Yemekte geçen sürenin uzunluğunun, her şeyden yeme zorunluluğunun ve alkol tüketiminin sınırlandırılamayışının beslenme bozuklarını beraberinde getiriyor. İş yaşamının yoğunluğu, trafikte kalınan sürenin uzunluğu gibi faktörlerin beslenme kültürünü etkilediğine dikkat çeken Amerikan Hastanesi Beslenme ve Diyet Bölümü Başkanı Uzm. Diyetisyen Tuğçe Aytulu, “Ayaküstü yenen hazır gıdaların tüketimi, yoğun iş yemekleri ve sık seyahat etme nedeniyle sürekli dışarıda yemek yeme alışkanlıkları beslenme bozukluğu yarattığı gibi bazı hastalıkları da beraberinde getiriyor” dedi.
Kişiler çoğu zaman beslenmelerine dikkat etseler bile kilo aldıklarını fark edemeyebilirler. Bazen çok yemediğimizi düşünür veya “Zaten günde 1-2 öğün yemek yiyorum, kilo almamam lazım” diyerek diyetisyenlere başvurulur. Bu durumda alınan ve harcanan enerjinin dengesinin göz ardı edildiğine dikkat çeken Tuğçe Aytulu, hangi durumların kiloya yol açabileceğini şöyle anlatıyor:
“Az yiyor olsanız bile yediğinizden daha az enerji harcıyorsanız, bu durumda kilo alabilirsiniz. Örneğin, 9-10 saat bilgisayar başında çalışıyorsanız ve sadece kahvaltıyla akşam yemeği saatlerinde bir şeyler yiyorsanız, düşük kalori alsanız da harcamadığınız için kilo alıyor olabilirsiniz. Bunun dışında yemek aralarında, bilgisayar başında fark etmeden atıştırılan yiyecekler ve atıştırmalık gıdalar da kiloya neden olabilir.
Kilo kontrolünün sağlanması için bir beslenme günlüğü tutmanın işe yarayabileceğini aktaran Tuğçe Aytulu, “küçük bir deftere gün boyunca yediklerinizi ve içtiklerinizi en az bir hafta boyunca kaydedebilirsiniz. Aslında beslenme günlüğü tutmak bir taraftan daha az yemenizi de sağlayacak, fazla yeme konusunda caydırıcı olacaktır. Çünkü daha sonra yazdıklarınıza bakınca fark ettikleriniz bir gün sonra daha dikkatli yemenizi sağlayabilir. Ayrıca bir diyetisyenden danışmanlık alacaksanız bu beslenme günlüğünü kendisine götürdüğünüzde sizin beslenmenizi daha ayrıntılı izleme fırsatı olacaktır” dedi.
Tüm bu yanlış beslenmeden kaynaklanan sorunlar dışında bazı hastalıklardan kaynaklanan durumlarda da az yeseniz bile kilo artışı görülebilir. Örneğin tiroit beziniz yeterince çalışmıyorsa kilo artışları olabilir. Bunun için bir doktora danışmanız gerekebilir.
İşe konsantre olunan ortamlarda farkında olmadan atıştırmalar veya şeker içeren içecekler tüketilebileceğini aktaran Amerikan Hastanesi Beslenme ve Diyet Bölümü Başkanı Uzm. Diyetisyen Tuğçe Aytulu, “toplantı saati yemek saatine yakınsa yemeğin atlanmaması gerekiyor. Böylece tok olursunuz ve daha az atıştırırsınız. Eğer aç değilseniz, atıştırmalıklardan uzak durup şekersiz içeceklere yönelebilirsiniz. Toplantıyı siz düzenliyorsanız, ikramlar da sizin kontrolünüzdeyse, en uygun ikramları hazırlatmaya çalışın; küçük tahıllı sandviçler, kuru meyve ve kuruyemişler uygun seçenekler olabilir” dedi.
İş yaşamının en büyük zorluklarından biri de egzersize yeterince vakit ayıramamaktır diyen Tuğçe Aytuku, yeterli enerji harcamak için evinizin mesafesi yakınsa ve bir sağlık sorununuz yoksa iş çıkışı eve yürümek, sabah biraz daha erken kalkıp yürümek ve evde basit egzersizler yapmak uygun alternatifler olabileceğini aktardı.
Şişmanlıktan yakınan insanların çoğunun çok hızlı ve bu süre içinde çok miktarda yemek yediği görülür. Sonrasında da hazımsızlık, yemeklerin ağıza geri gelmesi gibi sorunlar yaşanabilir. Çok hızlı yemek yediğinde çok çiğnemeden hızlı ve büyük lokmalar yutarız. Bu durumda kısa sürede yüksek kalori almış oluruz. Oysa çok çiğneyip yemek yeme hızını yavaşlattığımızda daha az miktarda yiyecekle doyarız. Çünkü ağızda çiğneme başladıktan sonra beyine doyduğumuzun sinyalleri bir süre sonra gitmeye başlar. Bu nedenle çok çiğnemek ve yavaş yemek de kiloyu korumada etkili olabilir. Bununla beraber, yemekten 10-15 dakika kadar önce 1-2 bardak su içmek veya başlangıç olarak salata tercih etmek yemek miktarının azalmasını sağlayabilir.
YAZIYI PAYLAŞ
YORUMUNUZ VAR MI?