Prof. Dr. Toker Ergüder: Sigara ve Alkol Birlikteliği Gırtlak Kanseri Riskini 40 Kat Arttırıyor!

Yazan Hatice Pala Kaya
17 Ekim 2025   |    29 Ekim 2025    |   Kategori: Kanser, Sigara, Üye Yazıları Print

Tütün ürünlerinin, başta gırtlak (larinks) kanseri olmak üzere baş ve boyun kanserlerinin en önemli nedenlerinden biri olduğunu belirten Prof. Dr. Toker Ergüder, sigara dumanında yer alan nitrozaminler ve polisiklik aromatik hidrokarbonlar gibi kanserojen maddelerin, solunum yoluyla doğrudan gırtlak dokusuna temas ettiğini ve hücre DNA’sında geri dönüşü olmayan mutasyonlara yol açtığını kaydetti.

Genç Birikim Derneği tarafından Muş Alparslan Üniversitesi’nde düzenlenen 12. Uluslararası Onkoloji Günleri kapsamında Medikal Akademi Ankara Temsilcisi Hatice Pala Kaya’ya açıklamalarda bulunan Cumhurbaşkanlığı Sağlık Politikaları Kurulu Üyesi ve Sağlık Bilimleri Üniversitesi Gülhane Tıp Fakültesi, Halk Sağlığı Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Toker Ergüder, sigara kullanımı ile gırtlak kanseri arasındaki güçlü ilişkiye dikkat çekti.

Prof. Dr. Toker Ergüder: Tütün kullanımı tüm kanser ölümlerinin %22’sinden sorumlu

Gırtlak Kanserlerinin Yüzde 90’ı Sigara Kaynaklı

Sigara içen bireylerde gırtlak kanseri riskinin, hiç içmemiş bireylere kıyasla 25 kat daha fazla olduğunu, alkol kullanımı ile birlikte bu riskin 40 kata kadar çıktığını vurgulayan Prof. Dr. Toker Ergüder, “Şu anda dünya genelinde görülen gırtlak kanserlerinin %90’ı doğrudan sigaraya bağlı. Eğer sigarayı tamamen ortadan kaldırabilirsek, gırtlak kanseri vakalarının büyük kısmını da önlemiş oluruz” dedi.

Erken Yaşta Başlanan Sigara Gırtlak Kanseri Riskini Artırıyor

Gırtlak kanserinin erkeklerde yaklaşık %20 oranında görüldüğünü ve bu hastalığın Türkiye’de en çok rastlanan beşinci kanser türü olduğuna işaret eden Prof. Dr. Ergüder, “Türkiye’de en fazla görülen kanser türü akciğer kanseri. Onu gırtlak kanserleri takip ediyor. Bu hastalıklardan korunmak için erken yaşta önlem almak büyük önem taşıyor. Özellikle sigaraya başlama yaşı ne kadar erkense, maruziyet süresi ve dolayısıyla kansere yakalanma riski de o kadar artıyor” bilgisini verdi.

Pasif İçiciler de Risk Altında

Pasif içiciliğin de büyük bir tehdit oluşturduğunu vurgulayan Ergüder, “Kendisi sigara içmeyen bireyler dahi, çevrelerinde sigara içilmesi nedeniyle aynı riskle karşı karşıya kalabiliyor. Başkasının içtiği sigara dumanı, kişinin gırtlağıyla temas ettiğinde DNA hasarına yol açarak kansere neden olabiliyor” şeklinde konuştu.

Kanseri Atlatanlar Mücadeleye Devam Etmeli, Yeni Hastalara Umut Olabilirler

Elektronik Sigaralar da Güvenli Değil

Yeni nesil tütün ürünleri arasında yer alan elektronik sigaralar, ısıtılmış tütün ürünleri, nargile ve benzeri alternatiflerin de aynı ölçüde risk taşıdığının altını çizen Prof. Dr. Ergüder, bu ürünlerde de yüksek oranda kimyasal madde bulunduğunu vurgulayarak, “Sadece geleneksel sigaralar değil, nargile ve elektronik sigaralar da aynı şekilde gırtlak dokusuna zarar veriyor” dedi.

