SHEP: Hipertansiyon tedavisi uzun dönemde de faydalı

28 Mart 2012   |    5 Ocak 2020    |   Kategori: Kardiyoloji Print

The Journal of the American Medical Association’da yeni yayımlanan uzun süreli bir izlem çalışmasına göre, diüretik klortalidon ile 4.5 yıl süreyle tedavi edilen sistolik hipertansiyonu olan hastalar, plasebo alan hastalara kıyasla, yaklaşık 20 yıl sonrası için anlamlı olarak daha düşük mortalite oranına sahipler. Çalışmada bu gruptaki kişilerin beklenen yaşam süresinde de uzama kaydedildi.

Yaşlılarda Sistolik Hipertansiyon Programı (SHEP, the Systolic Hypertension in the Elderly Program), adlı yüksek kan basıncı çalışmasından, ilk uzun süreli veri klortalidon bazlı tedavinin her bir ayının, kardiyovasküler ölümden ari olarak yaşamı yaklaşık bir gün uzattığını gösterdi. Makalenin bilimsel zemininde şu bilgiye yer verildi: “Antihiipertansif ilaç tedavisinin kontrollü klinik çalışmalarda ve meta-analizlerde ölümcül olmayan ve ölümcül kardiyovasküler olaylarda azalma sağladığı gösterilmiştir. Ancak, beklenen yaşam süresinde uzama ile ilgili uzun vadeli veriler mevcut değildir.”

Çalışmanın başyazarı Robert Wood Johnson Tıp Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. John B. Kostis, kan basıncını düşürmenin beklenen yaşam süresi gibi uzun vadeli sonuçlara etkisini incelemek için bu çalışmayı gerçekleştirdiklerini belirtti. Araştırmacılar randomize, plasebo kontrollü, izole sistolik hipertansiyonu olan hastalarda antihipertansif ilaç tedavisinin (klortalidon) inme riskini azaltmadaki etkisini inceleyen SHEP adı verilen çalışmadan uzun vadeli mortalite verilerini elde ettiler.

Prof. Dr. Kostis, çalışma ile ilgili yaptığı açıklamada, “22 yıllık takip süresinin sonundaki temel bulgular, SHEP çalışmasındaki katılımcıların yaklaşık %60’ı öldü, 4.5 yıl süresince aktif tedavi alan hastalarda yaşam beklentisinin uzadığını gördük, bu durum ilk kez bir hipertansiyon çalışmasında bildirildi, çünkü yaşam beklentisindeki farkı bulabilmek için çok uzun bir süre beklemek zorundasınız. Ancak hipertansiyon çalışmalarında herkes ölene kadar araştırmacılar da ölmüş oluyor” dedi.

Çalışmanın ilaç tedavisine hasta uyumunu artırmayı sağlayabilecek ve sağlık çalışanlarının tedavideki ataletini azaltabilecek güçlü bir mesaj olduğunu belirten Prof. Dr. Kostis, kazanımların başlıca KVH’den kaçınma ile ilişkili olduğu uyarısında bulundu. Prof. Dr. Kostis, antihipertansif tedavilerin inmeyi önlemek gibi diğer faydalarının yaşamı uzatmadan daha önemli olduğuna dikkat çekti.

SHEP çalışması Mart 1985 ve Ocak 1988 yılları arasında yürütüldü ve ortalama 72 yaşındaki 4700’ü aşkın hasta 4.5 yıl süresince klortalidon ile aktif tedaviye – eğer antihipertansif kontrol yeterli değilse atenolol ilave edildi – veya plaseboya randomize edildi. Bu sürenin sonunda tüm hastaların aktif tedaviye geçmeleri için rızası alındı. Hasta kaydının başlaması ile ölüm araştırması arasındaki süre yaklaşık 22 yıldı (21 yıl 10 ay). SHEP çalışmasına katılan 4.736 kişiden 2.365’i (%49,9) aktif tedaviye ve 2.371’i (%50,1)’i plaseboya randomize edildiler. Katılımcıların ortalama yaşı 72, %57’si kadın ve %14’ü zenciydi.

