Prof. Dr. Başak Yalçın: Erken Yaşta Kozmetik Kullanımı Cilt Sağlığını Tehlikeye Atıyor

Yazan Hatice Pala Kaya
28 Ekim 2025   |    6 Kasım 2025    |   Kategori: Sağlık Gündemi, Üye Yazıları Print

Son yıllarda aknenin yalnızca ergenlik döneminde değil, çocukluk ve erişkin yaşlarda da görülmeye başladığını söyleyen Türk Dermatoloji Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Başak Yalçın, özellikle ergenlik öncesi dönemde kontrolsüz makyaj, kozmetik ürün kullanımının çocuklarda akne ve egzama gibi cilt sorunlarına yol açtığını vurguladı.

Antalya’da düzenlenen 33. Ulusal Türk Dermatoloji Kongresi kapsamında Medikal Akademi Ankara Temsilcisi Hatice Pala Kaya’nın sorularını yanıtlayan Prof. Dr. Başak Yalçın, cilt sağlığı konusunda kritik uyarılarda bulundu. Çocuklarda artan kozmetik merakı ve sosyal medya etkisine dikkat çeken Prof. Dr. Yalçın, “Çocuklarda henüz deri bariyeri tam gelişmediği için erken yaşta kullanılan makyaj malzemeleri ve kremler cilt dengesini bozuyor. Bu nedenle özellikle kız çocuklarında akne ve egzama vakalarında ciddi bir artış gözlemliyoruz” dedi.

Prof. Dr. Bengü Nisa Akay: Çocukluk çağındaki güneş yanıkları cilt kanseri riskini artırıyor

Pandemi Dönemi ve Hormonal Faktörler Erişkin Aknesini Artırdı

Prof. Dr. Yalçın, erişkin dönemde görülen aknelerde de belirgin bir artış yaşandığına işaret ederek, bunun altında yatan nedenlerin başında hormonal bozukluklar ve pandemi dönemindeki yaşam koşulları olduğunu ifade etti. COVID-19 pandemisiyle birlikte maskenin uzun süreli kullanımının cilt florasında değişikliklere yol açtığını anlatan Yalçın, “Maske altındaki nemli ve sıcak ortam, akne oluşumunu tetikledi. Ayrıca kadınlarda hormonal dengesizlikler ve kontrolsüz kozmetik kullanımı da erişkin aknesini artıran başlıca etkenler” açıklamasında bulundu.

Stres, Beslenme ve Uyku Düzeni Akne Üzerinde Etkili

Stresin ve düzensiz yaşam alışkanlıklarının da akneyi tetiklediğine dikkat çeken Prof. Dr. Yalçın, “Stres cilt hastalıklarının neredeyse tamamında etkili bir faktör. Uykusuzluk, hormonal dengesizlikleri tetikleyebilir. Ayrıca aşırı süt ürünleri ve yüksek glisemik indeksli gıdalar akne oluşumuna katkı sağlar” diye konuştu.

Cilt, Ruhun Aynasıdır

Cilt sağlığı ile ruhsal durum arasındaki bağlantıya da değinen Prof. Dr. Yalçın, “Cilt her zaman ruhun aynasıdır. Vücudumuzun en büyük organı olan ciltte meydana gelen her değişiklik genel sağlığımızı etkiler” ifadelerini kullandı.

‘Organik Ürün Çılgınlığı’ Cilt Sorunlarını Artırıyor

Son dönemde “doğal” ve “organik” olarak adlandırılan ürünlerin kontrolsüz kullanımının da önemli cilt problemlerine yol açtığını belirten Prof. Dr. Yalçın, bu ürünlerin her zaman güvenli olmadığının altını çizdi. Yalçın, “Organik demek, cilde iyi gelecek demek değildir. Zeytinyağı, argan yağı, kantaron yağı gibi ürünler bazı kişilerde alerjik reaksiyonlara, lekelenmelere ve egzamalara yol açabiliyor. Özellikle kantaron yağı güneşle temas ettiğinde cilt yanıkları ve lekeler oluşturabiliyor. Hatta göz kapağı egzaması vakalarında da artış gözlemliyoruz” dedi.

Kozmetik ürünlerin, cildin asit-baz dengesiyle uyumlu olacak şekilde bilimsel testlerden geçirildiğini, aynı durumun organik içerikli yağlar için geçerli olmadığını vurgulayan Yalçın, vatandaşlara “organik” etiketi taşıyan ürünleri bilinçsizce kullanmamaları konusunda uyarıda bulunarak, “Cilt sağlığı açısından güvenli olduğu kanıtlanmamış hiçbir ürünü, özellikle yüz bölgesine rastgele uygulamamak gerekir” dedi.

