Genetik test gerektirmeyen ayrıştırıcı yeni bir yöntem

Kategori: Onkoloji Print

Dekstrometorfan, meme kanseri olan hastalarda tamoksifenin nasıl metabolize olduğunun belirlenmesine yardımcı olabilir

Berlin’de düzenlenen 22. Moleküler Hedefler ve Kanser Tedavileri Sempozyumunda sunulan bir bildiriye göre, öksürük ilaçları, meme kanserinin tedavisinde hastaların tamoksifeni nasıl metabolize ettiğini öğrenmek için kullanılabilir. Araştırma sonuçları, hekimlerin öksürük şuruplarının tamoksifenin değişken metabolizmasını takip etmek ve tedaviyi optimize etmek için kullanılabileceğini gösteriyor. Böylece tedavinin yan etkileri azaltılarak etkinliği artırılabilir.

Fotoğraf altı: Araştırma sonuçları, hekimlerin öksürük şurupların tamoksifenin değişken metabolizmasını takip etmek ve tedaviyi optimize etmek için kullanılabilir. Böylece tedavinin yan etkileri azaltılır ve etkinliği artırılmış olur. Meme kanserini önlemek ve tedavi etmek için sıkça kullanılan tamoksifen, vücutta metabolize edilerek, ilacın antikanser etkinliğinden sorumlu olan ve tamoksifenin yan etkilerinin ortaya çıkmasına neden olan endoksifen metabolitini üretir. CYP2D6 ve CYP3A enzimleri, tamoksifenden endoksifen metaboliti elde eder ve bu metabolit yalnızca bu enzimler yeterli düzeydeyse üretilir.

Sempozyumda çalışmayı sunan, Rotterdam Erasmus Tıp Merkezi Tıbbi Onkoloji Anabilim Dalı doktora öğrencisi Anne-Joy de Graan, Hollanda’da tedavi edilen hastalara sabit 20 ila 40 mg tamoksifen dozu verildiğini, fakat hastalarda çeşitli düzeylerde toksisite görüldüğünü belirtti. Bu farklılığın, hastalardaki endoksifen konsantrasyonları arasındaki farklılıktan kaynaklandığı düşünülüyor. Yakın zamanda yapılan bu araştırmada hastaların genotiplerinin endoksifen düzeylerinde neden olduğu farklılıklar incelendi. Kadınların daha kötü metabolizörler olmasına neden olan genetik varyasyonlar biliniyor. Diğer bir deyişle, kadınlarda CYP2D6 enzimatik aktivitesi olmadığından yeterli düzeyde endoksifen oluşamıyor. Ayrıca başka faktörler de tamoksifenin kadınlarda metabolize edilmesini etkiliyor. Bunlar arasında CYP3A4 enzimatik aktivitesi, başka ilaçların kullanılması, alkol tüketimi ve sigara alışkanlığı yer alıyor.

Dr. Graan ve ekibi, üç haftadan fazla tamoksifen kullanan 40 meme kanseri hastasında öksürük ilacının etken maddesi olan dekstrometorfanı inceledi. Araştırmacılar, dekstrometorfanın başka bir ilacın metabolizmasını öngörmek için kullanılan zararsız bir madde olduğunu ve bu çalışmada tamoksifenin metabolizmasını değerlendirmek için dekstrometorfanı kullandıklarını belirtti. Araştırmacılar, çalışma kapsamında hastalara öksürük şurubu olarak 30 mg dekstrometorfan ve iki saat sonra oral tamoksifen verdi. 24 saat boyunca dekstrometorfan ve tamoksifen metabolitlerini ölçmek için hastalardan kan aldılar ve dekstrometorfan metabolizmasnının tamoksifen metabolizması için nasıl işe yaradığını araştırdılar. De Graan ve ekibi, dekstrometorfanın endoksifen konsantrasyonları için çok iyi bir gösterge olduğunu ve CYP2D6’yı baskıladığı bilinen antidepresan paroksetin kullanan hastalardan birinde dekstrometorfanın düşük endoksifen konsantrasyonlarını doğru bir şekilde gösterdiğini dile getirdi.

Araştırmacılar, dekstrometorfanı ölçmenin, endoksif metabolitini ölçmekten daha kolay olduğunu ve bu yöntemin CYP2D6 ve CYP3A ile metabolize olan diğer bileşikler için de kullanılabileceğini belirtti. Tamoksifen, adjuvan tedavi olarak son beş yılda kadınlara sıkça yazılan bir ilaçtır ve hastanın tedaviye yanıt verip vermeyeceğinin göstergesidir. Kadın hastada tamoksifen iyi düzeyde metabolize edilemiyorsa, başka bir ilaca geçilir veya mevcut ilacın dozu artırılır. Hastanın genotipini araştırmak da hastanın metabolizmasını anlamaya yardımcıdır, fakat bunu yaparken yalnızca tamoksifen metabolizmasında yer alan tek bir enzime, CYP2D6’ya bakılır. Oysa tamoksifen CYP3A4 ile de metabolize olur. Bununla birlikte, hastanın metabolizması yalnızca genler ile değil, aynı zamanda eş zamanlı kullandığı ilaçlar ve çevresel faktörlerden de etkilenir. Dekstrometorfan fenotip testinde, tamoksifen metabolizmasını öngördürecek faktörlerin tümü değerlendirilir.

Araştırmacılar, bu çalışmada hastaların tedaviye verdiği yanıtların değerlendirildiğini ve her hastanın tedaviye farklı yanıt verdiğini vurguladı. Ayrıca, bazı hastalarda daha az ya da daha çok yan etki görüldüğü, bazılarının ise tedaviye neden daha iyi veya kötü yanıt verdiği araştırıldı. Bu nedenle, tedavi yanıtını öngördürecek prognostik faktörleri belirlemek önemlidir. Araştırmacılar hastaya verilen tedavinin sistemik tedavi ile optimize edileceğinin ve mevcut doz stratejilerinde eş zamanlı ilaç kullanımı, DNA farklılıkları, yaşam tarzı değişiklikleri, sigara alışkanlığı ve alkol tüketimi gibi başka faktörlerin göz önünde bulundurulmadığının altını çizdi. Genotiplerine göre tamoksifen ile tedavi edilen hastalar bireysel tedavide önemli bir adım olmakla birlikte, literatürde farklı bulgular mevcuttur. Araştırmacılar fenotip ile tamoksifen metabolizmasını öngörmenin bir başka yolunu araştırmıştır. İleride yapılacak çalışmalarda elde edilecek sonuçların klinik uygulamada kullanılacağı belirtiliyor. Araştırmacılar yaptıkları dekstrometorfan testinin tamoksifen ve CYP2D6 genotip ve fenotipi ile ilişkili başka çalışmalarda işe yarayacağını ve tamoksifen tedavisinin hastaya göre kişiselleştirilmesinde katkısının bulunacağını dile getirdi.

KAYNAK: European Organisation for Research and Treatment of Cancer, National Cancer Institute, American Association for Cancer Research. Genotype and phenotype: genotype is the internally coded, inheritable information carried by all living organisms in their DNA; phenotype is the outward physical manifestation of this, which takes account of all physical parts, functions and behaviours, their interplay and the effect on them caused by their environment. Cough medicine could help doctors identify how breast cancer patients metabolize tamoxifen.

YAZIYI PAYLAŞ

YORUMUNUZ VAR MI?

guest

0 Yorum
Inline Feedbacks
Tüm yorumları gör
Araç çubuğuna atla