Reflü neden olur? Belirtileri, tedavisi ve reflüye iyi gelen besinler

9 Şubat 2015   |    7 Haziran 2022    |   Kategori: Reflü, Sağlık Sözlüğü Print

Reflü, midede bulunan asit ve safra sıvısını içeren gıda karışımının yemek borusuna gelerek temas edip hasar vermesi nedeniyle gelişir. Yaygın görülen bir sağlık sorunudur. Reflü çok uzun sürebilir ve yaşam kalitesini ciddi şekilde bozabilir. Göğüste yanma hissi olur, sırta ve boğaza yayılabilir. Bu yanma yemeklerden 30 dakika sonra başlar, egzersiz ve öne eğilmekle artar. Ayrıca aşırı geğirme, hazımsızlık, uzun süreli öksürük, kusma, sırt ağrısı, ağza acı ve ekşi sıvı gelmesi ve ses kısıklığı gibi belirtileri de olabilir. Günümüzde reflü, ilaç ve cerrahi gibi pek çok farklı yöntemle başarılı şekilde tedavi edilebilmektedir.

Reflü nedir?

Reflü, Gastro Özofageal Reflü hastalığı yada GÖRH olarakta bilinir, kısaca midede bulunan asit, safra ve pankreas sıvısını içeren karışımının yemek borusuna kadar gelerek zarar vermesi sonucunda gelişir. Yemek borusunun alt ucunda mide içeriğinin yemek borusuna geçişini engelleyen bir kapak mekanizması vardır. Reflü hastalarında bu mekanizma gevşer. Bu durum sıklıkla mide fıtığıyla birlikte yaşanır.

Reflü diyeti nasıl yapılır? Reflüye iyi gelen besinler ve çaylar

Reflü belirtileri

  • Geçmeyen öksürük
  • Yutma güçlüğü
  • Karında şişkinlik, geğirti
  • Hıçkırık
  • Ses kısıklığı
  • Ağız kokusu
  • Ağıza acı ekşi sıvı gelmesi
  • Tedavi edilemeyen larenjit ve farenjit
  • Boğazda dolgunluk ve gıcık hissi
  • Tekrarlayan zatürre ve astım
  • Uykuda kısa süreli soluk durmaları

Reflü nasıl anlaşılır?

Göğüs ağrısı nedeniyle hastaneye başvuran hastaların %50’sinde reflü saptanmaktadır. Reflüde ağrı aniden başlar ve saatlerce sürer, uykudan uyandırır, daha çok yatarken ve uyurken meydana gelir. Antiasit ilaçlar ve yiyeceklerle ağrı hafifler, sırt üstü yatma ve öne eğilmede artar.

Ağrıya ilaveten ağıza ekşi su gelmesi sık rastlanan belirtidir. Boğazda ve ağızda kötü bir tat ve yanma bırakır. Genellikle yemek sonrası nadiren de yemek sırasında meydana gelir. Sürekli boğaz temizleme ihtiyacı, ses kısılması, sık sık farenjit veya larenjit sorunu olan kişilerin çoğunda esas neden reflüdür. Yine müzmin öksürüğü olanların yarısında reflü hastalığı olduğu saptanmıştır. Astım ile reflü birlikte ise biri diğerini kötüleştirir. Reflüden şüphelenilen hastaların bazısında ise kalp ağrısından ayrılması imkansız göğüs ağrısı meydana gelir.

Reflü hastaları nelere dikkat etmeli? Korunma ve tedavi için öneriler

Reflü teşhisi

Yukarıda belirtilen yakınması olan kişilerin reflüden şüphelenerek bir hekime başvurması önerilir. Teşhis için kullanılan yöntemler:

  • Baryum yutmak: Bu yöntem, yutma becerinizi ölçmek ya da yemek borusundaki ülserleri ya da daralmayı kontrol etmek için uygulanır.  Hastaya ilk önce baryum çözeltisi verilir, ardından röntgen çekilir.
  • Endoskopi: Endoskopi, vücudun iç kısmının, bir ucunda ışık ve kamera bulunan uzun, ince, esnek bir tüp olan bir endoskop yardımıyla incelendiği bir prosedürdür. Bu yöntemle, yemek borusunun yüzeyinin mide asidi nedeniyle zarar görüp görmediği incelenebilir. Ancak her reflü hastasında endoskopiye ihtiyaç olmayabilir.
  • Biyopsi: Enfeksiyon veya anormallikler açısından mikroskop altında doku örneklerini kontrol etmek için endoskopi sırasında biyopsi alınabilir.
  • Manometri: Yemek borusundaki basıncı ölçerek, yemek borusunun ucundaki kas halkasının çalışma performansını değerlendirmeye yarar. İşlem sırasında küçük bir tüp önce burundan yukarı ve sonra aşağıya özofagusa geçirilir. Tüpte, yemek borusundaki basıncı ölçebilecek basınç sensörleri vardır.
  • 24 saat pH izleme: Bazı durumlarda reflü tanısını doğrulamak için özefagustaki asitlik seviyesini (pH) ölçmek gerekebilir. Asitlik düzeyi, burundan yemek borusuna inen ince bir tüple 24 saat boyunca ölçülür.