Prof. Dr. Arzu Kılıç: Sedef hastasının tedavisi kişiye özgü olmalı, aktarlarda çare aramayın

Kusursuzluk Arayışı Dismorfik Kişilik Bozukluğuna Neden Olabiliyor

Sosyal medyanın etkisiyle toplumda “kusursuz cilt” algısının güçlendiğine dikkat çeken Prof. Dr. Yalçın, bu durumun psikolojik sorunlara yol açtığını vurguladı. Yalçın, “Artık bir sivilce bile bireyleri travmatize edebiliyor. Hastalar ağlayarak geliyor. Bu durum, toplumda gelişen ‘mükemmel olma’ baskısının bir sonucu. Sosyal medyada oluşturulan güzellik standartları, dismorfik kişilik bozukluğu dediğimiz durumu tetikliyor” diye konuştu.

Kore Güzellik Akımı Türkiye’de Yeni Bir Estetik Baskı Yaratıyor

Yalçın, Kore menşeli kozmetik ürünlerine ve estetik uygulamalara olan yoğun ilginin Türkiye’de de hızla yayıldığını belirterek, şunları söyledi: “Kore ürünlerine ve onların cilt bakım anlayışına aşırı bir merak var. Elbette kozmetikte başarılılar, ancak bizim kültürel yapımız bu kadar yoğun bir estetik baskısına alışık değildi. Türk toplumu olarak güzel olmaya, bakımlı olmaya önem veren insanlarız ama bu kadar çılgınlık boyutuna hiçbir zaman ulaşmamıştı. Şu anda herkes istiyor ki, cildi mükemmel olsun yani bir sivilce, bir siyah nokta bile olmasın. Bu durum kişilik bozukluğu haline geldi bir grup insanda. O kadar çok sosyal medyanın etkisi altındalar ki, durumları ne olursa olsun kendilerini beğenmiyorlar. Bu da artık ciddi bir toplumsal sorun haline geldi.”

8 Yaşında Çocuk Makyajla Geliyor

Prof. Dr. Başak Yalçın, çocuklarda makyaj alışkanlığının hızla yaygınlaştığının altını çizerek, ailelerin bu konuda bilinçsiz davrandığını vurguladı. Yalçın, “Çocuklarda makyaj yaşı ciddi anlamda düştü. Anneler de çocuklarına engel olmuyor. Sekiz yaşında, far sürmüş bir çocuk geliyor; annesi ‘Cilt bakım ürünü olarak ne kullansın?’ diye soruyor. Bu çocukların cilt bariyeri henüz gelişmediği için makyaj malzemeleri cilt dengesini bozuyor. Bu çocuklar çok erken yaşta cilt hastalıklarına maruz kalacak ve büyük ihtimalle erken yaşlanacak” diye konuştu.

Akne Tedavi Edilebilir Bir Hastalık

Akne tedavisinde günümüzde etkili ve kalıcı sonuçlar elde edilebildiğini kaydeden Prof. Dr. Yalçın, tedaviye uyumun önemine dikkat çekerek, şunları söyledi: “Akne, uygun tedaviyle tamamen iyileştirilebilen bir hastalıktır. Hastalarımız önerilen tedavilere uydukları ve yanlış ürünlere yönelmedikleri sürece, yüzde 100 sonuç alabiliyoruz.”

Lazer ve Mezoterapi Destekli Yeni Tedavi Yöntemleri

Son yıllarda akne tedavisinde lazer ve mezoterapi gibi destekleyici yöntemlerin de kullanıldığını belirten Prof. Dr. Yalçın, “Hafif aknelerde topikal tedaviler yeterli olurken, daha şiddetli aknelerde ağızdan ilaç tedavisi uygulanıyor. Ağızdan ilaç almak istemeyen hastalar için lazer, peeling ve mezoterapi gibi modern yöntemler tedaviye destek olarak kullanılabiliyor” dedi.

