Medikal Akademi

Cerrahi, diyabet tedavisinde önemli bir seçenek

Kategori: Güncel / Literatür Print

Paylaş

Tweetle

Paylaş

124 Paylaşım

Laparoskopi yakın gelecekti cerrahinin yerine aday

Laparoskopinin yakın gelecekte açık cerrahinin yerini almaya aday olduğunu söyleyen Türkiye Endoskopik ve Laparoskopik Cerrahi Derneği Başkanı Prof. Dr. Emin Ersoy, “Pek çok açıdan sağladığı avantajlar nedeniyle laparoskopik uygulamalar giderek yaygınlaşıyor. Günümüzde laparoskopiyi sadece cerrahlar önermiyor, artık hastalarda bu uygulamanın sağladığı avantajların farkında” dedi.

Günümüzde genel cerrahide ciddi ilerlemeler yaşandığını dile getiren Prof. Dr. Ersoy, şu bilgileri verdi: “Ülkemizdeki cerrahlarda bu gelişmeleri yakından takip ediyor. Bu yöntemlerin toplumda bilinirliliği arttıkça kullanımı da yaygınlaşacaktır. İnsanlar artık tedavilerinin kısa sürmesini ve normal hayatlarına daha çabuk dönmek istiyorlar. Diğer yandan estetik kaygılarda giderek ön plana çıkıyor. Kimse vücudunda büyük kesik izleri kalmasını istemiyor. Yine yaşam kalitesi bu sistemlerin yaygınlaşmasında önemli bir işlev görecektir. Laparoskopik cerrahi tüm bu sorunların çözümünde önemli bir işleve sahip olduğu için parlak bir geleceğe sahip.”

Cerrahi diyabet tedavisinde önemli bir seçenek olabilir
Diyabet tedavisinde obezite cerrahisinin önemli bir yeri bulunduğunu belirten Prof. Dr. Ersoy, “Artık pek çok kongrede bu alandaki gelişmeler ön plana çıkıyor. Bugün tip 2 diyabet tedavisinde obezite cerrahisi önemli bir seçenek haline geldi. Bu uygulamaların Türkiye’de de giderek yaygınlaşacağını düşünüyoruz. Henüz yayın uygulanmıyor ama biz hastalarımıza öneriyoruz. Fakat bunu cerrahtan önce endokrinologların önermesi gerektiğini düşünüyoruz. Öncelikle insanların bu uygulamaların avantaj ve riskleri konusunda doğru bilgilendirilmesi gerekiyor. Çünkü karşınızda normal fizyolojik özelliklere sahip bir hasta yok, aşırı kilolu ve yandaş problemleri olan hastalar var. Bu nedenle anesteziden ameliyat sonrası takibe kadar her olasılık göz önüne alınmalı, çıkabilecek problemlerle ilgili hastaya önceden bilgi verilmelidir. Uygulamayı yapacak hekimin de iyi eğitilmesi gerekiyor. Ama bu uygulamalar hep kötü örneklerle lanse edildi. Bu nedenle hala yeterince yaygınlaşmadı” diye konuştu.

Obezite tedavisinde yöntemler değişiyor
Pek çok farklı cerrahi yöntemin uzun süredir obezite tedavisinde kullanılmakta olduğunu dile getiren Prof. Dr. Ersoy, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu güne kadar balon ve kelepçe gibi yöntemler bu alanda çok sık kullanıldı. Ancak yeni veriler bu uygulamaların daha seçici olarak kullanılması gerektiğini gösteriyor. Şuan balon dünyada süper morbid hastalara öneriliyor. Eğer hasta 250 kilo ise ameliyata almadan önce 20-30 kilo verdirirseniz teknik olarak cerraha kolaylık sağlarsınız. Bir diğer yaygın yöntem olan bant uygulaması konusunda çekinceler oluşmaya başladı. Çünkü bunların bir kısmı mideye takıldıktan bir süre sonra aşağıya veya yukarıya doğru kayıyorlar. Bu nedenle çıkarmak zorunda kalınabiliyor.”

