ABD’de hastaneye yatırılan her üç hastadan birisine diyabet tanısına sahip olduğunu söyleyen çalışmanın yazarlarından ve Scripps Whittier Diyabet Enstitüsü Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Athena Philis-Tsimikas, “İyi kontrol edilemeyen kan şekeri hem hastanede kalınan süre boyunca hem de taburcu edildikten sonra, hastaların tedavisini olumsuz etkilemekte ve maliyetleri yükseltmektedir. Araştırmamız, hastane ve kliniklerde bu hastaların teşhis edilmesine odaklanan ve diyabet hastalarını doğru şekilde yönetilmesi için daha fazla bakıcının olması gerekliliğini de göstermektedir” diyor.
İlk çalışma için, araştırmacılar, 2012 ile 2013 yılları arasında San Diego kontluğundaki tüm Scripps Health hastanelerine yatırılan ve hastanede kaldıkları süre boyunca kan şekeri düzeyleri izlenen diyabetli 9,995 hastadan elde edilen verileri kullandılar. Yaş ve cinsiyete göre yapılan kontrolün ardından, glukozu iyi kontrol edilen hastalar (70 ile 199 mg/dL arasında değişen) ortalama 5.74 gün hastanede yatmış olup, glukozu iyi kontrol edilemeyen hastalarda (400 mg/dL’yi aşan bir veya daha fazla) ise ortalama 8.50 günle anlamlı derecede daha uzun süre hastanede yattıkları saptandı. Toplam hospitalizasyon maliyeti glukozu iyi kontrol edilemeyen hastalar için ortalama 16,382$ iken, glukozu iyi kontrol edilen hastalarda ortalama 13,896$’dır.
Diyabette akıllı insülin ile sürekli kan şekeri ölçümü gerekmeyecek
İkinci çalışmada, 2009 ile 2011 yılları arasında Scripps Memorial Hospital Encinitas’a yatırılan diyabetli 2,024 hastadan elde edilen kan şekeri verileri incelendi. Hasta demografiklerine, başvurulan tıbbi rahatsızlıklara ve hastalığın şiddetine göre ayarlama yapıldıktan sonra, glukoz okumaları yüksek (180 mg/dL’den yüksek) ve düşük (70 mg/dL’den düşük) olan hastaların hastanede kalış süresi ve maliyeti, hastanede kaldıkları süre boyunca glukoz düzeyleri normal aralıklarda seyreden hastalara göre anlamlı derecede daha fazla bulundu.
Üçüncü çalışmada ise, San Diego kontluğundaki iki Scripps Coastal Tıp Merkezi ayakta tedavi kliniğinde tedavi gören diyabetli hastalara bakıldı. Bir klinikte, 236 hasta (müdahale grubu), hasta depresyonunun yönetimine odaklanan bir hemşire ve bir sağlık koçundan olan multidisipliner ekipten aldığı bakımın yanında konvansiyonel destek almıştı. Diğer klinikte de, 238 hasta karşılaştırma grubunu oluşturmuş ve aynı dönem boyunca yalnızca konvansiyonel destek almıştı. 12 ayda, tüm müdahale grubunda diyabetle ilişkili komplikasyon geliştirmede risk göstergesi olan iyi kontrol edilen glikolize hemoglobinli (HbA1c) hastalarının oranı, anlamlı derecede artış göstererek %75.8’den %91.8’e yükselmiştir. Aynı zamanda, karşılaştırma grubunda iyi kontrol edilen HbA1c’li hastaların oranı yalnızca hafif bir artış göstererek %77.3’ten %79.2’ye yükselmişti.
İnsülin direnci nedir, neden olur? Belirtileri ve tedavi yöntemleri
Müdahale grubunda diyabetle ilişkili komplikasyon geliştirme riski orta derece veya yüksek hasta alt kümesi arasında, iyi kontrol edilen HbA1c oranı %63.5’ten %90.2’ye yükselmişti. Tüm bunlar hep birlikte ele alındığında, araştırma, Prof. Dr. Tsimikas’ın multidisipliner ekiplerin klinik ve hastanelerde diyabet tedavisi ve yönetimine odaklanması konusundaki 15 yılı aşkın çabasını desteklemektedir. Prof. Dr. Tsimikas, sonuçlarla ilgili şu saptamada bulunuyor: “Her hastaya gereken zaman kadar ilgi gösterebilecek yeterli hekimimiz yok. Etraflarında uzman bakım ekibinin olması doktorların diyabetli hastalara daha etkin tedavi sunmasını, daha etkin çalışmalarını ve daha iyi sonuçlar vermesini sağlamaktadır.”
Birden fazla çalışma Proje Dulce programının sağlık statüsü ve yaşam kalitesinde iyileşme, diyabetle ilişkili komplikasyon insidansı ve hospitalizasyonda azalma, hastane ve acil servis departmanında daha düşük bakım maliyetleri ile ilişkili olduğunu bulmuştur.
YAZIYI PAYLAŞ
YORUMUNUZ VAR MI?