Türk Dermatoloji Derneği: Hidradenitis Suppurativa Artık ‘İnatçı Kıvrım Apsesi’ Olarak Tanımlanacak

Bilinçli Ürün Kullanımı ve Stres Yönetimi Şart

Prof. Dr. Başak Yalçın, akneyle mücadelede doğru cilt bakımı, dengeli beslenme, stres kontrolü ve bilinçli ürün kullanımıyla başarılı sonuçlar elde edilebileceğini vurgulayarak,
“Cilt sağlığına gösterilen özen, yalnızca dış görünüm değil, genel sağlık ve ruh hali açısından da büyük önem taşır” diye konuştu.

15 Yaşında Botoks Yaptıranlar Var

Yalnızca kozmetik değil, botoks ve dolgu gibi estetik işlemlere yönelen çocuk vakalarının da arttığını dile getiren Prof. Dr. Yalçın, denetimsizlik sorununa dikkat çekerek şunları kaydetti: “Botoks yaşı o kadar düştü ki, 15 yaşında çocuklara dahi uygulanıyor. Biz reddediyoruz ama başka merkezlerde yaptırıyorlar. Hatta 15 yaşındaki bir çocuğa botoks yapıldığını duyduk. Bu kadar kontrolsüz bir ortamda, sağlık otoritelerinin mutlaka devreye girmesi gerekiyor. Botoksun yetkisiz kişiler tarafından yapılıyor. Bir dermatolog ya da hasta sağlığını önemseyen herhangi bir hekim 15 yaşındaki birine botoks uygulamaz.”

Toplum Adeta Deney Grubuna Dönüştü

Sosyal medya fenomenlerinin kozmetik ürün tanıtımlarına da değinen Yalçın, bu durumun bilinçsiz bir güzellik algısı yarattığını ifade ederek, “Toplum adeta bir deney grubu haline geldi. Fenomenler tek başına hareket etmiyor, bazı firmalar tarafından destekleniyorlar. Bu, ciddi bir sosyal mühendislik örneğidir. Ne kadar erken yaşta başlarsanız o kadar geç yaşlanırsınız algısı oluşturuluyor. Bu da hem fiziksel hem psikolojik açıdan ciddi zararlara yol açıyor” dedi.

Kadın Cinsiyeti Üzerinde Zorbalık Var

Prof. Dr. Yalçın, erken yaşta güzellik baskısının özellikle kız çocukları üzerinde kimlik karmaşasına yol açtığını kaydederek, “Çocuk yalnızca güzel olmayı hedefliyor. Kadın cinsiyeti üzerinde ciddi bir zorbalık var. Kadının tüm özelliği sanki sadece ‘güzel olmakmış’ gibi yansıtılıyor. Eskiden kadınların eğitim, sosyal yaşam ya da üretkenlik gibi hedefleri ön plandaydı. Şimdi ise tek kaygı güzel görünmek haline geldi” dedi.

Prof. Dr. Ertan Yılmaz: Yeni yönetmelik halk sağlığını tehlikeye atıyor, komplikasyonlar artacak

Botoks ve Dolgu Uzun Vadede Yüz Yapısını Değiştiriyor

Erken yaşta yapılan botoksun ilerleyen yıllarda etkisiz hale geldiğini belirten Yalçın, uzun vadeli sonuçlar hakkında da uyarılarda bulundu. Botoksun yapıldıkça etkisini yitirdiğini ifade eden Yalçın, “Çünkü vücut zamanla botoksa karşı antikor üretir. 15 yaşında botoks yaptıran bir kişi, 30 yaşına geldiğinde artık etkisini göremez. Ayrıca kullanılmayan kaslar yüz şeklini değiştirir, şakak bölgesinde çökme, göz çevresinde erken yaşlanma belirtileri ortaya çıkar. Dolgu işlemlerinde de benzer bir durum var, zamanla ‘dolgu yorgunluğu’ gelişir ve yüz ödemli, aslan yüzü gibi şiş bir hale gelir” diye konuştu.

Sağlık Otoriteleri Acilen Düzenleme Yapmalı

Çocuk ve gençlerdeki bu eğilimin ciddi bir halk sağlığı problemine dönüştüğünü vurgulayan Prof. Dr. Başak Yalçın, yetkisiz uygulamalara karşı yasal düzenlemelerin şart olduğunu söyledi. Yalçın, “Gerçekten sağlık otoritelerinin bu konuda acilen adım atması gerekiyor. Çünkü çocuklarımız hem fiziksel hem psikolojik olarak büyük bir risk altında” ifadelerini kullandı.

YORUMUNUZ VAR MI?

guest

0 Yorum
Inline Feedbacks
Tüm yorumları gör
Araç çubuğuna atla