Danıştay: TUS eğitimindeki doktorlar, acil servis nöbeti tutmamalı

Kategori: Hukuk / Mevzuat Print

acil-nobet

Danıştay Beşinci Dairesi, TUS eğitimi alan doktorların acil servis nöbetleri ile ilgili önemli bir karara imza attı. Yüksek Mahkeme daha önce acılan davaların reddine dair olan kararları da ele alarak TUS eğitimindeki doktorların nöbet tutabileceği yolundaki yerel mahkeme kararlarını bozdu. Ankara Tabip Odası tarafından açılan davada, Dr. Abdurrahman Yurtaslan Onkoloji Eğitim ve Araştırma Hastanesinde patoloji, anestezi ve psikiyatri dallarında uzmanlık eğitimi görenlere acil servis nöbeti tutturulması uygulamasına son verilmesi istemiyle yaptığı başvurunun zımnen reddi üzerine dava açmıştı. Yüksek Mahkeme yerel mahkemenin kararını bozarak dosyayı iade ettiği Gerekçede şu ifadelere yer verdi: “Açıklanan nedenlerle, davacının temyiz isteminin kabulüyle Ankara 16. İdare Mahkemesince verilen 13.06.2014 günlü, E:2013/1529, K-.2014/800 sayılı kararın 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinin 1/b fıkrası uyarınca bozulmasına, aynı maddenin 3622 sayılı Kanunla değişik 3. fıkrası gereğince ve yukarıda belirtilen hususlar da gözetilerek yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın adı geçen Mahkemeye gönderilmesine, 25.02.2015 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.” Yüksek Mahkemenin kararını okurlarımızın dikkatine sunuyoruz:

T.C.
DANIŞTAY
Beşinci Daire

Esas No : 2014/6295
Karar No: 2015/1618

Özeti: Tıpta uzmanlık eğitimi görenlere, acil servis nöbeti tutturulamayacağı hakkında.

Temyiz İsteminde Bulunan (Davacı): Ankara Tabip Odası Vekili : Av. …

Karşı Taraf (Davalılar): 1- Ankara Valiliği 2- Türkiye Kamu Hastaneleri Kutumu Başkanlığı Vekilleri: Av. …

İsteğin Özeti: Ankara 16. İdare Mahkemesince verilen 13.06.2014 günlü, E:2013/1529, K:2014/800 sayılı kararın, dilekçede yazılı nedenlerle temyizen incelenerek bozulması isteminden ibarettir.

Cevapların Özeti: Davalılar tarafında cevap verilmemiştir. Danıştay Tetkik Hakimi : Metin Gökdemir Düşüncesi : İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Beşinci Dairesince işin gereği düşünüldü:

Davacı Oda, Ankara ili Dr. Abdurrahman Yurtaslan Onkoloji Eğitim ve Araştirma Hastanesinde patoloji, anestezi ve psikiyatri dallarında tıpta uzmanlık eğitimi görenlere acil servis nöbeti tutturulması uygulamasına son verilmesi istemiyle yapılan 15.07.2013 günlü başvurunun zımnen reddine ilişkin işlemin iptaline karar verilmesi istemiyle dava açmıştır.

Temyizi istenen kararla; tıpta uzmanlık öğrencilerinin pratisyen hekim olarak acil servis nöbetine dahil edilebilmelerine mani bir düzenlemenin bulunmadığı, dava konusu işlemde hukuka aykırılık görülmediği gerekçesiyle davanın reddine hükmedilmiştir.

Davacı, dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmadığını ileri sürmekte ve Mahkeme kararının temyizen incelenerek bozulmasını istemektedir.

