Hematolojik kanserli hastalarda beslenme ve diyet nasıl olmalı?

Yazan Hatice Pala Kaya
11 Ocak 2017   |    21 Mayıs 2022    |   Kategori: Kanser, ONCOLife, Onkoloji, Üye Yazıları Print

Kanser tedavisinde beslenmenin önemi her geçen gün daha iyi anlaşılmaya başlandı. Hastaların tanı aldıktan sonra genelde ilk sordukları birkaç sorudan birisinin ‘ben şimdi ne yiyeyim, nasıl besleneyim’ olduğunu söyleyen Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Erişkin Hematoloji Bilim Dalı’ndan Yrd. Doç. Dr. Neslihan Andıç, kanser hastalarında beslenme ve hematolojik kanserli hastalarda uygulanan diyetler hakkında Medikal Akademi ve ONCOLife Ankara Temsilcisi Hatice PALA KAYA’nın sorularını yanıtladı…

Hematolojik kanserlerin tedavisi sırasındaki genel beslenme problemleri nelerdir?

Yrd. Doç. Dr. ANDIÇ: Hastalarımız genelde bağışıklık sistemi bozulmuş yani kolaylıkla mikrop kapabilecek hastalar. Bunların temiz gıda ile beslenmeleri gerekiyor. Bunun yanı sıra ağız boğaz yaraları sık görülüyor ve yemeyi ağrılı bir hale getiriyor. Barsak iltihapları, ishal veya kabızlık gıda alımını bozabiliyor. Birçok ilaç tedavisi bulantı, kusma ve iştahsızlık yapıyor. Ayrıca yemek borusu, mide, barsak ameliyatı olanlar veya bu organları ışın tedavisinden etkilenenler için özel beslenme şekilleri uygulanması gerekiyor. Hastaların tedavi ve hastalıkları ile ilgili endişeleri, depresyon hali de önemli bir problem. Son olarak beslenme konusunda kimin yardımcı olduğu, yani yemekleri kimin hazırlayıp sunduğu da önemli. Bu konuda bilgili ve özverili bir bakıcı çok yardımcı oluyor.

Kanser tedavisinde hastaya ve ‘hedefe yönelik’ beslenme rejimi uygulanmalı

Hematolojik kanserli hastalar beslenmeyle ilgili en fazla hangi bilgilere ihtiyaç duyuyor?

Yrd. Doç. Dr. ANDIÇ: Hastalarımızın tanı aldıktan sonra genelde ilk sordukları birkaç sorudan birisi ben şimdi ne yiyeyim, nasıl besleneyim oluyor. Yemeklerin çeşidi, hazırlanması, kanser tedavilerini olumlu veya olumsuz yönde etkileyebilecek gıdalar olup olmadığı soruluyor.

Temiz gıda nedir, kanser hastaları için önemi nedir?

Yrd. Doç. Dr. ANDIÇ: Düşük mikroplu diyet demektir. Tüm hastaların ve özellikle nötrofil sayımı düşük hastaların bu şekilde beslenmesi gerekir. Çiğ et ile pişmiş et hiçbir zaman temas etmemelidir. Burada bıçak, kesme tahtası ayrı olmalı. Eller çiğ ete değdikten sonra iyice yıkanmalı. Et ve yumurta çok iyi pişmiş olmalı. Süt ve süt ürünleri pastörize edilmiş olmalı. Bunlar küçük porsiyonlarda saklanmalı. Birkaç gün dolapta beklememeli. Yemekler çabucak pişecek şekilde ya düdüklüde pişirilmeli ya önceden ısıtılmış fırına konmalı ya da kaynar suya atılarak pişirilmeli. Pişmiş yemekler 2 saatten fazla oda ısısında kalmamalı. Küçük porsiyonlarda en kısa zamanda dolaba kalkmalı.

Dolaptan çıkıp yeneceğinde de tekrar kaynatılarak veya çok iyi ısıtılarak yenmeli. Donmuş gıdalar oda ısısında değil dolapta çözülmeli. Ekmek, poğaça gibi gıdalar dışardan alınacaksa vakumlu olarak el değmeden paketlenmiş olanlar tercih edilmeli. Açıkta satılan kuruyemişler yenmemeli. Paketli de olsa özellikle kabuksuz olanlar tercih edilmeli. Meyvelerden kabuğu soyulabilen sert meyveler tercih edilmeli.

Kanser hastaları nasıl beslenmeli, ne yemeli? Öneriler ve uyarılar!

Örneğin; elma olur ama üzüm olmaz. Nötrofil sayısı çok düşük (1500 altında) hastalarda çiğ hiçbir sebze ve meyve önerilmiyor. Bu hastalar için içme ve diş fırçalama suyu da ya şişe suyu ya da evde ≥1µ patikülleri süzebilen filtreden geçmiş olmalı. Dışardan içine buz katılmış içecekler içilmemeli. Üzeri küflü gıdalar kesinlikle yenmemeli el bile sürülmemeli.

