Düzenli Aspirin Kullanımı, Kolon Kanserinin Tekrarını Önlüyor ve Ölüm Riskini Azaltıyor

Yazan Hüseyin Kandemir
22 Eylül 2025   |    13 Ekim 2025    |   Kategori: Güncel / Literatür, Onkoloji Print

İsveç Karolinska Enstitüsü tarafından yapılan geniş kapsamlı randomize bir çalışma, günlük düşük doz aspirin (160 mg) kullanımının kolon kanser hastalarında hastalığın tekrarını (nüks riski) yarıdan fazla düşürdüğünü gösterdi. Binlerce hastayı kapsayan araştırmada, PIK3CA pozitif tümör tipine sahip kanserli grupta aspirin kullananlarda nüks riski %50 azaldı. Uzmanlar, aspirinin kolon kanseri tedavinde düşük maliyetli etkili bir seçenek olabileceğini belirtiyor.

Aspirin Onkolojide Yeni Bir Seçenek Oluyor

On yıllardır kalp-damar sağlığını koruyucu etkisiyle bilinen aspirin, şimdi de onkoloji alanında şaşırtıcı bir potansiyel sergiliyor. Karolinska Enstitüsü’nün yürüttüğü kapsamlı randomize bir çalışmaya göre, düşük doz aspirin, PIK3CA+ tümör tipine sahip kolon ve rektum kanseri hastalarında cerrahi sonrası nüks riskini yarı yarıya azaltabiliyor.

Cambridge Araştırması: Aspirin, T Hücrelerini Tetikleyerek Kanserin Yayılmasını Yavaşlatıyor!

New England Journal of Medicine dergisinde yayımlanan çalışmanın sonuçları küresel tedavi kılavuzlarını değiştirme potansiyeline sahip. Ayrıca, reçetesiz satılan bir ilacın hedefe yönelik kanser tedavisinde yeniden konumlandırıldığı ilk örneklerden biri olarak dikkat çekiyor. Epidemiyolojik veriler uzun süredir aspirinin kanser riskini azaltabileceğine işaret ediyordu. Özellikle PI3K sinyal yolunda mutasyon taşıyan tümörlerde yarar sağlayabileceği öngörülüyordu. Ancak bugüne kadar randomize klinik çalışmalar bu bağlantıyı doğrulamamıştı.

ALASCCA Çalışmasının Detayları

ALASCCA (Aspirin for Locally Advanced Stage Colorectal Cancer) çalışması, bu kanıt boşluğunu kapatmak üzere tasarlandı. Çalışmaya İsveç, Norveç, Danimarka ve Finlandiya’daki 33 merkezden, evre I–III rektum kanseri veya evre II–III kolon kanseri tanısı alan 3.500’den fazla hasta dahil edildi. Tümör dokuları genetik olarak analiz edilerek PI3K yolak genlerindeki mutasyonlar belirlendi. Bu mutasyonların yaklaşık %40 hastada görüldüğü saptandı. Katılımcılar cerrahi sonrası üç yıl boyunca ya günlük 160 mg aspirin ya da eşdeğer plasebo kullanmak üzere randomize edildi.

Sonuçlar oldukça dikkat çekiciydi

  • Grup A’da üç yıl içinde nüks oranı aspirinde %7,7, plaseboda %14,1 oldu. Bu fark %51 risk azalması anlamına geliyor (HR: 0,49; %95 GA: 0,24–0,98; p=0,04).
  • Grup B’de de benzer sonuç elde edildi: Aspirin grubunda nüks %7,7 iken, plasebo grubunda %16,8 idi (HR: 0,42; %95 GA: 0,21–0,83).
  • Her iki grupta da hastalıksız sağkalım anlamlı şekilde iyileşti. Grup B’de bu iyileşme istatistiksel olarak da anlamlıydı (HR: 0,51; %95 GA: 0,29–0,88).

Düzenli aspirin kullanımı bağırsak ve mide kanseri riskini azaltıyor

Aspirinin Tümör Biyolojisindeki Etkisi

Peki, ağrı kesici ve kalp krizi önleyici olarak bilinen aspirin, kolorektal kanserde nüksü nasıl önlüyor? Araştırmacılara göre mekanizma çok yönlü: Aspirin inflamasyonu azaltıyor, trombosit fonksiyonunu baskılıyor ve doğrudan tümör büyümesini sınırlayabiliyor. Bu etkilerin birleşimi, tümör mikroçevresini metastaza daha az elverişli hale getiriyor. PI3K yolak değişikliklerinde gözlenen tutarlılık da biyolojik gerekçeyi güçlendiriyor.

Güvenlik ve Küresel Etki

Uzun süreli tedavilerde güvenlik her zaman kritik öneme sahip. Çalışmada ciddi yan etki oranı aspirin grubunda %16,8 iken plasebo grubunda %11,6 olarak görüldü. Araştırmacılar, sağlanan yarara kıyasla bu artışın yönetilebilir olduğunu vurguluyor.

Aspirinin en büyük avantajlarından biri de erişilebilirlik. Yeni nesil hedefe yönelik ilaçların aksine aspirin ucuz, yaygın ve hem hekimler hem de hastalar için tanıdık bir ilaç. Bu nedenle kılavuzlara girmesi halinde özellikle düşük ve orta gelirli ülkelerde çığır açıcı etkiler yaratabilir. ALASCCA çalışması yalnızca yeni bir tedavi seçeneği sunmakla kalmıyor, onkolojide yeni bir yaklaşımı da temsil ediyor. Yüzyıllık bir ilacın genetik olarak tanımlanmış hasta grubunda yeniden konumlandırılması, hassas tıp için tarihi bir öneme sahip.

YORUMUNUZ VAR MI?

guest

0 Yorum
Inline Feedbacks
Tüm yorumları gör
Araç çubuğuna atla