13.01.1983 günlü, 17927 mükerrer sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Yataklı Tedavi Kurumlan İşletme Yönetmeliğinin 41 ile 46 maddeleri arasında, yataklı tedavi kuramlarındaki tabip nöbetleri düzenlenmiştir. Yönetmeliğin 42. maddesinin birinci fıkrasında, nöbet hizmetlerinin evde nöbet, normal nöbet, acil nöbeti ve branş nöbeti olarak dört şekilde yürütüleceği belirtilmiş; (D) bendinde, branş nöbeti; birden fazla genel cerrahi, iç hastalıkları klinikleri ve kadın hastalıkları ve doğum kliniği bulunan yataklı tedavi kuramlarında uzman ve klinik adedi göz önüne alınarak acil hizmet için kliniklere bütün personeliyle birlikte tutturulan nöbet olarak tanımlandıktan sonra, gerek görülürse ve uzman adedi yeterli bulunduğu takdirde acil vakası bulunan dallardan birer uzmanın, yoksa kıdemli uzmanlık eğitimi görenlerin de bu ekibe eklenebileceği veya davet edilebileceği öngörülmüştür.

Aynı Yönetmeliğin “Uzmanlık Eğitimi görenlerin nöbetleri” başlıklı 46. maddesinin birinci fıkrasında, kurumda üçten fazla uzmanlık eğitimi gören bulunduğu hallerde genel uzmanlık eğitimi görenler nöbeti tutulacağı, genel uzmanlık eğitimi görenler nöbeti tutanların genel hastane nöbeti tutan uzman nezaretinde çalışacakları, kurumdaki uzmanlık eğitimi görenlerin hepsi yalnız bir dalda bulunduğu takdirde servis nöbeti tutmayacakları, ancak, genel uzmanlık eğitimi görenler nöbetine girecekleri, üçüncü fıkrasında ise, bir serviste ikiden fazla uzmanlık eğitimi gören bulunduğu takdirde, bunların sıra ile servis nöbeti tutacakları, bu nöbet düzenlenirken genel uzmanlık eğitimi görenler nöbetinin de göz önünde bulundurulacağı hükme bağlanmıştır.

Yataklı tedavi kuramlarındaki tabip nöbetlerini düzenleyen anılan Yönetmelik hükümlerinden, uzmanlık eğitimi görenlerin genel uzmanlık eğitim görenler nöbeti, servis nöbeti ve branş nöbeti olmak üzere üç tür nöbet ile yükümlendirilebilecekleri, bunlar dışında bir nöbete dahil edilemeyecekleri anlaşılmaktadır.

Davacı Oda, Dr. Abdurrahman Yurtaslan Onkoloji Eğitim ve Araştırma Hastanesinde patoloji, anestezi ve psikiyatri dallarında uzmanlık eğitimi görenlere acil servis nöbeti tutturulması uygulamasına son verilmesi istemiyle yaptığı başvurunun zımnen reddi üzerine dava açmıştır.

Bu durumda, uzmanlık eğitimi görenlerin, genel uzmanlık eğitimi görenler nöbeti, servis nöbeti ve branş nöbeti dışında bir başka nöbete dahil edilebilmelerine hukuken imkan bulunmadığından, Dr. Abdurrahman Yurtaslan Onkoloji Eğitim ve Araştırma Hastanesinde uzmanlık eğitimi görenlere acil servis nöbeti tutturulması uygulamasına son verilmesi istemiyle yapılan başvurunun reddine ilişkin dava konusu işlemde hukuka uyarlık, davanın reddi yolundaki Mahkeme kararında ise hukuki isabet görülmemiştir.

Açıklanan nedenlerle, davacının temyiz isteminin kabulüyle Ankara 16. İdare Mahkemesince verilen 13.06.2014 günlü, E:2013/1529, K-.2014/800 sayılı kararın 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinin 1/b fıkrası uyarınca bozulmasına, aynı maddenin 3622 sayılı Kanunla değişik 3. fıkrası gereğince ve yukarıda belirtilen hususlar da gözetilerek yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın adı geçen Mahkemeye gönderilmesine, 25.02.2015 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

KARŞI OY

Temyizi istenen karar ve dayandığı gerekçe hukuka ve usule uygun olduğu ve bozulmasını gerektirecek bir sebep de bulunmadığından, temyiz isteminin reddi ile anılan kararın onanması gerektiği görüşü ile karara katılmıyorum.

YAZIYI PAYLAŞ

YORUMUNUZ VAR MI?

guest

0 Yorum
Inline Feedbacks
Tüm yorumları gör
Araç çubuğuna atla