Reflü hangi seviyede normaldir?

Bazı durumlarda sağlıklı kişilerde de mide içeriğinde özofagus reflüsü olabilmektedir. Eğer reflü 24 saatlik total sürenin %4’ünden daha kısa sürüyorsa herhangi bir semptoma yada özofagus mukoza hasarına neden olmaz. Sağlıklı kişilerde özellikle yemek sonrası ortaya çıkan fizyolojik sınırlardaki bu reflü, normal olarak kabul edilir.

Biyopsi nedir, nasıl yapılır? Biyopsinin riski var mıdır?

Hangi durumda hastalıktır?

Fizyolojik sınırları aşarak semptomların ortaya çıktığı ve yaşam konforunun etkilendiği aşamada hastalık belirtileri görülmeye başlamıştır. Reflünün ortaya çıkardığı yukarıda saydığımız semptomlar mide içeriğinin ve asidin özofagusa zarar verici etkilerinin başladığını işaret etmektedir. Bu tablo gelişince öncelikle tıbbi değerlendirme, özel testler ve gastroskopi sonrası uygun tedavinin planlanması gerekmektedir.

Reflünün neden olduğu sağlık sorunları

  • Çocuklarda büyüme-gelişme geriliği
  • Akciğere mide sıvısı kaçmasına bağlı zatürre,
  • Larenjit, farenjit, bronşit, astım gibi solunum yolu hastalıkları
  • Yemek borusu iltihabı (özofajit),
  • Peptik darlık (midenin bir kısmının daralması),
  • Sindirim kanalı kanamaları,
  • Anemi,
  • Yemek borusu kanserine zemin hazırlayan Barrett hastalığı,
  • Kanser

Reflü tedavisi

Reflü Hastalığı, özofagusta ve özofagus dışında yarattığı sorunlarla yaşam konforunu önemli ölçüde azaltır. Bu nedenle tedavi başlıca semptomların giderilmesi ve komplikasyon gelişiminin önlenmesi amacına yöneliktir. Öncelikle yaşam biçimini düzenleyen ilaç dışı tedaviler medikal tedaviye ek olarak uygulanmalıdır. Doktor, hastalığın şiddetine göre, ilaç tedavisi veya ameliyat önerebilir. Ayrıca reflü diyeti ve yaşam tarzı değişikliği de önerebilir.

Reflü ilaçları ve tedavisi

Semptomların olduğu dönemde kullanılacak asit giderici (antiasit) ilaçlar ve proton pompası inhibitörleri (PPİ) ile mide asit seviyesini düşürerek etki göstermektedir. Tekrarlayan göğüs arkası yanmaları, yaşam düzenleyici tedbirlere rağmen semptomları geçmeyen, kısa süreli tedaviye rağmen sık nükseden hastalarda uzun süreli tedavi gerekmektedir. Gastroözofageal Reflü hastalarının ancak %30’u ömür boyu ilaç içmek zorunda kalır. Sürekli ilaç kullanmanın yan etkileri ve maliyet problemleri düşünüldüğünde, bu hasta grubunda kalıcı tedavi sağlayan laparoskopik reflü cerrahisi tek alternatif olarak kabul görmektedir. Laparoskopik cerrahinin başarı oranı %90’dır.

Gaviscon nedir? Ne için ve nasıl kullanılır? Yan etkileri nelerdir?

Reflü ameliyatı

Mide fıtığı veya reflüde ameliyat; sürekli ilaç içmek zorunda kalan, ilacı kestiğinde semptomları tekrarlayan, ilaca rağmen özofagustaki yaraları geçmeyen ya da ilaç kesildikten hemen sonra tekrar yaralar açılan, özofagus yüzeyinde ileri derecede hücresel değişiklik gösteren kişilere ve özellikle de genç yaş grubundaki hastalara önerilir. Günümüzde Laparoskopik reflü cerrahisi ile mide girişindeki açıklık kapatılır ve onu takiben mide fundusunun özofagus etrafına sarılarak sabitlenir. Laparoskopik olarak en fazla Nissen funduplikasyonu uygulanırken farklı açılarda sarılma işlemi de yapılır.

Hangi Reflü Hastalarında Ameliyat Gereklidir?