Mide küçültme ön plana çıkıyor
Balon ve kelepçe uygulamalarında çıkan sorunlar nedeniyle yeni yöntemlerin ön plana çıkmaya başladığını söyleyen Prof. Dr. Ersoy, “Bu tür sorunlar hekimleri yabancı bir cismin olmadığı tüp midelere yöneltti. Bu uygulamada mideyi yemek borusundan itibaren gövdesel olarak bir tüp haline getirip küçültüyoruz. Midenin kubbe kısmını yapılan operasyon nedeniyle hasta daha az acıkıyor. Tüp mide uygulaması Türkiye’de de uygulanıyor. Başlangıç itibarıyla sonuçlar iyi, insanlar kilolarının %60 kadar kısmını iki yıl içerisinde kaybediyorlar. Bu oranda zayıflama sağlık açısından çok önemli avantajlar sağlıyor. Bu hastanın öncelikle düzgün yürüyebilmesi demek, hipertansiyon, diyabeti, eklemler ve solunum sistemi için çok önemli avantajlar sağlıyor” dedi.

Mide fıtığı ve reflü tedavisi
Laparoskopinin ülkemizde özellikle mide fıtığı ve reflü hastalıklarında etkin şekilde kullanılmakta olduğunu dile getiren Prof. Dr. Ersoy, şu bilgileri verdi: “Reflü tedavisinde ilk seçenek cerrahi değil. Ancak uygun hastada bu işlem önemli avantajlar sağlıyor. Örneğin reflü hastalığı saptanmış hasta uzun süreli ilaç tedavisine rağmen çözüm bulunamıyorsa cerrahiyi düşünmek gerekir. Çünkü uzun süreli ilaç tedavisi özellikle kadınlar açısından ciddi sorunlar yaratabilmektedir. Hastada mide fıtığına reflüde eşlik ediyorsa bunu ilaçla tedavi etmenin bir anlamı yok. Dolayısıyla bu tür hastalar için cerrahi iyi bir seçenek olabilir. Uzmanlar tarafından yapılan laparoskopik cerrahide başarı oranları %95 in üzerindedir.”

Diğer uygulama alanları
Türkiye’de safra kesesi operasyonlarında cerrahların laparoskopiyi artık çok yaygın şekilde kullandıklarını belirten Prof. Dr. Ersoy, “Neredeyse tüm cerrahlar bu alanda sadece laparoskopi kullanıyor. Ayrıca pek çok alanda tanı için önemli avantajlar sağlıyor. Örneğin kalın bağırsak kanserlerinde, mide tümörlerinde rutin olarak kullanılıyor. Kadın doğumundaki hastalıklarda pratik bir çözüm olarak uygulanıyor. Acil servislerde tanı için kullanıyoruz. Apandisit teşhisinde çok işe yarıyor. Laparoskopi kolon cerrahisinde kesinlikle diğer yöntemlerden daha etkilidir. Yine jinekolojide vazgeçilmez bir yöntem haline gelmiştir” dedi.

2. Minimal İnvaziv Cerrahi Kongresi
Türkiye Endoskopik ve Laparoskopik Cerrahi Derneği’nin düzenleyeceği 2. Minimal İnvaziv Cerrahi Kongresi’nin kendi alanındaki en önemli bilimsel etkinlik olduğunu söyleyen Prof. Dr. Ersoy, şu bilgileri verdi: “Kongremize dünyanın her yerinden kendi alanında isim yapmış çok sayıda konuşmacı katılacak. Kongrede ana başlık olarak minimal invaziv cerrahinin içine aldığı bütün konular işlenecek. Bu yılki kongremize beş yüzün üstünde bir katılım bekliyoruz. Ayrıca cerrahi dışında bazı hastalıklarla ilgili destek tedavi birimleri de katılacak. Dernek olarak en önemli hedeflerimizden birisi laparoskopi uygulayabilen eğitimli cerrah sayısını artırmaktır. Daha önce hekimlerimizi bu tür eğitimler alabilmek için yurt dışındaki kurslara gitmek zorundaydılar. Bu maliyeti ve ulaşılması zor bir eğitimdi. Biz dernek çatısı altında insanlara bilgilerimizi aktarmak istiyoruz. Ayrıca yurt dışında bu konuyla ilgili uzmanlarımızı davet ederek birikimlerinden yararlanmayı hedefliyoruz.”