Kafatasının koruması altında bulunan beyin, kafatasının alt kısmındaki deliklerden, sinirler ve omurilikle dışarıya doğru ilerleyerek, fonksiyonlarını yerine getirmektedir. Kafatası denilince daha çok üst kısım anlaşılmakla birlikte; burun, göz, kulak ve omuriliğe doğru inen bir yapısı da bulunmaktadır. Sinirler, damarlar ve omuriliğin bulunduğu bu bölgede ortaya çıkan rahatsızlıklar, gerek anatomik gerekse bölgesel açıdan karmaşık hastalıklardır. Her yaşta görülebilen kafa tabanı tümörleri, çocukluk çağında kraniofarenjiom, 30-40’lı, bazen de 50’li yaşlarda hipofiz tümörleri, menenjiomlar ve Schwannom şeklinde ortaya çıkmaktadır.
Denge kaybı ve bulanık görme beyin tümörü habercisi olabilir
Genellikle iyi huylu olan kafa tabanı tümörleri, gelişim hızı yavaş olduğu için erken dönemde genellikle belirti vermemektedir. İlerleyen dönemde özellikle yüzde şiddetli ağrı ile ortaya çıkan kafa tabanı tümörleri;
Hissedilen rahatsızlıklar, farklı hastalıklarla karıştırılabilmektedir. Hastalar bu şikayetler ortaya çıktığında ilk olarak göz ya da kulak burun boğaz doktorlarına başvurmaktadır. Kapsamlı bir nörolojik muayenenin ardından Bilgisayarlı Tomografi (BT), beyin tomografisi ve MR gibi radyolojik tetkiklerin ardından teşhis konulabilmektedir.
Kafa tabanı tümörleri arasında özellikle Schwannom’a ait nörofibromatozis adlı hastalıkta genetik geçişin etkili olduğu bilinmektedir. Genellikle beyin, kulak ve çevre sinirlerde gelişim gösteren Schwannom tümörleri bulunan hastalarının ciltlerinde et beni gibi yaygın benler ya da sütlü kahve gibi büyük lekelere sık rastlanmaktadır.
Kafatasının alt kısmında ortaya çıkan tümörler, anatomik olarak zor bir bölgede olduğundan uzman ellerde tedavi edilmesi gerekmektedir. Hastalık beynin kabuğunda olduğunda, kafatası kubbesi kaldırılarak bu kısma ulaşılabilmektedir.
Ancak sorun kafa tabanında olduğunda yukarıdan aşağıya yol kat etmek beyinde istenmeyen etkilere neden olabilir. Teknolojinin ilerlemesiyle endoskopik olarak kafa tabanı tümörlerine; burundan, gözlerin arasından, kulağın içinden, boyun kısmından ve geniz bölgesinden beyne zarar vermeden girilebilmektedir.
Koku alma, görme ve yüz hareketleri gibi sinirlerin cerrahi işlem sırasında hasar görmemesi için ameliyatlarda güvenliği üst seviyeye taşıyan nöromonitörizasyon ve nöronavigasyon gibi ileri teknolojilerden faydalanılmaktadır.
Ameliyatla alınan kafa tabanı tümörleri genellikle iyi huylu olduğundan ek tedaviye fazla ihtiyaç duyulmamaktadır. Ancak kafa tabanının derinliklerinde yer alan bazı oluşumlarda, örneğin ana şahdamarı bölgesinde yer alan tümörlerde Gamma knife, cyber knife ve LINAC tedavisi uygulanabilmektedir.
YAZIYI PAYLAŞ
YORUMUNUZ VAR MI?