Ağlayan bebek, klinik muayene, önemli noktalar ve tedavi

Yazan Dr. Fatma Karaman
Kategori: Aile Hekimliği, Bebek Sağlığı, Tedavi Rehberleri, Üye Yazıları Print

bebek ağlamaAğlamak, bebeklerin özellikle yaşamlarının ilk üç ayında normal gelişiminin bir parçası olarak değerlendirilir ancak bebeklikteki normal ağlama ile bir sorun yada hastalıktan kaynaklanan ağlamayı (ör. enfeksiyon, inek sütü alerjisi, akut cerrahi girişim gerektiren hastalık) birbirinden ayırmak hayati değere sahiptir. Ağlayan bir bebekte ayırıcı tanı hikaye ve klinik muayeneye dayanır. Aşırı derecede ağlayan bir bebek, anne – babada hayal kırıklığı ve çaresizlik duyguları uyandırır ve aile için her zaman sıkıcı bir sorundur. Tedavi eden hekim empati göstermeli ve altında yatan herhangi bir hastalık tanısı konmasa bile hiçbir zaman ağlamanın aile üzerindeki etkisini küçümsememelidir.

Bu yazımızda özellikle ağlayan bebeğe yaklaşım olmak üzere, hikaye alma, önemli noktalar, ağlayan bebeklerde klinik muayene ve tedavi ile ilgili önemli konuları değerlendireceğiz.

Ağlayan bebeğe yaklaşım ve hikaye

Ağlama, normal bebek gelişiminin bir parçasıdır, “üç aylık kolik”
Aşırı ağlama ne zaman başladı ve bebek 24 saatlik süreçte ne kadar ağlıyor?
Ağlama, 2 – 3 haftalıkken artar ve yaşamın ikinci ayında zirveye ulaşır (prematüre bebeklerde yaş, prematüriteye göre düzenlenir), ve ağlamanın ortalama miktarı her 24 saatte 2 saat kadar olur (kolik aşama).Kolik aşama 4 aylıkken sona erer.

Ağlama miktarı bireyler arasında büyük değişkenlik gösterir ve bir bebeğin kendi ağlama düzeni de günlük değişiklikler gösterebilir. Klinik çalışmalarda,” sancılı/kolik bebekler”, “haftada en az üç gün en az üç saat ağlayan bebekler” olarak tanımlanırlar. Bu tanımlamaya göre bebeklerin 5–15%’i bu kategoriye girer.

Bebekte ağlamanın özelliği nedir?

Bebeğin ağlamasının çoğunluğu aralıklı hoşnutsuz seslerden oluşur (huzursuzlanma veya sızlanma). Ağlamanın sadece bir kısmı aralıksızdır ve genellikle küçük bir kısmı yüksek sesle “atak tipi” bağırmadır ve bu da bebeği kollara almakla ya da beslemekle durmaz ve de buna da sancılı ağlama denir. Bu yoğun ağlama krizlerinin bir kısmı bebeklerin çoğunda 1 ila 3 aylık dönemleri arasında görülür.

Sürekli ağlayan bebeklerde kolik olabileceği unutulmamalı

Bebek, günün belirli saatlerinde mi ağlıyor, yoksa ağlama sürekli mi?
Ağlama genellikle günün aynı saatlerinde ve de gene genellikle akşamları görülür ve diğer zamanlarda bebek mutlu görünür . Özellikle ağlamaları gece yarısından sonraki saatlerde olan bebekler, anne – babaları çok yorarlar.

Besleme şekli nedir? Bebek normal büyüyor mu?
Ağlama anne sütüyle beslenen bebeklerde de, süt formülleri ile beslenen bebeklerde de aynı şekilde yaygındır. Kolik/sancılı bir bebek normal kilo alır .

Anne – baba hangi tedavi yaklaşımlarını denediler?
Açlık, ağrı ya da hastalık semptomu olarak ağlama
Laboratuar incelemesine gerek olmadan dikkatle alınan bir hikaye ile ağlamanın sebepleri olarak ciddi hastalıklar güvenle hariç tutulabilirler. 2. Bazı durumlarda ağlamanın sebebini saptamak için 1 – 2 haftalık bir izleme süresi gereklidir.

Bebekte bir akut enfeksiyon mu var?
Ateşi var mı? Bir hastalık gösteren genel durumu varmı? Nefes alma güçlüğü? Rinit, hırıltılı solunum? Bebekte cerrahi tedavi gerektiren bir akut bağırsak bozukluğu var mı? Kusma var mı? Bebekte bağırsak tıkanıklığının sebepleri şunları içerir: ör. pilorik stenosis (gelişme bozukluğu, fışkırır tarzda kusma), bağırsak stenosisi/ atrezi/ volvulus, boğulmuş kasık fıtığı, Hirschsprung hastalığı (kabızlık, karın şişliği).