Hematolojik kanserli hastalarda uyguladığınız diğer diyetler hakkında bilgi verir misiniz?

Yrd. Doç. Dr. ANDIÇ: Hastaların ihtiyaçlarına göre farklı diyetler verilebiliyor. Bulantı- kusma ön planda ise kusma bitene kadar hastayı zorlamamak gerekli; az az sık sık sıvı alması sağlanmalı, sıvıyı alabiliyorsa yavaş yavaş katı gıdalar denenmeli. Kokusuz gıdalar tercih edilmeli. Hastanın en sevdiği yiyecek ile başlanmasını daha ileride bu gıda ile kusmayı özdeşleştirmemesi için önermiyoruz.

Mideyi rahatlatan gıdalar bu hastalar için ön planda denenmeli. Bunlara örnek olarak: Çok soğuk ve sıcak olmayan gıdalar, tavuk-sebze-et suyuna çorba (kurufasülye, bezelye, brokoli, lahana olmaz), patates kabuksuz haşlama, etler yağsız -derisiz haşlama, sade makarna, erişte, yumurta, peynir, tuzlu kraker- bisküvi, beyaz ekmek–tost, pirinç, yoğurt verilebilir. Hastanın ağız yarası varsa yemekleri iyice yumuşayana kadar pişirip, püre olarak yemek, sıvıları pipetle içmek, bebek kaşığı kullanmak ve sıcak, acı, ekşi, tuzlu, salçalı, domatesli, sert gıdaları vermemek uygun olur.

Kanser tedavisi sırasında yapılan beslenme hataları hastalara zarar veriyor

İshali varsa, gazlı içecekleri gazını kaçırıp içebilir, sporcu içecekleri içebilir. Buyyon konmuş et suyu çorbası ihtiyacı olan sodyumu karşılar, patates ve muz ise potasyum kaynaklarıdır. Düşük lifli gıdalar (yoğurt, beyaz ekmek, beyaz pirinç, pişmiş havuç, tavuk, yumurta, tuzlu kraker) tercih edilmelidir. Kabızlık sorununda ise bol sıvı almak, yemek sonrası sıcak içecekler içmek ve yüksek lifli gıdalar (tam buğday ekmeği, kepekli gıdalar, makarna, elma, mısır, lahana, bezelye, ıspanak) tüketmek önerilir.

Hematolojik kanseri olan hastalar ve kemik iliği nakil hastaları özellikle proteinden zengin beslenme ihtiyacı duyarlar. Gıdaları proteinden zengin hale getirmek için üstüne-içine peynir rendelemek, su yerine sütle pişirmek, yumurta katmak, yemekleri-çorbaları etli pişirmek uygun olur. Ayrıca protein tozları da gıdalara katılabilir. Hasta eğer ağızdan bu gıdaları da almakta güçlük çekiyorsa dengeli olarak üretilmiş hazır karışımlar da mevcut. Bunlar içilebilir veya hastanın bilinci yerinde değilse burunda mideye salınacak bir boru yardımı ile verilebilir. Ayrıca mide barsağın kullanılamadığı veya kullanılmaması gereken bir durum varsa, beslenme tamamen damar yolu ile sağlanabilir.

Tedavi sırasında hastalarda görülen beslenme ile ilişkili problemler hastaların tedavi süreçlerini ve yaşam kalitelerini nasıl etkiler?

Yrd. Doç. Dr. ANDIÇ: Beslenme desteğinin sağlanmasının hastanın yaşam kalitesini artırdığına şüphe yok. Mide ve barsaklarımız bağışıklık sistemimizin önemli parçalarıdır. Ağızdan beslenmenin enfeksiyon riskini azalttığını gösteren kuvvetli deliller mevcuttur. Bu nedenle mümkün olduğu kadar ağızdan beslenmeye devam edilmesinin desteklenmesi gerekir.  Tedavi sürecinde bazı özel gıda –ilaç etkileşimlerinin de olacağını hatırlatmak gerekli. Örneğin; Merkaptopürinin süt ve süt ürünleri ile alınmaması gerekir, greyfurt suyu takrolimus ve sirolimus seviyelerini artırır.

Kanser tedavisinde doğru beslenme hayatta kalma şansını arttırıyor

Yoğurt önerilir ancak barsak florasını iyileştirici olduğu bilinen diğer probiyotikler-mayalanmış ürünler beyaz küresi çok düşük hastalarda sakıncalıdır; barsak enfeksiyonu-ve ciddi kan infeksiyonlarına yol açabilir. Var olan çalışmalarda belli bir beslenme şeklinin kanser iyileşmesini hızlandırdığı veya tedavi başarısını artırdığı gösterilememiştir. Beslenmenin iyileştirilmesi hastaların bu zorlu süreci daha kolay atlatmalarına yardımcı olur. Bunun dışında kanseri iyileştireceği gibi bir beklenti yaratmak uygun olmaz.

YAZIYI PAYLAŞ

YORUMUNUZ VAR MI?

guest

0 Yorum
Inline Feedbacks
Tüm yorumları gör
Araç çubuğuna atla