Süre Verilemez, Temas Yeterlidir

Gırtlak kanserinin ne zaman ortaya çıkacağına dair bir öngörüde bulunmanın imkânsız olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Ergüder, “Eğer gırtlak hücreleri kanserojen maddelerle temas ettiyse ve DNA hasarı oluşmaya başladıysa, bu etki bir yıl içinde de ortaya çıkabilir, 5 yıl veya 15 yıl sonra da. Bu tamamen bireysel biyolojik değişkenliklere bağlıdır. O nedenle biz hiç başlamamayı öneriyoruz. Bir yıl içtim bir şey olmadı ya da beş yıl içtim bir şey çıkmadı gibi düşünceler yanıltıcıdır” diye konuştu.

Kanserde Tehlike Kadınlara Yönelmeye Başladı

Türkiye’de sigaraya bağlı hastalıkların uzun yıllar erkeklerde daha yaygın görüldüğünü anlatan Prof. Dr. Ergüder, sözlerini şöyle sürdürdü: “Ülkemizde erkeklerin yaklaşık yarısı sigara içiyor. Bu nedenle uzun yıllardır gırtlak ve akciğer kanserleri erkek hastalıkları olarak görülüyordu. Türkiye, erkeklerde akciğer kanserine bağlı ölümlerde dünya birincisi konumunda. Ancak son yıllarda bu tablonun değişmeye başladığını görüyoruz. Tütün endüstrisinin özellikle kadınlara yönelik pazarlama faaliyetlerini arttırıyor ve bu kadınlarda sigara kullanım oranlarını arttırdı.”

Kadınlara Yönelik Pazarlama Stratejileri Etkili Oldu

2013 yılından itibaren kadınlara yönelik sigara tüketiminin arttığını vurgulayan Ergüder, “Kadınların özgürleşme ve bağımsızlaşma hareketleri, tütün endüstrisi tarafından pazarlama bahanesi olarak kullanıldı. İnce ve slim sigara türleri kadınlara hitap edecek şekilde piyasaya sürüldü. Türkiye’de kadınlar arasında sigara kullanım oranı son 10 yılda %40, 15-24 yaş grubu genç kadınlarda ise %90 oranında arttı. Tarım Bakanlığı ve TAPDK tarafından bu ürünlere ruhsat verilmesiyle birlikte de Türkiye’de sigara türü sayısı 100’den 1000’in üzerine çıktı” dedi.

Prof. Dr. Özden Altundağ: Yeni Nesil İlaçlarla Akciğer Kanseri Tedavisinde Başarı Hızla Artıyor

Kadınlarda Eğitim Arttıkça Sigara Kullanımı da Artıyor

Tütün endüstrisinin toplumsal eğilimleri iyi analiz ettiğini belirten Prof. Dr. Ergüder, “Erkeklerde eğitim ve statü düzeyi arttıkça sigara kullanımı azalır. Ancak kadınlarda bu durum tersidir. Eğitim ve sosyoekonomik düzey arttıkça sigara içme oranı yükselir. Bu durum endüstrinin kadınlara özel kampanyalarla neden daha çok ilgilendiğini açıkça ortaya koyuyor” değerlendirmesinde bulundu.

Riskin Azalması İçin En Az 20 Yıl Gerekli

Sigara kullanan bireylerin, sigarayı bırakmalarının ardından kanser riskinin zamanla azaldığını belirten Prof. Dr. Ergüder, şu açıklamalarda bulundu: “Sigara içen bir kişinin, akciğer ya da gırtlak kanseri olma riskinin hiç sigara içmemiş biriyle aynı düzeye gelmesi için en az 20 yıl boyunca sağlıklı ve sigarasız bir yaşam sürmesi gerekir. Bu süre zarfında vücudun kendini onarma süreci devreye giriyor ancak DNA hasarı oluştuysa bu süreç daha karmaşık hale geliyor. Bu konuda hâlen tüm biyolojik mekanizmaları tam olarak çözebilmiş değiliz.”

DNA Hasarı Geri Dönüşsüz Olabilir

DNA onarımı konusunun bilimsel olarak oldukça karmaşık bir süreç olduğunu ifade eden Prof. Dr. Ergüder, Nobel Ödüllü bilim insanı Prof. Dr. Aziz Sancar’ın da bu mekanizmalar üzerine yaptığı çalışmalarla tanındığını hatırlatarak, “Sigaranın neden olduğu DNA hasarı bazen geri dönüşsüz olabilir. Aziz Sancar da bu konudaki çalışmalarıyla Nobel Ödülü aldı. Bu nedenle riski tamamen ortadan kaldırmak için yalnızca bırakmak değil, erken yaşta hiç başlamamak çok daha kritik bir önlemdir” dedi.

