Prof. Dr. Murat Durdu: Türkiye’de uyuz vakalarında şiddetli artış devam ediyor

Yazan Hatice Pala Kaya
25 Ekim 2023  |   Kategori: Güncel / Literatür, Sağlık Gündemi Print

Uyuz hastalığının son yıllarda Türkiye’deki artışına dikkat çeken Türk Dermatoloji Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Murat Durdu, “Ülkemizde yapılan çalışmalarda uyuz vakalarının 2017 yılına göre 2018 yılında yaklaşık 7 kat arttığı, 2017 ile 2019 yılı karşılaştırıldığında ise 30 kat artış gösterdiği bildirilmiştir” dedi.

Türk Dermatoloji Derneği ve İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi Deri ve Zührevi Hastalıklar Ana Bilim Dalı tarafından Antalya’da 31’inci Ulusal Dermatoloji Kongresi düzenlendi. Kongre kapsamında yapılan basın toplantısında, son zamanlarda görülme sıklığı artan uyuz vakaları ana konulardan biri oldu. Basın toplantısına Türk Dermatoloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Ertan Yılmaz, Genel Sekreter Prof. Dr. Gonca Elçin, Yönetim Kurulu Üyeleri; Prof. Dr. Murat Durdu, Prof. Dr. Pelin Koçyiğit, Prof. Dr. Akın Aktaş ve Uzm. Dr. Sadık Yılmaz katıldı.

Toplantının açılış konuşmasını yapan Türk Dermatoloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Ertan Yılmaz, Türkiye genelinden yaklaşık 1100 dermatoloğun katıldığı kongrede deri hastalıklarındaki güncel gelişmeler, tedavideki seçenekler ve yenilikler, tanıdaki yenilikler, Türkiye’nin deri hastalıklarındaki başarı oranı, deri hastalıklarında dünyada yapılan son çalışmaların tartışıldığını söyledi. Prof. Dr. Yılmaz, ayrıca Türkiye’de önemli olan bazı hastalıklara dikkat çekmek adına çalışmalar yaptıklarını, bu konularda çalışma grupları oluşturduklarını vurguladı.

Prof. Dr. Durdu: Son 5-6 yıldır ülkemizde uyuz vakaları artıyor

Basın toplantısında uyuz hastalığı ile ilgili süreci değerlendiren Prof. Dr. Durdu, uyuzun sadece kaşıntı olarak görülmemesi gerektiğini, psikolojiyi de çok etkilediğini belirterek, bir hastanın “keşke kanser olsaydım” diyecek kadar yakınmasını örnek gösterdi.

Uyuz hastalığı neden olur? Nasıl bulaşır? Belirtileri ve tedavisi

Uyuzun geçmişte yılda 1-2 vakaya kadar düşmüş olmasına karşılık yeniden artış gösterdiğini belirten Prof. Dr. Durdu, “Uyuz sadece günümüzde değil bin yıldan uzun süredir insanların uğraştığı bir konu. Yirmi yıl önce bizim asistanlık dönemimizde sanki bu hastalık bitmiş gibiydi. Yılda 1-2 tane vaka gördüğümüz zaman şaşırırdık ancak günümüzde dermatoloji kliniklerinin bazılarında kaşıntının yüzde 10-30’unu neredeyse uyuzun oluşturduğu bir hasta popülasyonu oluştu. Günde 3-5 uyuz vakası görmeye başladık. O zamanlar Türkiye’de yok gibi diyebileceğimiz uyuz, son 5-6 yıldır önemli bir kaşıntı nedeni” diye konuştu.

Türkiye’de uyuz vakaları geçen yıla göre yüzde 30 arttı

Prof. Dr. Murat Durdu, görev yaptığı Adana’da dermatoloji kliniğine başvuran hastaların yaklaşık yüzde 10’una uyuz teşhisi koyduklarını, başka hastanelerin dermatoloji kliniğine başvuran hastalarda bu oranın daha yüksek olduğunu belirterek, “Ülkemizde yapılan çalışmalarda uyuz vakalarının 2017 yılına göre 2018 yılında yaklaşık 7 kat arttığı, 2017 ile 2019 yılı karşılaştırıldığında ise 30 kat artış gösterdiği bildirilmiştir” dedi.

Geçici koruma altındaki kişilerin yaşadığı kamplar dışında, düzensiz göçün de uyuzun yayılmasında etkisi olduğunu belirten Prof. Dr. Durdu, normal şartlar altında da uyuz hastalığının azalıp, sonra salgınlar yaparak seyrettiğini, Türkiye’deki durumun göçlerle birlikte artışa geçtiğini, bir diğer artış nedeninin de deprem sonrası toplu yaşam koşulları olduğunu anlattı. Ayrıca okullar ve kreşlerde çocukların birbirlerine yakın temasının fazla olmasının da bu bulaşmaları arttırdığını vurguladı.

