Meme kanseri hastaları yüksek diyabet riski altında!

23 Mayıs 2013   |    24 Ocak 2020    |   Kategori: Güncel / Literatür, Meme Kanseri, Onkoloji Print

Meme kanseri hastaları diyabet riskine karşı takip edilmeli!
Avrupa Diyabet Çalışmaları Birliği dergisi ‘Diabetologia’da yayınlanan majör bir çalışma, postmenopozal dönemde meme kanserinden sağkalan kişilerde diyabet geliştirme riskinin kontrol grubuna kıyasla oldukça yüksek olduğunu gösterdi. Bugüne kadar bu ilişkiyi keşfeden en büyük ölçekli çalışma olarak gösterilen araştırmaya göre, meme kanseri ve diyabet arasındaki ilişki, meme kanserinden sağ kalan kişinin kemoterapi alıp almadığına bağlı olarak farklılık gösteriyor. Çalışmaya göre, meme kanserinden sağkalanlarda diyabet riski, onuncu yılda %21’e yükseliyor.

Diyabet ile kanser arasındaki ilişki giderek daha fazla anlaşılmaktadır. Örneğin, diyabetli kadınlar, tahmini %20 oranında daha yüksek post-menopozal meme kanseri riski taşımaktadır. Meme kanseri sağkalım oranları iyileşmeye devam ettikçe, ortaya çıkabilecek uzun süreli sağlık sonuçlarının anlaşılması giderek daha fazla önem kazanmaktadır. Ancak, bugüne kadar, post-menopozal meme kanserinden sağkalan kişilerin diyabet geliştirme riski üzerine çok az araştırma yürütülmüştür.

Meme kanseri neden olur? Belirtileri, tedavisi ve elle muayenesi

Bu popülasyona dayalı çalışmada, Dr. Lorraine Lipscombe  ve meslektaşları, 55 yaş veya üzeri meme kanserli kadınlar arasındaki diyabet insidansını aynı yaş grubundaki meme kansersiz kadınlarınki ile karşılaştırmak için Kanada’dan popülasyona dayalı veriler kullandıBu ilişki, aynı zamanda hastaya kemoterapi uygulanıp uygulanılmadığına bağlı olarak da araştırılmıştır. Meme kanserinden sağkalan 25 bin kişiden ve 125 bin kontrolden %9.7’sinin ortalama 5.8 yıllık izlem süresinde diyabet geliştirdiği tespit edilmiştir.

Meme kanseri yaşamamış kadınlara kıyasla meme kanserinden sağkalan kişiler arasındaki diyabet riski, tanıdan iki yıl sonra artmaya başlamış, 10 yıl sonra %7 oranından %21’e yükselmiştir. Adjuvan kemoterapi alanlar arasında (4,404 hasta) neredeyse tam tersi bir ilişki bulunmuştur: risk, tanıdan sonraki ilk iki yılda daha yüksek (kontrollere kıyasla %24 oranında daha yüksek risk) olup; 10 yıl sonra %8’e düşmüştür.

Çalışmayla ilgili bir değerlendirme yapan Dr. Lipscombe, şu bilgileri verdi: “Kemoterapi tedavisinin, duyarlı kadınlarda diyabetin daha erken ortaya çıkmasına neden olması mümkündür. Meme kanserine yönelik adjuvan kemoterapi alan grupta kilo alımında artış bildirilmiştir. Bu, tedaviyi alan kadınlar arasında diyabet riskini yükselten bir faktör olabilir. Kemoterapinin bir sonucu olan östrojen süpresyonu da diyabeti hızlandırabilir; yine de, bu durum, çoğu kadının halihazırda post-menapozal dönemde olduğu bu çalışmada daha az bir faktör olabilir.