Prof. Dr. Murat Gültekin: HPV Aşısı Her Yaşta Korur, Bulaşmayı Azaltır ve Nüksü Önler

Kadınlarda Kanser Riski Artabilir

Kadınlarda henüz akciğer ve gırtlak kanserlerinin çok yaygınlaşmadığını belirten Prof. Dr. Ergüder, “Şu anda kadınlarda akciğer ve gırtlak kanserleri erkeklere kıyasla düşük seviyelerde seyrediyor. Ancak sigara içme oranları bu şekilde devam ederse ve biz bunu azaltamazsak, önümüzdeki 15-20 yıl içinde belki de daha erken, kadınlarda da bu kanser türlerinde ciddi bir artış, hatta salgın görülebilir” uyarısında bulundu.

Tütün Endüstrisine Karşı Hukuki Süreçler

Türkiye’de sigara firmalarına karşı açılan davalarda yeni gelişmeler yaşandığına da değinen Prof. Dr. Ergüder, Ankara’da bir vatandaşın, sigaraya bağlı olarak yaşamını yitiren babası adına açtığı dava sonucunda, ilgili tütün firmasının tazminata mahkûm edildiğini, birinci derece mahkeme tarafından firma aleyhine verilen tazminatın, Bölge İdare Mahkemesi Başkanlığı tarafından 500 bin TL’ye artırılarak onaylandığını ve kesinleştiğini ifade etti.

Sigaranın Türkiye’ye Yıllık Maliyeti 20 Milyar Dolar

Tütün ürünlerinin bireysel sağlığa verdiği zararların yanı sıra, ülke ekonomisine olan olumsuz etkilerini de değerlendiren Ergüder, Yeşilay tarafından yayımlanan güncel bir rapora atıfta bulunarak, sigaranın Türkiye’ye yıllık maliyetinin 20 milyar doları bulduğunu açıkladı.

Baş ve boyun kanserleri neden olur? Belirtileri ve tedavi yöntemleri

Prof. Dr. Ergüder “Devlet elbette sigaradan vergi geliri elde ediyor ancak bu vergilerle elde edilen gelir, tütün kullanımının yol açtığı hastalıkların tedavisi ve ilaç giderleri karşısında yetersiz kalıyor. Bu maliyet, yalnızca ekonomik bir yük değil, aynı zamanda ciddi bir halk sağlığı sorunu” diye konuştu.

Çok Sektörlü Mücadele Şart

Tütünle mücadelede sadece Sağlık Bakanlığı’nın değil, Maliye, Tarım, Ticaret ve Milli Eğitim gibi birçok bakanlığın koordineli çalışması gerektiğine vurgu yapan Ergüder, Türkiye’de 2019 yılında çıkan düz ve standart paket uygulamasının yalnızca “düz” kısmının hayata geçirildiğini, “standart” uygulamanın ise yönetmelik eksikliği nedeniyle devreye alınamadığını, Türkiye’nin bir an önce bu standart paket uygulaması ile ilgili bir yönetmelik çıkartıp, buna geçmesi gerektiğini kaydetti.

Sert Önlemler ve Fiyat Politikası Gerekli

Türkiye’de sigara fiyatlarının hâlâ çok düşük olduğunu belirten Prof. Dr. Ergüder, Avrupa ülkelerinde bir paket sigaranın 5 litre benzinle eşdeğer fiyata satıldığını, Türkiye’de ise bu oranın çok daha düşük olduğunu dile getirdi. “Sigaraya erişimi zorlaştıracak fiyat politikaları ve denetim mekanizmalarının etkinleştirilmesi, tütün kullanımını azaltmak için şart” dedi.

Gırtlak (larenks) kanseri nedir? Neden olur? Belirtileri ve tedavisi

Toplum Bilinci Artmalı

Bireysel farkındalığın önemine de değinen Prof. Dr. Toker Ergüder, tütün kullanımının yalnızca kişisel bir tercih değil, kamusal bir sağlık sorunu olduğunu ifade ederek, “Tütün endüstrisinin etkisini azaltmak için toplumsal baskı ve kamuoyu desteği şart. Eğitim, yaptırım ve bilinçlendirme kampanyaları bir arada yürütülmeli” ifadelerini kullandı.

YORUMUNUZ VAR MI?

guest

0 Yorum
Inline Feedbacks
Tüm yorumları gör
Araç çubuğuna atla