Uyuz hastalığında tüm aile bireyleri risk altında ve birlikte tedavi edilmeli

Hastalığın görülmesi halinde bildirim zorunlu olmalı

Prof. Dr. Murat Durdu, uyuzla mücadele için hastalığın toplumda sıklığı ile ilgili gerçek verilere ihtiyaç duyulduğunu, bu açıdan Sağlık Bakanlığı’nın devreye girmesi gerektiğini belirterek, özellikle veri toplanması ve uyuz hastalık bildirimlerinin yapılarak sorunla mücadele edilmesi gerektiğini dile getirdi. Prof. Dr. Durdu şunları kaydetti:

“Sağlık Bakanlığı ile ortak girişimlerde bulunup, bu sorunu çözmemiz lazım. Çünkü bazı bölgelerde tüm apartmandaki insanların kaşındığı belirtiliyor. Bu tür durumlarda sadece hastayı tedavi etmek yetmiyor. Çevredeki tüm bireylerin tedavi edilmesi gerekir. Bu yapılmadığı için hastalık sürekli tekrarlamakta ve başka insanlara bulaşmaktadır. Toplumun %30-40’ında hastalık bulunur ise tüm bireylerin uyuz ilacı kullanması gerekir. Ancak henüz ülkemiz için böyle bir durum söz konusu değil. Onun için dernek olarak birçok girişimlerde bulunuyoruz. Bu mücadele için toplumsal verilerin çok iyi olması gerekiyor. Sağlık Bakanlığı kanalıyla verilerin oluşturulması gerekir. Uyuz hastalığı şu an bildirimi zorunlu olmadığı için çoğu vaka kuru kaşıntı olarak atlanıyor.”

Sadece hasta değil, birlikte yaşayan herkes verilen tedaviyi uygulamalı

Vaka sayısındaki artışın, temaslı kişilerin de hasta olmasa da tedavi gerektirmesi nedeniyle hastalıkla mücadele açısından kritik önem taşıdığını vurgulayan Prof. Dr. Durdu, salgın döneminde, ardından deprem, sonrasında uyuz salgını riskini gördüklerini ve Sağlık Bakanlığı ile çeşitli temaslarda bulunduklarını kaydetti.

Kaşıntı neden olur? Ne iyi gelir? Türleri ve tedavi yöntemleri

Prof. Dr. Durdu, Covid-19 salgını döneminde gördükleri risk nedeniyle ivermektin etken maddeli, hap şeklindeki bir ilacın Türkiye’ye getirildiğini; uyuzun hap dışındaki tedavisinin ilaç sürülüp yıkanmayı gerektirdiğini ancak bunun deprem bölgesinde mümkün olamayacağını, o nedenle hap şeklindeki tedavinin hastalıkla mücadelede önemli bir kazanım sağladığını belirtti.

Uyuz tedavisinde sadece hasta değil, hasta ile yaşayan herkesin verilen tedaviyi uygulamasının en önemli nokta olduğuna işaret eden Prof. Dr. Durdu, şu anda en yaygın olarak kullanılan tedavinin, hijyeni koruma şartıyla, krem veya losyon formundaki ilacın boyundan aşağı tüm vücuda hiç boşluk kalmayacak şekilde uygulanması, 8-14 saat vücutta kalan bu ilacın ardından yıkanması şeklinde olduğunu anlattı.

Uyuz ilaçları vakit kaybedilmeden SGK kapsamına alınmalı

Bunun alternatifi olan hap şeklindeki ilacın, özellikle deprem bölgesinde yıkanma ve hijyen sorunları nedeniyle daha avantajlı görüldüğünü, ilacı sadece hastaların değil, çevresinin de kullanması gerekliliği nedeniyle geri ödeme kapsamına alınmasının çok önemli olduğunun altını çizen Prof. Dr. Durdu, “Toplu yaşam ortamlarında uygun banyo ortamları yok veya sağlanamıyorsa hastalarda bazı haplar kullanılabilir. Daha önce ülkemizde uyuzda kullanılan haplar yoktu ancak son dönemde ülkemizde de bu ilaç bulunmakla birlikte ücretli olarak temini mümkün olmaktadır. Söz konusu ilaçların vakit kaybedilmeden SGK kapsamına alınması ve deprem bölgesi başta olmak üzere yurttaşlarımızın bu ilaçtan faydalanmasını talep ediyoruz. Covid-19 enfeksiyonlarında hastayı izole etmek, çevresindekileri de ondan korumak ne kadar gerekliyse uyuz tanısı almış hastayla aynı yaşam alanını paylaşan bireylerin de mutlaka tedavi olması gerekir” dedi.

Uyarılar: Tokalaşmak ya da sarılmak bulaşa neden olabilir

Bireylerin hastalıktan korunma ve hasta olanların da tedavisinde bazı önemli noktalar olduğunu belirten Prof. Dr. Murat Durdu, uyuz hastalığı genellikle yakın temas ile bulaşmakla birlikte, çok veri olmasa da çeşitli çalışmalarda, tokalaşma ve sarılmayla dahi hastalığın bulaşabildiğinin altını çizdi.