  • Hastanın yaşı – hasta ne kadar genç ise cerrahi o kadar öncelikli olmalıdır
  • Reflü hastasının yakınmasının şiddeti, sıklığı ve türü
  • Yemek borusundaki hasarın durumu ve şiddeti
  • İlaç tedavisine rağmen hastalığın geçmemesi ve tekrarlama hızı
  • Reflüyle birlikte mide fıtığının olması

Reflüyü önlemenin yolları

  • Yüksek yastıkta yatın (Yatarken vucudun üst kısmı ve baş yüksekte olmalıdır).
  • Fazla miktarda yemekten kaçının (Fazla yemek mide basıncını artırır, reflüyü azdırır)
  • Az miktarda sık ve düzenli yemek yiyin.
  • Yiyecekleri yavaş yiyip, iyi çiğneyin.
  • Kızartmalar, fast food yiyecekler ve margarinden kaçının.
  • Kahveden kaçının çayı az tüketin (Kafeinli veya kafensiz kahve reflü olasılığını artırır).
  • Yemek borusunu irite eden maddelerden kaçının.
  • Alkol, kola, gazoz gibi asitli içecekler, konserve meyve suları, içmeyin.
  • Çok baharatlı yiyeceklerden, turşu ve sirkeden kaçının (Baharatlar reflünün şiddetini arttırarak midede yanmayı arttırabilir. Bu nedenle baharatlı hazır gıdaları sınırlandırıp yemeklerinize daha az baharat kullanınız.
  • Yemekten sonra hemen yatmayın en az 1 saat oturun.
  • İçkilerden kaçının (Alkol mide asidini artırmaktadır).
  • Sigara ve diğer tütün ürünlerinden sakının (Nikotin yemek borusunun alt kısmındaki büzgeci gevşetmektedir)
  • Kilo almayın (Şişmanlık reflü şikayetlerini artırmaktadır).
  • Stresten mümkün olduğunca uzak durmaya çalışın.
  • Sıvı tüketimi mide basıncını arttırdığı için yemeklerde değil, öğün aralarında alın.
  • Özellikle öğünden sonra dar giysiler giymeyip daha rahat giysiler giymeye çalışın.

Reflü hastaları nasıl beslenmeli?

Belirli gıdalar ve aşırı yemek, mide asidi üretimini arttırarak reflü şikayetlerine neden olabilir. Bazı gıdalar ise mide ve yemek borusu arasında bulunan, mide asidinin yemek borusuna çıkmasını engelleyen özofagus kasının zorlanmadan işlevini yerine getirmesine yardımcı olur. Zayıflayan özofagus kası özellikle yağlı ve kızarmış gıdalar, domates içeren yiyecekler, çikolata, kafeinli içecekler ve alkol nedeniyle düzgün çalışmayabilir.

Reflüye yakalanmamak için dikkat edilmesi gereken 10 yiyecek!

Bu yiyecek ve içecekler reflü ağrılarının artmasına yol açabilir. Bunun nedeni, bu gıdaların mide asidi üretimini arttırması ve sindirilmelerinin uzun sürmesidir. Uzmanların reflüsü olanlara tavsiye ettiği yiyecekler genellikle sindirimi kolay ve aşırı mide asidine neden olmayacak yiyeceklerdir.

Reflüye iyi gelen yiyecekler ve besinler

Aşağıdaki gıdalar mide asidini artırmadığı için reflüyü tetiklemez ve reflü hastaları tarafından güvenle tüketilebilirler: 

  • Elma, muz
  • Patates (fırında veya haşlama),
  • Brokoli, lahana, fasulye, havuç, soya
  • Yağsız kıyma, haşlama tavuk göğsü, balık,
  • Ekmek, yulaf, esmer prinç, kepek, beyaz prinç, mısır ekmeği,
  • Beyaz peynir, yağsız krem peyniri,
  • Yumurta.

Muzun faydaları nelerdir? Muz kaç kaloridir? Sağlıklı tarifler

Bitkisel Protein

Bitkisel kaynaklardan alınan protein mide ve yemek borusu arasındaki asit geçişini engelleyen özofagus kasını zorlamaz ve reflüyü tetiklemez. Hayvansal gıdalardan alınan protein yerine protein bakımından zengin fasulye (özellikle siyah fasulye) ve mercimek tüketmek reflü belirtilerinin azalmasına yardımcı olur. Siyah fasulye ayrıca sindirim ve genel sağlık için önemli lif, folat ve antioksidanlar içerir.

