
Türkiye’de sezaryen oranlarında uzun süredir görülmeyen bir düşüş yaşandığını belirten Sağlık Bakanı Prof. Dr. Kemal Memişoğlu, toplam sezaryen oranının yüzde 62,8’den yüzde 59,9’a gerilediğini, primer sezaryen oranında ise yüzde 6,8’lik bir azalma sağlandığını açıkladı. ‘Normal Doğum Eylem Planı’ kapsamında elde edilen bu düşüşü değerlendiren Bakan Memişoğlu, “Uzun yıllardır ilk kez sezaryen oranlarında düşüş eğilimi göstermiş olmamız bizim için son derece mutluluk verici. Bu veriler doğru yolda olduğumuzu gösteriyor. Ancak biz bununla yetinemeyiz. Biz, hem tıbben zorunlu olmayan sezaryen oranlarını düşürmek hem de her annenin doğum sürecine güvenle, bilgiyle ve destekle hazırlanabildiği sağlıklı bir sistemi kalıcı hâle getirmek istiyoruz” dedi.
Sağlık Bakanlığı tarafından yürütülen ‘Normal Doğum Eylem Planı’ Değerlendirme Toplantısı, 23 Temmuz 2025 Çarşamba günü Ankara Bilkent Yerleşkesi’nde gerçekleştirildi. Toplantının açılış konuşmasını yapan Sağlık Bakanı Prof. Dr. Kemal Memişoğlu, şunları söyledi: “40 hafta önce, tıpkı anne karnındaki o mucizevi süreç gibi bir yolculuğa çıktık. Bu yolculuk, doğumu ve anneyi, bebeği ve sağlığı merkeze alarak toplumsal bir dönüşümün kapısını araladı. ‘Doğal Olan Normal Doğum’ mottosu ile çıktığımız bu yolda, hep birlikte ortaya koyduğumuz emeğin sonuçlarını görmekteyiz.”
Prof. Dr. Fevzi Altuntaş: Kök hücre naklinden sonra hijyen ve beslenme kritik öneme sahip
Türkiye’de sezaryen oranlarının Dünya Sağlık Örgütü’nün önerdiği sınırların çok üzerinde olduğuna dikkati çeken Bakan Memişoğlu, “Sezaryenin tıbbi bir gereklilik dışında tercih edilmesi hem anne hem bebek sağlığı üzerinde bazı riskler oluşturmakta hem de doğurganlık kapasitemizi sınırlamaktadır. Bu durumun uzun vadede toplum sağlığı ve demografik yapımızın üzerinde olumsuz etkileri olabileceğini unutmamak gerekir. İşte bu nedenle normal doğumun yaygınlaştırılması Sağlık Bakanlığı olarak sadece bir önceliğimiz değil, aynı zamanda milletimizin geleceğine duyduğumuz sorumluluğun bir gereğidir” diye konuştu.
Tıbbi zorunluluk bulunmadığı hâlde yapılan sezaryen doğumların hem anne hem de bebek sağlığı açısından bazı riskleri beraberinde getirdiğine işaret eden Memişoğlu, “Zorunlu olmadığı hâlde yapılan her sezaryen sadece bir cerrahi işlem değil, aynı zamanda kadının doğum deneyimine ve sonraki gebeliklerine dokunan ciddi bir müdahaledir. İşte biz tam bu yüzden, tıbben gereksiz olan sezaryenlerin önüne geçmek için bu yola çıktık. Biz bu bilinçle hareket ettik ve toplam sezaryen oranlarında yüzde 62,8’den yüzde 59,9’a kadar düşüş sağladık. Primer sezaryen oranında ise 2,7 puan ve yüzde 6,8’lik azalma sağladık” bilgisini verdi.
Ebelik hizmetlerini güçlendirmek amacıyla önemli adımlar attıklarını vurgulayan Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu, Ebelik Yönetmeliği’nin yayımlandığını, ebelerin görev ve yetkilerinin genişletildiğini, ayrıca doğumhane teşvik ödemelerinin başlatıldığını kaydetti.
Türkiye genelindeki kamu hastanelerinde 407 ebe polikliniği kurulduğunu, rehber ebe ve sorumlu ebe modellerinin hayata geçirildiğini dile getiren Memişoğlu, şunları söyledi:
‘Her Gebeye Ebe’ projemizle bu süreci sistematik hâle getirdik. Her anne adayına, bu özel yolculukta kendisine eşlik eden bir ebenin rehberliğini sunduk. Bu kapsamda, kamu hastanelerimizde son 8 ayda yaklaşık 60 bine yakın gebemiz bu hizmetten faydalandı. Özellikle ilk gebeliğini yaşayan annelerimizin bedenlerinde ve hormonlarında önemli değişimlerin yaşandığı, neyle karşılaşacaklarını merak ettikleri bu ilk deneyim süreci olan son 3 ayda bir ebeyle birebir eşleşmelerini çok önemsiyoruz.
Prof. Dr. Serdar Kula: Pulmoner Hipertansiyonla mücadelede en büyük güç, farkındalık
Bu nedenle, ilk kez anne olacak gebelerimizi gebelik sürecini birlikte planlamak ve kendilerine rehberlik edecek ebesiyle tanışmak üzere, İlçe Sağlık Müdürlüklerimize ve Sağlıklı Hayat Merkezlerimize davet ediyoruz. Ve bu hizmetimiz tamamen ücretsiz, gönüllülük esasındadır. Gebeliğin son 3 ayında aktif olarak yürüttüğümüz modelle; pilates, nefes egzersizleri, gevşeme teknikleri, doğum pozisyonları ve masaj uygulamaları gibi birçok yöntem gebelerimizi sürece hazırlamaktadır. Doğum ve doğum sonrası süreçte de ebelerimiz rehberliğine devam ediyor.”
Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu, anne adaylarına yönelik dijital sağlık çözümlerinin de yaygınlaştırıldığını belirterek, “Annelik Yolculuğu” mobil uygulamamızla bugüne kadar 500 bin anne adayımıza rehberlik ettik” dedi. Memişoğlu, doğum sürecini daha konforlu hale getirmek amacıyla “Anne Dostu Hastane” sayısının 132’den 184’e yükseltildiğini, bu hastanelerde doğumların tek kişilik ve konforlu odalarda gerçekleştirildiğini ifade ederek, “Doğum sonrası ten tene temas ve emzirme gecikmeden başlatılıyor. İnşallah anne dostu hastanelerimizin sayısını daha da artıracağız. Yine bu süreçte; gebe okullarımızın sayısını bin 450’ye çıkardık. İletişim çalışmalarımızla milyonlara ulaştık” diye konuştu. 
Sağlığın Geliştirilmesi Genel Müdürü Doç. Dr. Muhammed Atak ise yaptığı konuşmada, Normal Doğum Eylem Planı’nın sahadaki etkilerini ölçmek ve sürecin etkililiğini değerlendirmek amacıyla geniş kapsamlı bir etki analizinin tamamlandığını açıkladı. Uluslararası sertifikalı değerlendirici bir ekiple yürütülen bu çalışmanın sonuçlarının detaylı bir raporla ortaya konduğunu belirten Atak, “Bu analizle elde ettiğimiz bulgular, yalnızca rakamsal başarıyı değil, bu başarının arkasındaki etkenleri ve bundan sonraki odaklanmamız gereken alanları da net bir şekilde ortaya koydu” dedi.
Etki analizinin kapsamına dair bilgi veren Doç. Dr. Atak, 1000’in üzerinde kadın doğum uzmanı, ebe ve henüz doğum yapmış anne ile birebir görüşmeler yapıldığını ayrıca dört farklı hedef grupla da odak grup görüşmeleri gerçekleştirildiğini ifade etti. Görüşmeler sonucunda sahada doğrudan rol alan sağlık çalışanlarının, annelerin ve yöneticilerin deneyimlerinin planın başarısına ve geleceğine ışık tuttuğu vurgulandı.
Doç. Dr. Atak, etki analizine ilişkin önemli veriler paylaşarak, “Hekimlerin %81’i ve ebelerin %87’si bu eylem planını gerekli bulurken, hekimlerin %74’ü, ebelerin ise %86’sı planın sahada etkili olduğunu düşünüyor. Alınan önlemleri yeterli bulan hekim oranı %59,4; ebe oranı ise %64,6’dır” bilgisini verdi. Doç. Dr. Atak, bu rakamların sahadaki katkıları güçlendirmek için kritik geri bildirimler sunduğunu vurguladı. Yeni dönemde sürecin daha güçlü destek mekanizmalarıyla yürütülmesi hedefleniyor.
Etki analizinde, normal doğuma ilişkin sahadaki temel engeller de değerlendirildi. Hekimlerin en çok dile getirdiği sorunların başında malpraktis riski ve hukuki kaygılar yer alıyor. Bunun yanı sıra hasta veya yakınlarının sezaryen talebi, doğum sonrası komplikasyon korkusu ve ebe-hemşire sayısındaki yetersizlik de öne çıkan diğer engeller arasında. Doç. Dr. Atak, bu sorunların yeni dönemde sistematik olarak ele alınacağını belirterek, “Bu alanlar bizim için artık sadece tespit değil, öncelikli mücadele alanlarımızdır” dedi.
Odak grup görüşmeleri ve analiz verileri doğrultusunda, sezaryen oranlarının düşmesinde etkili olan uygulamalar da ortaya kondu. Veriye dayalı yönetim yaklaşımı, aktif çalışan komisyonlar ve ebelerin yetkilendirilerek sürece daha fazla katılması, sahada pozitif etki yaratan başlıca unsurlar oldu. Ayrıca birebir yürütülen gebe eğitimlerinin, annelerin normal doğumu tercih etme oranını kayda değer düzeyde artırdığı belirtildi.
Eylem planının etkisinin her alanda aynı seviyede görülmediğini ifade eden Atak, özellikle özel hastanelerde sezaryen oranlarının yüksekliği konusuna dikkat çekti. Bilgilendirme çalışmalarının artırılmasının önümüzdeki dönemin odak başlıkları arasında yer aldığını bildiren Doç. Dr. Muhammed Atak, “Normal doğum, yalnızca klinik bir süreç değildir aynı zamanda hukuki, eğitsel, yapısal ve kültürel bir gelişim alanıdır” dedi.
Çalıştayda paylaşılan ön bulgular ve sahadan gelen katkılar ışığında, ‘Normal Doğum Eylem Planı’nın yeni fazı için daha güçlü ve hedef odaklı bir strateji oluşturulması hedefleniyor. Atak, bu sürecin ortak akıl ve istişare ile ilerleyeceğini ve sahada çalışan tüm paydaşların katkısının büyük önem taşıdığını vurguladı.
YAZIYI PAYLAŞ
YORUMUNUZ VAR MI?