Medyanın mucize ilaç tutkusu ve ölümcül gerçekler!

Yazan Hüseyin Kandemir
Kategori: Sağlık Gündemi, Üye Yazıları Print

Geçtiğimiz günlerde ajanslara düşen bir haber medyamızdaki yazı işleri servislerini hareketlendirdi. Habere konu olan olay ülkemizin bir taşra üniversitesinde geçiyordu. Daha önce verdiği bir ilanla ülke gündemini meşgul eden üniversite bu kez daha iddialı bir çıkış yaptı. Haberi yapan yerel muhabir şöyle bir başlık atmayı uygun bulmuştu: ‘Kanserin yüzde yüz ilacını bulduk.’ Benzerlerine her gün rastladığımız bu tür ‘mucize ilaç’ haberleri konuya olan ilgiyi azaltmış olmalı ki muhabir olayın önemini belirtmek için başlıkta ‘yüzde yüz’ gibi ek bir vurguya gerek duymuştu.

Ciddi hiçbir yayın yönetmeninin değer vermeyeceği haber ne yazık ki ülkemizdeki gazete ve TV’lerin manşetlerini süsledi. ‘Tıp dünyasını sarsacak iddia’ üst başlığı ile servis edilen haber gazetelerimizin manşetlerine şu başlıklarla yansıdı:
gazete-okuru-newspaper“Milliyet: Türk Doktordan Büyük Buluş
Hürriyet: Tüm Kanser Hücrelerini Öldürmeyi Başardı
Habertürk: Kanserin Yüzde Yüz İlacını Bulduk
Zaman: Kanserin Yüzde Yüz İlacını Bulduk
Star: Kanserin İlacı Bulundu”
İş bununla da kalmadı. Türkiye’de sayıları iki elin parmaklarını geçmeyen sağlık muhabirlerinin ana akım medyada çalışma imkanı bulan birkaç tanesi yöneticilerinden bu ‘önemli’ haberi atladıkları için fırça yemekten kurtulamadı. Yayın yönetmenleri bu muteber haberin atlanmasına kızmakla kalmıyor konunun acilen araştırılmasını ve geniş şekilde yer verilmesini buyuruyordu.

Genelde sağlık özelde kanserle ilgili bilgi birikimi 7 yaş grubu çocuklarla benzer düzeyde olan ve yüze yakın türü bulunan hastalığın ‘mucize’ bir ilaçla tedavi edilebileceğine inanan bu anlayış ne yazık ki medyamızın tam tepesinde oturmaktadır. Daha önce ‘Erke Dönergeci’ ile yaşadığımız ‘Milli Buluş Hezeyanı’ bu kez Rize’den göz kırpmış ve hayatları bilimle içli dışlı olan yayın yönetmenlerimizi heyecan fırtınasına gark etmişti.  Sağlıkla ilgili masasına gelen haberlere sadece at gözlüğünden bakabilen bu anlayış nedeniyle ciddi hiçbir sağlık haberi kendine yer bulamazken, sayfalar ve ekranlarda mucize ilaçlar ile ot-böcek tedavilerinden geçilmiyor.

basin-bulteni-toplantiRezaletin nedeni sorulduğunda cevap her zaman hazır; ‘Toplum bunu istiyor.’ Okuru aptal yerine koyan bu bakış açısı, sağlık haberi söz konusu olduğunda çoğu kez ölümcül sonuçlar yaratıyor. Her gün ‘alternatif tıp’tan ‘bitkisel reçete’lere sayfaları dolduran yüzlerce haber toplumun beynine boca ediliyor. Sağlık haberciliğinde dünyada benzeri görülmeyen bir bilgi çamurunun içinde debelenmek zorunda kalıyoruz.

Bütçeleri giderek artan ucube ‘bitkisel ilaç’ firmaları elde ettikleri bu gelirle medyanın her mecrasında giderek daha fazla reklam yapma imkanı buluyor ve daha geniş bir kitleyi etkiliyor. Bu karlı ve ilginç faaliyetten en çok kim etkileniyor diye baktığımızda üretilen yalana aracılık edenlerin bir süre sonra yalanın parçasına dönüştüklerini görüyoruz. ‘Mucize kanser ilacı’ haberi aracılık edilen yalanların medyada beden bulmuş tezahüründen başka bir şey değil.

Bu anlayış nedeniyle iki yıl önce yayımlanan ve Türkiye’nin en kapsamlı bilimsel araştırması olan TURDEP-2 Çalışması kendisine medyamızda ancak ‘Kadınların kalçaları yedi cm genişledi’ şeklinde yer bulabildi.

General Stock - NewspapersOysa çalışma toplum olarak ölümcül düzeyde hastalandığımıza işaret ediyordu. Son on yılda ülkemizdeki diyabetli hasta sayısı %90 artmıştı. Üstelik diyabetin sadece komplikasyonlarının tedavisine her yıl 13 Milyar TL ödüyorduk. Saygın bilim insanları diyabetin ülkemize yıllık maliyetinin 65 Milyar TL olduğunu söylüyorlar. Yayın yönetmelerinin sağlık konusunda ‘cahil’ olduğunu var sayalım. Dünyanın neresinde bir ülkenin ekonomisine 65 milyar TL yük getiren her hangi bir sorun medyada yer bulamaz.

Çalışma yayımlandığı günlerde konuştuğumuz, Prof. Dr. İlhan Satman, ‘Diyabet açısından bütün veriler olumsuz ve korkutucu’ diyordu. Çalışmanın sonuçlarına göre, diyabet sıklığı 12 yılda %90 artarak, %7.7′den %14′e yükselirken obezite oranlarında da %44 artış saptanmıştı.

media-gazeteci-newspaperDevamındaki yıllarda Türkiye’de kronik hastalıklarla ilgili pek çok yeni bilimsel çalışma yayımlandı. Bunların hepsi kronik hastalıklar açısından ölümcül bir noktaya doğru gittiğimizi gösteriyordu ama nedense hiç biri medyamızda kendine yer bulamadı. Gerçeklerin toplumsal bilincimizde yer bulamamasının yarattığı savrulma kendisini her alanda gösteriyor. Koruyucu hekimlikle çözülebilecek bir sorun çığ gibi büyüyor ve toplum olarak sadece ‘Mucize İlaç’ haberlerinin peşinden koşuyoruz. Hekimlik değerini yitirirken yerini hızla ‘üfürükçüler’ ve ‘şarlatanlar’ alıyor.

İşin içinden çıkamayan medya ise çözümü ‘Mucize İlaç’ta arıyor!
Acil şifalar diliyoruz, geçmiş olsun!

TURDEP-II: Türkiye’de diyabet insidansı 12 yılda % 90 arttı!

Diyabet komplikasyonlarının Türkiye’ye yıllık maliyeti 13 milyar TL’yi aştı

Sağlık sisteminin yeni hedefi diyabetle mücadele olmalı

Türkiye’de artan diyabet sıklığının nedeni früktozlu mısır şurubu mu?

Artan risk nedeniyle kronik böbrek hastalığında patlama yaşanabilir

Obezite prevelansı toplum sağlığı için önemli bir risk faktörü

Kronik böbrek hasta sayısı on yılda ikiye katlandı

Kronik hastalıkların çözümü koruyucu hekimlik

YAZIYI PAYLAŞ

YORUMUNUZ VAR MI?

guest

0 Yorum
Inline Feedbacks
Tüm yorumları gör
Araç çubuğuna atla