Kanserde hastaların tedaviye yönelik umut taşımalarının en önemli unsurlardan biri olduğunu söylen Lösemili Hastalar Derneği (LÖSEMA) Kurucu Başkanı ve Ankara Onkoloji Eğitim ve Araştırma Hastanesi Hematoloji Klinik Eğitim ve İdari Sorumlusu, Kök Hücre Nakli Merkezi Direktörü Prof. Dr. Fevzi Altuntaş, 11. LÖSEMA Kongresi kapsamında düzenlediği basın toplantısında, hematolojik kanserlerin tedavisi, moralin tedavideki etkisi ve aşılamanın önemine yönelik açıklamalarda bulundu. LÖSEMA olarak hasta ve hasta yakınlarının fiziksel ve maddi ihtiyaçlarını karşılamanın yanı sıra sosyal, psikolojik ve manevi yönden de desteklenmesi için faaliyetler yürüttüklerini açıklayan Prof. Dr. Altuntaş, hastaların katıldığı kongrenin de bu faaliyet kapsamındaki etkinliklerden biri olduğunu belirtti.
Prof. Dr. Altuntaş, dernek olarak on bin gönüllüye ulaştıklarını, maddi ve manevi olarak sundukları hizmetlerin genişlediğini ifade ederek, “Bir STK olarak ekibimizle ve arkadaşlarımızla beraber, sosyal iyilik haline katkı sağlamak istiyoruz. Sosyal iyilik hali, kişiye, eğitimine, sosyal durumuna, ekonomik durumuna, bölgesine göre değişiklik göstermekte. Bu da büyük bir ekip çalışması ve empati yapabilmeyi gerektirmektedir. Ekibimiz sayesinde büyük mesafeler kaydettiğimizi söyleyebilirim” diye konuştu.
Prof. Dr. Fevzi Altuntaş, kanser hastalığının tedavisindeki en önemli unsurlardan birinin umut olduğunun altını çizdiği basın toplantısında, tedavi aşamasında hastaların bu yönünün de desteklenmesi gerektiğini kaydetti. Altuntaş, “Kanser hastasında en önemli tedavi umuttur. Umudu olmayan hiçbir hasta o yolculuğa çıkmaz, o tünele girmez.
Prof. Dr. Fevzi Altuntaş: Kanserde sadece tedavi değil, hastalık yönetimi de çok önemli
O yolculuğa çıkması için hastaya umut vermemiz lazım. Biz de LÖSEMA olarak hastalara umut vermeye ve bu yolda ışık olmaya gayret ediyoruz. Bu ışıkların da sayısını artırmaya çalışıyoruz ki yolumuz aydınlık olsun, o tünel aydınlık olsun, çıkış da nispeten kolay olsun istiyoruz. Burada da önemli mesafeler kaydettiğimizi söyleyebilirim. Yine manevi bakımda ciddi olarak destek vermeye gayret ediyoruz” dedi.
Löseminin sadece çocuklarda görülmediğini, erişkinlerin de yakalanabildiğini hatırlatan Prof. Dr. Fevzi Altuntaş, çocuklarda görülmesi nedeniyle toplumsal farkındalığın yüksek olduğu bu hastalığın yaygın kanının aksine erişkinlerde de görülebildiğini; üstelik erişkinlerde daha sık ve daha ağır seyrettiğini vurguladı.
Prof. Dr. Altuntaş, “Bu nedenle erişkin lösemilerde de farkındalığın artırılması, bilgilendirmenin, bilinçlendirmenin artırılmasına ihtiyaç var. Lösemi için şunu söyleyebiliriz; hakikaten ülkemizde lösemi tedavisi açısından iyi bir noktadayız. Löseminin gerek ilaç tedavisi, gerek kök hücre nakli tedavisi, hücresel tedavileri konusunda özellikle de akıllı ilaçlar konusunda çok iyi bir noktadayız” diye konuştu.
Prof. Dr. Altuntaş: Uğraş terapi merkezleri kanserde yaşam kalitesini yükseltiyor
Kanser tedavisinde gelinen aşamaya değinen Prof. Dr. Fevzi Altuntaş, kanserin detaylı tanısının konulmasına yönelik gelişmeler bulunduğunu, bunun da tedaviye yönelik başarıyı artırabilen unsurlardan biri olduğunu anlattı.
İmmünolojik ve teknolojik gelişmelerle kanserde artık “parmak izi dönemi”nin yaşandığını belirten Altuntaş, şunları söyledi: “Her türlü kanserin parmak izini çıkarabiliyoruz ve buna yönelik tedaviler, buna yönelik takip parametreleri geliştirmekteyiz. Dünya da bu yönde çalışmalara ağırlık veriyor. Parmak izinden kastımız; hastalığın detaylandırılması. İmmünolojik, moleküler, hedefe yönelik ve kişiselleştirilmiş tedavilerin bu parmak izlerine göre verilmesini kastediyoruz. Nasıl her insanın parmak izi farklıysa kanserlerin de özellikleri farklı. Bu farklılıklar gerek tanıda, gerek takipte, gerekse tedavide son derece önemli. Ülkemizde de son dönemde bu yönde çok önemli mesafeler kat ettik ve kat etmeye devam ediyoruz. Hedefe yönelik tedaviler de önümüzdeki süreçte çığır açacak.”