Lifli Gıdalar

Lifli besinler sindirim sırasında aşırı mide salgılanmasını engeller ve reflü riskini azaltır. Beslenmenize tam tahıllı gıdaları, lif bakımından zengin meyve ve sebzeleri ekleyerek reflü nedeniyle yaşanan ağrıları hafifletebilirsiniz. Muz, elma, şeftali, armut, kavun ve çilek bir reflü diyetinde tavsiye edilen meyvelerdir. Ancak lifli olmalarına karşın aynı zamanda asitli olan portakal ve greyfurt gibi meyveler asit reflüye neden olabilir.

Lifli besinlerin sağlığa faydaları ve en çok lif içeren gıdalar

Sebzeler

Domates dışında kalan tüm sebzeler reflü hastalarına önerilmektedir. Tabii sebzelerle hazırlanan yemeklerin az yağlı olması ve sebzeleri salata şeklinde tüketecekseniz salata sosu kullanmamanız tavsiye edilir. Özellikle lahana gibi omega 3 yağ asitleri, vitamin ve mineralce zengin sebzeler reflü tedavisine yardımcı olur.

Reflüyü tetikleyen ve artıran yiyecekler 

  • Yağlı Gıdalar: Yağlı gıdaların sindirimi zordur bu nedenle mide daha fazla asit salgılamak zorunda kalır.  Kızartmalardan, aşırı tuzlu konserve yiyeceklerden ve koruyucu madde içeren içeceklerden uzak durun.
  • Domates: Yüksek asit içeriğiyle reflü şikayetlerini arttırabilir. Ketçap, domates salçası, domates suyu gibi besinlerinde genel olarak reflüyü olumsuz etkilediği bilinmektedir.
  • Sarımsak ve Soğan: Çiğ sarımsak ve soğan reflüyle ilişkili olsa da bazı uzmanlar sarımsak ve soğanın sadece bazı insanlarda reflüyü tetiklediğini söylemektedir.
  • Baharatlı Yiyecekler: Aşırı baharatlı ve acı yiyecekler reflüyü şiddetlendirebilir.
  • Nane: Mide ve yemek borusu arasında bulunan kasın gevşemesine neden olduğu için reflüyü artırır. Taze nane, naneli sakız, nane çayı ve naneli şekerden uzak durmalısınız. Reflüyü tetikleyen gıdalar kişiden kişiye farklılaştığı için reflüsü olanlara önerimiz her öğünde yedikleri gıdaları not almaları ve raflülerini tetikleyen gıdalardan uzuk durmalarıdır.
  • Narenciye: Portakal, portakal suyu, limon, limon suyu, greyfurt, kızılcık suyu,
  • Ayrıca; Muzlu süt, dondurma, likör, şarap, bira, kahve, çikolata, pastane ürünleri, mısır cipsi, patates cipsi, koruyucu içeren konserve gıdalar, gazlı içecekler, çay.

Gebelikte reflü sorunu ve tedavi önerileri

Hamilelikte reflü

Hamilelik döneminde en çok mide şikayetleri görülmektedir. Bunların en başında da reflü gelmektedir. Hamilelikte reflü rahatsızlığına çok rastlanmasının sebebi, hamilelik döneminde yoğun olarak salgılanan progesteron hormonunun yemek borusu ile mideyi ayıran ve genelde kapalı durması gereken kapakçığı gevşetmesidir. Bunun sonucunda yiyecekler ve mide asidi yutak borusuna ve boğaza kadar geri gelmeye başlar. Bebeğin büyüyerek mideye baskı yapması da bu durumu kolaylaştırır.

Bebeklerde reflü

Bebeklerde reflü, yemeğin bebeğin midesinden geri gelmesine ve bebeğin bunu tükürmesine neden olur. Bu durum nadiren ciddiyet taşır ve bebek büyüdükçe azalma eğilimdedir. Bebek reflüsünün 18 aylıktan sonra devam etmesi nadir görülür. Sağlıklı bebeklerin günde birkaç kez reflü yaşaması normaldir. Bebek sağlıklı büyüdüğü sürece endişelenmeye gerek yoktur. Reflü bazen nadir de olsa alerji, sindirim sistemindeki tıkanma veya gastroözofageal reflü hastalığı (GERD) gibi tıbbi bir sorunun işareti olabilir.

Çocuklarda reflü

Çocuklarda reflü hastalığı, basit kusmalar şeklindedir ancak özellikle süt çocuğu döneminde “ani çocuk ölümü” sendromu sorumlusu olabilmektedir. Çocukluk döneminde duruş bozukluğu, büyüme gelişme geriliği, kansızlık, zatürre atakları, solunum yolu hastalıkları, yeni doğanda boğulma atakları da reflünün başvuru nedenleri arasındadır. Çocukluk çağı astımının üçte birinin altında reflü yatmaktadır.

YAZIYI PAYLAŞ

YORUMUNUZ VAR MI?

guest

0 Yorum
Inline Feedbacks
Tüm yorumları gör
Araç çubuğuna atla