22 yıl sonra yaşam süresi kazancı –aktif tedavi ve plasebo sağkalım eğrileri arasında kalan alan olarak ifade edilen- tüm nedenlere bağlı mortalitede 105 gün ve kardiyovasküler ölümde 158 gündü. Aktif tedavi grubunda plasebo grubuna kıyasla kardiyovasküler ölümden ari sağkalım daha yüksekti (risk oranı 0.89; p=0.03), ancak tüm nedenlere bağlı ölümde sağkalım benzerdi (HR 0.97; p=0.42).

Takip süresinin sonunda, 4.736 randomize hastanın 2.851’i (%60,2) öldü. 1.416 (%59.9) ölüm aktif tedavi grubunda 1435 (%60.5) ölüm ise plasebo grubunda gerçekleşti. Araştırmacılar takip süresi sonunda hem beklenen yaşam süresinin hem de sağkalımda 70. persantile kadar geçen sürenin SHEP çalışması katılımcılarından plasebo grubuna kıyasla aktif grupta daha uzun olduğunu buldular. 22 yılda beklenen yaşam süresi kazancı kardiyovasküler ölümde 158 gün, tüm nedenlere bağlı ölümde 105 gün oldu. Kardiyovasküler ölüm dışı beklenen yaşam süresi kazancı, her bir tedavi ayına karşılık 1 gündü (0.89 gün). Tüm nedenlere bağlı ölümde 1 aylık antihipertansif tedavi için yaşam süresi kazancı yarım gün (0.59 gün) olarak tahmin edildi.

Yazarlar ayrıca plasebo grubuna kıyasla aktif tedavi grubunun daha yüksek kardiyovasküler ölümden ari sağkalım oranı ile ilişkili olduğunu buldular (sırasıyla, 735 ölüme [%31] kıyasla 669 ölüm [%28.3]). Yazarlar “her bir tedavi ayının, kardiyovasküler ölümden ari yaşam süresinde 1 gün uzamayla ilişkili olduğunun bildirilmesinin, ilaç tedavisine hasta uyumunu artırmayı sağlayabilecek ve sağlık çalışanlarının tedavideki ataletini azaltabilecek güçlü bir mesaj” olduğunu yazdı.

Anahtar mesajlardan biri inmeyi önlemek
Yaşam süresindeki kazanımların esasen KVH ile ilişkili olduğunu belirten Prof. Dr. Kostis, “KVH’den ölmezseniz diğer koşullardan ölme şansınız daha fazla. KVH faydasının ortalama faydadan daha yüksek olduğunu bulduk, çünkü SHEP çalışmasının başlangıcında, tedavi edilen kişilerin [antihipertansif tedavi ile] ölümlerinde KV dışı nedenler daha yaygın. Eğer tedaviye erken başlarsanız ve 20 yıl daha yaşarsanız, üretken olacaksınız. Hepimiz öleceğiz ve eğer kalp hastalığından ölmezseniz başka bir sebepten ölme fırsatına sahipsiniz. Fazladan bir yıl yaşamak, kanserden ölmekten daha iyi olduğuna inanıyorum. Ayrıca antihipertansif tedavinin inmeleri önlemek gibi diğer faydalarını unutmamak gerekir. Bir inmeyi önlemek, yaşam beklentisinden daha farklı pek çok etkiye sahiptir; inme berbat bir şeydir” dedi.

Kostis, Ulusal Kalp, Akciğer ve Kan Enstitüsü’nden (NHLBI, National Heart, Lung, and Blood Institute) ve Ulusal Yaşlanma Enstitüsü’nden (NIA, National Institute on Aging) bağış desteği ve toplantılara seyahat desteği aldığını bildirdi. Yardımcı yazarlar için ifşaatlar makalede belirtilmiştir.

KAYNAK: Association Between Chlorthalidone Treatment of Systolic Hypertension and Long-term Survival. J. B. Kostis, J. Cabrera, J. Q. Cheng, N. M. Cosgrove, Y. Deng, S. L. Pressel, B. R. Davis. JAMA: The Journal of the American Medical Association, 2011; 306 (23): 2588 DOI: 10.1001/jama.2011.1821

Makalenin tamamına aşağıdaki linkten ulaşılabilmektedir:

http://jama.ama-assn.org/content/306/23/2588

YAZIYI PAYLAŞ

YORUMUNUZ VAR MI?

guest

0 Yorum
Inline Feedbacks
Tüm yorumları gör
Araç çubuğuna atla