Bebek aç mı?

Ağlamanın sebebi anne sütünün olmaması ise ek gıdalar duruma yardımcı olacaktır. Sancılı/kolik ağlamada süt vermek durumu düzeltmez.

Bebeğin inek sütüne karşı alerjisi mi var?

Ağlama, dışarıda satılan bebek mamalarına başlamayla mı ilgili? Anne sütüyle hassasiyet gelişmesi nadirdir. Çocuk, bağırsak semptomları gösteriyor mu: kusma, diyare, az kilo alma? Çocukta atopik kızartı var mı? Ailede atopi geçmişi var mı?

Gaz sancısı çeken bebek nasıl sakinleştirilir?

Bebek sancısıyla karşılaştırıldığında, inek sütü alerjisi nadir görülen bir hastalıktır (2%).Bebek, bağırsak ya da deri ile ilgili semptomlar gösteriyorsa inek sütü alerjisinden şüphelenilmelidir. Semptomların başlangıcı ve bebek mamasına başlamayla, atopi ve aile hikayesi arasında pozitif bir ilişki vardır. Bu bebekler 24 saatlik süreçte çok ağlarlar, ağlama normal değildir, yaşa bağlı bir azalır.

  • Bebekte uzaklaşma semptomları var mı?
  • Annenin gebelikte ve süt verirken aldığı ilaçlar
  • Ağlayan Bebeklerde Klinik Muayene
  • Önce akut enfeksiyon bulgularına dikkat edin: ateş (> 38.0 C)
  • kötü genel durum, bebek muayenede hassastır veya
    zayıf nefes alıyordur (zayıf veya hırıltılı nefes sesleri, solunum hızı > 50/da).

Aşırı ağladığı için muayeneye getirilen bir bebek, muayene esnasında genellikle iyi ve mutludur ve bu da ciddi akut hastalıkları elemeyi kolaylaştırır. Çocuğu tartın. Bir önceki kilosuyla karşılaştırın ve kilo alma/hafta hesaplaması yapın (> 150 g/hafta).

Ağlayan bebekte klinik muayene

Unutmatın özellikle; çocuğun nörolojik gelişimine dikkat edin: göz teması, hareketler ve kas tonusu; fontanel muayenesi kalp ve akciğerlerin oskültasyon bulguları, karaciğerin büyüklüğü ve femoral nabız(aortik koarktasyonu?) batın (hassasiyet?) ve kasık (fıtık?), erkek çocukta cinsel organlar, anüs oral mukoza membranlar (pamukçuk?) deri (atopik egzema, pişik?) timpanik membranlar (otitis?) kol ve bacaklar (kırıklar?) bebeğin sarsılmış olma şüphesi varsa, gözlerde fundus muayenesi (retinal hemoraji).

Ağlayan bebekte tedavi

Septisemi, idrar yolu enfeksiyonu veya başka hastalıklar gibi aşağıda belirtilen durumlarda, eğer bebek hastane ortamı dışındaysa derhal tedavi gereklidir, eğer bebeğin
ateşi varsa (> 38. 0 C) genel durumu hasta görünüşlü ise: yemiyor veya az yiyorsa, uykulu ise veya muayeneye hassas ise, hızlı solunumu varsa veya nefes almakta zorluk çekiyorsa kusuyorsa veya diyaresi varsa ya da başka herhangi bir şekilde akut bir hastalık izlenimi veriyorsa.

Yeni doğan bebeklerde en sık karşılaşılan sağlık sorunları nelerdir?

Ağlamalarından dolayı hekime getirilen 3 aydan daha küçük çocukların çoğunun normal olduğu saptanır, ağlamalar normal bebekliğin bir parçasıdır. Anne – babalar aşağıda belirtilenler konusunda bilgilendirilmelidirler çok iyi bakılan bir bebeğin bile bir noktada ağlayacağı ağlamanın çocuğa bir zarar vermeyeceği ve tüm kolik/sancılı bebeklerin normal büyüdükleri ve geliştikleri dimetikon damlalarının ağlayan bebekte bir etkisinin olmayacağı ve sancılı bir bebeği tutmanın ve taşımanın ağlamayı azaltmayacağı.

Eğer inek sütü alerjisinden şüpheleniliyorsa 1–2 haftalık bir diyet denemesi yapılmalıdır. Deneme ya süt veren anne için sütsüz bir diyetten ya da hidrolize bir bebek mamasından oluşur. Bunların ilkinin uygulaması zordur ve ikincisi de pahalıdır, bundan dolayı bu yaklaşımlar sadece dikkatli bir değerlendirmeden sonra ele alınmalı ve kesin tepki elde edilmiyorsa da bırakılmalıdır. Her durumda inek sütü alerjisinin son tanısı inek sütünün tekrar verilmesine dayanacaktır.