Prof. Dr. Fevzi Altuntaş, salgının devam ettiğini hatırlattığı konuşmasında, hastalara, hasta yakınlarına ve hastanın bakımını üstlenen kişilere mutlaka aşı olmaları gerektiğini söyledi. Kanser hastalarının COVID-19 hastalığına yakalanma riskinin diğer insanlara göre daha fazla olduğuna işaret eden Prof. Dr. Altuntaş, kemoterapi, radyoterapi, hedeflenmiş tedavi veya immün tedavi uygulamaları alan hastaların COVID-19’a yakalanması halinde tedavilerinin daha zor olduğunu anlattı.
Aşı olmanın bu nedenle çok önemli olduğunu vurgulayan Altuntaş, “Hematolojik kanserli bazı hastalar sağlıklı bireylere kıyasla tam bir antikor yanıtı oluşturmasa da aşılar güvenli ve hastalarının çoğunda koruma sağlamaktadır. Hastaların aldığı kanser tedavisi türü, aşı yanıtının anahtarı gibi görünmektedir. Yakın zamanda tedavi görmüş kişilerde aşı yanıt oranları daha düşük olabilmektedir. Bu nedenle en uygun zamana kanser tedavisini üstlenen hekim ile birlikte karar verilmelidir.
Lenfoma, Lenf Kanseri Nedir? Nedenleri, Belirtileri ve Yeni Tedavi Seçenekleri
Aşı genel popülasyonla benzer yan etkilere neden olmaktadır. Hematolojik kanserli hastalar aşı yaptırarak ve önleyici tedbirler almaya devam ederek kendilerini korumaya devam etmelidir. Maske takmalı, sosyal mesafeyi korumalı, kalabalıklardan ve havalandırması yetersiz kapalı alanlardan kaçınmalıdır. Sadece hastalar değil, hasta yakınları ve hastanın bakımıyla ilgilenen kişiler de mutlaka aşı olmalıdır” diye konuştu.
Prof. Dr. Fevzi Altuntaş basın toplantısında hematolojik kanser türlerinden olan Multiple Miyeloma hakkında da bilgi verdi. Tüm kanserlerin yüzde 1’inin, hematolojik kanserlerin ise yüzde 10’unun bu kanser türünde olduğunu belirten Prof. Dr. Altuntaş, yaş ilerledikçe görülme sıklığının da arttığını, en sık 60 yaş üzerinde görüldüğünü kaydetti.
Multiple miyelomalı hastalarda kemik ağrısından kemik kırıklarına kadar geniş yelpazede kemik lezyonlarının görüldüğünü, bu nedenle kemik ile ilgili olumsuzlukların geciktirilmesi veya önlenmesinin hastaların yaşam ve yaşam kalitesi için gerekli olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Altuntaş,“Bu bağlamda hastaların hareketsiz kalmaması, düzenli egzersiz yapması, ancak egzersiz yaparken de travmalardan korunması ve düşmelerin azaltılması gereklidir. Diyetlerinde kalsiyumdan zengin olan süt ve peynir, yoğurt gibi süt ürünlerini yeterince tüketmeleri ve günde 3 litre civarı su veya sulu gıda tüketmesi önemlidir.
Lenfoma (lenf kanseri) nedir? Nedenleri, belirtileri ve tedavisi
Ayrıca, multiple miyeloma’da enfeksiyonlara yatkınlık da artmıştır. Bu nedenle kişisel hijyen, temizlik ve bakım çok önemlidir. Miyelomalı hastalar, suya ve sabuna daha sık dokunmalıdır” dedi.
Prof. Dr. Fevzi Altuntaş, miyelomalı hastalarda D vitamini eksikliğinin daha sık görüldüğünün altını çizerek, hastaların önemli bir kısmının D vitamini takviyesine ihtiyacı olduğunu, D vitaminden zengin gıdalardan beslenmesi ve güneş ışınlarından faydalanmalarının da tavsiye edildiğini bildirdi. Hastalığın tedavisinde bazı ilerlemelerin bulunduğunu kaydeden Prof. Dr. Altuntaş, yeni kuşak ilaçlar ve otolog kök hücre nakli ile başarı oranlarının artış gösterdiğini bildirdi.
11. LÖSEMA Kongresi kapsamında “Hayatın İçinden Umuda Doğru” başlığı altında yapılan oturuma Medikal Akademi de katıldı. Medikal Akademi Ankara Temsilcisi ve Sağlık Muhabirleri Derneği (SMD) Başkan Yardımcısı Hatice Pala Kaya, oturum kapsamında hastalara yönelik olarak “Kanser Haberlerinde Sağlık Okuryazarlığının Önemi” başlıklı bir sunum yaptı. Hatice Pala Kaya sunumunda, kanser haberlerinin önemi, eleştirel gözle nasıl okunabileceği ve kanser-sağlık haberlerinin medya ve yeni medyada okunurken dikkat edilmesi gerekenler konularına değindi.
YAZIYI PAYLAŞ
YORUMUNUZ VAR MI?