ameliyat yapılabilir. Yeni doğmuş bir çocukta bu ameliyat daha zordur. İki buçuk aylık bir bebekte göreceli olarak hızlıca büyür ve o dokuları ameliyat etmek nispeten kolaydır.

Çocuğun anestezi alabileceği 2.5- 3.üncü aylara geldiği zaman yarık dudak ameliyatı yapılabilir. Yarık damak ameliyatı ise biraz daha bekletilir. Yarık damak bölgesinde damağı kapatacak aparatlar kullanılır. Böylece buruna veya genze veya akciğere kaçış engellenebilir. Bunu genellikle ortez protez, implant grubu yapar. Oraya uygun bir implant yaparak kapatırlar. Damak yarıklı bebekler ise, genellikle 16-18. aylarda ameliyat edilirler. Onun da sebebi çocuğun konuşmaya başladığı dönemdir. O dönemde damağın kapatılması gerekir ve çocuğun konuşup, harfleri düzgün çıkarabilmesinin sağlanması öngörülür.

Tedavide yenilikler var mı ya da ameliyatlarda?

Op. Dr. Kaya: Bu konuda en büyük yenilik, az önce belirttiğim gibi intrauterin ameliyatların bir kısmının daha basit şekilde yapılabilirliği. Onun dışında cerrahi tekniklerde bir sürü farklı uygulama var. Dünyada en çok kullanılan 3 teknik mevcut. Bu tekniklerin de kendi içinde avantaj ve dezavantajları var. Yenilik olarak beslenme sistemleri değişti. Eskiden dudak ve damak yarığı olan bebekler için uygun biberonlar yoktu. Bu çocuklar enjektörlerle besleniyorlardı. Şimdi onlara uygun biberonlar var. Damak bölgesindeki kapatıcı uygulamalar bu kadar yaygın değildi. Artık diş hekimlikleri bu konuyu biraz üstlendiler ve bize daha fazla yardımcı oluyorlar. Bazı küçük yenilikler var ama büyük bir değişim söz konusu değil.

Dudak damak yarıklı çocukların ömür boyu gözetim altında kalması gerekiyor mu?

Op. Dr. Kaya: Dudak damak yarıklı çocuklar, genellikle 18 yaşına kadar çeşitli defalarca ameliyat olurlar. Eğer sadece yarık dudaksa; çocuk genellikle bir defa ameliyat olur ve biter. Eğer yarık dudağa burun deformitesi katıldıysa, bu çocukların burunlarında da basıklık, yayvanlık meydana gelir. Yumuşak dokuları ameliyat edebilirsiniz ama kemik dokuları ameliyat etmek için 18 yaşını beklemek gerekir çünkü kemik dokuya müdahale ettiğiniz anda o dokunduğunuz alanın büyümesi durur. O yüzden biz kemik gelişimi tamamlanmadan ameliyat yapmamayı öngörürüz. Bazı ekoller daha küçük yaşta ameliyat yapıyor. Bazen dişlerin olduğu bölümde yarık oluyor ve diş problemleri, ısırma problemleri ile karşılaşıyorlar. O dönemde de implantoloji ve ortodonti bu işleri çözüyor.,

Helicobacter Pylori ile enfekte kişilerde mide kanseri riski 8 kat artıyor!

Diş hekimleri diş tedavileri konusunda bize yardım ediyorlar. Bu bir multidisipliner tedavi protokolüdür. O hasta grubunda da bu problemleri her zaman tek ameliyatla çözemezsiniz. Belli aralıklarla ameliyatlar gerekebilir ama kemikle ve burunla ilgili düzeltmeler ya da alveol ile ilgili düzeltmeleri biraz daha ilerleyen yaşlara bırakırız. Bazen kalçasından kemik alırız, buradaki boşlukları o kemiklerle doldururuz. Birçok farklı ameliyat tekniği var. Tedavi algoritmaları içinde bu çocuklar bir plastik cerrahla başlarlar, 18 yaşına kadar biz bu hastalarla akraba oluruz. Tedavilerinde bir plastik cerrah, konuşma terapisti bunun içinde yer alır. Orta kulakla ilgili sorunlarda KBB’ciler işin içinde yer alır. Dişle ilgili sorunlarda diş hekimleri, pediatristler bu tedavinin içinde kronik olarak 18’ine kadar yer alır.

Ameliyat sonrasında en sık görülen problemler nelerdir?

Op. Dr. Kaya: Dudakta en büyük sorun, asimetri ve ıslık deformitesidir. Dudak, yeterli uzunluğa sahip değildir ve bunu uzatmak için farklı cerrahi teknikler kullanılsa bile doğal yapının aynısını yapamıyorsunuz. O yüzden minimal asimetriler olabilir. Daha çok kompilasyonları damakta görüyoruz. Çünkü damak daha zorlu bir alan. Yumuşak dokuları onarmak daha kolayken, damak gibi sert yapıları onarmak ve o yapıların birbirine kaynaşması daha zor. Yaptığınız ameliyat damağı kapatsa bile, damağın konuşma üzerindeki hareketli fonksiyonu üzerinde yeterli tedavi edici etkiyi sağlamak her zaman mümkün olmayabiliyor. Bu durumda bazen bu bölgeye ikincil ameliyatlar, yani hava kaçağını engellemek için faringeal cerrahi uygulamalar yapmak gerekli olabiliyor.

YAZIYI PAYLAŞ

YORUMUNUZ VAR MI?

guest

0 Yorum
Inline Feedbacks
Tüm yorumları gör
Araç çubuğuna atla