Probiyotik takviyeler (Laktobasillus reuteri) açık uçlu bir çalışmada anne sütüyle beslenen kolik bebeklerde günlük ağlama süresini azaltmıştır, halbuki bir önleme çalışmasında ise 3probiyotik ilaveler, bebek sancılanmasını azaltmamıştır. Yorgunluğu önlemek için anne – babaların bebeğin bakımını paylaşmaları önemlidir. Mümkün olan yerlerde akrabalar / arkadaşlar / bebek bakıcıları vs. de kullanılmalıdır.

Bir bebeğin ağlamasını durdurmak için etkin terapötik müdahaleler mevcut değildir, ancak ağlama miktarı, anne – babaların bebeklerinin bakımı için seçtikleri yaklaşımla bağlantılı olmaksızın bebek geliştikçe azalacaktır. “Doğal” yaklaşımda bebek, zamanın çoğunda bakıcısıyla cilt temasındadır ve bebeğin tüm talepleri derhal yerine getirilir.

Kolik nedir, neden olur? Ağlayan bebekleri sakinleştirme yolları

Bu yaklaşım toplam ağlama süresini azaltır, ancak bebeğin yaşamının ilk aylarındaki yoğun ağlama krizlerinin oranını azaltmaz. Diğer yandan 3 ve 10 aylıkken gece uyanmaları daha yaygındır. Bebeği taşımaktan dolayı annenin gerginliği de göz önünde bulundurulmalıdır.

Ritmik yaklaşımda amaç, beslenme ve uyku için düzenli bir ritim kurmaktır ve çocuk uyurken kendi yatağında tutulur. Bu şekilde başlangıçta ortalama olarak daha fazla ağlama ve sızlanma olur, ama daha sonra gece uyanmalarının sayısı azalır, çünkü çocuk iç kontrol ritmini öğrenmiştir . Anne – babaların tüm farklı bakım yaklaşımlarının olumlu ve olumsuz yanları olduğunu bilmeleri ve çocuğun bakımı için tek bir “doğru” yol olmadığını bilmeleri önemlidir. Böylece anne – babalar, bebeği uzun süre kollarında taşısalar da, çocuğu yanlarında yatırsalar da ya da çocuğu zaman zaman ağlamaya bıraksalar da çocuğa bir zarar vermeyeceklerdir.

Anne – babalar diğer başka sakinleştirici yolları deneyebilirler (tutma, sarılma, okşama, bebek masajı ve Bsakinleştirici hareketler, sakinleştirici mırıltı tarzı sesler veya alternatifleri, bebeği yatağına koyarak stimülasyonu azaltma), ancak anne – babalar ya da bebeğe bakan herhangi bir kişi bebeği şiddetle sallamanın yada sarsmanın onun yaşamını tehdit edeceğini bilmelidirler. Ağlama düzenini izlemek için, aileye bir takip düzeni kurulmalıdır (randevu veya telefonla arama).

Yeni semptomlar ortaya çıkarsa veya ağlama, yaşla bağlantılı olarak azalma göstermezse altta yatan bir fiziksel sebep olasılığı tekrar değerlendirilmelidir. Bebeğin sağlığının iyi olduğu hakkında anne – babanın desteğe ve güvenceye ihtiyaçları vardır.
Anne – babaların şüphelerine rağmen sancılı bebekler uyku sorunu yaşamazlar.

İyi bir prognoz ebeveynleri teşvik eder ve kolik aşamayla başa çıkmalarına yardımcı olur. Anneden, bu durumla baş edebiliyormu bilgi alınmalıdır ve gerekirse lohusalık depresyonu müdahalesi yapılmalıdır. Bebekleri çok ağlayan anneler, artan depresyon riski altındadırlar. Yerel çocuk sağlığı kliniklerinde, küçük bebeklerin anne – babaları için, arkadaş destek gurupları olmalıdır.

Kaynaklar: Savino F, Pelle E, Palumeri E, Oggero R, Miniero R. Lactobacillus reuteri (American Type Culture Collection Strain 55730) versus simethicone in the treatment of infantile colic: a prospective randomized study. Pediatrics 2007 Jan;119(1):e124-30. 

Freedman SB, Al-Harthy N, Thull-Freedman J. The crying infant: diagnostic testing and frequency of serious underlying disease. Pediatrics 2009 Mar;123(3):841-8. 

Kukkonen K, Savilahti E, Haahtela T, Poussa T, Tuure T, Kuitunen M. Long-term safety and impact on infection rates of postnatal probiotic and prebiotic (synbiotic) treatment: randomized, double-blind, placebo-controlled trial. Pediatrics 2008 Jul;122(1):8-12.

YAZIYI PAYLAŞ

YORUMUNUZ VAR MI?

guest

0 Yorum
Inline Feedbacks
Tüm yorumları gör
Araç çubuğuna atla