Kemoterapi almış kadınlarda rol oynayabilen diğer faktörler, kemoterapide bulantıyı tedavi etmede kullanılan ve kan şekerinde ani çıkışlara (akut hiperglisemi) neden olduğu bilinen glukokortikoid ilaçlardır ve kemoterapi uygulanan kadınların daha yakından izlenebilmesi ile bu kadınlarda diyabetin saptanma olasılığı yükselmektedir. Kemoterapi grubunda zamanla riskin azalma nedeni, risk grubundaki çoğu kadının ilk iki yılda diyabet geliştirmiş olması ve buna bağlı olarak bu kadınlarda artık izlem yapılmaması olabilir. Ek olarak, glukokortikoid etkilerinin zamanla geçtiği bilinmektedir.”

Kemoterapi almamış olup meme kanserinden sağkalanlarda, diyabet riskinin, kansersiz kontrol grubuna kıyasla neden daha yüksek olduğu konusunda kesin bir yargıya varamadıklarını söyleyen Dr. Lipscombe, “Yine de, diyabet ve kanser arasında bir ilişki olduğuna dair kanıt mevcuttur. Bu belki de her iki durumda da ortak olan risk faktörlerinden kaynaklanmaktadır. Bu tür bir risk faktörü insülin direnci olup; diyabet ve birçok kanser türüne yatkınlaştırır. İlk olarak, insülin direnci, yüksek insülin düzeyleri ile ilişkilendirilmektedir ve dolaşımda yüksek düzeyde insülin bulunmasının kanser riskini arttırdığına dair kanıt vardır.

Bununla birlikte, diyabet yalnızca insülin düzeyleri düşmeye başladıktan yıllar sonra meydana gelir -bu nedenle kanser riskinin, insülin düzeyleri yüksekken, insüline dirençli kişilerde diyabetten daha önce meydana gelmesi muhtemeldir. Bu bulgular, meme kanserinden sağkalan kişilerde diyabet bakımından daha yakından monitörizasyon yapılmasına olan ihtiyacı desteklemektedir” diye konuştu.

Kaynak: Incidence of diabetes among postmenopausal breast cancer survivors. L. Lipscombe, W. W. Chan, L. Yun, P. C. Austin, G. M. Anderson, P. A. Rochon. Diabetologia, 2012; DOI: 10.1007/s00125-012-2793-9 

Abstract
AIMS/HYPOTHESIS: Evidence is emerging of an association between breast cancer and diabetes; however, it is uncertain whether diabetes incidence is increased in postmenopausal breast cancer survivors compared with women without breast cancer. The objective of this study was to determine whether postmenopausal women who develop breast cancer have a higher incidence of diabetes than those who do not develop breast cancer.

METHODS: We used population-based data from Ontario, Canada to compare the incidence of diabetes among women with breast cancer, aged 55 years or older, from 1996 to 2008, with that of age-matched women without breast cancer. We used Cox proportional hazard models to estimate the effect of breast cancer on the cause-specific hazard of developing diabetes overall and in the subgroup of women who received adjuvant chemotherapy.

RESULTS: Of 24,976 breast cancer survivors and 124,880 controls, 9.7% developed diabetes over a mean follow-up of 5.8 years. The risk of diabetes among breast cancer survivors compared with women without breast cancer began to increase 2 years after diagnosis (HR 1.07 [95% CI, 1.02, 1.12]), and rose to an HR of 1.21 (95% CI, 1.09, 1.35) after 10 years. Among those who received adjuvant chemotherapy (n = 4,404), risk was highest in the first 2 years after diagnosis (HR 1.24 [95% CI 1.12, 1.38]) and then declined.

CONCLUSIONS/INTERPRETATION: We found a modest increase in the incidence of diabetes among postmenopausal breast cancer survivors that varied over time. In most women the risk began to increase 2 years after cancer diagnosis but the highest risk was in the first 2 years in those who received adjuvant therapy. Our study suggests that greater diabetes screening and prevention strategies among breast cancer survivors may be warranted.

YAZIYI PAYLAŞ

YORUMUNUZ VAR MI?

guest

0 Yorum
Inline Feedbacks
Tüm yorumları gör
Araç çubuğuna atla