
Şekerli içeceklerin obezite, diyabet ve kanserin gelişme riskini arttırdığına dair bugüne kadar pek çok araştırma yayımlandı. Ancak Nature Metabolism dergisinde yayımlanan yeni bir araştırma, ilk kez şekerli içecekler ile kanser metastazı arasındaki ilişkiyi kanıtladı. Çalışmanın sonuçlarına göre, gazlı içecekler ve meyve sularında bulunan glukoz–fruktoz karışımı, kolon kanserin yayılmasını hızlandırıyor ve hastalığı seyrini daha ölümcül hale getiriyor.
MD Anderson Kanser Merkezi’nden Dr. Jihye Yun liderliğinde yürütülen çalışmada kolon kanseri hücrelerinin farklı şeker türlerine verdiği yanıtlar karşılaştırıldı. Tek başına glukoz ya da fruktoz belirgin bir etki göstermedi; ancak her ikisinin birleşimi (çoğu içecekte bulunan yüksek fruktozlu mısır şurubu ve sakkarozu taklit eden form) kanser hücrelerini daha hareketli ve istilacı hale getirdi.
Yapay Tatlandırıcı Sukraloz, Kanser Tedavisini ve İmmünoterapinin Etkisini Zayıflatabilir
Elde edilen bulgular, bu şekerli karışımın, kolon kanserinin en sık metastaz yaptığı organ olan karaciğere yayılımı hızlandırdığını gösteriyor. Ekip, sorumlunun sorbitol dehidrogenaz (SORD) adlı enzim olduğunu belirledi. Poliollerin metabolizmasında yer alan bu enzim, glukoz–fruktoz karışımıyla aktive olduğunda hücredeki redoks dengesini değiştiriyor, glikolizi artırıyor ve kolesterol sentezinin temel yolu olan mevalonat yolunu güçlendiriyor. Bu biyokimyasal kestirme, kanser hücrelerini göç ve metastaza adeta hazır hale getiriyor.
Şekerli içeceklerin kanser tedavisi gören hastalar için çok önemli bir risk faktörü olduğunu belirten araştırmanın baş yazarı Dr. Jihye Yun, “Bulgularımız, günlük beslenme şeklinin yalnızca kanser riskini değil, hastalığın seyrini ve tedavi başarısınıda önemli oranda etkilediğini gösteriyor. Daha fazla araştırmaya ihtiyaç olmakla birlikte, şekerli içeceklerin azaltılması, SORD’u hedefleyen tedaviler veya statinlerin yeniden konumlandırılması kolorektal kanserli hastaların tedavi başarısında önemli faydalar sağlayabilir,” diyor
Yun’un ekibi daha önce de şekerli içeceklerin obezite olmadan dahi tümör büyümesini hızlandırabileceğini göstermişti. Yeni sonuçlar, bu kaygıyı erken evreden ileri evre metastaza kadar genişletiyor.
Çalışmanın mekanistik bulguları özellikle dikkat çekici çünkü hâlihazırda kullanılan ilaçlarla kesişiyor. Kolesterol düşürücü olarak yaygın biçimde reçete edilen statinler, SORD’un aktive ettiği aynı yolu hedefliyor. Preklinik modellerde SORD’un engellenmesi, glukoz–fruktoz karışımı mevcut olsa bile metastazı azalttı. Bu durum, statinlerin yeniden konumlandırılması veya doğrudan SORD inhibitörlerinin geliştirilmesinin, ileri evre KRK hastalarında hastalığın ilerlemesini yavaşlatabileceğini düşündürüyor.
Öte yandan, çalışma beslenme önerilerinin önemini de vurguluyor. Pek çok kanser hastasına, beslenmeyi desteklemek amacıyla kalori açısından yoğun takviyeler veya meyve bazlı içecekler öneriliyor. Ancak bunların çoğu yüksek miktarda glukoz ve fruktoz içeriyor. Bulgular, özellikle metastaz riski taşıyan kolon kanseri hastalarında bu tavsiyelerin yeniden gözden geçirilmesi gerektiğini gösteriyor.
Çalışmanın sonuçları, şekerli içecek tüketiminin fazla olduğu bireylerde kolon kanseri nüksü ve mortalitesiyle ilişki gösteren epidemiyolojik kanıtlarla da örtüşüyor. Gelecekteki araştırmaların, şekerli içeceklerin tümör mikroçevresi üzerindeki etkilerini; bağışıklık hücreleri ve bağırsak mikrobiyotasıyla etkileşimlerini incelemesi önemli bilgiler sağlayabilir. Bunlar, metastatik potansiyeli artırabilir ya da azaltabilir. Araştırmanın yazarları hekim ve diyetisyenlerin özellikle kolon kanseri tedavisi gören hastaların beslenme rejimlerini yeniden gözden geçirmesi gerektiğine dair uyarılarda bulunuyorlar.
Kaynaklar ve Referanslar:
1- Sugary Drinks Drive Colorectal Cancer Metastasis via SORD Pathway, Study Finds2- Fructose and glucose from sugary drinks enhance colorectal cancer metastasis via SORDYAZIYI PAYLAŞ
YORUMUNUZ VAR MI?