Uyuz hastalığına neden olan parazitin mikroskop incelemelerinde çok hızlı hareket ettiğinin görüldüğünü, bu nedenle risk oluşturmamak için mutlaka temastan kaçınılması gerektiğini ifade eden Prof. Dr. Durdu, hasta olduğundan şüphelenilen kişilerin kişisel malzemeleri kullanılmamalı ve direkt temastan kaçınılmalı uyarısında bulundu.

Bebeklerde uyuz hastalığı ilave riskler taşıyor

Bebeklerin de uyuz hastalığına yakalanabildiğini, belirtilerin bazen bebeklik çağı egzamasıyla karıştırılması nedeniyle ailelerin dikkatinden kaçabildiğini vurgulayan Prof. Dr. Murat Durdu, bebeği görmeye gelenler, ilgi gösteren yakınlar, bakıcılarla bebeğin sürekli temas halinde olduğunu dile getirdi.

Prof. Dr. Durdu, bu nedenle hem bebeklerin hastalık açısından, hem de bebeğe farklı kişilerin temas etmesi nedeniyle bulaş kaynağı olarak risk altında bulunduklarını anlattı. Bebeklerde uyuz hastalığının önemine dikkat çeken Prof. Dr. Durdu, “Uyuz hastalığı bebek ve küçük çocuklarda özellikle şu açıdan önemli, uyuz sırasında bazı bakteriyel enfeksiyonların sıklığı arttığından bu enfeksiyonlara bağlı böbrek veya kalp problemleri gelişebiliyor. Bu yaş grubunda uyuz teşhisini koymak ve uygun tedaviye başlamak hayati önem arz ediyor” diye konuştu.

Bebeklerdeki uyuz belirtileri konusunda hekimleri ve aileleri uyaran Prof. Dr. Durdu, “Bebeklerde ve küçük çocuklarda atopik egzamalar uyuzla en fazla karıştırılan hastalık. Atopik egzamalar genelde 6. aydan sonra olurken, uyuz daha erken safhada da oluşabiliyor. Kaşıntıyı ifade edemeyen küçük çocuklarda huzursuzluk ve uyuma problemine neden olur. El-ayak içerisinde de küçük su toplamaları, kabarıklıklar görülür” bilgisini verdi.

Beş dakika muayene süresi teşhis için yeterli değil

Bireylerin sıklıkla aile hekimine başvurması nedeniyle, uyuzun teşhisi konusunda aile hekimlerinin rollerine ilişkin olarak bir soruyu da yanıtlayan Prof. Dr. Durdu, uyuz hastalığı tanı ve tedavisine yönelik Sağlık Bakanlığı ile birlikte aile hekimlerine yönelik online eğitim verildiğini kaydetti.

Prof. Dr. Durdu, aile hekimlerinin muayene için sınırlı süreleri olması nedeniyle uyuz hastalığına özel dikkat gerektiğine işaret ederek, şunları vurguladı: “Kesin tanı demek için parazitin görülmesi gerekiyor. Parazitin görülmesi için de mikroskobik muayene gerekiyor. Aslında dermatologların sıklıkla kullandığı dermotoskopi aleti ile bu parazitleri direkt görebiliyorsunuz. Bu alet ile bir dakikada bile tanı koyabiliyorsunuz ama o alet az sayıda hastanede bulunmaktadır. Diğer türlü klinik bulgularını ve dört dörtlük kliniğini oturtuncaya kadar en az bir 10 dakikalık muayene gerekir.

Prof. Dr. Murat Durdu: Yaşam biçimini değiştirmek vitiligo tedavisini etkiliyor

Bazen kaşınan hastada çıplak gözle hiçbir döküntü görülmezken, mikroskobik muayenede hastalığa özgü tüneller ve parazitler saptanabiliyor. Bazen de kaşıntı nedeniyle başvuran hastada hiç parazit tespit edilmezken, hastanın yanında gelen yakınlarını muayene ettiğinizde onlarda çok sayıda parazit tespit edilebilmektedir. Uyuz hastalığında doğru teşhisin konulması için mutlaka dermatoloji uzmanının detaylı muayenesi gerekli. Hekim tarafından uyuz akarlarının belirtileri kontrol edildikten sonra vücutta gözlemlenen akarlar dermatoskop yöntemiyle incelenir ve yine hekim tarafından gerek görülürse bölgesel kazıma yapılabilir ancak ne yazık ki 5 dakika teşhis için yeterli değil. Böylelikle bulaş devam ediyor ve daha fazla kişi uyuzdan etkileniyor.”

YAZIYI PAYLAŞ

YORUMUNUZ VAR MI?

guest

0 Yorum
Inline Feedbacks
Tüm yorumları gör
Araç çubuğuna atla